Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | (birini bir şey yapmaya) kışkırtmak | provoke (one) into (doing something) v. | ||
Don't let yourself be provoked into doing something that you may regret. Pişman olabileceğiniz bir şey yapmak için sizi kışkırtmalarına izin vermeyin. More Sentences |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (birini) dalga geçerek (bir şey yapmaya) kışkırtmak | taunt (one) into (doing something) v. |
Phrasals | birini bir şey yapmaya yapmaya kışkırtmak | stir someone into something v. |
Phrasals | birini bir şey yapmaya yapmaya kışkırtmak | stir someone to something v. |