çekimser

Sens de "çekimser" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 13 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	çekimser	abstaining adj.
As, though, we are not voting on governments, but on states and their peoples, I abstained today. Ancak burada hükümetleri değil, devletleri ve halklarını oyladığımız için bugün çekimser oy kullandım. More Sentences
Common Usage
2	Common Usage	çekimser	abstainer n.
General
3	General	çekimser	uncommitted adj.
4	General	çekimser	noncommittal adj.
5	General	çekimser	impartial adj.
6	General	çekimser	agnostic adj.
7	General	çekimser	agnostical adj.
8	General	çekimser	tentative adj.
Colloquial
9	Colloquial	çekimser	on the fence adj.
10	Colloquial	çekimser	not bothered [uk] adj.
Politics
11	Politics	çekimser	abstentionist n.
12	Politics	çekimser	non committal n.
13	Politics	çekimser	abstainer n.

Sens de "çekimser" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 28 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	çekimser oy	abstention n.
The result of the vote was 391 against, 96 in favour and 15 abstentions. Oylama sonucunda 391 aleyhte, 96 lehte ve 15 çekimser oy çıktı. More Sentences
General
2	General	çekimser kalma	abstention n.
That was the reason for abstention. Çekimser kalmamızın nedeni buydu. More Sentences
3	General	çekimser oy	abstain from voting n.
We therefore abstained from voting where these amendments were concerned. Bu nedenle bu değişikliklerin söz konusu olduğu durumlarda çekimser oy kullandık. More Sentences
4	General	çekimser kalmak	abstain v.
This is one of the reasons why my group will largely be abstaining from the vote on this resolution. Bu, grubumun bu kararla ilgili oylamada büyük ölçüde çekimser kalmasının nedenlerinden biridir. More Sentences
Law
5	Law	çekimser oy	abstention n.
The result of the vote was 391 against, 96 in favour and 15 abstentions. Oylama sonucunda 391 aleyhte, 96 lehte ve 15 çekimser oy çıktı. More Sentences
6	Law	çekimser kalma	abstention n.
That was the reason for abstention. Çekimser kalmamızın nedeni buydu. More Sentences
Politics
7	Politics	çekimser kalma	abstention from voting n.
Hence our abstention from voting. Bu nedenle oylamada çekimser kaldık. More Sentences
8	Politics	çekimser kalmak	abstain v.
This is one of the reasons why my group will largely be abstaining from the vote on this resolution. Bu, grubumun bu kararla ilgili oylamada büyük ölçüde çekimser kalmasının nedenlerinden biridir. More Sentences
General
9	General	çekimser kalan biri	abstainer n.
10	General	çekimser oy	abstaining vote n.
11	General	çekimser kalma	nonvoting n.
12	General	çekimser davranmak	behave timidly v.
13	General	çekimser olmak	abstain v.
14	General	çekimser olmak	abstain from voting v.
15	General	çekimser oy kullanmak	refrain from a vote v.
16	General	çekimser oy kullanmak	abstain from a vote v.
17	General	çekimser kalmak	skulk v.
18	General	çekimser bir halde	abstentiously adv.
19	General	çekimser bir şekilde	noncommittally adv.
20	General	çekimser bir şekilde	non-committally adv.
Idioms
21	Idioms	çekimser bir konum/duruş	center field n.
22	Idioms	'-e karşı çekimser olmak	have a down on v.
23	Idioms	'-e karşı çekimser olmak	be down on v.
24	Idioms	(birine/bir şeye) karşı çekimser olmak	have a down on (someone or something) v.
25	Idioms	birine/bir şeye karşı çekimser olmak	have a down on someone/something v.
26	Idioms	birine/bir şeye karşı çekimser olmak	have a downer on someone/something [uk] v.
Law
27	Law	çekimser olma	abstention n.
Politics
28	Politics	çekimser oy	abstention vote n.