Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | içinde yüzmek | swim in v. | ||
Tom watched the tadpoles swimming in the jar that he'd put them in. Tom kurbağa yavrularını koyduğu kavanozun içinde yüzerken izledi. More Sentences |
||||
General | içinde yüzmek | be surrounded by v. | ||
General | içinde yüzmek | wallow in v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | içinde yüzmek | be knee-deep in v. | ||
Idioms | içinde yüzmek | be rolling v. |