Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | büyük olay | magnality n. |
Colloquial | ||
Colloquial | büyük olay | a whole thing n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | büyük yankı uyandıran olay/dava | cause celebre n. |
General | tekrarlanması halinde büyük zararlar verebilecek olay | russian roulette n. |
General | büyük çapta hadise/olay | major incident n. |
Idioms | ||
Idioms | büyük bir olay | big deal n. |
Idioms | endişelendirecek kadar büyük bir durum/olay olmamak | a storm in a teacup v. |
Idioms | belli bir durum ya da olay sebebiyle büyük bir başarının ya da desteğin keyfini sürmek | ride the crest of something v. |
Politics | ||
Politics | başkanlık seçiminden kısa süre sonra gerçekleşip sonuçları etkileyen büyük olay | october surprise n. |
Computer | ||
Computer | olay büyük başlıkları | event banners n. |