ended - Turc Anglais Dictionnaire

ended

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "ended" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
Computer
ended expr. bitti

Sens de "ended" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 98 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
open-ended adj. açık uçlu
The discussion was left open-ended.
Tartışma açık uçlu bırakıldı.

More Sentences
General
open-ended adj. zaman sınırı olmayan
The conference had an open-ended schedule.
Konferansın zaman sınırı olmayan bir programı vardı.

More Sentences
Politics
open-ended negotiations n. ucu açık müzakereler
I call for open-ended negotiations.
Ucu açık müzakereler için çağrıda bulunuyorum.

More Sentences
Informatics
open-ended adj. açık uçlu
However, those priorities are so open-ended it is almost impossible to imagine anyone disagreeing with them.
Ancak bu öncelikler o kadar açık uçlu ki, bunlara katılmayan birini hayal etmek neredeyse imkansız.

More Sentences
Common Usage
open-ended adj. ucu açık
General
closed ended question n. kapalı uçlu soru
open ended question n. açık uçlu soru
closed-ended questions n. şıklı sorular
closed-ended questions n. seçmeli sorular
an open ended question n. ucu açık soru
a very open-ended phrase n. çok açık uçlu bir ifade
open-ended adj. açık bırakılmış
open-ended adj. açık
open-ended adj. yoruma açık
open-ended adj. sınırlanmamış
open-ended adj. sonuca bağlanmamış
blind-ended adj. tek tarafı kapalı
blunt ended adj. kunt uçlu
open-ended adj. değişime izin veren
open-ended adj. değişime uyarlanabilir
Phrases
thus the day ended expr. gün böyle bitti
Proverb
once ended cannot be mended Kırılan kalp onarılmaz
Colloquial
somehow I ended up here expr. nasıl olduysa kendimi burada buldum
Speaking
the match ended in a draw expr. maç berabere bitti
Trade/Economic
open-ended interview n. açık uçlu görüşme
open ended questions n. açık uçlu sorular
open ended investment n. değişken sermayeli yatırım
open ended contract n. vaziyete göre tebdili kabil akit
open-ended agreement/contract n. ucu açık sözleşme
open-ended adj. belirli koşullar dahilinde sözleşmeye ek borçlanmaya izin veren
open-ended adj. itfa edilebilir ödenmemiş sermaye paylarını tasfiye değerinde ihraç eden
open-ended adj. devletin tüm ihtiyaçlarının belirli bir süreyle belirli bir yüklenici tarafından karşılanmasını gerektiren
open-ended adj. reklam için boş yeri olan
oeic (open-ended investment company) abrev. açık uçlu yatırım şirketi
Politics
open-ended bank support packages n. açık uçlu banka desteği paketleri
open-ended talks n. ucu açık müzakereler
Media
open-ended adj. reklam koymak için boş yeri olan
Technical
open ended insert tool n. açık ağızlı montaj anahtarı
open-ended wrench n. açık ağızlı anahtar
open-ended program n. açık uçlu program
open ended question n. açık uçlu soru
fixed-ended column n. ankastre kolon
double ended synchronization n. çift düğümlü eşzamanlama
double-ended boiler n. çift taraftan yanmalı kazan
double-ended spanner n. çift ağızlı anahtar
double-ended stud n. çift uçlu cıvata
double-ended flat spanner n. çift ağızlı düz anahtar
flat-ended plunger n. düz uçlu piston
flat-ended needle n. düz uçlu iğne
double ended queue n. iki uçtan erişimli kuyruk
fixed-ended beam n. iki ucu ankastre kiriş
double ended boiler n. iki taraftan yanmalı alev borulu kazan
lag phase ended n. ön ısıtma
fixed-ended column n. saplanmış direngi
hexagonal-ended adj. altıgen uçlu
double-ended adj. çift uçlu
double-ended adj. çift ağızlı
closed-ended adj. kapalı uçlu
single-ended adj. tek taraflı
single-ended adj. tek uçlu
single-ended adj. tek uçlu
hexagonal-ended adj. ucu altıgen
Computer
open ended question n. açık uçlu soru
open-ended question n. açık uçlu soru
double-ended synchronization n. çift düğümlü eşzamanlama
double ended synchronization n. çift düğümlü eşzamanlama
double ended queue n. iki uçtan erişimli kuyruk
open ended evolution n. sürekli evrim
open ended adj. açık uçlu
connection to the server has ended expr. sunucuya bağlantı sonlandı
Informatics
double-ended synchronization n. çift düğümlü eşzamanlama
double-ended queue n. çift uçlu kuyruk
single-ended closure n. tek taraftan erişilen koruncak
open-ended adj. gelişmeye açık
first-ended first-out expr. ilk biten ilk çıkar
Architecture
ended capital n. büyük başlı sütun
Construction
fixed-ended column n. sabit başlı kolon
Lighting
double ended fluorescent lamp n. çift uçlu flüoresan lamba
Automotive
open ended slogging spanner n. çatal ağız çakma anahtar
lap-ended piston ring n. iki ucu birbiri üstüne binen piston segmanı
double ended wrench n. iki ağızlı anahtar
double ended wrench n. iki ağızlı anahtar
double ended open jaw spanner n. iki açık ağızlı anahtar
double ended spanner n. iki ağızlı anahtar
single ended open jaw wrench n. tek ağızlı (açık) anahtar
ring ended slogging spanner n. yıldız ağız çakma anahtar
Railway
brake ended passenger coach n. furgon bölmeli yolcu vagonu
Medical
open-ended urine collection bag n. açık uçlu idrar toplama torbası
closed-ended urine collection bag n. kapalı uçlu idrar toplama torbası
open-ended study n. açık uçlu çalışma
Statistics
open ended classes n. açık uçlu sınıflar
open ended question n. açık uçlu soru
close-ended question n. kapalı uçlu soru
Biology
open ended evolution n. sürekli evrim
Linguistics
open ended question n. açık uçlu soru
Card
open-ended adj. (poker) birbirini takip eden dört karttan oluşan ve iki kart dizisinden biriyle tamamlanabilen bir el
Latin
roma locuta est, causa finita est (rome has spoken, the cause is ended) expr. roma'dan/papa'dan talimat geldi, dava/mesele bitti
roma locuta est, causa finita est (rome has spoken, the cause is ended) expr. roma'dan gelen hükümler/papa'nın hükümleri esastır