fall down - Turc Anglais Dictionnaire

fall down

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "fall down" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 20 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
fall down v. çökmek
Look at the reddish skies, the night is falling down.
Şu kızıl gökyüzüne bakın, gece çöküyor.

More Sentences
General
fall down v. yıkılmak
The house fell down in an earthquake.
Depremde ev yıkıldı.

More Sentences
fall down v. aşağı düşmek
Why doesn't the moon fall down?
Ay neden aşağıya düşmüyor?

More Sentences
fall down v. düşmek
He lost his balance and fell down.
Dengesini kaybetti ve düştü.

More Sentences
fall down v. aşağıya düşmek
Two tears fell down her cheeks.
İki damla gözyaşı onun yanaklarından aşağıya düştü.

More Sentences
Sport
fall down v. düşmek
Tom missed a step and fell down the stairs.
Tom bir basamağı kaçırdı ve merdivenlerden düştü.

More Sentences
General
fall down v. reddetmek
fall down v. eğilmek
fall down v. geri çevirmek
fall down v. başarısızlığa uğramak
fall down v. kötü gitmek
fall down v. saygıyla eğilmek
Phrasals
fall down v. yalvararak diz çökmek
fall down v. reverans yapmak
Trade/Economic
fall down v. başarısız olmak
Marine
fall down v. bir nehrin ağzına doğru yelken açmak
fall down v. bir nehrin ağzına doğru sürüklenmek
Religious
fall down v. ibadet etmekten bitap düşmek
fall down v. yere serilmek
fall down v. yüzükoyun kapanmak

Sens de "fall down" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 27 résultat(s)

Anglais Turc
General
fall down in a fit v. fenalık geçirerek yere düşmek
fall down into one's knees v. dizlerinin üzerine düşmek
fall down stairs v. merdivenden yuvarlanmak
fall down the stairs v. merdivenlerden düşmek
fall down an open elevator shaft v. asansör boşluğuna düşmek
fall down the elevator shaft v. asansör boşluğuna düşmek
fall down an elevator shaft v. asansör boşluğuna düşmek
Phrasals
fall down on v. hayal kırıklığına uğratmak
fall down on v. beklentileri karşılayamamak
fall (down) at something v. (birinin) ayağına/ayaklarına/dizlerine kapanmak
fall (down) at something v. (birinin veya bir şeyin) önünde diz çökmek
fall (down) at something v. (birinin veya bir şeyin) önünde dize gelmek
fall (down) at something v. (birinin veya bir şeyin) önünde eğilmek
fall down on someone or something v. birinin/bir şeyin üstüne düşmek
Proverb
he that is down need fear no fall ıslanmışın yağmurdan korkusu olmaz
he that is down need fear no fall kaybedecek bir şeyi olmayanın korkusu da yoktur
Colloquial
a fall-down drunk n. küfelik
a fall-down drunk expr. ayakta zor duran sarhoş
a fall-down drunk expr. zil zurna sarhoş
Idioms
fall down on the job v. işleri kötü gitmek
fall down on the job v. işin üzerine düşmemek
fall down on the job v. işinde başarısızlığa uğramak
fall down on someone v. üzerine düşmek
fall down at (one's) feet v. (birinin) ayağına/ayaklarına/dizlerine kapanmak
fall down at (one's) feet v. (birinin veya bir şeyin) önünde diz çökmek
fall down at (one's) feet v. (birinin veya bir şeyin) önünde dize gelmek
fall down at (one's) feet v. (birinin veya bir şeyin) önünde eğilmek