geri kalmış - Turc Anglais Dictionnaire

geri kalmış

Sens de "geri kalmış" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 9 résultat(s)

Turc Anglais
General
geri kalmış slow adj.
Her watch is ten minutes slow.
Saati on dakika geri kalmış.

More Sentences
geri kalmış backward adj.
The backward and medieval practice of stoning still forms part of its criminal justice system.
Geri kalmış ve ortaçağdan kalma recm uygulaması hala ceza adalet sisteminin bir parçasını oluşturmaktadır.

More Sentences
geri kalmış underdeveloped adj.
geri kalmış lateward adj.
geri kalmış pokey adj.
Idioms
geri kalmış behind in expr.
Trade/Economic
geri kalmış backward adj.
Technical
geri kalmış time-delay adj.
Biology
geri kalmış depauperate adj.

Sens de "geri kalmış" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 20 résultat(s)

Turc Anglais
Politics
geri kalmış bölgeler disadvantaged regions n.
Helping its disadvantaged regions to catch up has always been one of Turkey's objectives.
Geri kalmış bölgelerin kalkınmasını desteklemek, daima Türkiye'nin amaçlarından biri olmuştur.

More Sentences
General
geri kalmış bölge boondocks n.
geri kalmış bölge backwoods n.
geri kalmış yöreler back country n.
geri kalmış bölge backwater n.
fiziksel veya zihinsel olarak geri kalmış kimse titman n.
geri kalmış bölge woods n.
geri kalmış kimse fogy n.
geri kalmış bölgeleri andıran backwoodsy adj.
küçük ve geri kalmış one-horse adj.
Colloquial
geri/eskide kalmış kimse pip (postindustrial person) n.
kültürel açıdan geri kalmış pendu [hinglish] adj.
Idioms
küçük ve geri kalmış kasaba one-horse town n.
kültürel olarak geri kalmış yer cultural desert n.
Trade/Economic
geri kalmış gelişmiş ülke backward country n.
Politics
geri kalmış bölgeler backward regions n.
geri kalmış bölge backward area n.
Technical
geri kalmış bölge backward region n.
Social Sciences
dünyanın geri kalmış ülkeleri poor-world n.
eğitimde geri kalmış bölgeler educationally backward blocks n.