(birine/bir şeye) karşı üstünlük - Turc Anglais Dictionnaire

(birine/bir şeye) karşı üstünlük

Sens de "(birine/bir şeye) karşı üstünlük" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 7 résultat(s)

Turc Anglais
Idioms
(birine/bir şeye) karşı üstünlük an advantage over (someone or something) n.
They tried very hard to gain an advantage over one another.
Onlar birbirlerine karşı üstünlük sağlamak için çok uğraştılar.

More Sentences
(birine/bir şeye) karşı üstünlük the advantage over (someone or something) n.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük an edge on (someone or something) n.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük the edge on (someone or something) n.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük an edge over (someone or something) n.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük the edge over (someone or something) n.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük precedence over (someone or something) n.

Sens de "(birine/bir şeye) karşı üstünlük" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 10 résultat(s)

Turc Anglais
Colloquial
(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek have one up on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak have one up on (someone or something) v.
Idioms
(birine/bir şeye) karşı üstünlük elde etmek get one up on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak get one up on (someone or something) v.
(birine) (bir şeye/birine) karşı üstünlük vermek give (one) the inside track v.
(birine/bir şeye karşı) üstün çıkmak/üstünlük sağlamak get the upper hand on (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük kazanmak have an edge over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak have an edge over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük kazanmak have the edge over (someone or something) v.
(birine/bir şeye) karşı üstünlük sağlamak have the edge over (someone or something) v.