Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Colloquial | ||||
Colloquial | (be) at one (with somebody/something) expr. | (biriyle/bir şeyle) tamamen hemfikir (olmak) | ||
In that respect, we are totally at one with the Commission. Bu bakımdan Komisyon ile tamamen hemfikiriz. More Sentences |
||||
Colloquial | (be) at one (with somebody/something) expr. | (biriyle/bir şeyle) tamamen aynı fikirde (olmak) | ||
Colloquial | (be) at one (with somebody/something) expr. | (biriyle/bir şeyle) tamamen mutabık (olmak) | ||
Colloquial | (be) at one (with somebody/something) expr. | (biriyle/bir şeyle) tamamen uzlaşmış (olmak) | ||
Colloquial | (be) at one (with somebody/something) expr. | (biriyle/bir şeyle) bir olmak | ||
Colloquial | (be) at one (with somebody/something) expr. | (biriyle/bir şeyle) uyum içinde (olmak) | ||
Colloquial | (be) at one (with somebody/something) expr. | (biriyle/bir şeyle) bütünlük içinde (olmak) |