gazlı (içecek) - Turc Anglais Dictionnaire

gazlı (içecek)

Sens de "gazlı (içecek)" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 2 résultat(s)

Turc Anglais
General
gazlı (içecek) fizzy adj.
Fizzy water isn't very popular in America.
Gazlı su Amerika'da pek popüler değil.

More Sentences
Food Engineering
gazlı (içecek) carbonated adj.
I saw a carbonated tea once.
Bir keresinde gazlı çay görmüştüm.

More Sentences

Sens de "gazlı (içecek)" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 25 résultat(s)

Turc Anglais
General
gazlı içecek soda n.
Sodas contain enormous amounts of sugar and calories.
Gazlı içecekler çok fazla miktarda şeker ve kalori içerir.

More Sentences
gazlı içecek carbonated drink n.
I've quit drinking carbonated drinks.
Gazlı içecekleri içmeyi bıraktım.

More Sentences
gazlı içecek fizzy drink n.
What fizzy drinks do you like?
Hangi gazlı içecekleri seversin?

More Sentences
gazlı içecek fizz n.
gazlı içecek carbonated beverage n.
gazlı içecek şişesi pop bottle n.
(gazlı içecek) asidi kaçmış olma deadness n.
(gazlı içecek vb.) asidi kaçmış olma deadness n.
alkolsüz gazlı içecek fizzy [new zealand] n.
(içecek) gazlı brisk adj.
Phrasals
içkiye meyve suyu, gazlı içecek katmak fruit up v.
Colloquial
eczanede gazlı içecek çeşmelerinin/makinesinin başında duran ve servis eden görevli soda jerk [dated] n.
Food Engineering
(şarap veya gazlı içecek) berraklaştırma fining n.
(şarap veya gazlı içecek) filtreleme fining n.
(şarap veya gazlı içecek) berraklaştırma finings n.
(şarap veya gazlı içecek) filtreleme finings n.
(içecek) gazlı gassy adj.
Gastronomy
narenciye aromalı, gazlı ve bol kafeinli bir içecek markası mountain dew ® n.
zencefilli gazlı içecek ginger pop n.
zencefil aromalı gazlı içecek ginger pop n.
narenciye aromalı, gazlı ve bol kafeinli bir içecek markası dew n.
vanilya aromalı tatlı bir gazlı içecek cream soda n.
gazlı içecek scoosh n.
gazlı olmayan (içecek) uncarbonated adj.
Slang
gazlı olmayan tatlı içecek bug juice n.