gloss- - Turc Anglais Dictionnaire

gloss-

Sens de "gloss-" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 4 résultat(s)

Anglais Turc
General
gloss- pref. dil anlamı veren ön ek
gloss- pref. dilsel ve anlamı veren ön ek
gloss- pref. dile benzeyen bir yapı veya organ anlamı veren ön ek
gloss- pref. konuşma dili anlamı veren ön ek

Sens de "gloss-" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 128 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
gloss n. parlaklık
The Commission has tried to give this biased, partisan proposal an ecological gloss.
Komisyon bu önyargılı ve partizan öneriye ekolojik bir parlaklık kazandırmaya çalışmıştır.

More Sentences
General
gloss n. cila
I cannot see any way of putting a cosmetic gloss on these things.
Bu meselelere görünüşü kurtaracak bir cila çekmenin hiçbir yolunu göremiyorum.

More Sentences
lip gloss n. dudak parlatıcısı
The girl bought some lip gloss at the convenience store.
Kız marketten biraz dudak parlatıcısı aldı.

More Sentences
gloss over v. geçiştirmek
This is such a serious matter that I do not wish to gloss over it.
Bu o kadar ciddi bir mesele ki, geçiştirmek istemiyorum.

More Sentences
Phrasals
gloss over v. göz ardı etmek
These points are too important to be glossed over and taken lightly.
Bu hususlar göz ardı edilemeyecek ve hafife alınamayacak kadar önemlidir.

More Sentences
Technical
gloss n. cila
The Commission has tried to give this biased, partisan proposal an ecological gloss.
Komisyon bu taraflı ve partizan teklife ekolojik bir cila vurmaya çalışmıştır.

More Sentences
Common Usage
gloss n. perdah
gloss n. parıltı
General
gloss n. açıklama
gloss n. tefsir
gloss n. tahrif
gloss n. yorum
gloss n. şerh
gloss n. sahte bir dış görünüm
gloss n. dış güzellik
gloss n. tevil
gloss n. haşiye
gloss n. perdah
full gloss n. ayna gibi
gloss n. parlaklık
plumping gloss n. dudak dolgunlaştırıcı ruj
plumping lip gloss n. dudak dolgunlaştırıcı ruj
gloss n. yanlış ya da yanıltıcı bir dış görünüş
gloss n. dudak parlatıcı
gloss n. yapay güzellik
gloss n. parlak boya
gloss n. allayıp pullama
gloss n. parlatıcı
gloss over v. makul göstermek (bir yanlışı/doğru olmayan bir şeyi)
gloss v. parlamak
gloss over v. doğru göstermek (bir yanlışı/doğru olmayan bir şeyi)
gloss v. yaldızlamak
gloss v. yaldızlanmak
gloss v. dipnot düşmek
gloss v. parıltılı yapmak
gloss v. açıklamak
gloss v. yorumlamak
gloss over v. gizlemek
gloss v. cilalamak
gloss v. açıklama yapmak
gloss v. örtbas etmek
gloss v. parlatmak
gloss v. açıklayıcı yazı eklemek
gloss over v. örtbas etmek
gloss over v. saklamak
gloss over v. önemsiz göstermek
gloss v. yaldız yapmak
gloss v. hakkında kötü konuşmak
gloss v. kötü yorumlarda bulunmak
gloss v. yanlış yorumlamak
gloss v. (sorunları) yanlış değerlendirerek önemsememek
high gloss adj. çok parlak
gl. (gloss) abrev. tefsir
gl. (gloss) abrev. yorum
gl. (gloss) abrev. dipnot
gloss (glossary) abrev. sözlük
Phrasals
gloss over v. önemini azaltmak
gloss over v. örtbas etmeye çalışmak
gloss over v. üstünü örtmeye çalışmak
Idioms
lip gloss n. gerçeği saptırma
lip gloss n. gerçeği çarpıtma
lip gloss n. göz boyama
lip gloss n. şişirme
lip gloss n. abartma
lip gloss n. daha mutlu, masum, dertsiz gösterme
put a gloss on something v. bir şeyi örtbas etmek
put a gloss on something v. bir şeyin üstünü kapatmak
put a gloss on something v. bir şeyi daha olumlu, kabul edilebilir, makul göstermek
gloss over (something) v. (bir şeyi) gizlemek
gloss over (something) v. (bir şeyi) örtbas etmek
gloss over (something) v. (bir şeyi) saklamak
gloss over (something) v. (bir şeyi) geçiştirmek
gloss over (something) v. (bir şeyi) önemsiz göstermek
gloss over (something) v. (bir şeyi) es geçmek
gloss over (something) v. (bir şeye) yüzeysel yaklaşmak
gloss over (something) v. (bir şeye) önem vermemek
gloss over (something) v. (bir şeyi) göz ardı etmek
gloss over (something) v. (bir şeyin) üzerinden üstünkörü geçmek
gloss over (something) v. (bir şeyi) baştan savmak
Law
gloss n. şerh
gloss n. yasalardaki belirli noktaların mahkemece yorumlanması
gloss v. şerh etmek
gloss v. şerhetmek
gloss v. şerh koymak
Technical
rear gloss n. arka cam
specular gloss n. ayna gibi parlaklık
specular gloss n. ayna parlaklığı
specular gloss n. aynamsı parlaklık
hard gloss paint n. çok parlak vernikli boya
high-gloss anodised aluminum surface n. eloksal kaplanmış yüksek parlaklı alüminyum yüzey
assessment of visual gloss n. görsel parlaklığın değerlendirilmesi
low odour gloss n. hafif kokulu cila
image gloss n. görüntü parlaklığı
silk gloss n. ipek parlaklığı
loss of gloss n. matlaşma
gloss n. perdah
gloss agent n. parlatıcı madde
gloss cellulosic paint n. parlak selülozik boya
gloss effect n. parlaklık efekti
loss of gloss n. parlaklık kaybı
assessment from the change in gloss n. parlaklıktaki değişiklikten değerlendirme
gloss n. parlaklık
measurement of specular gloss n. speküler parlaklığın ölçülmesi
high gloss varnish n. tam parlak vernik
specular gloss n. yansıtıcı parlaklık
surface gloss n. yüzey parlaklığı
high gloss n. yüksek parlaklık
Computer
high gloss film n. çok parlak film
Textile
gloss effect n. parlaklık efekti
gloss n. parlaklık
Dyeing
gloss varnish n. parlak vernik
gloss paint n. parlak boya
Furniture
surface gloss n. yüzey parlaklığı
Automotive
gloss n. parlaklık
gloss topcoat n. parlak baz kat boya
high gloss adj. çok parlak
Medical
gloss n. glos
Printing
gloss. (glossary) abrev. sözlük
Food Engineering
gloss n. parlaklık
Literature
gloss n. şiirin bir kıtasının genişletilmesinden oluşan şiirsel kompozisyon
Linguistics
gloss n. yorum
Librarianship
gloss n. sözlük
gloss n. sürekli satır arası çeviri
gloss n. metne ekli zincirleme açıklama veya yorumlar
gloss n. roma hukuku veya sivil hukuk yorumları
gloss n. açıklama gerektiren kelime
Printery
gloss n. glos
gloss n. perdah