Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | amalgamate v. | birleşmek | ||
Tom lost his job when his branch of the company amalgamated with head office. Tom, şirketin şubesi merkezle birleşince işini kaybetti. More Sentences |
||||
General | amalgamate v. | kaynaşmak | ||
General | amalgamate v. | katılmak | ||
General | amalgamate v. | karışmak | ||
General | amalgamate v. | birleştirmek | ||
General | amalgamate v. | karıştırıp birleştirmek | ||
Trade/Economic | ||||
Trade/Economic | amalgamate v. | birleşmek | ||
Trade/Economic | amalgamate v. | füzyon yapmak | ||
Technical | ||||
Technical | amalgamate v. | birleştirmek | ||
Technical | amalgamate v. | cıva ile karıştırmak | ||
Technical | amalgamate v. | karıştırmak | ||
Technical | amalgamate adj. | cıvayla karıştırılmış | ||
Technical | amalgamate adj. | kaynaştırılmış | ||
Technical | amalgamate adj. | bileştirilmiş | ||
Technical | amalgamate adj. | birleştirilmiş |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | amalgamate with v. | ile birleşmek | ||
Tom lost his job when his branch of the company amalgamated with head office. Tom, şirketin şubesi merkez ofisi ile birleşince işini kaybetti. More Sentences |
||||
Phrasals | ||||
Phrasals | amalgamate something with something v. | bir şeyi bir şeyle birleştirmek | ||
Phrasals | amalgamate something with something v. | iki şeyi birleştirmek | ||
Phrasals | amalgamate with something v. | bir şeyle birleştirmek | ||
Phrasals | amalgamate something with something v. | bir şeyi bir şeyle birleştirmek | ||
Phrasals | amalgamate something with something v. | iki şeyi birleştirmek | ||
Phrasals | amalgamate with something v. | bir şeyle birleştirmek |