Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | dugout n. | (ağaç gövdesinden yapılan) kano | ||
Tom was sitting in the dugout with his teammates. Tom takım arkadaşlarıyla kanoda oturuyordu. More Sentences |
||||
Sport | ||||
Sport | dugout n. | yedek kulübesi | ||
Tom was sitting in the dugout with his teammates. Tom takım arkadaşlarıyla birlikte yedek kulübesinde oturuyordu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | dugout n. | yeraltı sığınağı | ||
General | dugout n. | kütükten oyulan kayık | ||
General | dugout n. | zeminlik | ||
General | dugout n. | siper | ||
General | dugout n. | içi boş ağaç gövdesinden yapılan kano | ||
General | dugout n. | bir tür marihuana içme aleti | ||
Technical | ||||
Technical | dugout n. | sığınak | ||
Agriculture | ||||
Agriculture | dugout n. | (kanada bozkırlarında) çiftliklerde su toplamak için kazılan su deposu | ||
Military | ||||
Military | dugout n. | yer altı sığınağı | ||
Military | dugout n. | yeraltı sığınağı |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | dugout canoe n. | ağaç kütüğünden yapılmış kano |
Military | ||
Military | dugout shelter n. | yer altı sığınağı |