şefkatli - Turc Anglais Dictionnaire

şefkatli

Sens de "şefkatli" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 23 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
şefkatli compassionate adj.
However, this is a compassionate report, one with which we can be satisfied but not complacent.
Bununla birlikte bu, memnun olabileceğimiz ancak kayıtsız kalamayacağımız şefkatli bir rapordur.

More Sentences
General
şefkatli affectionate adj.
He's a very affectionate father.
Çok şefkatli bir babadır.

More Sentences
şefkatli tender adj.
She placed a tender kiss on the head of her newborn.
Yeni doğan bebeğinin başına şefkatli bir öpücük kondurdu.

More Sentences
şefkatli caring adj.
Tom is a loving and caring gentleman.
Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendidir.

More Sentences
şefkatli compassionate adj.
As socialists, we believe that it is essential to be compassionate and sympathetic in our approach.
Sosyalistler olarak, yaklaşımımızda şefkatli ve sempatik olmanın esas olduğuna inanıyoruz.

More Sentences
şefkatli solicitous adj.
The solicitous nurse made sure the patient was well.
Şefkatli hemşire hastanın iyi olduğundan emin oldu.

More Sentences
şefkatli clement adj.
şefkatli exorable adj.
şefkatli merciful adj.
şefkatli kindly adj.
şefkatli tenderhearted adj.
şefkatli benign adj.
şefkatli feeling adj.
şefkatli endearing adj.
şefkatli nurturant adj.
şefkatli caressive adj.
şefkatli caressing adj.
şefkatli charitable adj.
şefkatli remorseful [obsolete] adj.
şefkatli nesh [dialect] adj.
şefkatli bleeding adj.
şefkatli lovesome adj.
Modern Slang
şefkatli affectious adj.

Sens de "şefkatli" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 14 résultat(s)

Turc Anglais
General
şefkatli olma remorsefulness [obsolete] n.
metroseksüel ve maskülen, aynı zamanda şefkatli, ilgili, düşünceli erkek ubersexual n.
şefkatli mırıldanma coo n.
şefkatli korumacılık duygusu protectiveness n.
şefkatli hale getirmek unsteel v.
hassas ve şefkatli huggy adj.
şefkatli bir şekilde kindheartedly adv.
şefkatli bir şekilde kind-heartedly adv.
Idioms
şefkatli bakım tender love and care n.
birine/bir hayvana karşı sevgi dolu/şefkatli olmak have a soft spot (in one's heart) for someone or an animal v.
bir hayvana karşı sevgi dolu/şefkatli olmak have a soft spot for or an animal v.
Psychology
öz şefkatli farkındalık mindful self-compassion n.
Religious
tanrı'nın insanlığa karşı şefkatli tutumu love n.
Slang
şefkatli sevişme honey fuck n.