Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | incompatible adj. | uyumsuz | ||
The use of noise standards to calculate the noise charges is wholly incompatible with this directive's approach. Gürültü ücretlerinin hesaplanmasında gürültü standartlarının kullanılması bu direktifin yaklaşımıyla tamamen uyumsuzdur. More Sentences |
||||
Common Usage | incompatible adj. | bağdaşmayan | ||
That, as has already been said, is absolutely incompatible with democracy. Bu, daha önce de söylendiği gibi, demokrasiyle kesinlikle bağdaşmaz. More Sentences |
||||
General | ||||
General | incompatible adj. | bağdaşmayan | ||
In my view, this is incompatible with a preventive and sustainable security policy. Bana göre bu, önleyici ve sürdürülebilir bir güvenlik politikası ile bağdaşmamaktadır. More Sentences |
||||
General | incompatible adj. | uyumsuz | ||
The market and safety issues are however clearly incompatible. Ancak piyasa ve güvenlik konuları açıkça birbiriyle uyumsuzdur. More Sentences |
||||
Telecom | ||||
Telecom | incompatible adj. | bağdaşmayan | ||
This punishment is incompatible with the conventions and covenants signed by Nigeria. Bu ceza Nijerya tarafından imzalanan sözleşme ve antlaşmalarla bağdaşmamaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | incompatible adj. | bağdaşmaz | ||
General | incompatible adj. | uyuşmaz | ||
General | incompatible adj. | çelişkili | ||
General | incompatible adj. | birbirine uymayan | ||
General | incompatible adj. | imtizaçsız | ||
General | incompatible adj. | farklı | ||
General | incompatible adj. | birbirine zıt | ||
General | incompatible adj. | çelişken | ||
General | incompatible adj. | geçimsiz | ||
General | incompatible adj. | uyuşmayan | ||
General | incompatible adj. | mütenakız | ||
General | incompatible adj. | tek bireye ait olamayan | ||
General | incompatible adj. | müsamahasız | ||
General | incompatible adj. | hoşgörüsüz | ||
General | incompatible adj. | (ilaç) kullanıma uygun olmayan | ||
General | incompatible adj. | (kan, serum) hasta özellikleri nedeniyle nakle uygun olmayan | ||
General | incompatible adj. | (katı, solüsyon) sabit ve homojen şekilde karıştırılamayan | ||
Law | ||||
Law | incompatible adj. | aykırı | ||
Law | incompatible adj. | uygun olmayan | ||
Telecom | ||||
Telecom | incompatible adj. | uyuşmayan |