Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | fresh air n. | açık hava | ||
He enjoys the fresh air. Açık havadan keyif alır. More Sentences |
||||
General | fresh air n. | temiz hava | ||
It is a basic consumer right that consumers should be able to breathe fresh air. Tüketicilerin temiz hava soluyabilmeleri temel bir tüketici hakkıdır. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | fresh air n. | temiz hava | ||
Fresh air within your climate is also very vital. İkliminizdeki temiz hava da çok önemlidir. More Sentences |
||||
General | ||||
General | fresh air n. | taze hava | ||
General | fresh air adj. | (özellikle yoksul) çocuklar için kır veya açık hava aktiviteleri sağlayan | ||
Technical | ||||
Technical | fresh air n. | taze hava |