|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
üniversiteye veya mahkemeye düzensiz olarak, bir süreliğine katılan kimse |
term-trotter [brit] n.
|
|
2 |
General |
posta akışını geçici bir süreliğine durdurma |
mail embargo n.
|
|
3 |
General |
geçici süreliğine bir yerde kalan kimse |
denizen n.
|
|
4 |
General |
(hız trenlerinde) yolun yarısında bir süreliğine düzleşen tepe |
double-dip n.
|
|
5 |
General |
bir süreliğine popüler olan şey |
fashion n.
|
|
6 |
General |
kısa bir süreliğine bir yeri veya bir kişiyi görmeye gitmek |
visit v.
|
|
7 |
General |
belirsiz bir süreliğine ertelemek |
postpone for an indefinite time v.
|
|
8 |
General |
bir süreliğine devam eden hastalık |
self-limited adj.
|
|
9 |
General |
belirli bir süreliğine var olan |
finite adj.
|
|
10 |
General |
bir süreliğine olan |
finite adj.
|
|
11 |
General |
kısa bir süreliğine |
briefly adv.
|
|
Phrasals |
|
12 |
Phrasals |
(birini) kısa bir süreliğine görmeye gidip çıkmak |
cruise by v.
|
|
13 |
Phrasals |
kısa süreliğine (bir yerde) durmak |
run by (some place) v.
|
|
|
14 |
Phrasals |
kısa süreliğine (bir yerde) durmak |
run by v.
|
|
15 |
Phrasals |
kısa bir süreliğine (bir yerde) kalmak veya yaşamak |
camp out v.
|
|
16 |
Phrasals |
bir süreliğine birini kızağa çekmek/işten el çektirmek |
suspend somebody (from something) v.
|
|
17 |
Phrasals |
bir süreliğine geri dönmek |
pop back (for something) v.
|
|
18 |
Phrasals |
hastalık nedeniyle işten bir süreliğine izin almak |
book off v.
|
|
19 |
Phrasals |
(kısa süreliğine) bir yere sığınmak |
hunker down v.
|
|
20 |
Phrasals |
(bir şeyi) kısa bir süreliğine düşünmek |
flirt with (something) v.
|
|
21 |
Phrasals |
kuzeyde bir yere hızlıca veya kısa süreliğine seyahat etmek |
zip up v.
|
|
22 |
Phrasals |
yüksekte bir yere hızlıca veya kısa süreliğine çıkmak |
zip up v.
|
|
23 |
Phrasals |
bir oyuncuyu bir süreliğine oyundan almak |
rest in (someone) v.
|
|
24 |
Phrasals |
(bir yere) kısa süreliğine girip çıkmak |
run into (some place) v.
|
|
25 |
Phrasals |
bir süreliğine birinin evinde konaklamak |
lodge with v.
|
|
26 |
Phrasals |
bir süreliğine durdurmak/bırakmak |
lay aside v.
|
|
27 |
Phrasals |
bir süreliğine bir kenara bırakmak |
lay aside v.
|
|
28 |
Phrasals |
(birinin bir şeyi) bir süreliğine almasına/kullanmasına izin vermek |
loan (something) out (to one) v.
|
|
29 |
Phrasals |
(bir şeyden/yerden) bir süreliğine izin almak |
take off from (something or some place) v.
|
|
30 |
Phrasals |
(bir yerden/şeyden) bir süreliğine uzak kalmak |
take off from (something or some place) v.
|
|
31 |
Phrasals |
(birini) bir süreliğine (birinin) yanına yerleştirmek |
put (someone) up with (one) v.
|
|
32 |
Phrasals |
(birini) bir süreliğine (birinin) yanına bırakmak |
put (someone) up with (one) v.
|
|
33 |
Phrasals |
(birini) bir süreliğine (birinin) yanında kalması için bırakmak |
put (someone) up with (one) v.
|
|
|
34 |
Phrasals |
birini bir süreliğine birinin yanına yerleştirmek |
put someone up with someone v.
|
|
35 |
Phrasals |
birini bir süreliğine birinin yanına bırakmak |
put someone up with someone v.
|
|
36 |
Phrasals |
birini bir süreliğine birinin yanında kalması için bırakmak |
put someone up with someone v.
|
|
37 |
Phrasals |
(bir şeyi belli bir süreliğine/düzeyde) deneyimlemek |
see (some amount) of (something) v.
|
|
38 |
Phrasals |
(bir şeyi belli bir süreliğine/düzeyde) incelemek |
see (some amount) of (something) v.
|
|
39 |
Phrasals |
birini/bir şeyi belli bir süreliğine/düzeyde incelemek |
see something of someone or something v.
|
|
40 |
Phrasals |
çocuğunu, evcil hayvanını bir süreliğine birine/bir yere bırakmak |
board out v.
|
|
41 |
Phrasals |
(birini/bir hayvanı) geçici süreliğine bir yere göndermek |
board (someone or an animal) out v.
|
|
42 |
Phrasals |
(birini/bir hayvanı) bir süreliğine pansiyona, bakım evine bırakmak |
board (someone or an animal) out v.
|
|
43 |
Phrasals |
(birini geçici süreliğine bir şey) olarak atamak |
deputize (one) as (something) v.
|
|
44 |
Phrasals |
(birini geçici süreliğine bir şey) olarak görevlendirmek |
deputize (one) as (something) v.
|
|
45 |
Phrasals |
bir şeye bozulmaya, kırılmaya, eskimeye karşı (bir süreliğine) garanti vermek |
guarantee something against something (for something) v.
|
|
46 |
Phrasals |
(bir şeye) bozulmaya, kırılmaya, eskimeye karşı (bir süreliğine) garanti vermek |
guarantee (something) against (something) for (some length of time) v.
|
|
47 |
Phrasals |
(birini bir süreliğine bir şeyi/işi) yapamaz duruma getirmek |
incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
|
|
48 |
Phrasals |
(birini bir süreliğine bir işi yapmak için) güçsüz kılmak |
incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
|
|
49 |
Phrasals |
(birini bir süreliğine bir işi yapmaktan) aciz bırakmak |
incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
|
|
50 |
Phrasals |
(birini bir süreliğine bir şeyi/işi) yapamaz hale getirmek |
incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
|
|
51 |
Phrasals |
(birini bir süreliğine bir işi yapmak için) güçsüz düşürmek/bırakmak |
incapacitate (someone) for (something) for (a period of time) v.
|
|
52 |
Phrasals |
(birinin bir şeyi) bir süreliğine almasına/kullanmasına izin vermek |
loan (something) to (one) [us] v.
|
|
53 |
Phrasals |
'-in bir şeyi bir süreliğine almasına/kullanmasına izin vermek |
loan to v.
|
|
54 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) geçici bir süreliğine bakmak |
look after (someone or something) v.
|
|
55 |
Phrasals |
(bir süreliğine) durmak |
stop for v.
|
|
56 |
Phrasals |
(bir süreliğine) durmak |
stop for (something) v.
|
|
57 |
Phrasals |
(bir süreliğine) değiştirmek |
swap for (something) v.
|
|
58 |
Phrasals |
(bir süreliğine) değişmek |
trade for (something) v.
|
|
59 |
Phrasals |
(bir süreliğine) değiş tokuş etmek |
trade for (something) v.
|
|
Colloquial |
|
60 |
Colloquial |
hokey veya lakros gibi oyunlarda kural ihlali yapan oyuncunun belli bir süreliğine gönderildiği alan |
sin bin n.
|
|
61 |
Colloquial |
bireyin tüm elektronik cihazlardan bilerek bir süreliğine ayrı kalması |
digital detox n.
|
|
62 |
Colloquial |
bir süreliğine işte/okulda olmamak |
be out for (something) v.
|
|
63 |
Colloquial |
bir süreliğine izinli |
off of work adj.
|
|
Idioms |
|
64 |
Idioms |
bir süreliğine birinin yerini almak/yerine bakmak |
keep somebody’s seat warm (for them) v.
|
|
65 |
Idioms |
(birine veya bir şeye) kısa süreliğine bakmak |
steal a look (at someone or something) v.
|
|
66 |
Idioms |
kısa süreliğine birinin yerine bir şeye/yere bakmak |
mind the shop v.
|
|
67 |
Idioms |
kısa süreliğine birinin yerine bir şeye/yere göz kulak olmak |
mind the shop v.
|
|
68 |
Idioms |
bir süreliğine biriyle aynı evi/kalacak yeri paylaşmak |
be shacked up with (someone) v.
|
|
69 |
Idioms |
şans eseri hayatında bir kez ve kısa süreliğine karşılaşmak |
be (like) ships that pass in the night v.
|
|
70 |
Idioms |
(bir süreliğine veya temelli) içkiyi bırakmak/kesmek |
be on the wagon v.
|
|
71 |
Idioms |
(bir süreliğine veya temelli) içkiyi bırakmak/kesmek |
go on the wagon v.
|
|
72 |
Idioms |
(bir şeyi) bir süreliğine bırakmak/durdurmak |
give (something) a rest v.
|
|
73 |
Idioms |
bir şeyi bir süreliğine bırakmak/durdurmak |
give something a rest v.
|
|
|
74 |
Idioms |
bir üniversiteye, okula bir süreliğine misafir olan |
in residence expr.
|
|
75 |
Idioms |
alandaki diğer kişilere katkı sağlamak için bir kurumda bir süreliğine misafir edilen |
in residence expr.
|
|
76 |
Idioms |
alanda bilgi paylaşımı yapabilmesi için bir süreliğine bir kurumda misafir edilen/ağırlanan |
in residence expr.
|
|
77 |
Idioms |
bir kurumda bir süreliğine misafir olarak bulunan |
in residence expr.
|
|
78 |
Idioms |
bildiklerini/tecrübesini paylaşmak ve çalışmak için bir süreliğine bir kurumda ikamet eden |
in residence expr.
|
|
79 |
Idioms |
bir süreliğine bir yerde ikamet eden ve çalışan |
in residence expr.
|
|
80 |
Idioms |
geçici bir süreliğine bir kurumun davetlisi olarak orada kalan ve çalışan |
in residence expr.
|
|
Speaking |
|
81 |
Speaking |
bir süreliğine izin alsam çok iyi olacak |
it's for the best that i take some time off expr.
|
|
82 |
Speaking |
şehir dışına çık bir süreliğine |
get out of town for a while expr.
|
|
Trade/Economic |
|
83 |
Trade/Economic |
belirli bir süreliğine ödünç verilen para |
time money n.
|
|
84 |
Trade/Economic |
belirli bir süreliğine ödünç verilebilecek para |
time money n.
|
|
85 |
Trade/Economic |
bir görevi gerçekleştirmek amacıyla kısa süreliğine göreve getirilmiş yönetici |
bungee boss n.
|
|
86 |
Trade/Economic |
mülkü belirli süreliğine sabit bir fiyata satma veya alma hakkını elde etmek |
option v.
|
|
87 |
Trade/Economic |
mülkü belirli süreliğine sabit bir fiyata satma veya alma hakkı tanımak |
option v.
|
|
88 |
Trade/Economic |
(bir süreliğine) vergiden muaf |
tax-deferred adj.
|
|
Law |
|
89 |
Law |
belirli bir süreliğine mülk sahibi olan kimse |
termor n.
|
|
90 |
Law |
bir süreliğine halktan gizli tutulan iddianame |
sealed indictment n.
|
|
91 |
Law |
mülkü belirli süreliğine sabit bir fiyata satma veya alma hakkını tanıyan finansal araç |
option n.
|
|
92 |
Law |
bir süreliğine geçerli olan, belirli sayıdaki hisse senedini sabit fiyata satma veya alma hakkı |
option n.
|
|
Industry |
|
93 |
Industry |
sektör veya ekonomideki gerilemeden ötürü bir süreliğine yeni proje üretmeyen gayrimenkul geliştirme şirketi |
dino (developer in name only) abrev.
|
|
94 |
Industry |
sektör veya ekonomideki gerilemeden ötürü bir süreliğine yeni proje üretmeyen gayrimenkul müteahhidi |
dino (developer in name only) abrev.
|
|
Tourism |
|
95 |
Tourism |
bir gece veya kısa bir süreliğine kalmak isteyen misafire otelin uyguladığı tarife |
day rate n.
|
|
Aeronautic |
|
96 |
Aeronautic |
belirli bir süreliğine uçağın kiralanması esasına dayalı charter |
time series charter n.
|
|
Marine |
|
97 |
Marine |
belirli bir süreliğine düzenli olarak seyahat edilmesi beklenen yön |
mean line of advance n.
|
|
Medical |
|
98 |
Medical |
kalbin debisini kısa süreliğine artırmak için implante edilen bir cihaz |
lvad (left ventricular assist device) n.
|
|
Psychology |
|
99 |
Psychology |
psikedelik bir deneyimin kısa süreliğine tekrar etmesi |
flashback n.
|
|
Food Engineering |
|
100 |
Food Engineering |
gıdaları ani şekilde değiştirici etkisi olan bir faktöre kısa süreliğine maruz bırakmayı içeren (besin işleme yöntemi) |
flash adj.
|
|
Agriculture |
|
101 |
Agriculture |
(tavuk, koyun gibi hayvanları) böceklenmelerini önlemek amacıyla kısa süreliğine sıvı bir kimyasala batırmak |
dip v.
|
|
Social Sciences |
|
102 |
Social Sciences |
yaşlıya bakım verenin/ailesinin özel durumu nedeniyle yaşlının geçici bir süreliğine hemşire tarafından bakımının sağlanması |
respite care n.
|
|
Education |
|
103 |
Education |
bir öğrenciyi sınavdan bir süreliğine muaf tutmak için verilen hastalık izni belgesi |
aegrotat n.
|
|
History |
|
104 |
History |
paris'i 1871'de kısa süreliğine yöneten devrimci sosyalist bir hükümet |
commune n.
|
|
Religious |
|
105 |
Religious |
resmi yetkisi bulunmaksızın belirli bir süreliğine cemaate papazlık yapan din adamı |
stated supply n.
|
|
Geography |
|
106 |
Geography |
belarus'ta yer alan ve bir süreliğine chabad hareketinin merkezi olan bir kasaba |
lubavitch n.
|
|
Football |
|
107 |
Football |
takım oyuncularının bir sonraki oyuna dair talimatları almak üzere kısa süreliğine hücum hattının arkasında toplanması |
huddle n.
|
|
108 |
Football |
bir sonraki oyuna dair talimatları almak üzere kısa süreliğine hücum hattının arkasında toplanmak |
huddle v.
|
|
Theatre |
|
109 |
Theatre |
edebi bir eserde üzerine bir süreliğine yoğunlaşılan düşünce veya obje hakkında izlenim yaratılacak sahne |
vignette n.
|
|
Abbreviation |
|
110 |
Abbreviation |
(ingiliz mahkemelerinde) kararın değerlendirilmek üzere bir süreliğine ertelenmesi |
cav (curia advisari vult) n.
|
|
111 |
Abbreviation |
(ingiliz mahkemelerinde) kararın değerlendirilmek üzere bir süreliğine ertelenmesi |
cur. adv. vult (curia advisari vult) n.
|
|
112 |
Abbreviation |
hükümetin ihtiyaçlarını karşılamak üzere belirli bir süreliğine borçlandığı para |
cgbr (central government borrowing requirement) n.
|
|
Slang |
|
113 |
Slang |
bir süreliğine durdurulmak |
be on ice v.
|
|
114 |
Slang |
geçici olarak/bir süreliğine yerleşmiş |
jungled up [old-fashioned] adj.
|
|
115 |
Slang |
(bir süreliğine) darda |
in the hole for (something) expr.
|
|
116 |
Slang |
(bir süreliğine) paraya sıkışık |
in the hole for (something) expr.
|
|
117 |
Slang |
(bir süreliğine) maddi sıkıntıda |
in the hole for (something) expr.
|
|
118 |
Slang |
(bir süreliğine) hücrede/hücreye |
in the hole for (something) expr.
|
|
Modern Slang |
|
119 |
Modern Slang |
klavye başından kısa süreliğine/bir saniyeliğine ayrılmış |
afkfas (away from keyboard for a second) expr.
|
|