economy - Turc Anglais Dictionnaire

economy

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "economy" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 26 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
economy n. ekonomi
It was you, Minister, who said that a difficult climate for the economy and society would be created.
Sayın Bakan, ekonomi ve toplum için zor bir iklim yaratılacağını söyleyen sizdiniz.

More Sentences
Trade/Economic
economy n. ekonomi
Then we shall see economies developing.
O zaman ekonomilerin geliştiğini göreceğiz.

More Sentences
Automotive
economy n. ekonomi
That is what the US Government has done, injecting more than USD 100 billion into the economy in one year.
ABD Hükümeti bir yıl içinde ekonomiye 100 milyar dolardan fazla kaynak aktararak bunu yapmıştır.

More Sentences
Common Usage
economy n. iktisat
General
economy n. idare
economy n. tasarruf
economy n. tutumluluk
economy n. artırım
economy n. tutum
economy n. ekonomiklik
economy n. yöntem şekli
economy n. israftan kaçınma
economy n. masrafları kısma
economy n. ekonomi yönetimi
economy n. iktisadi idare
economy n. iktisat yönetimi
economy n. ekonomik varlıkların tümü
economy n. dini hükümet dönemi
economy n. (uçakta) ekonomi sınıfı
economy n. tanrı'nın dünyadaki yönetiminin yöntemi
Trade/Economic
economy adj. ekonomik
economy adj. az masraflı
Technical
economy n. ekonomiklik
Religious
economy n. tanrı'nın dünyadaki yönetim ve faaliyet yöntemi
Geography
economy n. indiana eyaletinde yerleşim yeri
economy n. pensilvanya eyaletinde yerleşim yeri

Sens de "economy" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 408 résultat(s)

Anglais Turc
General
economy class n. ekonomi sınıfı
He always flies economy class to save money.
Paradan tasarruf etmek için hep ekonomi sınıfında uçar.

More Sentences
turkish economy n. türkiye ekonomisi
This will be both a potential asset and a major challenge for the Turkish economy.
Bu, Türkiye ekonomisi için hem potansiyel bir varlık hem de büyük bir zorluk olacaktır.

More Sentences
social market economy n. sosyal piyasa ekonomisi
There is no precise description of what a social market economy in good working order is.
İyi işleyen bir sosyal piyasa ekonomisinin ne olduğuna dair kesin bir tanım yoktur.

More Sentences
free market economy n. serbest piyasa ekonomisi
It will contribute to the development of greater free market economies.
Daha büyük serbest piyasa ekonomilerinin gelişmesine katkıda bulunacaktır.

More Sentences
ministry of economy n. ekonomi bakanlığı
The expectation is that they will break into the Ministry of Economy tonight, and presumably do exactly the same thing.
Beklenti, bu gece Ekonomi Bakanlığı'na girecekleri ve muhtemelen aynı şeyi yapacakları yönünde.

More Sentences
family economy n. aile ekonomisi
It can both waste time and be very challenging for the family economy.
Bu hem zaman kaybı hem de aile ekonomisi için çok zorlayıcı olabilir.

More Sentences
changing economy n. değişen ekonomi
I admire your courage when you say that you do not want to remain deaf and blind to the changing economy.
Değişen ekonomiye karşı sağır ve kör kalmak istemediğinizi söylerken gösterdiğiniz cesarete hayranım.

More Sentences
knowledge economy n. bilgi ekonomisi
We have a shared interest in moving the knowledge economy forward.
Bilgi ekonomisini ileriye taşımak gibi ortak bir menfaatimiz var.

More Sentences
Trade/Economic
world economy n. dünya ekonomisi
All these consequences were entirely inconsistent with the mainstream world economy.
Tüm bu sonuçlar, ana akım dünya ekonomisi ile tamamen tutarsızdı.

More Sentences
world economy n. dünya ekonomisi
If there is no financial stability on the markets, this adversely affects the world economy and our own economies.
Piyasalarda finansal istikrar yoksa bu dünya ekonomisini ve kendi ekonomilerimizi olumsuz etkiler.

More Sentences
closed economy n. kapalı ekonomi
A closed economy is one that has no trade activity with outside economies.
Kapalı ekonomi, dış ekonomilerle hiçbir ticari faaliyeti olmayan ekonomiye denir.

More Sentences
public economy n. kamu ekonomisi
Please allow me to remind you, as a teacher of public economy, Milton Freedman, said, that we are all Post-Keynesians.
Kamu ekonomisi hocası Milton Freedman'ın dediği gibi hepimizin Post-Keynesçi olduğunu hatırlatmama izin verin.

More Sentences
informal economy n. kayıt dışı ekonomi
Child labour is widely used in the informal economy.
Kayıt dışı ekonomide çocuk işçiliği yaygın olarak kullanılmaktadır.

More Sentences
market economy n. pazar ekonomisi
What is apparent though is that our own market economy is not yet performing to optimum effect.
Ancak görünen o ki, kendi pazar ekonomimiz henüz optimum düzeyde performans göstermiyor.

More Sentences
planned economy n. planlı ekonomi
This provides an historic opportunity to get rid of the EU's failed planned economy.
Bu, AB'nin başarısız planlı ekonomisinden kurtulmak için tarihi bir fırsat sunmaktadır.

More Sentences
market economy n. piyasa ekonomisi
Our objective is best, and most safely, reached by way of the model of the environmentally responsible market economy.
Hedefimize en iyi ve en güvenli şekilde, çevreye duyarlı piyasa ekonomisi modeliyle ulaşabiliriz.

More Sentences
political economy n. politik ekonomi
Changes of leadership have a great effect on the international political economy.
Liderlik değişimlerinin uluslararası politik ekonomi üzerinde büyük etkisi vardır.

More Sentences
market economy n. piyasa ekonomisi
This analysis has shown that Turkey is a market economy with a developed institutional and legislative framework.
Bu analiz, Türkiye'nin, gelişkin bir kurumsal ve yasal çerçeveye sahip bir piyasa ekonomisi olduğunu göstermiştir.

More Sentences
sharing economy n. paylaşım ekonomisi
There is much to like about the sharing economy.
Paylaşım ekonomisi hakkında sevilecek çok şey var.

More Sentences
social economy n. sosyal ekonomi
Cooperatives are an important part of that social economy.
Kooperatifler sosyal ekonominin önemli bir parçasıdır.

More Sentences
turkish economy n. türk ekonomisi
As noted earlier, the Turkish economy has recorded remarkable growth since the early 1980s.
Daha önce belirtildiği gibi, Türk ekonomisi 1980'lerin başından beri kayda değer bir büyüme yaşamıştır.

More Sentences
Politics
regional economy n. bölgesel ekonomi
So that is the first priority, the competitiveness of regional economies.
Yani birinci öncelik bu, bölgesel ekonomilerin rekabet gücü.

More Sentences
world economy n. dünya ekonomisi
We need budgetary discipline, but we need flexibility as well, when the state of the world economy demands this.
Bütçe disiplinine ihtiyacımız var, ancak dünya ekonomisinin durumu bunu gerektirdiğinde esnekliğe de ihtiyacımız var.

More Sentences
global economy n. küresel ekonomi
Healthy competition between companies should be the cornerstone of the global economy.
Şirketler arasındaki sağlıklı rekabet, küresel ekonominin temel taşı olmalıdır.

More Sentences
Technical
fuel economy n. yakıt tasarrufu
Fuel economy is a big advantage of this car.
Yakıt tasarrufu bu arabanın önemli bir avantajıdır.

More Sentences
Telecom
knowledge economy n. bilgi ekonomisi
A dynamic knowledge economy requires a sound Learning programme.
Dinamik bir bilgi ekonomisi sağlam bir Öğrenme programı gerektirir.

More Sentences
Transportation
economy class n. ekonomi sınıfı
Tom always flies economy class to save money.
Tom tasarruf etmek için hep ekonomi sınıfında uçar.

More Sentences
General
moral economy n. ahlaki iktisat
black economy n. kayıtdışılık
city economy n. şehir ekonomisi
political economy n. siyasal iktisat
socialist economy n. sosyalist ekonomi
managed economy n. yönetilen ekonomi
engineering economy n. mühendislik ekonomisi
economy ministry n. ekonomi bakanlığı
communist economy n. komünist ekonomi
social economy n. sosyal iktisat
domestic economy n. ev idaresi
domestic economy n. ev ekonomisi
city economy n. kent ekonomisi
agrarian economy n. tarımsal ekonomi
economy campaign n. tasarruf kampanyası
economy drive n. tasarruf kampanyası
economy class n. ekonomik mevki
dual economy n. dual ekonomi
economy sociology n. iktisat sosyolojisi
education economy n. eğitim ekonomisi
mixed economy n. karma ekonomi
consumption economy n. tüketim ekonomisi
economy of fabrication n. yapımda tutumluluk
economy in use n. kullanımda tutumluluk
thriving economy n. gelişen ekonomi
small island economy n. küçük ada ekonomisi
small economy n. küçük ekonomi
economy news n. ekonomi haberi
liberal economy n. liberal ekonomi
heat economy n. ısı tutumluluğu
heat economy n. ısı ekonomisi
energy economy n. güç tutumluluğu
energy economy n. enerji ekonomisi
principles of economy n. ekonominin esasları
fundamentals of economy n. ekonominin esasları
classic folk-economy n. halk ekonomisi
free market economy n. serbest piyasa-pazar ekonomisi
power economy n. enerji ekonomisi
power economy n. enerji tasarrufu
handicraft economy n. ev sanatları ekonomisi
economy of knowledge n. bilgi ekonomisi
knowledge-based economy n. bilgi ekonomisi
learning economy n. bilgi ekonomisi
ecological food economy n. ekolojik gıda ekonomisi
cultural economy n. kültür ekonomisi
economy size n. ekonomik boy
(economy, budget) to have a deficit v. açık bulunmak
practice economy v. tasarruf yapmak
damage the country's economy v. ülke ekonomisini zarara uğratmak
in terms of economy adv. ekonomik yönden
in terms of economy adv. ekonomik bakımdan
Phrases
in the global economy expr. küresel ekonomi içinde
Colloquial
economy class syndrome n. ekonomi sınıfı sendromu
economy class syndrome n. uzun süre hareketsiz yolculuk etmekten kaynaklı derin toplardamar pıhtılaşması
an economy like this expr. böyle bir ekonomide
Idioms
a false economy n. kötü yatırım
a false economy n. yanlış/hatalı tasarruf
false economy n. kötü yatırım
false economy n. yanlış/hatalı tasarruf
Trade/Economic
new economy n. internet ticaretine ve ileri teknolojiye dayalı endüstri sonrası dünya ekonomisi
town economy n. ticaretin merkezinin kasabalar olduğu dönemdeki ekonomik sistem
rational economy n. rasyonel ekonomi
open economy inflation targeting n. açık enflasyon hedeflemesi
open economy multiplier n. açık ekonomi çoğaltanı
open economy n. açık ekonomi
open economy n. açık ekonomi
open economy macroeconomics n. açık ekonomi makro ekonomisi
network economy n. ağ ekonomisi
weightless economy n. ağırlıksız ekonomi
asset bubble economy n. aktif-balon ekonomi
twilight economy n. alacakanlık ekonomisi
tiger economy n. artan hayat standardı eşliğinde ekonomisi hızlı bir büyüme gösteren ülke ekonomisi
atomistic economy n. atomistik ekonomi
moonlight economy n. ayışığı ekonomisi
simple economy n. basit ekonomi
dependent economy n. bağlı ekonomi
dependent economy n. bağımlı ekonomi
degraded economy n. bozulan ekonomi
unreported economy n. beyandışı ekonomi
knowledge-based bio-economy n. bilgi temelli biyo-ekonomi
affluent economy n. bolluk ekonomisi
static economy n. büyümeyen ekonomi
information economy n. bilgi ekonomisi
economy of abundance n. bolluk ekonomisi
labour economy and industrial relations n. çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri
closed economy n. dış ticarete kapalı ekonomi
command economy n. devlet güdümlü ekonomi
planned economy n. devlet güdümlü ekonomi
balanced economy n. dengeli ekonomi
command and control economy n. devlet güdümlü ekonomi
external economy n. dış ekonomi
solidarity economy n. dayanışma ekonomisi
state economy n. devlet ekonomisi
statist economy n. devletçi ekonomi
controlled economy n. denetimli ekonomi
external economy n. dış ekonomi
closed economy n. diğer ülkelerden mal alım satımını minimum düzeylere indiren bir ülkenin ekonomisi
exchange economy n. değişim ekonomisi
centrally planned economy n. devlet güdümlü ekonomi
circular economy n. döngüsel ekonomi
static economy n. durgun ekonomi
irregular economy n. düzensiz ekonomi
static economy n. durağan ekonomi
power economy n. enerji tasarrufu
economy administration n. ekonomi yönetimi
real sector of an economy n. ekonominin reel sektörü
growing of economy n. ekonominin büyümesi
growth of the economy n. ekonominin büyümesi
operation of the economy n. ekonominin işleyişi
tiger economy n. ekonomisi hızlı ekonomik gelişimin altında seyretmekle birlikte yaşam standardı artan ülkeler
course of economy n. ekonominin gidişatı
political economy n. ekonomi-politik
economy experts n. ekonomi uzmanları
productive capacity of an economy n. ekonominin üretim kapasitesi
ministry of economy n. ekonomi bakanlığı
economy measure n. ekonomi önlemi
economy class n. ekonomik mevki
growing of the economy n. ekonominin büyümesi
political economy n. ekonomi politik
aesthetic economy n. estetik ekonomi
signs of upturn in the economy n. ekonomide iyileşme sinyalleri
contribution to economy n. ekonomiye katkı
subsistence economy n. geçimlik ekonomi
managed economy n. fiyat sistemi yerine hükümet kararlarına dayalı ekonomi
informal economy n. gayri resmi ekonomi
domestic economy n. ev ekonomisi
prospering economy n. gelişmekte olan ekonomi
emerging economy n. gelişmekte olan ekonomi
unofficial economy n. gayri resmi ekonomi
economy of scope n. faaliyet alanı ekonomisi
emerging economy n. gelişen ekonomi
traditional economy n. geleneksel ekonomik sistem
domestic economy n. ev idaresi
booming economy n. gelişen ekonomi
subsistence economy n. geçim ekonomisi
subsistence economy n. geçim ekonomisi
factor-driven economy n. faktör odaklı ekonomi
financial economy n. finansal ekonomi
fossil economy n. fosil ekonomisi
marriage economy n. evlilik ekonomisi
subsistence economy n. geleneksel ekonomi
unobserved economy n. gözlemdışı ekonomi
expanding economy n. genişleyen ekonomi
managed economy n. güdümlü ekonomi
command economy n. güdümlü ekonomi
shadow economy n. gölge ekonomi
declining economy n. gerileyen ekonomi
clandestine economy n. gizli ekonomi
submerge economy n. gizli ekonomi
controlled economy n. güdümlü ekonomi
hidden economy n. gizli ekonomi
transition to the strong economy program n. güçlü ekonomiye geçiş programı
invisible economy n. görünmez ekonomi
strong economy n. güçlü ekonomi
nomadic economy n. göçebe ekonomisi
nomadic economy n. göçebe iktisadiyatı
technological approaches improving the overall economy n. genel ekonomiye katkı yapan teknolojik yaklaşımlar
gray economy n. gri ekonomi
still-depressed economy n. hala durgunluk/kriz içinde olan ekonomi
motion economy n. hareket ekonomisi
household economy n. hanehalkı ekonomisi
high labour cost economy n. işçi masraflarının yüksek olduğu ekonomi
political economics of economy policy n. iktisat politikasının siyasi iktisatçılığı
export-based economy n. ihracata dayalı ekonomi
dual economy n. ikili ekonomi
political economy n. iktisat ilmi
second economy n. ikinci ekonomi
maxim of economy n. iktisadiyat prensibi
primitive economy n. ilkel ekonomi
manufacturing economy n. imalat ekonomisi
descriptive economy n. izahlı ekonomi
economic growth and development economy n. iktisadi büyüme ve kalkınma ekonomisi
domestic-demand-driven economy n. iç talep güdümlü ekonomi
unstable economy n. istikrarsız ekonomi
capitalist economy n. kapitalist ekonomi
tiger economy n. kaplan ekonomisi
economy of scope n. kapsam ekonomisi
mixed economy n. karma ekonomi
highway economy n. karayolu ekonomisi
black economy n. kara para
advocacy of a mixed economy n. karmacılık
mixed economy n. karma ekonomi
closed economy n. kapalı ekonomi
grey economy n. kayıt dışı ekonomi
grey-economy n. kayıt dışı ekonomi
unrecorded economy n. kayıt dışı ekonomi
informal economy n. kayıt dışı ekonomi
hidden economy n. kayıtdışı ekonomi
formal economy n. kayıtlı ekonomi
subterranean economy n. kayıt dışı ekonomi
underground economy n. kayıtdışı ekonomi
subterranean economy n. kayıtdışı sektör ekonomi
unrecorded economy n. kayıtdışı ekonomi
economy of scarcity n. kıtlık ekonomisi
shadow economy n. kayıtdışı ekonomi
informal economy n. kayıtdışı ekonomi
parallel economy n. kayıtdışı ekonomi
underground economy n. kayıt dışı ekonomi
controlled economy n. kontrollü ekonomi
the worsening economy n. kötüleşen ekonomi
depressed economy n. kriz içindeki durgun ekonomi
managed economy n. kontrol altında bulundurulan ekonomik sistem
crisis economy n. kriz ekonomisi
command economy n. komuta ekonomisi
managed economy n. kontrollü ekonomi
marginal economy n. marjinal ekonomi
mathematical economy n. matematiksel ekonomi
mathematical economy n. matematiksel iktisat
national economy congress n. milli iktisat kongresi
exchange economy n. mübadele ekonomisi
command economy n. merkezi planlı ekonomi
national economy policy n. milli iktisat politikası
decentralized socialistic economy n. merkeziyetçi olmayan sosyalist ekonomi
national economy policy n. milli ekonomi politikası
national economy n. milli ekonomi
balanced economy n. muvazene halindeki ekonomi
commodity economy n. meta ekonomisi
mature economy n. olgun ekonomi
scale economy n. ölçek ekonomisi
submerged economy n. örtülü ekonomi
economy of scale n. ölçek ekonomisi
pecuniary economy n. para ekonomisi
political economy n. politik iktisat
monetary economy n. para ekonomisi
money economy n. para ekonomisi
monetary economy n. parasal ekonomi
planed economy n. planlı ekonomi
war economy n. savaş ekonomisi
real economy n. reel ekonomi
welfare economy n. refah ekonomisi
real economy n. reel sektör
sound economy n. sağlam ekonomi
competitive economy n. rekabet ekonomisi
pure barter economy n. salt trampa ekonomisi
powerhouse economy n. santral ekonomisi
a proponent of a free-market economy n. serbest pazar yanlısı
free market economy n. serbest piyasa ekonomisi
free market economy n. serbest piyasa ekonomisi
political economy n. siyasi iktisat
capital-based economy n. sermayeye dayalı ekonomi
political economy n. siyasal iktisat
free economy n. serbest ekonomi
political economy n. siyasal ekonomi
laissez faire economy n. serbest piyasa ekonomisi
socialist commodity economy n. sosyalist meta ekonomisi
static economy n. statik ekonomi
urban economy n. şehir ekonomisi
command economy n. sosyalist ekonomi
atomistic economy n. tam rekabet ekonomisi
tariff-distorted economy n. tarifelerin bozucu etkileri altındaki ekonomi
social economy n. toplum ekonomisi
barter economy n. takas ekonomisi
complementary economy n. tamamlayıcı ekonomi
international economy policy n. uluslararası iktisat politikası
national economy n. ülke ekonomisi
economy class n. ucuz seyahat yeri
procedural economy n. usul ekonomisi
national economy n. ulusal ekonomi
national economy policy n. ulusal ekonomi politikası
small open economy n. ufak açık ülke
international monetary economy n. uluslararası parasal iktisat
semi-formal economy n. yarı resmi ekonomi
new economy n. yeni ekonomi
illegal economy n. yasadışı ekonomi
economy of shortage n. yokluk ekonomisi
subterranean economy n. yeraltı ekonomisi
underground economy n. yeraltı ekonomisi
black economy n. yeraltı ekonomisi
weak economy n. zayıf ekonomi
ailing economy n. zor durumdaki ekonomi
underground economy n. yeraltı ekonomisi
managed economy n. yönetimli ekonomi
attention economy n. dikkat ekonomisi
attention economy n. meta olarak insan dikkatini kullanan ekonomik yaklaşım
economy of scale n. üretim artarken ortalama maliyetlerin düşmesi
gig economy n. şirketlerin çalışanlarıyla belirsiz süreli sözleşme yapmak yerine geçici ve kısa dönemli kontratlar yaptığı çalışma biçimi
centralized economy n. ticari faaliyetler ve kaynak dağıtımını piyasa güçleri yerine devletin belirlediği ekonomi
centralized economy n. planlı ekonomi
centralised economy n. ticari faaliyetler ve kaynak dağıtımını piyasa güçleri yerine devletin belirlediği ekonomi
centralised economy n. planlı ekonomi
rocky economy n. sarsılan ekonomi
siege economy n. ithalatın kontrol altında tutulup sermaye ihracının düşürüldüğü bir ekonomi modeli
direct the economy v. ekonomiye yön vermek
enliven the economy v. ekonomiyi canlandırmak
steer the economy v. ekonomiye yön vermek
invigorate the economy v. ekonomiyi canlandırmak
reinvigorate the economy v. ekonomiyi canlandırmak
switch to market economy v. pazar ekonomisine geçmek
Law
gig economy n. esnek ekonomi
balanced economy n. muvazene halindeki ekonomi
gig economy n. şirketlerin çalışanlarıyla belirsiz süreli sözleşme yapmak yerine geçici ve kısa dönemli kontratlar yaptığı çalışma biçimi
Politics
open economy n. açık ekonomi
open global economy n. açık küresel ekonomi
multi-polar world economy n. çok kutuplu dünya ekonomisi
financing of the economy n. ekonominin finansmanı
experts of economy n. ekonominin kurmayları
globalisation of the economy n. ekonominin globalizasyonu
minister of economy n. ekonomi bakanı
state minister in charge of the economy n. ekonomiden sorumlu devlet bakanı
ministry of economy n. ekonomi bakanlığı
transition economy n. geçiş ekonomisi
industrialized and emerging market economy n. gelişmiş yükselen piyasa ülkeleri
transitional economy n. geçiş ekonomisi
economy in transition n. geçiş ekonomisi
advanced economy n. gelişmiş ekonomi
export-led economy n. ihracata dayalı ekonomi
export-led economy n. ihracat odaklı ekonomi
registered economy n. kayıtlı istihdam
outlook for the global economy n. küresel ekonomik görünüm
global market economy n. küresel piyasa ekonomisi
national economy n. milli iktisat
central planning economy n. merkezi planlı ekonomi
national economy ministry n. milli iktisat bakanlığı
national economy n. milli ekonomi
political economy n. politik iktisat
real economy n. reel ekonomi
rentier economy n. rant ekonomisi
defence economy n. savunma ekonomisi
real economy n. reel ekonomi
free market economy n. serbest pazar ekonomisi
political economy n. siyasal ekonomi
economy of turkey n. türkiye ekonomisi
space economy n. uzay ekonomisi
green economy n. yeşil ekonomi
emerging market economy n. yükselen piyasa ekonomisi
it's the economy, stupid expr. işin aslı ekonomi, aptal!
it's the economy, stupid expr. tabii ki ekonomi, aptal!
it's the economy, stupid expr. ekonomiden başka ne olabilir, aptal!
it's the economy, stupid expr. bill clinton'un 1992'de seçim kampanyasını kazanmasını sağlayan, ekonomiye dikkat çekmek amaçlı sloganı
it's the economy, stupid expr. ekonomik problemlere değinmekten kaçınanlara karşı kullanılan bir ifade
Institutes
minister of state responsible for economy n. ekonomiden sorumlu devlet bakanı
ministry of economy n. ekonomi bakanlığı
action for the restructuring of the economy n. mdaü’lere yönelik yeniden yapılanma programı
agricultural economy and policy development institute n. tarımsal ekonomi ve politika geliştirme enstitüsü müdürlüğü
department of agricultural economy and policy research n. tarımsal ekonomi ve politika araştırmaları daire başkanlığı
agricultural economy and policy development institute n. tarımsal ekonomi ve politika geliştirme enstitüsü müdürlüğü
Technical
corporate average fuel economy (cafe) n. birleşik ortalama yakıt verimliliği
power economy n. enerji ekonomisi
energy economy n. enerji ekonomisi
heat economy n. ısı ekonomisi
engineering economy n. mühendislik ekonomisi
neutron economy n. nötron ekonomisi
water economy n. su ekonomisi
fuel economy n. yakıt ekonomisi
Computer
economy mode n. economi modu
Informatics
information economy n. bilgi ekonomisi
Construction
urban economy n. kent ekonomisi
Automotive
corporate average fuel economy n. birleşik ortalama yakıt verimliliği
economy jet n. ekonomi memesi
economy gear n. ekonomi vitesi
epa fuel economy estimates/mpg estimates n. epa yakıt ekonomisi/galon başına mil tahminleri
highway fuel economy n. kent dışı yakıt ekonomisi
city fuel economy n. kent içi yakıt ekonomisi
combined fuel economy n. kombine yakıt ekonomisi
fuel economy n. yakıt tasarrufu
fuel economy n. yakıt ekonomisi
fuel economy n. yakıt ekonomisi
fuel economy and environment label n. yakıt ekonomisi ve çevre etiketi
fuel economy measurement method n. yakıt ekonomisi ölçüm metodu
Marine
local economy n. yöresel ekonomi
Psychology
token economy n. markayla (jetonla) ödüllendirme yöntemi
token economy n. token ekonomisi
Social Sciences
pol. econ. (political economy) abrev. siyasi ekonomi
Education
political economy of contemporary turkey n. çağdaş türkiye'nin ekonomi politiği
contemporary world economy n. çağdaş dünya ekonomisi
evolution of world economy n. dünya ekonomisinde evrim
comparative political economy n. karşılaştırmalı ekonomi politik
economy and society in comparative perspective n. karşılaştırmalı ekonomi ve toplum incelemeleri
token economy n. sembol pekiştirme
international political economy n. uluslararası ekonomi politik
selected topics on the international economy since 1750 n. 1750 sonrası uluslararası iktisatta seçilmiş konular
Linguistics
language economy n. tutumluluk ilkesi
Philosophy
principle of economy n. ockham'ın usturası
Environment
economy mode n. ekonomi modu
plutonium economy n. plutonyumun nükleer santrallarda kullanılması
availability of consumer information on fuel economy and co2 emissions in respect of the marketing of new passenger cars n. yeni binek otomobillerin yakıt ekonomisi ve co2 emisyonu konusunda tüketicilerin bilgilendirilmesi
Geography
rural economy n. kırsal ekonomi
Military
economy force n. asgari emniyet kuvveti
supply economy n. ikmal ekonomisi
economy of force n. kuvvet tasarrufu
war economy n. savaş ekonomisi