Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | boş koltuk | empty seat n. |
General | boş koltuk | vacant seat n. |
General | boş koltuk | spare seat n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | son boş koltuk | last seat availability n. |
General | son boş koltuk | last seat available n. |
General | araçta ön koltuk boş olmasına rağmen arka koltukta seyahat etmek | vip v. |
Speaking | ||
Speaking | burası (bu koltuk) boş mu? | is this seat taken? expr. |
Speaking | tiyatro veya sinemaya giden iki erkeğin homoseksüel oldukları düşünülmesin diye oturuken aralarında bıraktıkları boş koltuk | I'm not gay seat expr. |
Politics | ||
Politics | boş koltuk politikası | empty chair policy n. |
Aeronautic | ||
Aeronautic | uçaklarda güncellenmiş boş koltuk durumu | last seat availability n. |