halsizlik - Turc Anglais Dictionnaire

halsizlik

Sens de "halsizlik" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 30 résultat(s)

Turc Anglais
General
halsizlik lassitude n.
The lassitude caused by the heat made it difficult to focus.
Sıcağın neden olduğu halsizlik odaklanmayı zorlaştırıyordu.

More Sentences
Medical
halsizlik malaise n.
Do you think your feeling of malaise is related to your job?
Halsizlik hissinizin işinizle ilgili olduğunu düşünüyor musunuz?

More Sentences
Common Usage
halsizlik weakness n.
General
halsizlik exhaustion n.
halsizlik infirmity n.
halsizlik sinking n.
halsizlik weakness n.
halsizlik debility n.
halsizlik defatigation n.
halsizlik languor n.
halsizlik prostration n.
halsizlik weariness n.
halsizlik listlessness n.
halsizlik lackadaisy n.
halsizlik languishment n.
halsizlik languishness n.
halsizlik languor n.
halsizlik unsadness n.
halsizlik wilt n.
halsizlik delassation n.
halsizlik oppression n.
halsizlik infirmness n.
halsizlik fatigation n.
halsizlik flagginess n.
halsizlik segnitude n.
Medical
halsizlik acedia n.
halsizlik asthenia n.
Pathology
halsizlik astheny n.
halsizlik depression n.
Archaic
halsizlik dowfness [scotland] n.

Sens de "halsizlik" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 15 résultat(s)

Turc Anglais
General
güneşe fazla maruz kalmaktan kaynaklanan hastalık ve halsizlik hissi touch of the sun n.
güneşe fazla maruz kalmaktan kaynaklanan ani bayılma ya da halsizlik sunstroke n.
artan halsizlik fainting n.
halsizlik sebebi fatigue n.
yetersiz beslenmede kaynaklı halsizlik poverty n.
Medical
nefes darlığı ve halsizlik şikayeti complaining of shortness of breath and fatigue n.
Pathology
güneşe veya aşırı sıcağa maruz kalma nedeniyle ortaya çıkan halsizlik thermic fever n.
güneşe veya aşırı sıcağa maruz kalma nedeniyle ortaya çıkan halsizlik insolation n.
güneşe veya aşırı sıcağa maruz kalma nedeniyle ortaya çıkan halsizlik siriasis n.
tifonun halsizlik semptomlarına benzeyen özellikler taşıyan hastalık typhoid state n.
gıda ve hijyen yetersizliği nedeniyle çocuklarda meydana gelen halsizlik athrepsia n.
atlarda belirli aralıklarla gelen ateş, depresyon, halsizlik, ödem ve kansızlık şeklinde ortaya çıkan bir hastalık malarial fever n.
yorgunluk, halsizlik ve stres ile karakterize bir hastalık myalgic encephalomyelitis n.
bazen viral bir hastalıktan sonra ortaya çıkan kas ağrısı, aşırı yorgunluk ve halsizlik ile karakterize bir hastalık myalgic encephalopathy n.
süt ürünleri tüketimi sonucu gelişen halsizlik ve kusma ile karakterize bir akut hastalık slows n.