Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | gibi gözükmek | seem like v. | ||
It seems like it's been raining for weeks. Haftalardır yağmur yağıyor gibi gözüküyor. More Sentences |
||||
General | gibi gözükmek | look like v. | ||
Tom looks like he's sleepy. Tom uykusu gelmiş gibi gözüküyor. More Sentences |
||||
General | gibi gözükmek | appear like v. | ||
General | gibi gözükmek | appear as v. | ||
General | gibi gözükmek | affect v. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (bir şey) gibi gözükmek | smack of v. |
Colloquial | ||
Colloquial | başına gelecek gibi gözükmek | stare in the face v. |
Idioms | ||
Idioms | ağır/kilolu gibi durmak/gözükmek (bir şeyin ya da bir kimsenin ağırlığının kestirilemediğini belirten ifade) | be (a bit) on the heavy side v. |
Idioms | ağır/kilolu gibi durmak/gözükmek (bir şeyin ya da bir kimsenin ağırlığının kestirilemediğini belirten ifade) | be (a bit) on the large side v. |
Idioms | beğenmiş gibi gözükmek | make (all) the right noises v. |
Idioms | ilgilenmiş gibi gözükmek | make (all) the right noises v. |
Idioms | ilgilenmiş gibi gözükmek | make the right noises v. |
Idioms | beğenmiş gibi gözükmek | make the right noises v. |