endow - Turc Anglais Dictionnaire

endow

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "endow" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 19 résultat(s)

Anglais Turc
General
endow v. bahşetmek
Nature endowed her with wit and beauty.
Doğa ona zekâ ve güzellik bahşetmiş.

More Sentences
endow v. para bağışlamak
He endowed the college with a large sum of money.
Üniversiteye büyük miktarda para bağışladı.

More Sentences
endow v. bağışlamak
We hope someone endows the new university building.
Umarız birileri yeni üniversite binasını bağışlar.

More Sentences
endow v. vermek
Nature endowed her with wit and beauty.
Doğa ona zeka ve güzellik vermiş.

More Sentences
endow v. yetenek bahşetmek
She is endowed with a special talent.
Ona özel bir yetenek bahşedilmiş.

More Sentences
endow v. gelir bağlamak
endow v. bağışta bulunmak
endow v. para tahsis etmek
endow v. vakfetmek
endow v. teberru etmek
endow v. ithaf etmek
endow v. özellik vermek
endow v. nitelik kazandırmak
endow v. iyi özellik atfetmek
endow v. iyi nitelik atfetmek
Trade/Economic
endow v. gelir bağlamak
endow v. irat bağlamak
Law
endow v. hibe etmek
endow v. irat bağlamak

Sens de "endow" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 12 résultat(s)

Anglais Turc
General
endow with v. sağlamak
endow with v. bağışta bulunmak
endow with v. doğuştan sahip olmak
re-endow v. yeniden bahşetmek
re-endow v. yeniden bağışlamak
re-endow v. yeniden bağışta bulunmak
re-endow v. yeniden gelir bağlamak
endow [obsolete] v. çeyiz vermek
Phrasals
endow (someone or something) with (something) v. (birine/bir şeye bir şey) bağışlamak
endow (someone or something) with (something) v. (birine/bir şeye bir bağışta) bulunmak
endow (someone or something) with (something) v. (birine/bir şeye bir şey) kazandırmak
endow (someone or something) with (something) v. (birine/bir şeye bir şey) katmak