absent

Sens de "absent" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 28 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	absent adj.	yok
His wife was here, which was a feat in itself, but the man around whom everything revolved was absent. Karısı buradaydı, bu başlı başına bir başarıydı, ama her şeyin etrafında döndüğü adam yoktu. More Sentences
2	Common Usage	absent adj.	devamsız
I've never been absent from school. Okula asla devamsızlık yapmadım. More Sentences
General
3	General	absent adj.	eksik
The whole basis for actually implementing the acquis communautaire is absent. Topluluk müktesebatının fiilen uygulanmasına yönelik tüm temeller eksiktir. More Sentences
4	General	absent adj.	dalgın
He had an absent look on his face. Yüzünde dalgın bir bakış vardı. More Sentences
5	General	absent adj.	yok olan (şey)
Why, when each individual country can opt to be absent with regard to these? Neden, her bir ülke bunlarla ilgili olarak yok olmayı tercih edebiliyorken? More Sentences
6	General	absent adj.	(hazır) bulunmayan
I am sorry to say that the Council and the Member States are often absent from this House. Konsey ve Üye Devletlerin bu Mecliste sık sık bulunmadıklarını söylemekten üzüntü duyuyorum. More Sentences
7	General	absent adj.	yok
I myself was absent, but I have had this confirmed to me. Ben kendim yoktum ama bu bana teyit edildi. More Sentences
8	General	absent adj.	namevcut
Tom thinks Mary won't be absent. Tom, Mary'nin namevcut olmayacağını düşünüyor. More Sentences
9	General	absent prep.	olmaksızın
Absent from the text, however, are certain measures which are fundamental to unifying the peoples of Europe. Ancak metinde, Avrupa halklarını birleştirmek için temel olan bazı tedbirler yer almamaktadır. More Sentences
Law
10	Law	absent adj.	yok
Prior to 11 September, it was absent on the issue of Kyoto. 11 Eylül'den önce Kyoto konusunda bu ilke yoktu. More Sentences
Computer
11	Computer	absent adj.	yok
The Committee on Budgets adopted its opinion unanimously while I was absent through illness. Bütçe Komisyonu, ben hastalık nedeniyle yokken görüşünü oybirliğiyle kabul etti. More Sentences
Common Usage
12	Common Usage	absent adj.	hazır bulunmayan
13	Common Usage	absent adj.	mevcut olmayan
14	Common Usage	absent adj.	noksan
General
15	General	absent v.	bulunmamak
16	General	absent v.	çekilmek (gitmek)
17	General	absent adj.	yok (mevcut olmama)
18	General	absent adj.	gaip
19	General	absent adj.	yoklamada bulunmayan
20	General	absent adj.	noksan
21	General	absent adj.	kalmamış
22	General	absent adj.	bulunmayan (kişi)
23	General	absent adj.	dikkatsiz
24	General	absent adj.	unutkan
25	General	absent prep.	olmadan
Trade/Economic
26	Trade/Economic	absent adj.	namevcut
Law
27	Law	absent adj.	gaip
28	Law	absent adj.	namevcut

Sens de "absent" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 81 résultat(s)

	Catégorie	Anglais	Turc
Common Usage
1	Common Usage	absent-minded adj.	unutkan
You're really absent-minded. Sen gerçekten unutkansın. More Sentences
2	Common Usage	absent-minded adj.	dalgın
Tom is absent-minded. Tom dalgındır. More Sentences
General
3	General	be absent v.	katılmamak
He was apologetic for being absent. Katılamadığı için özür diliyordu. More Sentences
4	General	be absent v.	bulunmamak
Tails are absent in some cats. Bazı kedilerde kuyruk bulunmaz. More Sentences
5	General	absent from v.	bulunmamak
There was a lot of students absent from class today. Bugün derste bulunmayan birçok öğrenci vardı. More Sentences
Law
6	Law	be absent v.	bulunmamak
Intonation is absent in his way of speaking. Onun konuşma şeklinde tonlama bulunmamaktadır. More Sentences
General
7	General	absent state n.	dalgın olma durumu
8	General	absent father n.	ortada görünmeyen baba
9	General	absent without leave n.	firari
10	General	absent without leave n.	izinsiz ayrılan
11	General	absent-mindedness n.	dalgınlık
12	General	absent-without-leave n.	asker kaçağı
13	General	absent without leave n.	asker kaçağı
14	General	absent without leave n.	kaçak asker
15	General	a feature absent in n.	-de olmayan bir özellik
16	General	awl (absent with leave) n.	izinli
17	General	be absent v.	çekilmek
18	General	absent oneself v.	katılmamak
19	General	absent oneself v.	çıkmak
20	General	absent oneself v.	gelmemek
21	General	absent oneself from something v.	gelmemek
22	General	absent oneself v.	bulunmamak
23	General	absent oneself from v.	uzak durmak
24	General	absent oneself from v.	katılmamak
25	General	absent oneself from v.	karışmamak
26	General	absent oneself v.	gitmek
27	General	absent oneself from something v.	katılmamak
28	General	absent from v.	(bir yerde) bulunmamak
29	General	absent from v.	-den ayrılmak
30	General	be absent-mindedly irresponsible v.	aklı havada olmak
31	General	absent from v.	-e gelmemek
32	General	be absent from school v.	devamsızlık yapmak
33	General	mark someone absent v.	yok yazmak
34	General	be absent from school without permission v.	izinsiz olarak okula gelmemek
35	General	be recorded as absent v.	(okula/derse) yok yazılmak
36	General	be recorded as absent v.	(okula/derse) gelmedi yazılmak
37	General	be marked absent v.	yok yazılmak
38	General	absent-minded adj.	dikkatsiz
39	General	absent-mindedly adv.	dalgın bir biçimde
Phrasals
40	Phrasals	absent (oneself) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) uzak durmak
41	Phrasals	absent (oneself) from (someone or something) v.	(kendini birinden/bir şeyden) uzak tutmak
42	Phrasals	absent (oneself) from (someone or something) v.	(birinden/bir şeyden) kaçınmak
43	Phrasals	absent oneself from something v.	bir şeyin dışında kalmak
44	Phrasals	absent oneself from something v.	bir şeye katılmamak
Proverb
45	Proverb	long absent, soon forgotten	gözden ırak olan gönülden de ırak olur
Idioms
46	Idioms	absent-minded professor n.	unutkan/dalgın/savruk bilgiç
47	Idioms	absent-minded professor n.	zeki ama aklı bir karış havada kişi
48	Idioms	absent-minded professor n.	dalgın profesör
49	Idioms	absent oneself from something v.	kendini bir şeyden alıkoymak
50	Idioms	absent oneself from v.	kendini çekmek
51	Idioms	absent oneself from v.	katılmamak
52	Idioms	absent oneself from v.	-den uzak durmak
53	Idioms	absent oneself from v.	uzak durmak
Trade/Economic
54	Trade/Economic	absent without leave adj.	izinsiz olarak gelmeyen
55	Trade/Economic	absent without leave adj.	izinsiz olarak işbaşında bulunmayan
Politics
56	Politics	absent without leave n.	izinsiz gaybubet
57	Politics	absent voting n.	sandığa gitmeden oy kullanma
Technical
58	Technical	absent reflection n.	bulunmayan yansıma
59	Technical	absent x-ray reflection n.	bulunmayan x-ışınları yansıması
Computer
60	Computer	protocol absent expr.	iletişim kuralı yok
61	Computer	source absent expr.	kaynak yok
Telecom
62	Telecom	absent subscriber service n.	abone hizmetinin olmaması
Medical
63	Medical	reduced or absent sweating n.	azalmış veya tamamen kaybolmuş terleme
64	Medical	tar (thrombocytopenia and absent radius) n.	trombositopeni ve radius yokluğu
65	Medical	absent treatment n.	uzaktan tedavi
66	Medical	absent healing n.	uzaktan iyileştirme
67	Medical	vsa (vital signs absent) expr.	ölmüş
68	Medical	vsa (vital signs absent) expr.	ölü
69	Medical	vsa (vital signs absent) expr.	ex olmuş
Psychology
70	Psychology	absent state n.	dalgınlık durumu
71	Psychology	absent-mindedness n.	dalıp gitme
72	Psychology	absent referent n.	kayıp gönderge
Pathology
73	Pathology	absent nipple n.	meme ucu yokluğu
Tobacco
74	Tobacco	packet absent n.	yabancı madde
Linguistics
75	Linguistics	absent signifier n.	mevcut olmayan işaretleyen
Military
76	Military	absent without leave n.	izinsiz ayrılmış
77	Military	absent without leave n.	tekrar dönmek üzere görev yerinden izinsiz olarak ayrılmış olan
Modern Slang
78	Modern Slang	absent friends n.	ölmüşler
79	Modern Slang	absent friends n.	aramızda olmayanlar
80	Modern Slang	absent friends n.	ölmüş arkadaşlar
81	Modern Slang	absent friends n.	aramızda olmayan arkadaşlar