absorb - Turc Anglais Dictionnaire

absorb

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "absorb" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 52 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
absorb v. almak (dikkati/enerjiyi/zamanı/parayı)
Small business are often absorbed by a major company.
Küçük işletmeler genellikle büyük bir şirket tarafından satın alınır.

More Sentences
absorb v. sönümlemek
Quality air springs absorb most of the vibrations from the road.
Kaliteli hava yayları yoldan gelen titreşimlerin çoğunu sönümler.

More Sentences
General
absorb v. içine almak
The question is, does the Agenda remain constant or does it absorb new factors over the course of time?
Asıl soru şu: Gündem sabit mi kalıyor yoksa zaman içerisinde yeni faktörleri de içine alıyor mu?

More Sentences
absorb v. öğrenmek
The pupils absorbed all the knowledge the teacher gave them.
Öğrenciler öğretmenin onlara verdiği tüm bilgiyi öğrendi.

More Sentences
absorb v. yutmak
The empire absorbed all the small states.
İmparatorluk tüm küçük devletleri yuttu.

More Sentences
absorb v. çekmek
It feels like it's going to absorb you into another world.
Seni başka bir dünyaya çekecekmiş gibi hissettiriyor.

More Sentences
absorb v. özümsemek
My children are clever; they absorb knowledge easily.
Çocuklarım zekidir; bilgiyi kolayca özümserler.

More Sentences
absorb v. içine çekmek
His study absorbs him.
Çalışması onu içine çekiyor.

More Sentences
absorb v. emmek (sıvıyı/gazı/ışığı/sesi)
Water helps the body break down food so that your body can better absorb nutrients.
Su, vücudunuzun besinleri daha iyi emebilmesi için vücudun yiyecekleri parçalamasına yardımcı olur.

More Sentences
absorb v. absorbe etmek
This will require sensitive and intensive management to absorb this change seamlessly.
Bu değişimin sorunsuz bir şekilde absorbe edilebilmesi için hassas ve yoğun bir yönetim gerekecektir.

More Sentences
absorb v. (masraf vb.) karşılamak
The shipping costs are absorbed by the sellers.
Nakliye masrafları satıcılar tarafından karşılanmaktadır.

More Sentences
Trade/Economic
absorb v. tüketmek
Work absorbs most of his time.
İş onun zamanının çoğunu tüketir.

More Sentences
Technical
absorb v. absorbe etmek
In 2000, the EC has provided 52,9 % of Turkish imports and has absorbed 53,1 % of Turkish exports.
AT, 2000 yılında, Türk ithalatının % 52,9'unu sağlamış ve Türk ihracatının % 53,1'ini absorbe etmiştir.

More Sentences
Common Usage
absorb v. kavramak (anlamak)
absorb v. emmek
absorb v. soğurmak
General
absorb v. etkisini azaltmak (sarsıntının/salınımın)
absorb v. kafasını tamamıyla meşgul etmek
absorb v. içmek
absorb v. tüm dikkatini almak (iş/sorun)
absorb v. sönümlemek (sarsıntıyı/salınımı)
absorb v. kendine katmak
absorb v. karşılamak (masrafı)
absorb v. massetmek
absorb v. emmek (bağırsaklar besini)
absorb v. çoğunu satın almak (piyasadaki bir malın)
absorb v. emmek (enerjiyi)
absorb v. anlamak
absorb v. işgal etmek
absorb v. zapt etmek
absorb v. sindirmek
absorb v. devralmak
absorb v. (zamanı/enerjiyi) almak
absorb v. (zamanı) doldurmak
absorb v. kendini tam anlamıyla vermek
absorb v. katlanmak (zorluklara)
absorb v. tahammül etmek
absorb v. dayanmak (zorluklara)
absorb v. (kaynakları) harcamak
absorb v. (kaynakları) kullanmak
absorb v. kendini kaptırmak
absorb v. kapılıp gitmek
Trade/Economic
absorb v. bir hesabı başka bir hesapla birleştirmek
absorb v. bir hesabı diğer bir hesaba devretmek veya kapatmak
absorb v. mahsup etmek
absorb v. satın alma veya istihlak suretiyle sarf etmek
Technical
absorb v. absorb etmek
absorb v. emmek
absorb v. soğurmak
absorb v. sönümlemek
Physics
absorb v. almak ve yansıtmamak
Chemistry
absorb v. massetmek

Sens de "absorb" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 32 résultat(s)

Anglais Turc
General
absorb water v. suyu emmek
A sponge absorbs water.
Sünger suyu emer.

More Sentences
let absorb v. yedirmek
absorb the immigrants v. göçmenleri özümsemek
Phrasals
absorb (someone or something) in (something) v. (birini veya bir şeyi) bir şeyle kaynaştırmak/bütünleştirmek
absorb (someone or something) in (something) v. (bir sıvıyı) soğurmak/emmek
absorb (someone or something) in (something) v. (bir sıvıyı) çekmek
absorb (someone or something) into (something) v. (birini veya bir şeyi) bir şeyle kaynaştırmak/bütünleştirmek
absorb (someone or something) into (something) v. (bir sıvıyı) soğurmak/emmek
absorb (someone or something) into (something) v. (bir sıvıyı) çekmek
absorb (something) with (something) v. (bir sıvıyı bir şeyle) soğurmak/emmek
absorb (something) with (something) v. (bir sıvıyı bir şeyle) çekmek
absorb someone in something v. (birini) bir şeye katmak/dahil etmek
absorb someone in something v. (birini) bir şeyle kaynaştırmak/bütünleştirmek
absorb someone into something v. (birini) bir şeye katmak/dahil etmek
absorb someone into something v. (birini) bir şeyle kaynaştırmak/bütünleştirmek
absorb something in something v. bir şeyi kendi içine çekmek
absorb something into something v. bir şeyi kendi içine çekmek
absorb something with something v. (bir sıvıyı bir şeyle) soğurmak/emmek
absorb something with something v. (bir sıvıyı bir şeyle) çekmek
absorb oneself in someone or something v. tüm ilgisini birine vermek
absorb (oneself) in (something) v. tüm ilgisini (bir şeye) vermek
absorb (oneself) in (something) v. (kendini) tamamen (bir şeye) vermek
absorb (oneself) in (something) v. (kendini bir şeyle) meşgul etmek
absorb (oneself) in (something) v. (bir şeyi) özümsemek
absorb in v. soğurmak
absorb in v. emmek
absorb in v. içine çekmek
absorb with v. ile soğurmak
absorb with v. ile emmek
absorb with v. ile içine çekmek
Idioms
absorb oneself in v. tüm ilgisini/dikkatini vermek
Textile
absorb oil v. yağ emmek