Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Allemand - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
healing by first intention
debris cone
goodness of fit
uyurken gezmek
transportation dolly
gücüyle
Historique
Phrases
Sens de
"gücüyle"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
gücüyle
by dint of
adv.
Sens de
"gücüyle"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 189 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
var gücüyle sırtlamak
manhandle
v.
They had to
manhandle
the large furniture up the stairs.
Büyük mobilyaları merdivenlerden yukarı
var güçleriyle sırtlamak
zorunda kaldılar.
More Sentences
2
General
uzak doğu’da insan gücüyle çekilen iki tekerlekli küçük faytonun motorlu versiyonu
auto-rickshaw
n.
3
General
kendi kas gücüyle uçmaya çalışan kimse
birdman
n.
4
General
irade gücüyle başkalarını etkileyen kimse
willer
n.
5
General
hayal gücüyle bir araya getirme
connection
n.
6
General
zihin gücüyle ateş yakabilme yeteneği
pyrokinesis
n.
7
General
rüzgar gücüyle harekete dayalı bir tür paraşütçülük aktivitesi
power kiting
n.
8
General
zihin gücüyle ışığı manipüle etme
photokinesis
n.
9
General
parmak gücüyle birbirine geçebilen bir tür perçin
snaphead
n.
10
General
var gücüyle taşımak
manhandle
v.
11
General
var gücüyle çalışmak
pull out all the stops
v.
12
General
var gücüyle çekmek
manhandle
v.
13
General
var gücüyle götürmek
manhandle
v.
14
General
var gücüyle hareket ettirmek
manhandle
v.
15
General
irade gücüyle bedensel bir zorluğu yenmek
mind over matter
v.
16
General
var gücüyle çabalamak
do one's diligence
v.
17
General
cesaret ve hayal gücüyle yapmak
pull
v.
18
General
boğa gücüyle hareket etmek
bull
v.
19
General
kas gücüyle taşınmak
muscle
v.
20
General
kas gücüyle hareket etmek
muscle
v.
21
General
kas gücüyle donatmak
muscle
v.
22
General
akıl gücüyle oluşturmak
churn
v.
23
General
(birini) kas gücüyle mağlup etmek
outmuscle
v.
24
General
çekiş gücüyle ilgili
tractional
adj.
25
General
doğanın gücüyle ilgili
elemental
adj.
26
General
eskiden büyüme ve beslenmeyi kontrol ettiği düşünülen bir yaşam gücüyle ilgili
bathmic
adj.
27
General
hayal gücüyle ilgili
imaginal
adj.
28
General
hayal gücüyle ilgili
imaginational
adj.
29
General
gücüyle, sayısıyla ezici olan
inundant
adj.
30
General
tüm gücüyle olan
beardown
adj.
31
General
tüm gücüyle
amain
adv.
32
General
var gücüyle
by main force
adv.
33
General
var gücüyle
amain
adv.
34
General
tüm gücüyle
in force
adv.
35
General
bütün gücüyle
in force
adv.
36
General
olanca gücüyle
hammer and tongs
adv.
37
General
var/olanca gücüyle
all out
adv.
38
General
kendi gücüyle
on one's own account
adv.
Phrasals
39
Phrasals
tüm gücüyle vurmak
strike out
v.
40
Phrasals
tüm gücüyle/canla başla koyulmak/başlamak
buckle down
v.
41
Phrasals
var gücüyle girişmek/koyulmak
buckle down
v.
42
Phrasals
tüm gücüyle çekmek
tug away (at something)
v.
43
Phrasals
tüm gücüyle itmek/bastırmak
punch down
v.
44
Phrasals
bir şeyi birinden bilek gücüyle almak
wrestle something from someone
v.
45
Phrasals
(birine veya bir şeye) tüm gücüyle vurmak
whale away at (someone or something)
v.
46
Phrasals
(birine veya bir şeye) tüm gücüyle vurmak
whale into (someone or something)
v.
47
Phrasals
(birine veya bir şeye) tüm gücüyle vurmak
whale on (someone or something)
v.
48
Phrasals
düşünce gücüyle uzaklaştırmak
wish away
v.
49
Phrasals
(birine) var gücüyle saldırmak
go at (someone)
v.
50
Phrasals
tüm gücüyle çekmek
tug away
v.
51
Phrasals
(birini/bir şeyi) tüm gücüyle çekmek
tug away at (someone or something)
v.
52
Phrasals
'-den bilek gücüyle almak
wrestle from
v.
Phrases
53
Phrases
var gücüyle
with all one's strength
adv.
54
Phrases
yalnızca irade gücüyle
by sheer force of will
expr.
Colloquial
55
Colloquial
kol gücüyle yapılan iş
elbow grease
n.
56
Colloquial
bütün gücüyle vurmak
smite hip and thigh
v.
57
Colloquial
tümü gücüyle saldırmak
smite hip and thigh
v.
58
Colloquial
(bir şeyi) yapmak için tüm gücüyle çabalamak
be all for something/for doing something
v.
59
Colloquial
(bir şeyi) tüm gücüyle yapmak
let (something) rip
v.
60
Colloquial
tüm gücüyle yapmak
let her rip
v.
61
Colloquial
tüm gücüyle yapmak
let it rip
v.
62
Colloquial
tüm gücüyle bastırmak/mücadele etmek
pour it on
v.
63
Colloquial
tüm gücüyle/her şeyiyle mücadele etmek
slug it out [uk]
v.
64
Colloquial
tüm gücüyle/her şeyiyle savaşmak
slug it out [uk]
v.
65
Colloquial
tüm gücüyle/her şeyiyle mücadele etmek
slog it out [uk]
v.
66
Colloquial
tüm gücüyle/her şeyiyle savaşmak
slog it out [uk]
v.
67
Colloquial
var gücüyle çabalamak
go at it
v.
68
Colloquial
tüm gücüyle
back and edge
adv.
69
Colloquial
var gücüyle
balls to the wall
adv.
70
Colloquial
tüm gücüyle
balls to the wall
adv.
71
Colloquial
bütün gücüyle
all out
expr.
72
Colloquial
bütün gücüyle
like blue murder
expr.
73
Colloquial
bütün gücüyle
flat out
expr.
74
Colloquial
olanca gücüyle
with all his power
expr.
75
Colloquial
var gücüyle
with all his power
expr.
76
Colloquial
tüm gücüyle
eyeballs out
expr.
77
Colloquial
var gücüyle
balls-out
expr.
78
Colloquial
tüm gücüyle
(one's) guts out
expr.
79
Colloquial
var gücüyle/kuvvetiyle
(one's) guts out
expr.
80
Colloquial
tüm gücüyle, çok yoğun bir şekilde
(one's) heart out
expr.
Idioms
81
Idioms
bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla kazanılan para/yapılan iş
an honest buck
n.
82
Idioms
tüm gücüyle/canla başla çalışmak/uğraşmak
beat (one's) brains out
v.
83
Idioms
tüm gücüyle/canla başla çalışmak/uğraşmak
beat someone's brains out
v.
84
Idioms
var/olanca gücüyle uğraşmak
bend over backwards
v.
85
Idioms
tüm gücüyle/canla başla çalışmak
beat (one's) brains out
v.
86
Idioms
tüm gücüyle/canla başla çalışmak
beat someone’s brains out
v.
87
Idioms
bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla para kazanmak
earn an honest buck
v.
88
Idioms
bileğinin gücüyle/bileğinin hakkıyla para kazanmak
make an honest buck
v.
89
Idioms
tüm/olanca/var gücüyle yapmaya/yapmamaya çalışmak
be all (one) could do (not) to (do something)
v.
90
Idioms
tüm/olanca/var gücüyle yapmaya/yapmamaya çalışmak
be all somebody can/could do (not) to do something
v.
91
Idioms
birine tüm gücüyle vurmak
knock the living daylights of
v.
92
Idioms
tüm gücüyle çalışmak
break one's neck
v.
93
Idioms
tüm gücüyle sarılmak
put one's best foot forward
v.
94
Idioms
tüm gücüyle çalışmak
break one's back
v.
95
Idioms
var gücüyle çabalamak
go at it hammer and tongs
v.
96
Idioms
var gücüyle çabalamak
be at it hammer and tongs
v.
97
Idioms
var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw one's weight behind something
v.
98
Idioms
var güçle/gücüyle arka çıkmak
put one's weight behind something
v.
99
Idioms
tüm gücüyle çalışmak
work on all cylinders
v.
100
Idioms
beyzbolda kale kapabilecek süreye sahip olabilmek için topa tüm gücüyle vurmak
swing for the fences
v.
101
Idioms
tüm gücüyle dövüşmek
fight like a lion
v.
102
Idioms
tüm gücüyle dövüşmek/savaşmak
fight like hell
v.
103
Idioms
var gücüyle çalışmak
wear (one's) fingers to the bone
v.
104
Idioms
var gücüyle çalışmak/uğraşmak
do (one's) damndest
v.
105
Idioms
(bir işi) var gücüyle yapmak
put (one's) backbone into (something)
v.
106
Idioms
kol gücüyle temizlemek
use (a little) (bit of) elbow grease
v.
107
Idioms
bileğinin gücüyle/hakkıyla para kazanmak
earn an honest penny
v.
108
Idioms
bileğinin gücüyle/hakkıyla para kazanmak
earn (or turn) an honest penny
v.
109
Idioms
tüm gücüyle/canla başla çalışmak
beat brains out
v.
110
Idioms
bir şeyi tüm gücüyle yapmak
do something for all you are worth
v.
111
Idioms
(birine) var gücüyle saldırmak
go at (one) hammer and tongs
v.
112
Idioms
tüm/var gücüyle saldırmak
go for the throat
v.
113
Idioms
var gücüyle çalışmak
pull all the stops out
v.
114
Idioms
(birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak
put (one's) weight behind (someone or something)
v.
115
Idioms
tüm gücüyle sarılmak
put best foot forward
v.
116
Idioms
var güçle/gücüyle arka çıkmak
put/throw your weight behind something
v.
117
Idioms
var gücüyle koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one)
v.
118
Idioms
tüm gücüyle uğraşmak/çabalamak
strain every nerve and muscle
v.
119
Idioms
(birine/bir şeye) var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw (one's) weight behind (someone or something)
v.
120
Idioms
birine var güçle/gücüyle arka çıkmak
throw your weight behind someone
v.
121
Idioms
olanca/var gücüyle hızlı
as fast as your legs can carry you
adv.
122
Idioms
var gücüyle
tooth and nail
adv.
123
Idioms
var gücüyle
as fast as (one's) legs can carry (one)
adv.
124
Idioms
var gücüyle
as fast as (one's) legs can carry (one)
adv.
125
Idioms
var gücüyle
flat chat
adv.
126
Idioms
olanca/var gücüyle
as if (one's) life depends on it
expr.
127
Idioms
kas gücüyle (ite-kaka)
by main strength and awkwardness
expr.
128
Idioms
kas gücüyle
by brute strength
expr.
129
Idioms
tüm gücüyle
full steam ahead
expr.
130
Idioms
var gücüyle
with both barrels
expr.
131
Idioms
var gücüyle
with might and main
expr.
132
Idioms
var gücüyle
in there pitching
expr.
133
Idioms
tüm gücüyle
firing/working on all cylinders
expr.
134
Idioms
tüm gücüyle/enerjisiyle
in overdrive
expr.
135
Idioms
tüm gücüyle
like a demon
expr.
136
Idioms
kendi gücüyle
on own account
expr.
137
Idioms
var gücüyle
to (or at) the top of one's bent
expr.
138
Idioms
tüm gücüyle
with all (one's) might
expr.
Law
139
Law
mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir
bench warrant
n.
140
Law
mahkemece yapılan çağrıya uymayanların kolluk gücüyle mahkemeye gelmesini sağlamak için verilen yazılı emir
arrest warrant
n.
141
Law
yabancı uyruklu birinin bir ülke veya devletten kanun gücüyle çıkarılması
deportation
n.
Technical
142
Technical
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
four-wheel bike
n.
143
Technical
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
4-wheel bike
n.
144
Technical
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
quadracycle
n.
145
Technical
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
quadrocycle
n.
146
Technical
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
quadcycle
n.
147
Technical
insan gücüyle çalışan dört tekerlekli taşıt
four wheel bicycle
n.
148
Technical
insan gücüyle çalışan araç
human-powered vehicle
n.
149
Technical
kendi gücüyle start alma
self-sufficient power start
n.
150
Technical
su gücüyle üretilen elektrik
hydroplant
n.
151
Technical
su gücüyle üretilen elektrik
hydroelectricity
n.
152
Technical
zihin gücüyle soğukluğu kontrol etme yeteneği
cryokinesis
n.
153
Technical
elektrik gücüyle görüntüleri iletmeye yarayan alet
electrography
n.
154
Technical
köpek gücüyle çalışan makine
dog power
n.
155
Technical
ek motor gücüyle dik dalış yapmak
power-dive
v.
156
Technical
kendi öz gücüyle hareket eden
locomobile
adj.
157
Technical
su gücüyle çalışan
hydraulic
adj.
158
Technical
patlayıcı gücüyle ilgili
brisant
adj.
159
Technical
elektrik gücüyle
electrically
adv.
Electric
160
Electric
elektrik gücüyle
electrically
adv.
Mechanic
161
Mechanic
bir mekanizmayı çalıştırmak için rüzgar gücüyle döndürülen çark
wind wheel
n.
162
Mechanic
rüzgar gücüyle çalışan çarkı olan motor
wind wheel
n.
Transportation
163
Transportation
buhar/benzin gücüyle veya atla taşınan kütük kızağı
trailer
n.
164
Transportation
insan gücüyle yapılan ulaşım
active transportation
n.
Aeronautic
165
Aeronautic
yalnızca pilot gücüyle hareket eden bir uçak
aviette
n.
Marine
166
Marine
bütün gücüyle çekmek
rouse
v.
Medical
167
Medical
çekme gücüyle yaratılan gerginlik
traction
n.
168
Medical
insan gücüyle çalıştırılan emme ekipmanı
manually powered suction equipment
n.
Anatomy
169
Anatomy
kasın kasılma gücüyle yaptığı iş
muscular work
n.
Biology
170
Biology
tüm organizmanın yürüyerek, koşarak, zıplayarak, emekleyerek, yüzerek veya uçarak konumunu kendi gücüyle değiştirdiği hareket
locomotion
n.
Agriculture
171
Agriculture
işçinin göğüs gücüyle kullandığı saban
breastplough
n.
172
Agriculture
işçinin göğüs gücüyle kullandığı bir saban
breastplow
n.
Religious
173
Religious
yeni ve kutsal amaçlarla yönelebilmesi için tanrı'nın gücüyle değişmiş kalp veya karakter
new heart
n.
Hunting
174
Hunting
geri tepme gücüyle çalışan yarım veya tam otomatik silah
recoil operated
n.
Sport
175
Sport
(topa) tüm gücüyle vurmak
kill
v.
Baseball
176
Baseball
atıcının tüm gücüyle yaptığı atış
fastball
n.
177
Baseball
tüm gücüyle atış yapan atıcı
fastballer
n.
178
Baseball
kale kapabilecek süreye sahip olabilmek için topa tüm gücüyle vurmak
swing for the bleachers
v.
Cinema
179
Cinema
filmler için insan gücüyle üretilen ses efektlerine ait veya ilişkin
foley
adj.
Slang
180
Slang
birinin tüm gücüyle attığı yumruk/vurduğu darbe
sunday punch
n.
181
Slang
olabildiğince/var gücüyle çalışmak
bust (one's) hump
v.
182
Slang
tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust (one's) butt
v.
183
Slang
tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust (one's) hump
v.
184
Slang
tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust (one's) nuts
v.
185
Slang
tüm gücüyle/canla başla/var gücüyle çalışmak/çabalamak
bust a nut
v.
186
Slang
tüm gücüyle yapılan
balls-to-the-wall
expr.
187
Slang
var gücüyle yapılan
balls-to-the-wall
expr.
188
Slang
tüm gücüyle
(one's) ass off
expr.
189
Slang
var gücüyle/kuvvetiyle
(one's) ass off
expr.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of gücüyle
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy