|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
bir şeyin üstüne veya içine yerleştirilen eleman |
seating n.
|
|
2 |
General |
bir şeyin üstüne tıklamak |
click on something v.
|
|
3 |
General |
son vermek için bir şeyin üstüne gitmek |
crack down on v.
|
|
4 |
General |
üstüne sürmek (bir şeyin) |
top v.
|
|
5 |
General |
üstüne koymak (bir başka şeyin) |
superimpose over v.
|
|
6 |
General |
sürmek (bir başka şeyin üstüne) |
spread v.
|
|
7 |
General |
üstüne bindirmek (bir başka şeyin) |
superimpose over v.
|
|
8 |
General |
bir şeyin üstüne resim vb çizmek |
draw on something v.
|
|
9 |
General |
(bir şeyin üstüne) bağlantı işareti koymak |
matchmark v.
|
|
10 |
General |
(bir şeyin) üstüne yıkılmak |
come crashing down onto v.
|
|
11 |
General |
(bir şeyin) üstüne oturtmak |
fay v.
|
|
12 |
General |
(bir şeyin) üstüne yatmak |
poach v.
|
|
13 |
General |
bir şeyin üstüne giyilen anlamı veren son ek |
-let suf.
|
|
Phrasals |
|
14 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne çıkmak |
go up v.
|
|
15 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne çıkmak |
go up v.
|
|
16 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne/üzerine koymak |
put onto (someone or something) v.
|
|
17 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne/üzerine yerleştirmek |
put onto (someone or something) v.
|
|
|
18 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) kadar üstüne geçmek |
exceed (someone or something) by (something) v.
|
|
19 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) kadar üstüne geçmek |
exceed someone or something by something v.
|
|
20 |
Phrasals |
(bir şeyin önüne/üstüne) götürüp koymak |
carry (someone or something) over to (some place) v.
|
|
21 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne uzanmak/yatmak |
lie down on something v.
|
|
22 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne (taş vb) yağdırmak |
pelt someone or something with something v.
|
|
23 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne bir şey çizmek/bir şeyin resmini yapmak |
paint something on v.
|
|
24 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne çıkmak |
step up on v.
|
|
25 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne bir şey çizmek/bir şeyin resmini yapmak |
paint something onto something v.
|
|
26 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne çıkmak |
step up onto v.
|
|
27 |
Phrasals |
(yapışması için) bir şeyin üstüne bastırmak |
press something on v.
|
|
28 |
Phrasals |
(yapışması için) bir şeyin üstüne bastırmak |
press something onto something v.
|
|
29 |
Phrasals |
bir şeyin en üstüne bir şey koymak |
crown (someone or something) with (something) v.
|
|
30 |
Phrasals |
bir şeyin en üstüne bir şey yerleştirmek |
crown something with something v.
|
|
31 |
Phrasals |
(birinin ya da bir şeyin) üstüne yıkılmak |
crush (up) against (someone or something) v.
|
|
32 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne sürmek |
daub (something) on(to) (something) v.
|
|
33 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne dört nala koşmak |
charge down on someone or something v.
|
|
34 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne hızla sürmek |
charge down on someone or something v.
|
|
35 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne çullanmak |
charge down on someone or something v.
|
|
36 |
Phrasals |
(birinin veya bir şeyin) üstüne gitmek |
get down on (someone or something) v.
|
|
37 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne indirmek (yağmur veya akışkan madde) |
pour down v.
|
|
|
38 |
Phrasals |
birinin veya bir şeyin üstüne akışkan bir maddeyi boca etmek/dökmek/yağdırmak |
pour down v.
|
|
39 |
Phrasals |
bir şeyin şeklini başka bir şeye göre değiştirip üstüne uydurmak |
work something down (over something) v.
|
|
40 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) sermek |
drape (someone or something) with (something) v.
|
|
41 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne düşürmek |
drop (someone or something) on (someone or something) v.
|
|
42 |
Phrasals |
birini/bir şeyi başka birinin/bir şeyin üstüne düşürmek |
drop someone or something on someone or something v.
|
|
43 |
Phrasals |
(birinin/bir) şeyin üstüne kar yağmak |
dump on (someone or something) v.
|
|
44 |
Phrasals |
(bir şeyi, yazıyı, deseni) bir şeyin üstüne kazımak |
etch (something) in (something) v.
|
|
45 |
Phrasals |
(bir şeyi, yazıyı, deseni) bir şeyin üstüne kazımak |
etch (something) into (something) v.
|
|
46 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek |
fall upon (someone or something) v.
|
|
47 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek |
fall upon (someone or something) v.
|
|
48 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak |
fall upon (someone or something) v.
|
|
49 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak |
fall upon (someone or something) v.
|
|
50 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
fall upon (someone or something) v.
|
|
51 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
52 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
53 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak |
fall on (someone or something) v.
|
|
54 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak |
fall on (someone or something) v.
|
|
55 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
56 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek |
fall onto (someone or something) v.
|
|
57 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
58 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne düşmek |
fall on v.
|
|
59 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne düşmek |
fall upon v.
|
|
60 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey yıkmak |
force on (someone or something) v.
|
|
61 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne haciz koymak |
foreclose on (something) v.
|
|
62 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne haciz koymak |
foreclose on something v.
|
|
63 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şeyin üstüne kurmak/inşa etmek |
found on v.
|
|
64 |
Phrasals |
bir şeyi başka bir şeyin üstüne kurmak/inşa etmek |
found upon v.
|
|
65 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne saçmak |
distribute something over something v.
|
|
66 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne yaymak |
distribute something over something v.
|
|
67 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden dağıtmak |
distribute something over something v.
|
|
68 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak dağıtmak |
distribute something over something v.
|
|
69 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak |
distribute something over something v.
|
|
70 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne atmak |
throw at v.
|
|
71 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne atmak |
throw something at someone v.
|
|
72 |
Phrasals |
geriye doğru giderken (birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak |
back over (someone or something) v.
|
|
73 |
Phrasals |
(birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak |
barrel in v.
|
|
74 |
Phrasals |
(birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak |
barrel into v.
|
|
75 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek |
handle (someone or something) with gloves v.
|
|
76 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak |
heap something upon someone or something v.
|
|
77 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek |
heap something upon someone or something v.
|
|
|
78 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak |
heap something on someone or something v.
|
|
79 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek |
heap something on someone or something v.
|
|
80 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne bastırmak/tutmak |
hold something against someone or something v.
|
|
81 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
fall down on someone or something v.
|
|
82 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne atılmak |
jump on someone or something v.
|
|
83 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne atlamak/zıplamak |
jump on someone or something v.
|
|
84 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne/üstünde hoplamak |
jump on someone or something v.
|
|
85 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne koymak |
lay (something) on (someone or something) v.
|
|
86 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bırakmak |
lay (something) on (someone or something) v.
|
|
87 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne sermek |
lay (something) on (someone or something) v.
|
|
88 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak |
lay (something) on (someone or something) v.
|
|
89 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek |
load something onto someone or something v.
|
|
90 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek |
load something onto someone or something v.
|
|
91 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek |
load something on v.
|
|
92 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek |
load something on v.
|
|
93 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne/tepesine tünemek |
perch on (something) v.
|
|
94 |
Phrasals |
(bir şeyin) tepesine/üstüne çıkarmak |
perch on (something) v.
|
|
95 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir şeyin üstüne koymak |
perch someone or something on something v.
|
|
96 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne atlamak |
pounce on (something) v.
|
|
97 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne uzanmak |
repose on (something) v.
|
|
98 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne uzanmak |
repose upon (something) v.
|
|
99 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlanmak |
roll onto (someone or something) v.
|
|
100 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlamak |
roll onto (someone or something) v.
|
|
101 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne ruloyla bir şey sürmek |
roll something onto something v.
|
|
102 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne pat diye bir şey koymak |
slap something onto someone or something v.
|
|
103 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne pat diye bir şey koymak |
slap something on v.
|
|
104 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey sıkmak |
spray someone or something with something v.
|
|
105 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey püskürtmek |
spray someone or something with something v.
|
|
106 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey serpmek |
sprinkle someone or something with something v.
|
|
107 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne bir şey püskürtmek |
sprinkle someone or something with something v.
|
|
108 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne gitmek |
stick with (something) v.
|
|
109 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne takmak |
strap (someone or something) onto (someone or something) v.
|
|
110 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bağlamak |
strap (someone or something) onto (someone or something) v.
|
|
111 |
Phrasals |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bağlamak |
strap (someone or something) with (something) v.
|
|
112 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) bağlamak |
strap (someone or something) with (something) v.
|
|
113 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne gitmek |
toss at (something) v.
|
|
114 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne bir şey basmak |
imprint something with something v.
|
|
115 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne bir yazı/desen basmak |
imprint something with something v.
|
|
116 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne bir şey nakşetmek |
imprint something with something v.
|
|
117 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne bir şeyi damga olarak basmak |
imprint something with something v.
|
|
118 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
tumble into someone or something v.
|
|
119 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne yuvarlanmak |
tumble into someone or something v.
|
|
120 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne sıçramak |
jump up to (something) v.
|
|
121 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne zıplamak |
jump up to (something) v.
|
|
122 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne koymak/yerleştirmek |
mount (something) on (something else) v.
|
|
123 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne koymak |
mount something on something v.
|
|
124 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne yerleştirmek |
mount something on something v.
|
|
125 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne koymak |
mount up v.
|
|
126 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne yerleştirmek |
mount up v.
|
|
127 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iğneyle tutturmak/asmak |
pin (something) up onto (something) v.
|
|
128 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iğnelemek |
pin (something) up onto (something) v.
|
|
129 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne firketeyle tutturmak |
pin (something) up onto (something) v.
|
|
130 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak |
pin (something) up onto (something) v.
|
|
131 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iliştirmek |
pin (something) up onto (something) v.
|
|
132 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak |
pop something on something v.
|
|
133 |
Phrasals |
bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak |
pop something on something v.
|
|
134 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak |
pop something onto something v.
|
|
135 |
Phrasals |
bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak |
pop something onto something v.
|
|
136 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak |
pop something on v.
|
|
137 |
Phrasals |
bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak |
pop something on v.
|
|
138 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne dökmek |
pour something on (to) something v.
|
|
139 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne boşaltmak |
pour something on (to) something v.
|
|
140 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey döküp/sıçratıp sırılsıklam etmek |
splash all over (someone or something) v.
|
|
141 |
Phrasals |
(birini ya da bir şeyi başka birinin ya da bir şeyin) üstüne yerleştirmek |
put (someone or something) above (someone or something) v.
|
|
142 |
Phrasals |
birini ya da bir şeyi başka birinin ya da bir şeyin üstüne yerleştirmek |
put someone or something above someone or something v.
|
|
143 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne eğilmek |
lean across (someone or something) v.
|
|
144 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne eğilmek |
lean across someone or something v.
|
|
145 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne yersiz bir şekilde eklemek |
tack (something) onto (something else) v.
|
|
146 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne getirip yapıştırmak |
tack (something) onto (something else) v.
|
|
147 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne fazladan eklemek/ilave etmek |
tack (something) onto (something else) v.
|
|
148 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne eklemek |
tack something onto something v.
|
|
149 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne yersiz bir şekilde eklemek |
tack something onto something v.
|
|
150 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne getirip yapıştırmak/koymak |
tack something onto something v.
|
|
151 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne fazladan eklemek/ilave etmek |
tack something onto something v.
|
|
152 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne eklemek |
tack something on v.
|
|
153 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne yersiz bir şekilde eklemek |
tack something on v.
|
|
154 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne getirip yapıştırmak/koymak |
tack something on v.
|
|
155 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne fazladan eklemek/ilave etmek |
tack something on v.
|
|
156 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne tuz biber ekmek |
top something off v.
|
|
157 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne üstlük |
top something off v.
|
|
158 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne bir de |
top something off v.
|
|
159 |
Phrasals |
bir de bir şeyin üstüne |
top something off v.
|
|
160 |
Phrasals |
havadan birinin/bir şeyin üstüne imek |
land upon v.
|
|
161 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne yaymak |
smear (something) on (something) v.
|
|
162 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne yaymak |
smear (something) onto (something) v.
|
|
163 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak |
smear something on someone or something v.
|
|
164 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak |
smear something onto someone or something v.
|
|
165 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak |
smear something on v.
|
|
166 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne hapşırmak |
sneeze on someone or something v.
|
|
167 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne aksırmak |
sneeze on someone or something v.
|
|
168 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne doğru hapşırmak |
sneeze on someone or something v.
|
|
169 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne taşmak |
spill over on (someone or something) v.
|
|
170 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek |
spill over on (someone or something) v.
|
|
171 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne taşmak |
spill over onto (someone or something) v.
|
|
172 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek |
spill over onto (someone or something) v.
|
|
173 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek |
unload on (someone or something) v.
|
|
174 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak |
unload on (someone or something) v.
|
|
175 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne sarmak/dolamak |
wind something onto something v.
|
|
176 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne sarmak/dolamak |
wind something on v.
|
|
177 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek |
unload onto (someone or something) v.
|
|
178 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak |
unload onto (someone or something) v.
|
|
179 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne akmak |
sweep down on someone or something v.
|
|
180 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
sweep down on someone or something v.
|
|
181 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne inmek için aşağı süzülmek |
swoop down on (someone or something) v.
|
|
182 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
swoop down on (someone or something) v.
|
|
183 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek |
swoop down upon someone or something v.
|
|
184 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek |
swoop down on someone or something v.
|
|
185 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne çullanmak |
swoop down upon something v.
|
|
186 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne çullanmak |
swoop down on something v.
|
|
187 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çıt diye takmak |
pop (something) onto (something) v.
|
|
188 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne eklemek |
tack something onto something v.
|
|
189 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne eklemek |
tack something on v.
|
|
190 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
alight upon someone or something v.
|
|
191 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne konmak |
alight upon someone or something v.
|
|
192 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
alight on someone or something v.
|
|
193 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne konmak |
alight on someone or something v.
|
|
194 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
alight upon someone or something v.
|
|
195 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne konmak |
alight upon someone or something v.
|
|
196 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
alight on someone or something v.
|
|
197 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne konmak |
alight on someone or something v.
|
|
198 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne atmak |
ascribe something to someone or something v.
|
|
199 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne atmak |
ascribe (something) to (something) v.
|
|
200 |
Phrasals |
geri geri bir şeyin üstüne itmek, hareket ettirmek, sürmek |
back onto (something) v.
|
|
201 |
Phrasals |
geri geri giderken bir şeyin üstüne çıkmak |
back onto (something) v.
|
|
202 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak |
jump at someone or something v.
|
|
203 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
jump at someone or something v.
|
|
204 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne sıçramak |
jump at someone or something v.
|
|
205 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek |
bear down on (someone or something) v.
|
|
206 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek |
bear down on (someone or something) v.
|
|
207 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne düşmek |
bear down on (something) v.
|
|
208 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hohlamak |
breathe upon (someone or something) v.
|
|
209 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne nefesini vermek |
breathe upon (someone or something) v.
|
|
210 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hohlamak |
breathe on (someone or something) v.
|
|
211 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne nefesini vermek |
breathe on (someone or something) v.
|
|
212 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne (bir şey) inşa etmek |
build (something) over (something) v.
|
|
213 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne doğru inşa etmek |
build (something) over (something) v.
|
|
214 |
Phrasals |
(bir şeyi/yapıyı bir şeyin) üstüne doğru genişletmek/uzatmak |
build (something) over (something) v.
|
|
215 |
Phrasals |
(genellikle bir hayvanı) bir şeyin tepesine/üstüne kovalamak |
chase up v.
|
|
216 |
Phrasals |
birini/bir şeyi bir şeyin tepesine/üstüne kovalamak |
chase someone or something up something v.
|
|
217 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne çıkmak/tırmanmak |
climb on something v.
|
|
218 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne çıkmak/tırmanmak |
climb onto something v.
|
|
219 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkmak/tırmanmak |
climb onto (someone or something) v.
|
|
220 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne binmek |
climb onto (someone or something) v.
|
|
221 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkmak/tırmanmak |
climb on (someone or something) v.
|
|
222 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne binmek |
climb on (someone or something) v.
|
|
223 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek |
come at (someone or something) v.
|
|
224 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek |
come at (someone or something) v.
|
|
225 |
Phrasals |
(miras olarak bir şeyin/yerin) üstüne konmak |
come into (something or some place) v.
|
|
226 |
Phrasals |
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out at someone or something v.
|
|
227 |
Phrasals |
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out at someone or something v.
|
|
228 |
Phrasals |
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out toward someone or something v.
|
|
229 |
Phrasals |
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out toward someone or something v.
|
|
230 |
Phrasals |
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out towards someone or something v.
|
|
231 |
Phrasals |
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
come out towards someone or something v.
|
|
232 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
come out toward (someone or something) v.
|
|
233 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak |
come out toward (someone or something) v.
|
|
234 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek |
come out toward (someone or something) v.
|
|
235 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
come out towards (someone or something) v.
|
|
236 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak |
come out towards (someone or something) v.
|
|
237 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek |
come out towards (someone or something) v.
|
|
238 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) örtmek |
cover (someone or something) in (something) v.
|
|
239 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) yavaş yavaş/hissettirmeden üstüne çökmek |
creep up on (someone or something) v.
|
|
240 |
Phrasals |
bir şeyin üstüne bir şey uygulamak |
daub something with something v.
|
|
241 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
descend upon someone or something v.
|
|
242 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
descend upon someone or something v.
|
|
243 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
descend on someone or something v.
|
|
244 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne inmek |
descend on someone or something v.
|
|
245 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne düşmek |
descend on (something) v.
|
|
246 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne inmek/indirmek |
descend on (something) v.
|
|
247 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne çullanmak |
descend on (something) v.
|
|
248 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne düşmek |
descend upon (something) v.
|
|
249 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne inmek/indirmek |
descend upon (something) v.
|
|
250 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne çullanmak |
descend upon (something) v.
|
|
251 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne kalmak |
devolve upon (someone or something) v.
|
|
252 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne kalmak |
devolve on (someone or something) v.
|
|
253 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek |
dote on (someone or something) v.
|
|
254 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek |
dote over (someone or something) v.
|
|
255 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sürmek |
drive at (someone or something) v.
|
|
256 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne kar yağmak |
dump on someone/something v.
|
|
257 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne/yüzeyine kazımak |
engrave (something) on (something) v.
|
|
258 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne/yüzeyine oymak |
engrave (something) on (something) v.
|
|
259 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne/yüzeyine kazımak |
engrave (something) onto (something) v.
|
|
260 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne/yüzeyine oymak |
engrave (something) onto (something) v.
|
|
261 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne girmek |
enter upon (something) v.
|
|
262 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne gelmek |
enter upon (something) v.
|
|
263 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne girmek |
enter on (something) v.
|
|
264 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne gelmek |
enter on (something) v.
|
|
265 |
Phrasals |
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
fall back onto someone or something v.
|
|
266 |
Phrasals |
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek |
fall back on someone or something v.
|
|
267 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
268 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak |
fall on (someone or something) v.
|
|
269 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
fall on (someone or something) v.
|
|
270 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek |
fall onto (someone or something) v.
|
|
271 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak |
fall onto (someone or something) v.
|
|
272 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek |
fall onto (someone or something) v.
|
|
273 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak |
fit something on something v.
|
|
274 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak |
fit something onto something v.
|
|
275 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak |
fit something on v.
|
|
276 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne geçirmek/takmak |
fit on (something) v.
|
|
277 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne takmak |
fix on (something) v.
|
|
278 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne yanmak (ışık) |
flash on someone or something v.
|
|
279 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne löp diye atmak |
flop something down on something v.
|
|
280 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne şap diye atmak |
flop something down on something v.
|
|
281 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne şak diye atmak |
flop something down on something v.
|
|
282 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne küt diye atmak |
flop something down on something v.
|
|
283 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne löp diye atmak |
flop something down onto something v.
|
|
284 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne şap diye atmak |
flop something down onto something v.
|
|
285 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne şak diye atmak |
flop something down onto something v.
|
|
286 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne küt diye atmak |
flop something down onto something v.
|
|
287 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne löp diye atmak |
flop something down v.
|
|
288 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne şap diye atmak |
flop something down v.
|
|
289 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne şak diye atmak |
flop something down v.
|
|
290 |
Phrasals |
bir şeyi bir şeyin üstüne küt diye atmak |
flop something down v.
|
|
291 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne kendini atmak/bırakmak |
flop down onto (something) v.
|
|
292 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne kendini lap diye atmak/bırakmak |
flop down onto (something) v.
|
|
293 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne yığılmak |
flop down onto (something) v.
|
|
294 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne cumbadak atlamak |
flop down onto (something) v.
|
|
295 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne löp diye atmak |
flop down onto (something) v.
|
|
296 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne şap diye atmak |
flop down onto (something) v.
|
|
297 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne şak diye atmak |
flop down onto (something) v.
|
|
298 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne küt diye atmak |
flop down onto (something) v.
|
|
299 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne pat diye atmak |
flop down onto (something) v.
|
|
300 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne kendini atmak/bırakmak |
flop down on (something) v.
|
|
301 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne kendini lap diye atmak/bırakmak |
flop down on (something) v.
|
|
302 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne yığılmak |
flop down on (something) v.
|
|
303 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne cumbadak atlamak |
flop down on (something) v.
|
|
304 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne löp diye atmak |
flop down on (something) v.
|
|
305 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne şap diye atmak |
flop down on (something) v.
|
|
306 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne şak diye atmak |
flop down on (something) v.
|
|
307 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne küt diye atmak |
flop down on (something) v.
|
|
308 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne pat diye atmak |
flop down on (something) v.
|
|
309 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) birdenbire üstüne saldırmak |
fly at (someone or something) v.
|
|
310 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
fly at (someone or something) v.
|
|
311 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne uçmak |
fly at (someone or something) v.
|
|
312 |
Phrasals |
(birinin üstüne bir şeyin) suçunu atmak |
frame (someone) for (something) v.
|
|
313 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek |
fuss over (someone or something) v.
|
|
314 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne düşmek |
get after (something) v.
|
|
315 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne gitmek |
get on (someone or something) v.
|
|
316 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne saldırmak/atlamak |
go at someone or something v.
|
|
317 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne çullanmak |
go at someone or something v.
|
|
318 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne çıkmak |
go beyond (something) v.
|
|
319 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
grasp at (someone or something) v.
|
|
320 |
Phrasals |
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne asmak |
hang something over someone or something v.
|
|
321 |
Phrasals |
birinin üstüne bir şeyin suçunu atmak |
hang something on someone v.
|
|
322 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne (parasal bir meblağ) katıp şişirmek |
inflate (something) with (something) v.
|
|
323 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) çağırmak |
invoke (something) (up)on (someone or something) v.
|
|
324 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne düşürmek/itmek |
knock into (someone or something) v.
|
|
325 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak/saldırmak |
lash out against (someone or something) v.
|
|
326 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) aniden üstüne atlamak/saldırmak |
lash out at (someone or something) v.
|
|
327 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne atlamak |
leap at someone or something v.
|
|
328 |
Phrasals |
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak |
leap at someone or something v.
|
|
329 |
Phrasals |
(bir şeyin) üstüne tuz biber |
lid on v.
|
|
330 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne çivilemek |
nail (something) onto (something else) v.
|
|
331 |
Phrasals |
üstüne (bir şey) çizmek/(bir şeyin) resmini yapmak |
paint on v.
|
|
332 |
Phrasals |
üstüne (bir şey) çizmek/(bir şeyin) resmini yapmak |
paint onto v.
|
|
333 |
Phrasals |
başarana kadar (bir şeyin) üstüne gitmek |
persevere at (something) v.
|
|
334 |
Phrasals |
azimle (bir şeyin) üstüne gitmek |
persevere at (something) v.
|
|
335 |
Phrasals |
başarana kadar (bir şeyin) üstüne gitmek |
persevere in (something) v.
|
|
336 |
Phrasals |
azimle (bir şeyin) üstüne gitmek |
persevere in (something) v.
|
|
337 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iğnelemek/asmak |
pin (something) up on (something) v.
|
|
338 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak |
pin (something) up on (something) v.
|
|
339 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iliştirmek |
pin (something) up on (something) v.
|
|
340 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne/yükseğine koymak |
place (someone or something) above (someone or something) v.
|
|
341 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak |
pounce on (someone or something) v.
|
|
342 |
Phrasals |
(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne bastırmak |
press (something) onto (something else) v.
|
|
343 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeyin) üstüne itmek/yükseltmek |
push (someone or something) over v.
|
|
344 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne/üstünden bastırmak |
push down on (someone or something) v.
|
|
345 |
Phrasals |
(bir yerden birinin/bir şeyin) üstüne yağmak |
rain in on (someone or something) v.
|
|
346 |
Phrasals |
(bir şeyin) altını üstüne getirmek |
rifle through (something) v.
|
|
347 |
Phrasals |
(bir şeyin) altını üstüne getirmek |
rummage around in (something) v.
|
|
348 |
Phrasals |
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek |
rummage around in (something) for (something) v.
|
|
349 |
Phrasals |
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek |
rummage through (something) (for something) v.
|
|
350 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek |
run out at (someone or something) v.
|
|
351 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek |
run up on (someone or something) v.
|
|
352 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek |
rush at (someone or something) v.
|
|
353 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak |
smack (something) down onto (something) v.
|
|
354 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne fırlatmak |
smack (something) down onto (something) v.
|
|
355 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne şap/şak diye atmak |
smack (something) down onto (something) v.
|
|
356 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak |
smack (something) down on (something) v.
|
|
357 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne fırlatmak |
smack (something) down on (something) v.
|
|
358 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne şap/şak diye atmak |
smack (something) down on (something) v.
|
|
359 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak |
spatter on (someone or something) v.
|
|
360 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak |
spatter on (someone or something) v.
|
|
361 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek |
spit on (someone or something) v.
|
|
362 |
Phrasals |
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak |
spit on (someone or something) v.
|
|
363 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek |
spit onto (someone or something) v.
|
|
364 |
Phrasals |
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak |
spit onto (someone or something) v.
|
|
365 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak |
splash on (someone or something) v.
|
|
366 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak |
splash on (someone or something) v.
|
|
367 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak |
splash onto (someone or something) v.
|
|
368 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak |
splash onto (someone or something) v.
|
|
369 |
Phrasals |
(bir şeyin üstüne bir şey) dikmek, (bir şeyi bir şeyin) üstüne dikmek |
stitch (something) onto (something else) v.
|
|
370 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne tutturmak |
stitch (something) onto (something else) v.
|
|
371 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne saçmak |
strew (something) on (something) v.
|
|
372 |
Phrasals |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne dağıtmak |
strew (something) on (something) v.
|
|
373 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak |
tread on (someone or something) v.
|
|
374 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak |
tread upon (someone or something) v.
|
|
375 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin) altını üstüne getirmek |
turn (someone or something) upside down v.
|
|
376 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak |
unleash (someone or something) against (someone or something) v.
|
|
377 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak |
unleash (someone or something) on (someone or something) v.
|
|
378 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak |
wish (someone or something) off on (someone or something else) v.
|
|
379 |
Phrasals |
(bir şeyi) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek |
root around in (something) for (something) v.
|
|
380 |
Phrasals |
(bir şeyin) altını üstüne getirmek |
root around in (something) v.
|
|
Phrases |
|
381 |
Phrases |
birinin/bir şeyin üstüne doğru eğilmek |
slant toward someone or something v.
|
|
382 |
Phrases |
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle |
at risk to yourself/somebody/something v.
|
|
383 |
Phrases |
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden üstüne almak suretiyle |
at risk to (someone, something, or oneself) expr.
|
|
Proverb |
|
384 |
Proverb |
bir şeyin problem olacağını düşünüyorsan durduk yere üstüne gitme/onu körükleme |
don't trouble trouble till trouble troubles you
|
|
Colloquial |
|
385 |
Colloquial |
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırma |
a go (at someone or something) n.
|
|
386 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin üstüne çarpı atmak |
x someone or something out v.
|
|
387 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin üstüne listede çarpı atmak |
x someone or something out v.
|
|
388 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin silinmesi/iptal edilmesi/dikkate alınmaması için üstüne çarpı atmak |
x someone or something out v.
|
|
389 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin üstüne varmak |
keep (going) on at someone or something v.
|
|
390 |
Colloquial |
birinin/bir şeyin üstüne gitmek |
keep (going) on at someone or something v.
|
|
391 |
Colloquial |
yumuşak/konforlu bir şeyin üstüne yatmış |
pillowed adj.
|
|
392 |
Colloquial |
(bir şeyin) üstüne çıkamazsın |
you can't beat (something) expr.
|
|
393 |
Colloquial |
(bir şeyin) üstüne yok |
you can't beat (something) expr.
|
|
Idioms |
|
394 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne tuz biber |
lid on (something) n.
|
|
395 |
Idioms |
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma |
salt in the wound n.
|
|
396 |
Idioms |
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma |
salt in the wounds n.
|
|
397 |
Idioms |
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma |
salt in one's wound n.
|
|
398 |
Idioms |
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma |
salt in one's wounds n.
|
|
399 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne perde çekmek |
bring down the shutters v.
|
|
400 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne perde indirmek/kapatmak |
bring down the shutters v.
|
|
401 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne perde çekmek |
put down the shutters v.
|
|
402 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne perde indirmek/kapatmak |
put down the shutters v.
|
|
403 |
Idioms |
kapıyı (bir şeyin) üstüne kapatmak |
close the door on (something) v.
|
|
404 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne düşünmek |
take (something) under consideration v.
|
|
405 |
Idioms |
bir şeyin üstüne perde çekmek |
draw a veil over something v.
|
|
406 |
Idioms |
bir şeyin sorumluluğunu birinin üstüne atmak/yıkmak |
father something on someone v.
|
|
407 |
Idioms |
bir şeyin üstüne bir bardak soğuk su içmek |
kiss something goodbye v.
|
|
408 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne sıkıca abanmak |
have a firm grip on (someone or something) v.
|
|
409 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne elini koymak |
get a hand on (something) v.
|
|
410 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkan bir özelliği olmamak |
have got nothing on (someone or something) v.
|
|
411 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) eleştirel bir şekilde üstüne gitmek |
do a hatchet job on (someone or something) v.
|
|
412 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek |
hang/lie heavy (on somebody/something) v.
|
|
413 |
Idioms |
bir şeyin sorumluluğu üstüne kalmak |
fall heir to something v.
|
|
414 |
Idioms |
bir şeyin ihalesi birinin üstüne kalmak |
fall heir to something v.
|
|
415 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne sert bir şekilde düşmek |
come down hard on (something) v.
|
|
416 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) üstüne elini koymak |
put (one's) hands on (someone or something) v.
|
|
417 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak |
put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
|
|
418 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak |
lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
|
|
419 |
Idioms |
(birinin) bir şeyin üstüne gitmek |
put (someone or something) through the ringer v.
|
|
420 |
Idioms |
birinin/bir şeyin sorumluluğunu üstüne alıp birini rahatlatmak |
take something/somebody off somebody’s hands v.
|
|
421 |
Idioms |
bir şeyin mali sorumluluğunu üstlenmek/üstüne almak |
assume liability for something v.
|
|
422 |
Idioms |
(bir şeyin üstüne) silah doğrultmak/yöneltmek |
bring something to bear (on something) v.
|
|
423 |
Idioms |
dikkati/dikkatleri (birinin/bir şeyin) üstüne çekmek |
call attention to (someone or something) v.
|
|
424 |
Idioms |
dikkati/dikkatleri birinin/bir şeyin üstüne çekmek |
call attention to someone or something v.
|
|
425 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne sertçe düşmek |
come down hard on (something) v.
|
|
426 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) çok üstüne gitmek |
come down (hard) (on someone or something) v.
|
|
427 |
Idioms |
dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne yöneltmek |
draw attention to (oneself, someone, or something) v.
|
|
428 |
Idioms |
dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne çekmek |
draw attention to (oneself, someone, or something) v.
|
|
429 |
Idioms |
birinin/bir şeyin üstüne titremek |
make a fuss of somebody/something v.
|
|
430 |
Idioms |
birinin/bir şeyin üstüne titremek |
make a fuss over somebody/something v.
|
|
431 |
Idioms |
bir şeyin altını üstüne getirmek |
go over something with a fine-tooth comb v.
|
|
432 |
Idioms |
bir şeyin altını üstüne getirmek |
go through something with a fine-tooth comb v.
|
|
433 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne bir bardak soğuk su içmek |
kiss (something) goodbye v.
|
|
434 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne bir bardak soğuk su içmek |
kiss goodbye to (something) v.
|
|
435 |
Idioms |
bir şeyin üstüne bir bardak soğuk su içmek |
kiss something good-bye v.
|
|
436 |
Idioms |
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne doğru çekmek/indirmek |
pull (something) down over (someone or something) v.
|
|
437 |
Idioms |
(bir şeyin) tam üstüne basmak |
put (one's) finger on (something) v.
|
|
438 |
Idioms |
suçu (birinin/bir şeyin) üstüne atmak |
put the blame on (someone or something) v.
|
|
439 |
Idioms |
suçu (birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak |
put the blame on (someone or something) v.
|
|
440 |
Idioms |
(birinin/bir şeyin) yönetimini/idaresini üstüne almak/üstlenmek |
take (someone or something) in hand v.
|
|
441 |
Idioms |
(bir şeyi bir şeyin) üstüne sarmak/dolamak |
wind (something) on (something) v.
|
|
442 |
Idioms |
(biri bir şeyin) üstüne çıkamaz |
(one) can't beat (something) expr.
|
|
443 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne yok |
nothing beats (something) expr.
|
|
444 |
Idioms |
(bir şeyin) üstüne |
on top of (something) expr.
|
|
Technical |
|
445 |
Technical |
bir şeyin üstüne akmak |
superfuse v.
|
|
Slang |
|
446 |
Slang |
(birinin/bir şeyin) üstüne yapışmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
|
|
447 |
Slang |
(birinin/bir şeyin) üstüne yapışıp kalmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
|
|
448 |
Slang |
(birinin/bir şeyin) üstüne kara bir leke gibi yapışıp kalmak |
stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
|
|
449 |
Slang |
bir şeyin üstüne sıçmak |
do a number on something v.
|
|
450 |
Slang |
bir şeyin üstüne pislemek |
do a number on something v.
|
|
451 |
Slang |
bir şeyin üstüne çişini/kakasını yapmak |
do a number on something v.
|
|