Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | backfire n. | geri tepme | ||
I heard a car backfire. Bir araba geri tepmesi duydum. More Sentences |
||||
General | backfire v. | geri tepmek | ||
This game of buck passing has backfired badly on Europe. Bu sorumluluğu başkasına atma oyunu Avrupa'da kötü bir şekilde geri tepti. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | backfire n. | geri tepme | ||
I heard a car backfire. Bir araba geri tepmesi duydum. More Sentences |
||||
Automotive | ||||
Automotive | backfire n. | geri tepme | ||
I heard a car backfire. Bir araba geri tepmesi duydum. More Sentences |
||||
Automotive | backfire n. | geri tepme | ||
I heard a car backfire. Bir araba geri tepmesi duydum. More Sentences |
||||
Military | ||||
Military | backfire n. | geri tepme | ||
I heard a car backfire. Bir araba geri tepmesi duydum. More Sentences |
||||
General | ||||
General | backfire v. | geri tepmek (motorun ateşi) | ||
General | backfire v. | aleyhine dönmek | ||
General | backfire v. | ters gitmek | ||
General | backfire v. | istenilenin aksi olmak | ||
General | backfire v. | olumsuz sonuç vermek | ||
General | backfire v. | istenmeyen sonuçlar vermek | ||
General | backfire v. | yangının yönüne zıt yönde bir yangın başlatmak | ||
General | backfire v. | bir orman yangınını söndürmek için ters yönden yeni bir yangın başlatmak | ||
Automotive | ||||
Automotive | backfire n. | yanmamış karışımın egzoz manifoldunda yanması | ||
Automotive | backfire v. | erken ateşlemek | ||
Aeronautic | ||||
Aeronautic | backfire n. | erken ateşleme | ||
Environment | ||||
Environment | backfire n. | bir orman yangınını söndürmek için ters yönden başlatılan ikinci bir yangın |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | backfire on v. | -e geri tepmek | ||
Phrasals | backfire on v. | '-in aleyhine dönmek | ||
Phrasals | backfire on v. | '-in elinde patlamak | ||
Phrasals | backfire on someone v. | birine geri tepmek | ||
Phrasals | backfire on someone v. | birinin aleyhine dönmek | ||
Phrasals | backfire on someone v. | birinin elinde patlamak | ||
Phrasals | backfire on someone v. | kendi kazdığı kuyuya düşmek | ||
Phrasals | backfire on someone v. | kendi kuyusunu kazmak | ||
Technical | ||||
Technical | backfire flame control n. | geri tepme alevinin kontrolü | ||
Automotive | ||||
Automotive | anti-backfire valve n. | geri tepmeyi önleme valfi | ||
Automotive | sustained backfire n. | tutulan ateş tepmesi | ||
Military | ||||
Military | backfire trap n. | erken ateşleme kapağı |