Turc - Anglais
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Français - Anglais
Espagnol - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Synonymes
Phrases
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
Éteindre les lumières
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonymes
Outils
Ressources
A propos de nous
Contact
Ouvrir session / Souscrivez-vous
EN-TR
Turc - Anglais
Allemand - Anglais
Espagnol - Anglais
Français - Anglais
Anglais Synonymes
Turc - Anglais Phrases
Turc - Anglais
Cacher l'historique
Détails de l'historique
Effacer l'historique
Historique :
gaussian curvature
ascend a ladder
cable de gran fondo no cargado
(bir şeyi) ayırmak
Historique
Phrases
Sens de
"(bir şeyi) ayırmak"
dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 1 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
General
1
General
(bir şeyi) ayırmak
extreat
v.
Sens de
"(bir şeyi) ayırmak"
avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 155 résultat(s)
Catégorie
Turc
Anglais
Phrasals
1
Phrasals
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak
differentiate between (someone or something and someone or something else)
v.
We must be able to
differentiate between
objects and situations.
Nesneler ve durumlar arasında
ayırım
yapabilmeliyiz.
More Sentences
General
2
General
bir şeyi çekerek parçalara ayırmak
pull something apart
v.
3
General
bir şeyi bir tarafa ayırmak
set something apart
v.
4
General
bir şeyi parçalara ayırmak
pull something to pieces
v.
5
General
(tutkallanmış bir şeyi) ayırmak
unglue
v.
6
General
(zamklanmış bir şeyi) ayırmak
unglue
v.
7
General
(çimento ile yapıştırılmış bir şeyi) ayırmak
unlute
v.
8
General
(killi çamur ile yapıştırılmış bir şeyi) ayırmak
unlute
v.
9
General
(balçıkla yapıştırılmış bir şeyi) ayırmak
unlute
v.
10
General
(macun ile yapıştırılmış bir şeyi) ayırmak
unlute
v.
11
General
(bir şeyi başka bir şeyden) ayırmak
untack
v.
12
General
(bir şeyi) kırıklara ayırmak
shard
v.
Phrasals
13
Phrasals
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak
get between
v.
14
Phrasals
(bir kişi veya şeyi başka bir kişi veya şeyden/iki kişi veya şeyi birbirinden) ayırmak/uzaklaştırmak
get between (someone or something and someone or something else)
v.
15
Phrasals
(bir şeyi) farklı parçalara ya da kategorilere ayırmak
compartmentalize (something) into (something)
v.
16
Phrasals
(bir şeyi) bölümlere ayırmak
compartmentalize (something) into (something)
v.
17
Phrasals
(bir şeyi) kategorilere ayırmak
compartmentalize (something) into (something)
v.
18
Phrasals
pişirerek bir şeyi bir şeyden ayırmak
cook out
v.
19
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak (kemiği etten ayırmak vs.)
trim something away (from something)
v.
20
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak
separate something off from something
v.
21
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak
separate something out of something
v.
22
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak
separate something out
v.
23
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak
separate something off
v.
24
Phrasals
bir şeyi birisi için ayırmak
intend something for someone
v.
25
Phrasals
(bir şeyi başka bir şeyden) keserek ayırmak
cut (someone or something) from (something)
v.
26
Phrasals
(birini/bir şeyi/kendini birinden veya bir şeyden) ayırmak
extricate (someone, something, or oneself) from (someone or something)
v.
27
Phrasals
bir şeyi filtreleyerek bir şeyden ayırmak/ayrıştırmak
filter out
v.
28
Phrasals
bir şeyi süzerek bir şeyden ayırmak/ayrıştırmak
filter out
v.
29
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla ayırmak
force (someone or something) off (of) (something)
v.
30
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir yerden zorla ayırmak
force off
v.
31
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak
force someone or something off (of) something
v.
32
Phrasals
birini/bir şeyi bir yerden zorla ayırmak
and force someone or something off
v.
33
Phrasals
(birini/bir şeyi) zar zor (birinden/bir şeyden) ayırmak
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
34
Phrasals
(birini/bir şeyi) bir çekişmeyle (birinden/bir şeyden) ayırmak
wrestle (someone or something) (away) from (someone or something)
v.
35
Phrasals
birini/bir şeyi birinden/bir şeyden ayırmak
detach someone or something from someone or something
v.
36
Phrasals
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak
differentiate (someone or something) from (someone or something)
v.
37
Phrasals
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak
discern (someone or something) from (someone or something)
v.
38
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) ayırmak
disengage from (someone or something)
v.
39
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak
disengage something from something
v.
40
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak
divide something (off)
v.
41
Phrasals
bir şeyi başka bir şeyden bölerek ayırmak
divide something (off)
v.
42
Phrasals
bir şeyi başka bir şeyden duvarla ayırmak
divide something (off)
v.
43
Phrasals
birini/bir şeyi parçalara ayırmak
cut someone or something to something
v.
44
Phrasals
bir şeyi/alanı kendine ayırmak
stake out
v.
45
Phrasals
karışmış/dolaşık (bir şeyi) ayırmak
tease out of (something)
v.
46
Phrasals
(vaktini/bir şeyi bir şeye) ayırmak
commit (oneself or something) for (something)
v.
47
Phrasals
vaktini/bir şeyi bir şeye ayırmak
commit someone or something for something
v.
48
Phrasals
(bir şeyi) küçük parçalara ayırmak
rend (something) in (something)
v.
49
Phrasals
(bir şeyi) parçalara ayırmak
rend (something) in (something)
v.
50
Phrasals
(bir şeyi) dilimlere ayırmak
slice into (something)
v.
51
Phrasals
(bir şeyi bir şey halinde) bölümlere ayırmak
partition (something) into (something)
v.
52
Phrasals
(bir şeyi bir şey halinde) kısımlara ayırmak
partition (something) into (something)
v.
53
Phrasals
(bir şeyi) daha küçük bölmelere ayırmak
partition (something into something)
v.
54
Phrasals
(bir şeyi) bölerek (bir şeye) ayırmak
partition (something into something)
v.
55
Phrasals
bir şeyi kesip bir şeyden ayırmak
nip something off (of) something
v.
56
Phrasals
bir şeyi koparıp bir şeyden ayırmak
nip something off (of) something
v.
57
Phrasals
bir şeyi kesip bir şeyden ayırmak
nip something off
v.
58
Phrasals
bir şeyi koparıp bir şeyden ayırmak
nip something off
v.
59
Phrasals
birini/bir şeyi birine ayırmak
keep someone or something for someone
v.
60
Phrasals
(bir şeyi) parçalara ayırmak
knock (something) to (something)
v.
61
Phrasals
bir şeyi bir şeyden tutup ayırmak
pinch something off (of) something
v.
62
Phrasals
bir şeyi bir şeyden tutup ayırmak
pinch something off
v.
63
Phrasals
bir şeyi birine/bir şeye ayırmak
allot something to someone or something
v.
64
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak/ayıklamak
pinch something off (of) something
v.
65
Phrasals
bir şeyi bir şeyden parmak uçlarıyla bölerek ayırmak/koparmak
pinch something off (of) something
v.
66
Phrasals
bir şeyi bir şeyden parmağın ucuyla çimdikleyip koparmak/ayırmak
pinch something off (of) something
v.
67
Phrasals
bir şeyi bir şeyden ayırmak/ayıklamak
pinch something off
v.
68
Phrasals
bir şeyi bir şeyden parmak uçlarıyla bölerek ayırmak/koparmak
pinch something off
v.
69
Phrasals
bir şeyi bir şeyden parmağın ucuyla çimdikleyip koparmak/ayırmak
pinch something off
v.
70
Phrasals
bir şeyi bir tarafa ayırmak
set something aside
v.
71
Phrasals
(bir şeyi birine/bir şeye) ayırmak
allocate (something) to (someone or something)
v.
72
Phrasals
(bir şeyi birine/bir şeye) ayırmak
allocate (something) to (someone or something)
v.
73
Phrasals
bir şeyi (küçük parçalara) ayırmak/bölmek
break something up (into something)
v.
74
Phrasals
(bir şeyi) parçalara ayırmak/bölmek
chip (away) at (something)
v.
75
Phrasals
(birini/bir şeyi küçük parçalara) ayırmak/kesmek
chop (someone or something) (up) (into something)
v.
76
Phrasals
bir şeyi bir şeyden kesip ayırmak
chop something off (of) something
v.
77
Phrasals
bir şeyi bir şeyden kesip ayırmak
chop something off
v.
78
Phrasals
birini/bir şeyi parçalara ayırmak
crunch someone or something up
v.
79
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) ayırmak
cull (someone or something) out of (something)
v.
80
Phrasals
(birini/bir şeyi) parçalara ayırmak
cut (someone or something) to (someone or something)
v.
81
Phrasals
bir şeyi kesip (bir şeyden) ayırmak
cut something away (from something)
v.
82
Phrasals
birini/bir şeyi (bir şeyden) ayırmak
cut someone or something off (from something)
v.
83
Phrasals
birini/bir şeyi birine/bir şeye ayırmak
devote someone or something to someone or something
v.
84
Phrasals
(birini/bir şeyi başka birinden/bir şeyden) ayırmak
differentiate (someone or something) from (someone or something else)
v.
85
Phrasals
(birini/bir şeyi) ayırmak
differentiate between (someone or something)
v.
86
Phrasals
birini/bir şeyi (başka) bir şeyden ayırmak
discern someone or something from something (else)
v.
87
Phrasals
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak
discern between (someone or something) and (someone or something)
v.
88
Phrasals
(biriyle/bir şeyle birini/bir şeyi) birbirinden ayırmak
disconnect (someone or something) from (someone or something)
v.
89
Phrasals
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) çözüp ayırmak/kurtarmak
disentangle (someone or something) from (someone or something)
v.
90
Phrasals
(birini/bir şeyi) araya girip (birinden/bir şeyden) ayırmak
disentangle (someone or something) from (someone or something)
v.
91
Phrasals
(bir şeyden) bir şeyi damıtarak ayırmak
draw something off (from something)
v.
92
Phrasals
birini/bir şeyi birinden veya bir şeyden ayırmak
extricate someone or something from someone or something
v.
93
Phrasals
birini/bir şeyi kesip parçalara ayırmak
hack (away) at someone or something
v.
94
Phrasals
birini/bir şeyi kesip parçalara ayırmak
hack someone or something apart
v.
95
Phrasals
(bir şeyi) kesip (bir şeyden) ayırmak
hack (something) out of (something)
v.
96
Phrasals
bir şeyi kesip parçalara ayırmak
hack something up
v.
97
Phrasals
(bir şeyi biri/bir şey) için ayırmak/planlamak
intend (something) for (someone or something)
v.
98
Phrasals
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) ayırmak
isolate (someone or something) from (someone or something)
v.
99
Phrasals
(bir şeyi biri/bir şey) için kenara koymak/ayırmak
lay aside (something) for (someone or something)
v.
100
Phrasals
(bir şeyi) parçalara ayırmak
partition (something) off
v.
101
Phrasals
(bir şeyi) bölümlere ayırmak
partition (something) off
v.
102
Phrasals
(birini/bir şeyi bir şeyden) seçip almak/ayırmak
pick (someone or something) out of (something)
v.
103
Phrasals
(bir şeyi) küçük parçalara ayırmak
rend (something) to (something)
v.
104
Phrasals
(bir şeyi) parçalara ayırmak
rend (something) to (something)
v.
105
Phrasals
(bir şeyi biri/bir şey) için ayırmak
reserve (something) for (someone or something)
v.
106
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) ayırt etmek/ayırmak
sift (something) from (something else)
v.
107
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) ayırt etmek/ayırmak
sift (something) out of (something else)
v.
108
Phrasals
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) koparmak/ayırmak
snatch (someone or something) from (someone or something else)
v.
109
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) kesip ayırmak
snip (something) off of (something else)
v.
110
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) süzerek ayırmak/çıkarmak
strain (something) off of (something else)
v.
111
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) filtre ederek ayırmak
strain (something) off of (something else)
v.
112
Phrasals
(birini/bir şeyi) ayırmak
sunder out (someone or something) [old-fashioned]
v.
113
Phrasals
(bir şeyi bir şeyden) çekip ayırmak
tweak (something) off of (something)
v.
Colloquial
114
Colloquial
bir şeyi döverek kırmak/parçalara ayırmak
pound something up
v.
115
Colloquial
bir şeyi (bir şeyle) vurarak/döverek parçalara ayırmak
pound something up
v.
Idioms
116
Idioms
bir şeyi yavaş yavaş ve uzun uzun parçalarına ayırmak
hack (something) to bits
v.
117
Idioms
bir şeyi (yırtarak) ikiye bölmek/ayırmak
rip something in two
v.
118
Idioms
bir şeyi (yırtarak) ikiye bölmek/ayırmak
rip something in half
v.
119
Idioms
(bir şey için) (bir şeyi) bir kenara ayırmak
put something aside (for something)
v.
120
Idioms
(birini/bir şeyi) parçalara ayırmak/bölmek
rip (someone or something) to bits
v.
121
Idioms
birini/bir şeyi parçalara ayırmak/bölmek
rip somebody/something apart
v.
122
Idioms
birini/bir şeyi parçalara ayırmak/bölmek
rip somebody/something to bits
v.
123
Idioms
birini/bir şeyi parçalara ayırmak/bölmek
rip somebody/something to shreds
v.
124
Idioms
(bir şeyi) küçük parçalara ayırmak
rip (something) to bits
v.
125
Idioms
(birini/bir şeyi) ortadan ikiye ayırmak
rip (someone or something) in half
v.
126
Idioms
(birini/bir şeyi) ortadan ikiye ayırmak
tear (someone or something) in half
v.
127
Idioms
(birini/bir şeyi) ikiye ayırmak
rip (someone or something) in twain
v.
128
Idioms
(birini/bir şeyi) ortadan ikiye ayırmak
rip (someone or something) in twain
v.
129
Idioms
(birini/bir şeyi) ikiye ayırmak
rip (someone or something) in two
v.
130
Idioms
(birini/bir şeyi) ortadan ikiye ayırmak
rip (someone or something) in two
v.
131
Idioms
(birini/bir şeyi) ortadan ikiye ayırmak
tear (someone or something) in twain [old-fashioned]
v.
132
Idioms
(birini/bir şeyi) ortadan ikiye ayırmak
tear (someone or something) in two
v.
133
Idioms
bir şeyi parçalara ayırmak
tear something to pieces/shreds
v.
134
Idioms
birini/bir şeyi parçalara ayırmak
tear someone or something to pieces
v.
135
Idioms
birini/bir şeyi parçalara ayırmak
tear someone or something to shreds
v.
136
Idioms
(bir şeyi) ıskartaya çıkarmak/ayırmak
put (something) out to pasture
v.
137
Idioms
(bir şeyi) ıskartaya çıkarmak/ayırmak
send (something) out to grass
v.
138
Idioms
(bir şeyi) bir şeyden ayırmak
break something free (from something)
v.
139
Idioms
bir şeyi bir şeyden ayırmak
break something loose from something
v.
140
Idioms
kendini/birini/bir şeyi (bir şeyden) ayırmak
break/cut/tear (something) loose from somebody/something
v.
141
Idioms
(bir şeyi) birinden/bir şeyden ayırmak
break/cut/tear (something) loose from somebody/something
v.
142
Idioms
birini/bir şeyi bir şeyden ayırmak
cut someone or something loose from something
v.
143
Idioms
bir şeyi bir şeyden ayırmak
break something loose from something
v.
144
Idioms
(bir şeyi) kesip (birini/bir şeyi) ayırmak/çıkarmak
cut (someone or something) loose
v.
145
Idioms
(bir şeyi) parçalara ayırmak
cut (something) to pieces
v.
146
Idioms
bir şeyle bir şeyi ayırmak
draw the line between something and something else
v.
147
Idioms
bir şeyle bir şeyi birbirinden ayırmak
draw the line between something and something else
v.
148
Idioms
bir şeyle bir şeyi ayırmak
draw a line between something
v.
149
Idioms
bir şeyle bir şeyi birbirinden ayırmak
draw a line between something
v.
150
Idioms
bir şeyi bir şeyden ayırmak
draw the line between
v.
151
Idioms
bir şeyi bir şeyden ayırmak
draw a line between
v.
152
Idioms
(bir şeyi) kendine ayırmak
stake out (one's) claim on (something)
v.
153
Idioms
(bir şeyi) kendine ayırmak
stake out (one's) claim to (something)
v.
154
Idioms
kendini/bir şeyi (birinden/bir şeyden) zorla kurtarmak/ayırmak
tear yourself/something loose (from somebody/something)
v.
Technical
155
Technical
(laminasyon ile birleştirilen bir şeyi) ayırmak
delaminate
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (bir şeyi) ayırmak
×
Term Options
Proposer une traduction/Corriger
Français Anglais Dictionnaire
Espagnol Anglais Dictionnaire
Allemand Anglais Dictionnaire
Anglais Synonymes Dictionnaire
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy