Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | banyo yapmak | take a bath v. | ||
She's so modest that she blindfolds herself when taking a bath. O kadar alçakgönüllü ki banyo yaparken gözlerini bağlıyor. More Sentences |
||||
General | banyo yapmak | bathe v. | ||
I regret that some amendments aim to increase the risks people will face when bathing. Bazı değişikliklerin insanların banyo yaparken karşılaşacakları riskleri artırmayı amaçlamasından üzüntü duyuyorum. More Sentences |
||||
General | banyo yapmak | have a bath v. | ||
I am sure our dear guest would like to have a bath before he goes to bed. Eminim sevgili misafirimiz yatmadan önce banyo yapmak ister. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | banyo yapmak | take a bath v. | ||
I was just about to take a bath. Ben de tam banyo yapmak üzereydim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | banyo yapmak | bath v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | banyo yapmak | take a shower v. | ||
Literature | ||||
Literature | banyo yapmak | baye v. | ||
Archaic | ||||
Archaic | banyo yapmak | lave v. | ||
Archaic | banyo yapmak | imbathe [obsolete] v. |