criticism - Turc Anglais Dictionnaire

criticism

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "criticism" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 14 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
criticism n. tenkit
His criticisms were out of place.
Onun tenkitleri yersizdi.

More Sentences
criticism n. eleştiri
Our first criticism is that ending aid for fleet modernisation is totally unacceptable.
İlk eleştirimiz, filo modernizasyonu için yapılan yardımın sona erdirilmesinin kabul edilemez olduğudur.

More Sentences
General
criticism n. eleştiri
I have no criticism to make of the hard work.
Sıkı çalışma konusunda yapabileceğim bir eleştiri yok.

More Sentences
criticism n. eleştirme
However, we certainly have a few points of criticism.
Bununla birlikte, kesinlikle eleştireceğimiz birkaç nokta var.

More Sentences
Art
criticism n. eleştiri
The Commission's proposals have been drafted in the light of both these evaluations and this criticism.
Komisyonun teklifleri hem bu değerlendirmeler hem de bu eleştiriler ışığında hazırlanmıştır.

More Sentences
General
criticism n. eleştirmenlik
criticism n. kusur bulma
criticism n. yerme
criticism n. kritik
criticism n. olumsuz eleştiri
criticism n. kınama
criticism n. eleştirellik
criticism n. değerlendirme
Philosophy
criticism n. eleştiricilik

Sens de "criticism" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 149 résultat(s)

Anglais Turc
General
internal criticism n. iç eleştiri
Mrs Smet also addresses the internal criticism in our Member States, which makes its presence felt indirectly.
Sayın Smet ayrıca Üye Devletlerimizde varlığını dolaylı olarak hissettiren iç eleştirilere de değiniyor.

More Sentences
self-criticism n. özeleştiri
No, I do believe there must be a certain amount of self-criticism.
Hayır, belli bir miktar özeleştiri yapılması gerektiğine inanıyorum.

More Sentences
strong criticism n. sert eleştiri
It avoids strong criticisms, and it does not point any fingers.
Sert eleştirilerden kaçınıyor ve kimseyi suçlamıyor.

More Sentences
harsh criticism n. sert eleştiri
For harsh criticism to be justified it must be based on fair play and impartial treatment.
Sert eleştirilerin haklı olabilmesi için adil oyun ve tarafsız muameleye dayanması gerekir.

More Sentences
constructive criticism n. yapıcı eleştiri
The rapporteur analyses the common position in the spirit of constructive criticism.
Raportör ortak tutumu yapıcı eleştiri ruhu içinde analiz etmektedir.

More Sentences
severe criticism n. ağır eleştiri
He was subjected to severe criticism.
Ağır eleştirilere maruz kaldı.

More Sentences
heavy criticism n. ağır eleştiri
The United States, as you know, has come in for the heaviest criticism.
Bildiğiniz gibi ABD en ağır eleştirilere maruz kalmıştır.

More Sentences
negative criticism n. olumsuz eleştiri
How do you deal with the negative criticism?
Olumsuz eleştirilerle nasıl başa çıkıyorsun?

More Sentences
social criticism n. sosyal eleştiri
An effective policy on sustainable development requires direct and clear social criticism.
Sürdürülebilir kalkınmaya ilişkin etkili bir politika, doğrudan ve açık bir sosyal eleştiri gerektirir.

More Sentences
Idioms
open to criticism adj. eleştiriye açık
Tom is not open to criticism.
Tom eleştiriye açık değil.

More Sentences
General
new criticism n. yeni eleştiri
history and criticism n. tarih ve kritik
art criticism n. sanat kritiği
textual criticism n. metinsel kritik
self criticism n. özeleştiri
marxist criticism n. marksist eleştiri
musical criticism n. müzikal eleştiri
textual criticism n. metin eleştirisi
undue criticism n. yersiz eleştiri
harsh criticism n. ağır eleştiri
literary criticism n. edebi eleştiri
excessive criticism n. aşırı eleştiri
mass media criticism n. kitle iletişim araçları eleştirisi
criticism and interpretation n. kritik ve yorum
reader-response criticism n. okur odaklı eleştiri
self-criticism n. otokritik
reader-response criticism n. okur merkezli eleştiri
scientific criticism n. bilimsel eleştiri
translation criticism n. çeviri eleştirisi
severe criticism n. sert eleştiri
archetypal criticism n. kalıp eleştirisi
fierce criticism n. sert eleştiri
sharp criticism n. ağır eleştiri
serious criticism n. sert eleştiri
strident criticism n. ağır eleştiri
fierce criticism n. ağır eleştiri
strong criticism n. ağır eleştiri
trenchant criticism n. sert eleştiri
bitter criticism n. sert eleştiri
bitter criticism n. ağır eleştiri
serious criticism n. ağır eleştiri
strident criticism n. sert eleştiri
sharp criticism n. sert eleştiri
heavy criticism n. sert eleştiri
trenchant criticism n. ağır eleştiri
constructive criticism n. olumlu eleştiri
bitter criticism n. acımasız eleştiri
fierce criticism n. acımasız eleştiri
positive criticism n. olumlu eleştiri
serious criticism n. acımasız eleştiri
strident criticism n. acımasız eleştiri
harsh criticism n. acımasız eleştiri
heavy criticism n. acımasız eleştiri
trenchant criticism n. acımasız eleştiri
severe criticism n. acımasız eleştiri
strong criticism n. acımasız eleştiri
sharp criticism n. acımasız eleştiri
destructive criticism n. yıkıcı eleştiri
increasing criticism n. artan eleştiri
growing criticism n. artan eleştiri
level of criticism n. eleştirinin dozu
a strident criticism n. sıkı bir eleştiri
a heavy criticism n. ağır bir eleştiri
a bitter criticism n. sıkı bir eleştiri
a serious criticism n. sıkı bir eleştiri
a bitter criticism n. acı bir eleştiri
a strong criticism n. sıkı bir eleştiri
a trenchant criticism n. sıkı bir eleştiri
a fierce criticism n. sıkı bir eleştiri
a harsh criticism n. sıkı bir eleştiri
a sharp criticism n. sıkı bir eleştiri
a severe criticism n. sıkı bir eleştiri
meta-criticism n. üst eleştiri
self-criticism n. öz eleştiri
strong and unfair criticism n. ağır ve haksız eleştiri
criticism raised against n. 'e karşı yöneltilen eleştiri
literary criticism n. edebi değerlendirme
historical criticism n. tarihsel eleştiri
lit crit (literary criticism) n. edebiyat eleştirisi
petty criticism n. yerme
petty criticism n. kötüleme
petty criticism n. küçümseme
petty criticism n. kabaca eleştirme
endure criticism v. eleştirilere göğüs germek
invite criticism v. açmaz yapmak
come in for criticism v. eleştiri almak
not to lay oneself open to criticism v. açık vermemek
direct criticism at someone v. eleştiriler yöneltmek
be singled out for criticism v. eleştirilere maruz kalmak
express criticism v. eleştiri yöneltmek
come in for criticism v. eleştirilere maruz kalmak
direct criticism v. eleştiri yöneltmek
be open to criticism v. eleştirilere açık olmak
come under criticism v. eleştirilere maruz kalmak
voice criticism v. eleştiri getirmek
make criticism v. eleştiri getirmek
bring criticism v. eleştiri getirmek
receive positive criticism v. olumlu eleştiri almak
do a self-criticism v. dönüp kendine bakmak
give harsh criticism v. sert biçimde eleştirmek
give harsh criticism v. acımasızca eleştirmek
come under heavy criticism v. ağır eleştirilere maruz kalmak
face heavy criticism v. ağır eleştirilere maruz kalmak
draw heavy criticism v. ağır eleştirilere maruz kalmak
construe as criticism v. eleştiri olarak algılamak/yorumlamak
draw criticism v. eleştiri almak
criticise for the sake of criticism v. eleştirmek için eleştirmek
criticize for the sake of criticism v. eleştirmek için eleştirmek
take criticism v. eleştiri kabul etmek
take criticism v. eleştirilere açık olmak
Colloquial
lay oneself open to criticism v. kendini eleştiriye maruz bırakmak
Idioms
(firing) arrows of criticism n. eleştiri oku
(sharpest) arrows of criticism n. eleştiri oku
a barrage of criticism n. eleştiri yağmuru
a storm of criticism n. eleştiri yağmuru
(sharpest) arrows of criticism n. eleştiri okları
(firing) arrows of criticism n. eleştiri okları
lay somebody open to criticism v. birini eleştiriye maruz bırakmak
open oneself to criticism v. eleştiriye davetiye çıkarmak
open oneself to criticism v. kendini eleştiriye maruz bırakmak
open (oneself) (up) to criticism v. (kendini) eleştirilere karşı savunmasız bırakmak
open (oneself) (up) to criticism v. (kendini) eleştiriye açmak
open (oneself) (up) to criticism v. eleştiriye açık olmak
open to criticism adj. eleştirilere açık
Speaking
constructive criticism is always welcome expr. yapıcı eleştirilere her zaman açığım
Media
television criticism n. televizyon eleştirisi
Architecture
architectural criticism n. mimari eleştiri
Psychology
criticism trap n. eleştiri tuzağı
jungian criticism n. jung tarzı eleştiri
Education
literary criticism n. edebiyat eleştirisi
Literature
theoretical criticism n. edebi çalışmayı belirli edebi teoriler ışığında inceleyen eleştirel yaklaşım veya doktrin
textual criticism n. metin tenkidi
historical criticism  n. tarihi eleştiri 
higher criticism n. yüksek eleştiri
mythic criticism n. edebiyatta mitsel anlam veya imgelem arayarak metni zaman ve mekanın ötesinde inceleyen eleştirel bir yaklaşım
genre criticism n. tür eleştirisi
practical criticism n. edebiyat eleştirisine uygulamalı yaklaşım
Religious
lower criticism n. (özellikle incil) dini eser eleştirisi
lower criticism n. incelenen eserde sözcükleri temel alarak anlamlarını araştıran eleştiri çalışması
Philosophy
aristotelian criticism n. aristoteles'in poetika eserinde kullandığı yönteme dayanan eleştirel doktrin
empirio-criticism n. ampiryokritisizm
platonic criticism n. platon tarzı eleştiri
Art
art criticism n. sanat eleştirmenliği
Theatre
theatre criticism n. tiyatro eleştirmenliği
Cinema
movie criticism n. film eleştirmenliği
film criticism n. film eleştirmenliği
movie criticism n. sinema eleştirmenliği
film criticism n. sinema eleştirmenliği
Star Wars
ord canfre institute for ethics in art criticism n. ord canfre sanat eleştirmenliğinde etik enstitüsü