çaresizlik - Turc Anglais Dictionnaire

çaresizlik

Sens de "çaresizlik" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
çaresizlik despair n.
No words of mine could be equal to the task of describing the losses, the suffering and the despair of the victims.
Hiçbir kelimem kurbanların kayıplarını, acılarını ve çaresizliklerini anlatmaya yetmeyecektir.

More Sentences
çaresizlik desperation n.
That adds to the existing desperation in the countryside.
Bu da kırsal kesimdeki mevcut çaresizliği daha da artırıyor.

More Sentences
General
çaresizlik helplessness n.
Foot-and-mouth is leaving tremendous grief and helplessness in its wake.
Şap hastalığı ardında muazzam bir keder ve çaresizlik bırakıyor.

More Sentences
Psychology
çaresizlik helplessness n.
We will have to get over the feeling of helplessness.
Çaresizlik duygusunu üzerimizden atmamız gerekecek.

More Sentences
General
çaresizlik inevitableness n.
çaresizlik irreparableness n.
çaresizlik nakedness n.
çaresizlik incurability n.
çaresizlik irremediableness n.
çaresizlik desperateness n.
çaresizlik inevitability n.
çaresizlik hopelessness n.
çaresizlik lack of means n.
çaresizlik slough of despond n.
çaresizlik remedilessness n.
çaresizlik inexpectancy n.
çaresizlik insanability n.
çaresizlik insanableness n.

Sens de "çaresizlik" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 14 résultat(s)

Turc Anglais
General
çaresizlik içinde in despair adv.
She gave up in despair.
Çaresizlik içinde pes etti.

More Sentences
çaresizlik çemberi cycle of desperation n.
öğrenilmiş çaresizlik learned helplessness n.
çaresizlik sebebi despair n.
Proverb
umudun bittiği yerde çaresizlik/mutsuzluk başlar if it were not for hope, the heart would break expr.
çaresizlik insana neler yaptırmaz needs must when the devil drives
çaresizlik insana herşeyi yaptırır needs must when the devil drives
Idioms
çaresizlik içinde debelenip durmak catch at a straw v.
çaresizlik içinde debelenip durmak catch at straws v.
çaresizlik içinde in desperate straits adj.
Psychology
öğrenilmiş çaresizlik learned helplessness n.
Slang
derin çaresizlik/umutsuzluk the pits n.
(sarhoşluk, çaresizlik ya da madde kullanımı sonrası) saçmalamak talk out of one's head v.
Star Wars
çaresizlik kanyonu canyon of despair n.