|
- If we were at school, ladies and gentlemen, Germany, Italy and France would be kept down a year.
- Eğer okulda olsaydık, bayanlar ve baylar, Almanya, İtalya ve Fransa bir yıl boyunca aşağıda tutulacaktı.
- Many of these children who are not in school are working.
- Okula gitmeyen bu çocukların çoğu çalışıyor.
- I will just mention the story of the school in Oene, where performance at primary level declined.
- İlkokul düzeyinde performansın düştüğü Oene'deki okulun hikayesinden bahsedeceğim.
- One of the school initiatives was that there should be one computer for every 15 pupils.
- Okul girişimlerinden biri, her 15 öğrenciye bir bilgisayar düşmesi gerektiği yönündeydi.
- You specifically raised the issue of school drop-outs.
- Özellikle okulu bırakanlar konusunu gündeme getirdiniz.
- It concerns students and school pupils who would enter the Union in order to study.
- Bu konu, öğrenim görmek üzere Birliğe girecek öğrenciler ve okul öğrencileri ile ilgilidir.
- To which school did they go to learn the basics of democracy?
- Demokrasinin temellerini öğrenmek için hangi okula gittiler?
- There was also the bombing of the Palestinian school and so the violence increased again.
- Ayrıca Filistin okulunun bombalanması da şiddet olaylarının yeniden artmasına neden oldu.
- The school milk scheme, for example, has proved itself to be highly effective and must be continued and expanded.
- Örneğin okul sütü programı son derece etkili olduğunu kanıtlamıştır ve devam ettirilmeli ve genişletilmelidir.
- I meant diversity in sport; women's sport must be encouraged at school and at competition level.
- Sporda çeşitliliği kastediyorum; kadın sporu okulda ve müsabaka düzeyinde teşvik edilmelidir.
- It concerns students and school pupils who would enter the Union in order to study.
- Birliğe eğitim amacıyla girecek öğrenciler ve okul öğrencileri ile ilgilidir.
- That saying really does not hold true any more, as it implies that learning is limited to school.
- Bu söz, öğrenmenin okulla sınırlı olduğunu ima ettiği için artık gerçekten doğru değil.
- The school books are nothing to write home about.
- Okul kitapları hakkında yazılacak bir şey yok.
- Let these little children go to school unhindered.
- Bırakın bu küçük çocuklar okula engelsiz gitsinler.
- To begin with the school market programme; we propose earmarking an additional 10.3 million for this.
- Okul pazarı programı ile başlamak gerekirse; bunun için ek 10.3 milyon ayırmayı öneriyoruz.
- Turkey has over 12 million primary and secondary school pupils and some 500 000 teachers.
- Türkiye'de 12 milyondan fazla ilk ve orta okul öğrencisi ve 500 000 kadar öğretmen vardır.
- Girls are back at school, music and film are allowed again and football is replacing public hangings.
- Kızlar okula geri döndü, müzik ve film yeniden serbest oldu ve halka açık idamların yerini futbol aldı.
- Girls have a low status and therefore there is no priority for getting them into school.
- Kız çocuklarının statüsü düşüktür ve bu nedenle onları okula kazandırmak için bir öncelik yoktur.
- We need to send out a message today that adults should be given work and children should be sent to school.
- Bugün yetişkinlere iş verilmesi ve çocukların okula gönderilmesi gerektiği mesajını vermeliyiz.
- Many children still cannot attend school because they are working, whether voluntarily or against their will.
- Halen pek çok çocuk, kendi istekleri dışında ya da gönüllü olarak çalıştıkları için okula devam edememektedir.
- School books still use terms such as 'unbelievers' to describe both Jews and Christians.
- Okul kitaplarında hem Yahudileri hem de Hıristiyanları tanımlamak için hâlâ 'kâfirler' gibi terimler kullanılıyor.
- Integration starts early on, as you can see; indeed, it has to start at school.
- Gördüğünüz gibi entegrasyon erken yaşlarda başlıyor; aslında okulda başlaması gerekiyor.
- Only between 10% and 20% of children, depending on the region, attend school.
- Bölgelere göre değişmekle birlikte çocukların yalnızca %10 ila %20'si okula devam etmektedir.
- During school holidays or an unforeseen strike at school we see many children running around in this House.
- Okul tatillerinde veya okulda öngörülemeyen bir grev olduğunda bu Mecliste koşuşturan birçok çocuk görüyoruz.
- That saying really does not hold true any more, as it implies that learning is limited to school.
- Bu söz, öğrenmenin okulla sınırlı olduğunu ima ettiği için artık gerçekten doğru değildir.
- We must bear in mind that, if adults are to learn about a subject, going back to school is not an option.
- Şunu unutmamalıyız ki, eğer yetişkinler bir konuyu öğrenmek istiyorlarsa, okula geri dönmek bir seçenek değildir.
- School books still use terms such as 'unbelievers' to describe both Jews and Christians.
- Okul kitaplarında hem Yahudileri hem de Hristiyanları tanımlamak için hâlâ 'kâfirler' gibi terimler kullanılıyor.
- However, the school milk scheme is one of the better schemes.
- Bununla birlikte, okul sütü programı en iyi programlardan biridir.
- We must have more PCs at school per student.
- Okullarda öğrenci başına daha fazla bilgisayar düşmelidir.
- I meant diversity in sport; women's sport must be encouraged at school and at competition level.
- Sporda çeşitliliği kastetmiştim; kadın sporu okullarda ve yarışma düzeyinde teşvik edilmelidir.
- We need dialogue at school unit level.
- Okul birimleri düzeyinde diyaloğa ihtiyacımız var.
- We try to discuss issues like school milk.
- Okul sütü gibi konuları tartışmaya çalışıyoruz.
- Gentlemen, not a word to anybody about your school.
- Beyler, okulunuz hakkında kimseye tek kelime etmeyin.
- Being the new kid at school can be tough.
- Okula yeni gelen çocuk olmak zor olabilir.
- Take them to school, check their homework, nothing.
- Onları okula götürdüm, ödevlerini kontrol ettim, hiçbir şey işte.
- No, I'm sleeping in a school tonight.
- Hayır, bu gece okulun birinde uyuyorum.
- We eat breakfast together and take the kids to school.
- Kahvaltıyı birlikte yapıyoruz ve çocukları okula götürüyoruz.
- Treat other families to celebrate Ye-seo becoming school president?
- Ye-seo'nun okul başkanı olmasını kutlamak için diğer ailelere ikramda bulundunuz mu?
- Within 24 hours, you managed to tick off the entire school.
- 24 saat içinde tüm okulu kızdırmayı başardın.
- Children are in close contact with one another at school.
- Çocuklar okulda birbirleriyle yakın temas halindedir.
- Treat other families to celebrate Ye-seo becoming school president?
- Ye-seo'nun okulda müdür oluşunu kutlamak için diğer ailelere ikramda bulundunuz mu?
- Treat other families to celebrate Ye-seo becoming school president?
- Diğer ailelere Ye-seo'nun okul başkanı olmasını kutlamak için mi davranacaksınız?
- Another opportunity we have is our school campus.
- Bir diğer olanağımız da okul kampüsümüz.
- Being the new kid at school can be tough.
- Okulda yeni çocuk olmak zor olabilir.
- Look, since we're here, let's check the school.
- Bak, madem buradayız, okula da bir göz atalım.
- Take them to school, check their homework, nothing.
- Onları okula götürün, ödevlerini kontrol edin, başka şey yok.
- We eat breakfast together and take the kids to school.
- Birlikte kahvaltı yapıyoruz ve çocukları okula götürüyoruz.
- After finishing school everyone has to go into the army for ten years.
- Okulu bittikten sonra herkes 10 yıl boyunca askerlik yapmak zorundadır.
- We eat breakfast together and take the kids to school.
- Sonra hep beraber kahvaltı ediyoruz ve çocukları okula bırakıyoruz.
- The iron railings in front of the school can cause accidents.
- Okulun önündeki demir korkuluklar kazalara neden olabiliyor.
- Another opportunity we have is our school campus.
- Sahip olduğumuz bir başka imkan ise okul kampüsümüz.
- Look, since we're here, let's check the school.
- Madem buradayız, okula bir bakalım.
- I haven't been to a place like this since school.
- Okuldan beri böyle bir yere gitmemiştim.
- Look, since we're here, let's check the school.
- Bakın madem buraya geldik, okulu kontrol edelim.
- No, I'm sleeping in a school tonight.
- Hayır, bu geceyi bir okulda geçireceğim.
- Another opportunity we have is our school campus.
- Elimizdeki bir diğer imkan da okul kampüsümüz.
- Well, I met a new kid at school that wants to play.
- Okulda oyunu oynamak isteyen yeni bir çocukla tanıştım.
- The iron railings in front of the school can cause accidents.
- Okulun önündeki demir korkuluklar kazalara sebebiyet verebilir.
- Well, I met a new kid at school that wants to play.
- Okulda oyun oynamak isteyen bir çocukla tanıştım.
- The iron railings in front of the school can cause accidents.
- Okulun önündeki demir korkuluklar kazalara neden olabilir.
- Well, I met a new kid at school that wants to play.
- Okulda bunu oynamak isteyen yeni bir çocukla tanıştım.
- Take them to school, check their homework, nothing.
- Onları okula götür, ödevlerini kontrol et, hiç işte öyle.
- No, I'm sleeping in a school tonight.
- Hayır, bu gece bir okulda kalacağım.
- I haven't been to a place like this since school.
- Okuldan beridir, böyle bir yerde bulunmamıştım.
- This school sets high moral standards for pupils.
- Bu okul öğrenciler için yüksek ahlaki standartları belirler.
- Tom doesn't know anyone at our school.
- Tom bizim okuldan kimseyi tanımıyor.
- We reached school at eight-thirty.
- Okula sekiz buçukta vardık.
- Tom said that Mary was at school.
- Tom Mary'nin okulda olduğunu söyledi.
- He is often late for school.
- Okula sık sık geç kalıyor.
- Our school has a gym but not a swimming pool.
- Okulumuzun spor salonu var, ama yüzme havuzu yok.
- Who do you think is the most interesting teacher at this school?
- Sizce bu okuldaki en ilginç öğretmen kim?
- Tom has decided to go back to school.
- Tom okula geri dönmeye karar verdi.
- Do you study French at school?
- Okulda Fransızca mı okuyorsunuz?
- They set up a school.
- Onlar bir okul kurdular.
- The students don't like school.
- Öğrenciler okulu sevmiyor.
- Don't be late for school so often.
- Okula bu kadar sık geç kalma.
- If school wasn't obligatory, I would stop going there.
- Okul zorunlu olmasa, oraya gitmekten vazgeçerim.
- The school rules require students to wear school uniforms.
- Okul kuralları öğrencilerin okul üniformaları giymelerini gerektiriyor.
- Tom goes to school by bus.
- Tom okula otobüsle gider.
- Tom and I go to the same school.
- Tom ve ben aynı okula gideriz.
- The house is nearly one kilometer from school.
- Ev okula nerdeyse bir kilometre uzaklıktadır.
- The school banned fidget spinners.
- Okul, stres çarklarını yasakladı.
- Tom goes to school early on Mondays.
- Tom pazartesileri okula erken gider.
- The school supplies the students with books.
- Okul, öğrencilere kitap sağlıyor.
- There is a big park near my school.
- Okulumun yanında büyük bir park vardır.
- Maria usually goes to school on bike.
- Maria okula genellikle bisikletle gider.
- Tom says he doesn't want to talk about school.
- Tom okul hakkında konuşmak istemediğini söyledi.
- Tatoeba is the best Esperanto school in the world.
- Tatoeba, dünyadaki en iyi Esperanto okuludur.
- As far as I know, he is the shortest student in this school.
- Bildiğim kadarıyla, bu okuldaki en kısa boylu öğrenci odur.
- The school is only a five-minute walk.
- Okul sadece beş dakikalık yürüme mesafesindedir.
- Tom doesn't know how Mary will get to school tomorrow.
- Tom, Mary'nin yarın okula nasıl gideceğini bilmiyor.
- Tom left school early.
- Tom okuldan erken ayrıldı.
- I got straight A's in school.
- Okulda hep A alırdım.
- Tom comes to school by bus and train.
- Tom okula otobüs ve trenle geliyor.
- I have to go to the dentist after school today.
- Bugün okuldan sonra dişçiye gitmem gerekiyor.
- Tom left for school at the break of dawn.
- Tom şafak sökerken okula gitmek için ayrıldı.
- I hope that Tom and Mary stay in school.
- Umarım Tom ve Mary okulda kalır.
- Tom didn't like school.
- Tom okulu sevmezdi.
- Tom isn't at school.
- Tom okulda değil.
- What shirt will you wear to school today?
- Bugün okula giderken hangi gömleği giyeceksiniz?
- I was absent from school yesterday.
- Dün okulda yoktum.
- The school's gates open at 8 o'clock.
- Okulun kapıları saat 8'de açılıyor.
- I was late to school.
- Okula geç kaldım.
- The best footballers are developed at Peter's football school.
- En iyi futbolcular Peter'ın futbol okulunda yetişir.
- He will get back from school by five.
- Saat beş civarında okuldan geri dönecek.
- Both Tom and Mary were absent from school.
- Hem Tom hem de Mary okula gitmiyorlardı.
- Tom said that Mary wasn't at school today.
- Tom bugün Mary'in okulda olmadığını söyledi.
- He wore a new coat to school today.
- Bugün okula giderken yeni bir ceket giydi.
- School begins on April 5th.
- Okul 5 Nisan'da başlıyor.
- There is a big park near my school.
- Okulumun yakınında büyük bir park var.
- The original was written as a school textbook.
- Orijinali bir okul ders kitabı olarak yazılmıştır.
- He took the bus to school.
- Okula otobüsle gitti.
- The school should do away with uniforms.
- Okul üniformaları kaldırmalı.
- I didn't like to play in my school games.
- Okul oyunlarımda oynamayı sevmezdim.
- He goes to school early.
- Okula erken gidiyor.
- She entered this school last year.
- Bu okula geçen yıl girdi.
- Do you know why he wasn't at school?
- Neden okula gelmediğini biliyor musun?
- I lost a school key when I was cleaning up after the school festival and I was then required to write an apology letter.
- Okul festivalinden sonra temizlik yaparken bir okul anahtarını kaybettim ve sonra bir özür mektubu yazmam gerekti.
- He wanted to teach English at school.
- Okulda İngilizce öğretmek istedi.
- In this school, a period is fifty minutes long.
- Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.
- She is studying fine art at school.
- Okulda güzel sanatlar okuyor.
- The boy was taken away from school by his parents.
- Oğlan, ebeveynleri tarafından okuldan alındı.
- I'll drive Tom to school.
- Tom'u okula götüreceğim.
- What shirt will you wear to school today?
- Okula giderken bugün hangi gömleği giyeceksin?
- Every student knows the school song.
- Her öğrenci okul şarkısını bilir.
- Your brother is the best in our school.
- Kardeşin okulumuzun en iyisi.
- That bicycle belongs to our school.
- O bisiklet bizim okula ait.
- Were you often absent from school when you were in high school?
- Lisedeyken sık sık okula gitmez miydin?
- Tom is going to pick the kids up after school.
- Tom okuldan sonra çocukları almaya gidecek.
- Tom bumped into a Mary on his way to school.
- Tom okula giderken Mary diye birine çarptı.
- I think it's time for me to leave for school.
- Sanırım okula gitme vakti geldi.
- He hated school.
- O, okuldan nefret eder.
- Our school is within ten minutes' walk of my house.
- Bizim okul eve on dakikalık yürüyüş mesafesindedir.
- Tom usually gets to school earlier than any other student in his class.
- Tom genellikle okula sınıfındaki diğer öğrencilerden daha erken gelir.
- When I was in school, I dreamed of becoming a pilot.
- Ben okuldayken, pilot olmayı hayal ederdim.
- It's forbidden to smoke at school.
- Okulda sigara içmek yasak.
- I have to go pick up Tom from school.
- Tom'u okuldan almalıyım.
- Tom always walks to school if it isn't raining.
- Yağmur yağmıyorsa, Tom her zaman okula kadar yürür.
- When I was young, my father used to take me to school.
- Küçükken babam beni okula götürürdü.
- When do you leave for school?
- Ne zaman okula gidiyorsun?
- School is a joke.
- Okul bir şakadır.
- School begins the day after tomorrow.
- Okul yarından sonraki gün başlıyor.
- This ground belongs to the school.
- Bu yer okula ait.
- She is always at school.
- O her zaman okulda.
- Tom skipped school.
- Tom okula gitmedi.
- Our school is larger than theirs.
- Okulumuz onlarınkinden daha büyüktür.
- The parade passed our school.
- Geçit töreni okulumuzu geçti.
- Most of the students here go to school on bike.
- Buradaki öğrencilerin çoğu okula bisikletle gidiyor.
- Tom is absent from school.
- Tom okula gelmedi.
- I like my school.
- Okulumu seviyorum.
- It was nice of you to drive Tom to school.
- Tom'u okula götürmen güzeldi.
- Tom took an umbrella to school, but Mary didn't.
- Tom okula bir şemsiye götürdü ama Mary götürmedi.
- I'm meeting a friend after school.
- Okuldan sonra bir arkadaşım ile buluşacağım.
- Tom joined his school's drama club.
- Tom okulun tiyatro kulübüne katıldı.
- I went to the same school as Tom.
- Ben Tom'la aynı okula gittim.
- The boy has been absent from school for eight days.
- Çocuk sekiz gündür okula gelmiyor.
- There will be no school tomorrow.
- Yarın okul olmayacak.
- Tom plays soccer with his friends after school almost every day.
- Tom okuldan sonra neredeyse her gün arkadaşlarıyla futbol oynar.
- Can you tell me how you found out that Tom wasn't at school today?
- Tom'un bugün okula gelmediğini nasıl öğrendiğinizi söyleyebilir misiniz?
- We were at school together.
- Okulda beraberdik.
- I agreed to meet Tom after school.
- Okuldan sonra Tom'la buluşmayı kabul ettim.
- How many students have been admitted to the school this year?
- Bu yıl okula kaç öğrenci kabul edildi?
- The school is further away than the station.
- Okul istasyondan daha uzakta.
- Tom goes to school for graphic design.
- Tom grafik tasarım okuluna gidiyor.
- It's time to leave for school.
- Okula gitme vakti.
- Tom and Mary always walk to school together.
- Tom ve Mary her zaman okula birlikte yürürler.
- Tom put new pedals on the bicycle that he rides to school.
- Tom okula giderken bindiği bisiklete yeni pedallar taktı.
- Mary was expelled from school.
- Mary okuldan kovuldu.
- We should've made Tom stay in school.
- Tom'un okulda kalmasını sağlamalıydık.
- Tom always leaves for school too late.
- Tom her zaman okula çok geç gider.
- How many students have been admitted to the school this year?
- Bu yıl okula kaç tane öğrenci kabul edildi?
- Tom met Mary on the way to school.
- Tom okula giderken Mary ile karşılaştı.
- I play tennis after school.
- Okuldan sonra tenis oynuyorum.
- The neighbors' son won the spelling bee at school.
- Komşunun oğlu okulda heceleme yarışmasını kazandı.
- Tom saw an accident on his way to school.
- Tom okula giderken bir kaza görmüş.
- Tom doesn't know why Mary isn't at school.
- Tom, Mary'nin neden okulda olmadığını bilmiyor.
- I'm happy because beginning today, we have no school until September.
- Bugün başladığım için mutluyum, eylüle kadar okulumuz yok.
- Will you play tennis after school?
- Okuldan sonra tenis oynayacak mısın?
- I dropped Tom off at school on my way to work.
- İşe giderken Tom'u okula bıraktım.
- Many children stay after school for club activities.
- Birçok çocuk, okuldan sonra kulüp etkinlikleri için kalır.
- Tom currently holds the school record for the 100 yard dash.
- Tom şu anda 100 metre koşuda okul rekorunu elinde tutuyor.
- I asked Tom why he thought Mary wouldn't be at school today.
- Tom'a neden Mary'nin bugün okula gelmeyeceğini düşündüğünü sordum.
- Mary was expelled from school for fighting.
- Mary kavga ettiği için okuldan atıldı.
- If I'd studied French harder when I was in school, I'd probably not be so bad at it now.
- Okuldayken daha sıkı Fransızca çalışsaydım, muhtemelen şimdi bu kadar kötü olmazdım.
- Tom realized there were no cars parked in front of the school.
- Tom, okulun önünde park edilmiş araba olmadığını fark etti.
- Tell me about your school.
- Bana okulundan bahset.
- She was on her way to school.
- O, okula gidiyordu.
- You should've learned that in school.
- Bunu okulda öğrenmeliydin.
- He came to school very late.
- O, okula çok geç geldi.
- They helped one another to make the school festival a success.
- Okul festivalinin başarılı olması için birbirlerine yardım ettiler.
- When does school let out for the holidays?
- Okul ne zaman tatil edilir?
- Sami rushed to pick up Layla from school.
- Sami, Layla'yı okuldan almak için acele etti.
- I need to know why Tom was absent from school today.
- Tom'un bugün neden okula gelmediğini bilmem gerekiyor.
- At school he was always at the top of his class.
- Okulda her zaman sınıfının en iyisiydi.
- Tom drove his kids to school.
- Tom çocuklarını okula götürdü.
- My work at school was well above average.
- Okuldaki çalışmalarım ortalamanın çok üzerindeydi.
- I've agreed to meet Tom after school.
- Okuldan sonra Tom'la buluşmayı kabul ettim.
- How were your first days at school?
- Okuldaki ilk günün nasıldı?
- He remained at the top of the class at school.
- Okulda sınıfın zirvesinde kaldı.
- Since we have no school tomorrow, I'm planning to go there.
- Yarın okul olmadığı için oraya gitmeyi planlıyorum.
- He went to school by car.
- Okula arabayla gitti.
- Even though I studied French for three years in school, I'm not good at speaking it.
- Okulda üç yıl Fransızca öğrenmeme rağmen, onu konuşmada iyi değilim.
- I told him about our school.
- Ona okulumuzdan bahsettim.
- Tom didn't come to school today because he had to go to a funeral.
- Tom bir cenazeye gitmek zorunda olduğu için bugün okula gelmedi.
- I don't allow my kids to watch TV on school nights.
- Bir sonraki günün okul olduğu gecelerde çocuklarımın tv seyretmelerine izin vermem.
- The school will provide tents for us.
- Okul bize çadır verecek.
- This is why I was late for school.
- Okula bu yüzden geç kalmıştım.
- We learn French at school.
- Okulda Fransızca öğreniyoruz.
- Tom was afraid that he might get expelled from school.
- Tom, okuldan kovulabileceğinden korkuyordu.
- He's at school.
- O okulda.
- Tom should be at school.
- Tom okulda olmalı.
- I'm at school.
- Ben okuldayım.
- Tom doesn't want to talk about school.
- Tom okul hakkında konuşmak istemiyor.
- It was below zero this morning, but I cycled to school.
- Bu sabah sıcaklık sıfırın altındaydı ama okula bisikletle gittim.
- He was late for school yesterday.
- Dün okula geç kaldı.
- School lets out at half-past three.
- Okul üç buçukta bitiyor.
- Tom met Mary at school.
- Tom okulda Mary'yle buluştu.
- School breaks up in June.
- Haziran'da okullar tatil oluyor.
- Tom did extremely well at school.
- Tom okulda çok başarılıydı.
- School sucks.
- Okul berbat.
- Tom won't come to school today.
- Tom bugün okula gelmeyecek.
- Bob will play the leading role for the first time in the next school festival.
- Bob bir sonraki okul festivalinde ilk kez başrol oynayacak.
- Tom is enrolled in a magnet school.
- Tom mıknatıslı bir okula kaydoldu.
- Tom advised Mary not to drive too fast in a school zone.
- Tom Mary'ye bir okul bölgesinde çok hızlı sürmemesini tavsiye etti.
- The school drains the pool once a month.
- Okul ayda bir havuzu boşaltıyor.
- I saw my uncle on the way to school.
- Okula giderken amcamı gördüm.
- Sami was missing a sixth day of school.
- Sami okulun altıncı gününü de kaçırdı.
- He is proud of never having been late for school.
- Okula hiç geç kalmamakla övünüyor.
- How long is your commute to school?
- Okula gidip gelmen ne kadar sürüyor?
- They accompany the children to school.
- Onlar çocukların okula gitmesi için eşlik ediyor.
- We visited our old school.
- Eski okulumuza gittik.
- Dave never returned to school again.
- Dave, bir daha okula dönmedi.
- Tom is a friend from school.
- Tom okuldan bir arkadaşımdır.
- Tom is a janitor at the school where Mary teaches.
- Tom Mary'nin öğretmenlik yaptığı okulda bir hademe.
- There are 2,000 students in the school.
- Okulda 2,000 öğrenci var.
- Tom didn't come to school last week.
- Tom geçen hafta okula gelmedi.
- I don't like school very much.
- Okulu pek sevmiyorum.
- Your brother wasn't at school today.
- Kardeşin bugün okula gitmedi.
- I am very glad school is over.
- Okulun bittiğine çok sevindim.
- I was ten minutes late for school.
- Okula on dakika geç kaldım.
- That is a school.
- Bu bir okul.
- In an hour my child gets out of school.
- Bir saat içinde çocuğum okuldan çıkacak.
- Tom and I attended the same school.
- Tom'la aynı okulda okuduk.
- Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied?
- Okuduğun okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu da öğretmediler mi?
- I used to play tennis after school.
- Eskiden okuldan sonra tenis oynardım.
- I know that you and Tom snuck away from school yesterday.
- Tom'la dün okuldan kaçtığınızı biliyorum.
- We often play hookey from school.
- Sık sık okulu ekeriz.
- I'm seldom late for school.
- Okula nadiren geç kalırım.
- I was late to school.
- Okula geç kalmıştım.
- I hate this school.
- Bu okuldan nefret ediyorum.
- I almost always play baseball after school.
- Okuldan sonra neredeyse her zaman beyzbol oynarım.
- I walk across that bridge every morning on the way to school.
- Her sabah okula giderken o köprüden geçiyorum.
- I've never been late for school.
- Okula hiç geç kalmadım.
- Usually I go to school on foot.
- Genellikle okula yürüyerek giderim.
- School isn't going to be as much fun without Tom.
- Tom olmadan okul o kadar eğlenceli olmayacak.
- How big is your school?
- Okulun ne kadar büyük?
- Children don't like the school.
- Çocuklar okulu sevmez.
- Don't play around too much after school.
- Okuldan sonra çok fazla oyalanmayın.
- I wasn't at school, because I was sick.
- Okulda değildim, çünkü hastaydım.
- He stayed away from school for a week.
- Bir hafta boyunca okuldan uzak kaldı.
- Does your school have a library?
- Okulunun kütüphanesi var mı?
- The youngest teacher at our school is not so young.
- Okulumuzdaki en genç öğretmen çok genç değil.
- Tom said he thought that Mary wasn't at school.
- Tom, Mary'nin okulda olmadığını düşündüğünü söyledi.
- A dog followed me to my school.
- Bir köpek okuluma kadar beni izledi.
- My entire school attends the game.
- Tüm okulum maça katılıyor.
- When does school break up for Christmas?
- Okul Noel için ne zaman ara verir?
- Some people think Tatoeba is not a school.
- Bazıları Tatoeba'nın bir okul olmadığını düşünüyor.
- Tom said that he might not be at school tomorrow.
- Tom yarın okula gelmeyebileceğini söyledi.
- Sami followed Layla outside of school.
- Sami, Leyla'yı okulun dışında takip etti.
- He goes to the school every day to learn.
- O, her gün okula öğrenmeye gider.
- Tom wanted to be popular at school.
- Tom okulda popüler olmak istedi.
- His son was expelled from school.
- Oğlu okuldan atıldı.
- I wish I had learned this in school.
- Keşke bunu okulda öğrenseydim.
- Tom left school at thirteen.
- Tom okuldan on üçte ayrıldı.
- All the English teachers at my son's school are native speakers.
- Oğlumun okulundaki tüm İngilizce öğretmenlerinin ana dili İngilizce.
- Who do you think is the most interesting teacher at this school?
- Sizce bu okulda en ilginç öğretmen hangisidir?
- Tom got straight A's in school.
- Tom okulda hep A alırdı.
- Tom won't be at school tomorrow.
- Tom yarın okulda olmayacak.
- Tom has been absent from school for three days.
- Tom üç gündür okula gelmiyor.
- My school grades were average.
- Benim okul notları ortalamaydı.
- Do you come to school by bus?
- Okula otobüsle mi geliyorsun?
- All of the students at school know me.
- Okuldaki bütün öğrenciler beni tanır.
- Several students were absent from school because of colds.
- Birçok öğrenci soğuk algınlığından dolayı okula gelmedi.
- Does your school still have a basketball team?
- Okulunuzun hala bir basketbol takımı var mı?
- Mary came home from school in tears because her friends had teased her.
- Mary okuldan eve gözyaşları içinde geldi çünkü arkadaşları onunla alay etmişti.
- Tom was supposed to be at school today, but he wasn't.
- Tom'un bugün okula gitmesi gerekiyordu ama gitmedi.
- He has never been late for school.
- Okula asla geç kalmadı.
- The parents will be invited to the school celebration.
- Aileler okul kutlamasına davet edilecek.
- Are you sure Tom was at school today?
- Tom'un bugün okulda olduğundan emin misin?
- Both Nancy and Jane were absent from school.
- Hem Nancy hem de Jane okula gelmedi.
- Tom met Mary on his way to school.
- Tom okula giderken Mary ile karşılaştı.
- Tell me the reason you were absent from school yesterday.
- Dün okulda olmayışının nedenini bana anlat.
- Tom asked Mary about what she did in school that day.
- Tom Mary'ye o gün okulda ne yaptığını sordu.
- Does Tom still go to the same school as you?
- Tom hâlâ seninle aynı okula gidiyor mu?
- Tom will be late for school today.
- Tom bugün okula geç kalacak.
- It's her first day at school.
- Onun okuldaki ilk günü.
- We were the two tallest guys in our school.
- Okuldaki en uzun iki çocuk bizdik.
- More often than not, he is late for school.
- Sık sık okula geç kalır.
- The school should do away with uniforms.
- Okul, üniformaları kaldırmalı.
- She was frequently late for school.
- Sık sık okula geç kalırdı.
- I play the guitar after school.
- Okuldan sonra gitar çalarım.
- Tom drives Mary to school.
- Tom, Mary'yi okula götürüyor.
- The school drains the pool once a month.
- Okul havuzu ayda bir kez boşaltır.
- Tom drives to school.
- Tom okula gidiyor.
- I'm thinking of dropping out of school.
- Okulu bırakmayı düşünüyorum.
- Tom said Mary wasn't at school.
- Tom, Mary'nin okulda olmadığını söyledi.
- We live in the vicinity of the school.
- Okulun yakınında yaşıyoruz.
- I had to get them to school.
- Onları okula götürmeliyim.
- Why were you not at school yesterday?
- Dün neden okula gelmedin?
- You should arrive at school before eight.
- Okula sekizden önce varmalısın.
- The school is located at the foot of a hill.
- Okul, bir tepenin eteğinde yer almaktadır.
- Tom was often teased in school.
- Tom'a okulda sık sık sataşıldı.
- My school has a band.
- Okulumun bir müzik grubu var.
- Why weren't you in school yesterday?
- Neden dün okulda değildin?
- Would you ever talk about something like that at school?
- Okulda hiç böyle bir şey hakkında konuşur muydun?
- My school grades were average.
- Okul notlarım ortalamaydı.
- The other kids at school made fun of him because of his strange accent.
- Okuldaki diğer çocuklar garip aksanı yüzünden onunla dalga geçiyorlardı.
- To begin with, you must not be late for school.
- Öncelikle, okula geç kalmamalısınız.
- Tom rode his horse to school.
- Tom okula atıyla gitti.
- Tom doesn't have any problems at school.
- Tom'un okulda herhangi bir problemi yok.
- I don't know anyone at your school.
- Okulunuzdan kimseyi tanımıyorum.
- Tom, Mary and John all went to the same school.
- Tom, Mary ve John aynı okula gittiler.
- Most students come to school on foot.
- Çoğu öğrenci, okula yürüyerek gelir.
- Most students carry backpacks to school.
- Çoğu öğrenci okula sırt çantasıyla gider.
- School bores me.
- Okul beni bunaltıyor.
- School starts in September in Europe.
- Avrupa'da okullar Eylül'de başlıyor.
- I always get to school on time.
- Ben her zaman vaktinde okula gidiyorum.
- My girlfriend works at a language school and loves it very much.
- Kız arkadaşım bir dil okulunda çalışıyor ve orayı çok seviyor.
- Tom ran all the way to school.
- Tom okula kadar bütün yolu koştu.
- I cared for the rabbits when I was at school.
- Okuldayken tavşanlara bakardım.
- I got up too late and was late for school.
- Çok geç kalktım ve okula çok geç kaldım.
- Why weren't you at school today?
- Bugün neden okulda değildin?
- I thought you'd like to know that Tom was absent from school today.
- Tom'un bugün okula gelmediğini bilmek istersin diye düşündüm.
- She bikes to school.
- O, okula bisikletle gider.
- Tom is coming to our school tomorrow.
- Tom, yarın bizim okula geliyor.
- He didn't come to school today.
- Bugün okula gelmedi.
- That bicycle belongs to our school.
- Bu bisiklet okulumuza ait.
- Why do you go to school on foot?
- Okula neden yürüyerek gidiyorsun?
- I've been studying French at school.
- Okulda Fransızca çalışıyorum.
- He came to school very late.
- Okula çok geç geldi.
- My father always took me to school when I was young.
- Küçükken babam beni hep okula götürürdü.
- Tom and I take the same bus to school.
- Tom ve ben okula aynı otobüsle gidiyoruz.
- Tom doesn't think Mary will be at school today.
- Tom bugün Mary'nin okulda olacağını düşünmüyor.
- I attended school in Boston.
- Ben Boston'da okula devam ettim.
- It's his first day at school.
- Onun okuldaki ilk günü.
- We were late for school because it was raining hard.
- Okula geç kalmıştık çünkü çok yağmur yağıyordu.
- Tom hopes he doesn't flunk out of school.
- Tom okuldan atılmayacağını umuyor.
- Tom went back to school to get something he forgot.
- Tom unuttuğu bir şeyi almak için okula geri döndü.
- My brother goes to the same school I do.
- Kardeşim benimle aynı okula gidiyor.
- Tom took the bus to school.
- Tom okula otobüsle gitti.
- He comes to school by bus or train.
- Okula otobüsle ya da trenle gelir.
- Tom considered leaving school, but decided against it.
- Tom okulu bırakmayı düşündü ama vazgeçti.
- Like many students at our school, Tom stays up until late at night studying.
- Okulumuzdaki pek çok öğrenci gibi Tom da gece geç saatlere kadar ders çalışır.
- Emily left school at sixteen.
- Emily on altı yaşında okulu bıraktı.
- The fight for civil rights in the United States started in 1954, when the government said school had to be open to everyone.
- Amerika Birleşik Devletleri'nde sivil haklar için mücadele 1954 yılında, hükümetin okulların herkese açık olması gerektiğini söylemesiyle başladı.
- He was absent from school for a week.
- Bir haftadır okulda yoktu.
- Tom was at school.
- Tom okuldaydı.
- She teaches at our local school.
- O bizim yerel okulumuzda ders verir.
- The students whose test grades were low had to come back after school for an extra lesson.
- Sınav notları düşük olan öğrenciler okuldan sonra ek ders için geri gelmek zorunda kaldılar.
- Our school was established in 1951.
- Okulumuz 1951 yılında kuruldu.
- Tom says that recess is the best part of the school day.
- Tom okulun en güzel tarafının teneffüs olduğunu söylüyor.
- Tom is going to pick me up after school.
- Okuldan sonra, Tom arabayla gelip beni alacak.
- Tom played baseball after school with his friends.
- Tom okuldan sonra arkadaşlarıyla beyzbol oynardı.
- Sami took a knife to school on a regular basis.
- Sami düzenli olarak okula bir bıçak götürdü.
- Does the school have a library?
- Okulda kütüphane var mı?
- I was suspended from school for disorderly conduct.
- Düzenin bozucu davranış nedeniyle okuldan uzaklaştırıldım.
- I ran to school.
- Okula koştum.
- I am very busy practicing after school.
- Okuldan sonra pratik yapmakla çok meşgulüm.
- I did poorly at school.
- Okulda notlarım düşüktü.
- I asked Tom not to do that at school.
- Tom'dan onu okulda yapmamasını istedim.
- The closing of school was due to the heavy snow.
- Okulun kapanışı yoğun kar nedeniyle oldu.
- Our school is right across the river.
- Okulumuz nehrin tam karşısında.
- Their school looks very bad.
- Onların okulu çok kötü görünüyor.
- Tom is doing great in school.
- Tom okulda çok başarılı.
- Tom goes to school with my daughter.
- Tom kızımla okula gider.
- Tom and I ate together in the school cafeteria.
- Tom ve ben okul kafeteryasında birlikte yemek yedik.
- Tom is at school right now.
- Tom şu anda okulda.
- PDA is not allowed at school.
- Okulda kişisel dijital yardımcıya izin verilmez.
- When does school break up for Christmas?
- Noel için okul ne zaman tatil oluyor?
- Tom won't be at school today.
- Tom bugün okulda olmayacak.
- Since he had a bad cold, he was absent from school today.
- Kötü bir soğuk algınlığı geçirdiği için bugün okula gitmedi.
- Did you know there was another Tom Jackson at this school?
- Bu okulda başka bir Tom Jackson olduğunu biliyor muydun?
- His mother works as a librarian at a private school.
- Annesi özel bir okulda bir kütüphaneci olarak çalışmaktadır.
- A few days after his thirteenth birthday, Tony, too, graduated from school.
- 13. doğum gününden birkaç gün sonra, Tony de okuldan mezun oldu.
- We go to school together.
- Okula birlikte gidiyoruz.
- Several students were absent from school because of colds.
- Birkaç öğrenci soğuk algınlığı nedeniyle okula gelmedi.
- He is enjoying his school life.
- O, okul hayatını seviyor.
- I graduated from the school.
- Ben okuldan mezun oldum.
- I'm not in the school.
- Okulda değilim.
- I will go to the school tomorrow.
- Yarın okula gideceğim.
- Tom is likely to still be at school.
- Tom muhtemelen hala okulda.
- Go at once, or you will be late for school.
- Derhal git, yoksa okula geç kalacaksın.
- They spoke with her for an hour at school.
- Onunla okulda bir saat konuştular.
- I can't help but wonder whether Tom will be at school tomorrow.
- Tom'un yarın okulda olup olmayacağını merak etmekten kendimi alamıyorum.
- I heard what happened at school.
- Okulda ne olduğunu duydum.
- He used to go to school by bicycle, but now he goes by bus.
- Okula bisikletle giderdi ama artık otobüsle gidiyor.
- You must follow school rules.
- Okul kurallarına uymalısın.
- There are three Toms at this school.
- Bu okulda üç Tom var.
- I can't tell you why she was absent from school.
- Niçin onun okula gelmediğini sana söyleyemem.
- Illness forced him to give up school.
- Hastalık onu okulu bırakmaya zorladı.
- I don't think I'll make it to school on time.
- Okula zamanında yetişebileceğimi sanmıyorum.
- Why do you think Tom wasn't at school today?
- Sence Tom bugün neden okula gitmedi?
- Our school begins at eight in the morning.
- Okulumuz sabah sekizde başlıyor.
- Tom sings in the school chorus.
- Tom okul korosunda şarkı söylüyor.
- Where did you find it, at school or at home?
- Onu nerede buldun, okulda mı yoksa evde mi?
- I heard about what happened at school today.
- Bugün okulda ne olduğunu duydum.
- Let's get ready for school.
- Hadi okul için hazırlanalım.
- The problem affects the prestige of our school.
- Bu sorun, okulumuzun prestijini etkiliyor.
- I've been expelled from school.
- Ben okuldan kovuldum.
- Can you do me a favor and take Tom to school?
- Bana bir iyilik yapıp Tom'u okula götürür müsünüz?
- How often do you study English at school?
- Okulda ne sıklıkla İngilizce çalışıyorsunuz?
- The neighbors' son won the spelling bee at school.
- Komşunun oğlu okuldaki heceleme yarışmasını kazandı.
- She plays tennis after school.
- Okuldan sonra tenis oynuyor.
- How many students are there in this school?
- Bu okulda kaç tane öğrenci var?
- I'm at school.
- Okuldayım.
- Why was Tom absent from school?
- Tom neden okulda yoktu?
- We are the students of this school.
- Bizler bu okulun öğrencileriyiz.
- Tom and Mary went to school together.
- Tom ve Mary okula birlikte gidiyorlardı.
- He doesn't come to school often.
- Okula pek sık gelmiyor.
- It was nice of you to drive Tom to school.
- Tom'u okula bırakman çok hoştu.
- See you Monday at school.
- Pazartesi okulda görüşürüz.
- She goes to school on foot.
- O, okula yaya gider.
- Tom didn't tell anyone that he'd dropped out of school.
- Tom okulu bıraktığını kimseye söylemedi.
- Tom is likely to be late for school.
- Tom'un okula geç kalması muhtemeldir.
- The lamb followed Mary to school.
- Kuzu Mary'yi okula kadar izledi.
- I heard what you said to Tom at school.
- Okulda Tom'a ne söylediğini duydum.
- Tom was caught cheating on the exam and was expelled from school.
- Tom sınavda kopya çekerken yakalandı ve okuldan atıldı.
- When I was your age, I bicycled to and from school every day.
- Ben senin yaşındayken, her gün okula bisikletle gidip gelirdim.
- The school lies in that direction.
- Okul şu tarafta.
- Tom was at school when Mary called him.
- Mary onu aradığında Tom okuldaydı.
- I think I know why Tom wasn't at school yesterday.
- Sanırım Tom'un dün neden okula gelmediğini biliyorum.
- The bell had already rung when I got to school.
- Okula gittiğimde zil çoktan çalmıştı.
- There's a new girl in school.
- Okulda yeni bir kız var.
- Sami should stop following Layla around the school.
- Sami, Layla'yı okulun etrafında takip etmeyi bırakmalı.
- What was Tom doing at school?
- Tom okulda ne yapıyordu?
- I picked Tom up from school.
- Tom'u okuldan aldım.
- Where is your school?
- Okulun nerede?
- Tom always goes to school by bicycle.
- Tom her zaman okula bisikletle gider.
- Mary doesn't accompany the children to school.
- Mary çocuklara okula giderken eşlik etmiyor.
- He comes to school earlier than any other student in the class.
- Okula sınıftaki diğer tüm öğrencilerden daha erken geliyor.
- Tom and Mary usually go to school by bicycle.
- Tom ve Mary genellikle okula bisikletle giderler.
- I have got only a week left before school starts.
- Okul başlamadan önce sadece bir haftam kaldı.
- School was fun today.
- Bugün okul eğlenceliydi.
- I've got to go or I'll be late for school.
- Gitmek zorundayım yoksa okula geç kalacağım.
- My entire school attends the game.
- Benim bütün okulum maça katılıyor.
- Tom often walks Mary home from school.
- Tom, Mary'yle sık sık okuldan eve yürür.
- All the kids at school made fun of me because I was fat.
- Okuldaki bütün çocuklar şişman olduğum için benimle dalga geçerlerdi.
- That school is on the market.
- O okul satışa çıkarıldı.
- Tom and Mary often play tennis together after school.
- Tom ve Mary okuldan sonra sık sık birlikte tenis oynarlar.
- Tom disappeared after school.
- Tom okuldan sonra gözden kayboldu.
- Tom is certain that Mary will come to school today.
- Tom bugün Mary'nin okula geleceğinden emin.
- Our school has accepted three Americans as exchange students.
- Okulumuz üç Abd'liyi değişim öğrencisi olarak kabul etti.
- I'm happy because beginning today, we have no school until September.
- Mutluyum çünkü bugünden itibaren Eylül'e kadar okul yok.
- I go to school at seven.
- Okula yedide giderim.
- Why aren't you at school?
- Neden okulda değilsin?
- Tom plays in the school band.
- Tom okul bandosunda çalıyor.
- There will be no school tomorrow.
- Yarın okul yok.
- Tom left his umbrella at school.
- Tom şemsiyesini okulda bıraktı.
- Tom and Mary both went to the same school.
- Tom ve Mary aynı okula gittiler.
- He was expelled from school for fighting.
- Kavga ettiği için okuldan atıldı.
- Tom is at school.
- Tom okulda.
- We did that at school.
- Bunu okulda yaptık.
- There was a problem at school.
- Okulda bir sorun vardı.
- You can't smoke in school.
- Okulda sigara içemezsin.
- We had no school on account of the typhoon.
- Kasırgadan dolayı okulumuz yoktu.
- Does he go to school by bus?
- Okula otobüsle mi gidiyor?
- Tom did well in school.
- Tom okulda iyiydi.
- Is Tom studying French at school?
- Tom okulda Fransızca mı okuyor?
- I'm late for school.
- Okula geciktim.
- Tom doubts if Mary will come to school today.
- Tom, Mary'nin bugün okula gelip gelmeyeceğinden şüphe ediyor.
- He doesn't come to school often.
- O sık sık okula gelmez.
- Tom is seldom late for school.
- Tom okula nadiren geç kalır.
- Let's discuss your love problems on the way back from school.
- Senin aşk problemlerini okuldan geri dönerken tartışalım.
- John studied hard at school, while at home he helped his mother with her work.
- John okulda çok çalıştı, evde ise annesine işlerinde yardım etti.
- Tom's parents didn't come to the school play.
- Tom'un ailesi okul piyesine gelmedi.
- Your brother wasn't at school today.
- Erkek kardeşin bugün okulda değildi.
- The building on the right side is a school.
- Sağ taraftaki bina bir okuldur.
- Both boys and girls should take cooking class in school.
- Hem oğlanlar hem de kızlar okulda yemek pişirme dersi almalıdır.
- I'd like to talk to you about what happened at school yesterday.
- Dün okulda olanlar hakkında konuşmak istiyorum.
- Adversity is the best school.
- Zorluk en iyi okuldur.
- All the other children in the school had rich parents, and he was beginning to feel like a fish out of water.
- Okuldaki diğer tüm çocukların zengin ebeveynleri vardı ve o kendini sudan çıkmış balık gibi hissetmeye başlamıştı.
- Jack was at school last year.
- Jack geçen sene okuldaydı.
- What does this have to do with school?
- Bunun okulla ne ilgisi var?
- She went to a boarding school in New England.
- New England'da yatılı bir okula gitti.
- I want you to take Tom to school.
- Tom'u okula götürmeni istiyorum.
- Tom left school right after class.
- Tom dersten hemen sonra okulu terk etti.
- She is often late for school on a rainy day.
- Yağmurlu bir günde genellikle okula geç kalır.
- Who told you that I dropped out of school?
- Okulu bıraktığımı sana kim söyledi?
- She was thrown out of school.
- Okuldan atılmıştı.
- All the kids at school made fun of me because I was fat.
- Okuldaki bütün çocuklar şişman olduğum için benimle alay ettiler.
- The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color.
- Okulun kıyafet yönetmeliği saçınızı doğal olmayan bir renge boyamanızı yasaklıyor.
- Do you think I'm too old to go back to school?
- Sence okula dönmek için çok mu yaşlıyım?
- I often play tennis after school.
- Okuldan sonra sık sık tenis oynarım.
- He had a traffic accident on his way to school.
- Okula giderken bir trafik kazası geçirdi.
- We love this school.
- Bu okulu seviyoruz.
- I can always go back to school.
- Her zaman okula geri dönebilirim.
- You will find the shop between a bank and a school.
- Dükkanı bir banka ile okulun arasında bulacaksınız.
- I love this school.
- Bu okulu severim.
- I doubt if he'll come to school today.
- Bugün okula geleceğinden şüpheliyim.
- You may be late for school.
- Okula geç kalabilirsin.
- You should observe the school rules.
- Okul kurallarına uymalısınız.
- He talked about school.
- Okul hakkında konuştu.
- The school is two kilometers ahead.
- Okul iki kilometre ileride.
- Where do your children go to school?
- Çocukların nerede okula gider?
- Tom is a friend from school.
- Tom okuldan bir arkadaş.
- I go to school by subway.
- Okula metroyla gidiyorum.
- You don't want me to be late for school, do you?
- Okula geç kalmamı istemiyorsun, değil mi?
- He usually goes to school by bus.
- Okula genellikle otobüsle gider.
- I'm going to be late for school!
- Ben okula geç kalacağım.
- Boys always want to play football after school.
- Çocuklar her zaman okuldan sonra futbol oynamak isterler.
- What's your favorite subject in school?
- Okulda en sevdiğin ders nedir?
- I am very busy practicing after school.
- Okuldan sonra çalışmayla çok meşgulüm.
- She was noted for her good looks at school.
- Okulda güzelliğiyle dikkat çekerdi.
- She works at the school.
- Okulda çalışıyor.
- We learned at school that the Portuguese Pedro Álvares Cabral discovered Brazil.
- Biz okulda Portekizli Pedro Alvares Cabral'ın Brezilya'yı keşfettiğini öğrendik.
- She participates in many school activities.
- Birçok okul etkinliğine katılır.
- I come to school by bus.
- Okula otobüsle geliyorum.
- The school put on a Nativity play.
- Okul bir Doğuş oyunu düzenledi.
- School is closed for summer vacation.
- Okul yaz tatili için kapandı.
- A new principal is administering the school.
- Okulu yeni bir okul müdür idare etmektedir.
- Tom met Mary this morning on his way to school.
- Tom bu sabah okula giderken Mary ile tanıştı.
- I was very surprised to see students cleaning their classroom after school.
- Öğrencilerin okuldan sonra sınıflarını temizlediklerini görmek beni çok şaşırttı.
- There is a big park near our school.
- Okulumuzun yakınında büyük bir park var.
- The boy was taken away from school by his parents.
- Ailesi çocuğu okuldan aldı.
- Tom left his umbrella at school.
- Tom şemsiyesini okulda unutmuş.
- Tom is quite absent-minded and sometimes forgets to pick the kids up from school.
- Tom çok dalgındır ve bazen çocukları okuldan almayı unutur.
- Sami was in front of the school.
- Sami okulun önündeydi.
- I'm afraid we're going to be late for school.
- Maalesef okula geç kalacağız.
- Tom's school has a zero-tolerance policy.
- Tom'un okulunun sıfır tolerans politikası var.
- Einstein, at school, wasn't a bright boy.
- Einstein, okulda, parlak bir çocuk değildi.
- We learn English at school.
- Okulda İngilizce öğreniyoruz.
- You see some trees in front of the school.
- Okulun önünde birkaç ağaç görüyorsunuz.
- Did you lose your school ID?
- Okul kimliğini mi kaybettin?
- I met her on the way to school.
- Onunla okula giderken tanıştım.
- Peter met Pearl when they were at school together.
- Birlikte okuldayken Peter Pearl ile karşılaştı.
- I can't help but wonder whether Tom will be at school tomorrow.
- Tom'un yarın okula gelip gelmeyeceğini merak etmeden duramıyorum.
- Your brothers are the best in the school.
- Kardeşlerin okulun en iyileri.
- Tom comes to school by car.
- Tom okula arabayla gelir.
- School begins at 9.
- Okul 9'da başlıyor.
- We guarantee the lowest price for a French language school in Quebec, Canada.
- Quebec, Kanada'daki bir Fransızca dil okulu için en düşük fiyatı garanti ediyoruz.
- Tom was afraid he might be expelled from school.
- Tom okuldan atılabileceğinden korkuyordu.
- I'm going to pick Tom up after school.
- Okuldan sonra Tom'u almaya gideceğim.
- Tom went to a private boys' school.
- Tom özel bir erkek okuluna gitti.
- We would play baseball after school in those days.
- O günlerde okuldan sonra beyzbol oynardık.
- As a kid I usually played baseball after school.
- Çocukken okuldan sonra genellikle beyzbol oynardım.
- Maria usually goes to school on bike.
- Maria genellikle okula bisikletle gider.
- The kids went out to school.
- Çocuklar okula gittiler.
- I ran to school, but the bell had already rung.
- Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.
- Did Tom tell you why he wasn't at school yesterday?
- Tom sana dün neden okulda olmadığını söyledi mi?
- She is not home, but at school.
- Evde değil, okulda.
- I know some students in that school.
- O okuldaki bazı öğrencileri tanıyorum.
- Do you have school on Saturdays?
- Cumartesi günleri okul var mı?
- Bill was late for school as usual.
- Bill her zamanki gibi okula geç kaldı.
- She promised that she would meet him after school.
- Okuldan sonra onunla buluşacağına söz verdi.
- Tom does all his homework at school.
- Tom bütün ödevlerini okulda yapıyor.
- I walk to school in 30 minutes.
- Ben okula otuz dakikada yürüyorum.
- Tom is three years ahead of Mary at school.
- Tom okulda Mary'den üç yıl ileride.
- She plans to write a letter after school.
- Okuldan sonra bir mektup yazmayı planlıyor.
- She is never late for school.
- O, asla okula geç kalmaz.
- Though Newton did not excel in school, he did earn the opportunity to attend Trinity College Cambridge where he wanted to study law.
- Newton okulda başarılı olamasa da, hukuk okumak istediği Trinity College Cambridge'e gitme fırsatını elde etti.
- There are 1000 pupils in my school.
- Okulumda 1000 tane öğrenci var.
- We will adopt your method at our school.
- Yönteminizi okulumuzda benimseyeceğiz.
- He is the very best baseball player in our school.
- O, okulumuzdaki en iyi beyzbol oyuncusu.
- I studied hard when I was in school.
- Ben okuldayken çok çalıştım.
- Yesterday I met Tom on the way to school.
- Dün okula giderken Tom'la karşılaştım.
- We don't have school tomorrow.
- Yarın okulumuz yok.
- It was a good five kilometers from the station to the school.
- İstasyondan okula en az beş kilometre idi.
- I won't be coming to school anymore.
- Artık okula gelmeyeceğim.
- We both left our umbrellas at school.
- İkimiz de şemsiyelerimizi okulda bıraktık.
- Thirty Vietnamese kids swim every day in order to go to their school.
- Otuz Vietnamlı çocuk okullarına gidebilmek için her gün yüzüyor.
- The new student does not fit in here at school.
- Yeni öğrenci okulda buraya uymaz.
- Tom ran all the way to school.
- Tom okula kadar koştu.
- Didn't they teach you anything at school?
- Size okulda hiçbir şey öğretmediler mi?
- He goes to school.
- O, okula gider.
- Who was absent from school last week?
- Geçen hafta okulda kim yoktu?
- There have been a lot of complaints about kids skateboarding in front of the school.
- Okulun önünde kaykay yapan çocuklar hakkında pek çok şikâyet var.
- She learned Latin in school.
- Okulda Latince öğrendi.
- Do you go to school on foot?
- Okula yürüyerek mi gidiyorsun?
- That is our school.
- Şu, bizim okulumuz.
- Children of six and above should attend school.
- Altı yaş ve üstü çocuklar okula gitmelidir.
- I have seen him twice since I left school.
- Okuldan ayrıldığımdan beri onu iki kez gördüm.
- My son needs to be more alert at school.
- Oğlumun okulda daha dikkatli olması gerekiyor.
- Layla saw her kids off to school.
- Leyla çocuklarını okula uğurladı.
- Tom went to school by car.
- Tom okula arabayla gitti.
- He doesn't have any problems at school.
- Okulda hiç problemi yok.
- He often doesn't come to school.
- O, sık sık okula gelmez.
- School was cancelled because of the snow.
- Kar yüzünden okullar tatil edildi.
- Do you go to school on foot every day?
- Okula her gün yürüyerek mi gidersin?
- I was absent from school because I was sick.
- Hasta olduğum için okula gelmedim.
- The toy store is by the school.
- Oyuncak dükkanı okulun yanında.
- Is Tom still in school?
- Tom hâlâ okulda mı?
- In my city, there is no school for learning Esperanto.
- Benim şehrimde Esperanto öğrenmek için bir okul yok.
- Our school begins at eight-thirty.
- Okulumuz sekiz otuzda başlar.
- Tom was absent from school yesterday.
- Tom dün okulda değildi.
- Tom told everybody at school about what had happened.
- Tom okuldaki herkese olanları anlattı.
- Fadil dropped out of school.
- Fadıl okulu bıraktı.
- I studied French in school, but I'm not very good at it.
- Okulda Fransızca öğrendim ama pek iyi değilim.
- My cousin's school is much easier than mine.
- Kuzenimin okulu benimkinden çok daha kolay.
- Why were you absent from school yesterday?
- Dün neden okula gelmedin?
- Sami followed Layla outside of school.
- Sami, Layla'yı okulun dışında takip etti.
- We love our school.
- Biz okulumuzu seviyoruz.
- The youngest teacher at our school is not so young.
- Okulumuzdaki en genç öğretmen çok da genç değil.
- There's a bus stop neighbouring our school.
- Okulumuza komşu bir otobüs durağı var.
- Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.
- Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.
- Tom's school has about 3,000 students.
- Tom'un okulunda yaklaşık 3,000 öğrenci var.
- This hotel was then a school.
- Bu otel o zamanlar bir okuldu.
- Sami attended a segregated school.
- Sami ayrımcı bir okula gitti.
- Tom dropped me off at school on his way to work.
- Tom işe giderken beni okula bıraktı.
- It's her first day at school.
- Okuldaki ilk günü.
- How much is the monthly fee of this swimming school?
- Bu yüzme okulunun aylık ücreti ne kadar?
- There is a statue of the teacher near the school.
- Öğretmenin okulun yakınında bir heykeli var.
- Tom always walks to school.
- Tom okula her zaman yürüyerek gider.
- We attended school together.
- Biz birlikte okula gittik.
- We do not learn for school, but we learn for fun.
- Okul için öğrenmiyoruz ama eğlenmek için öğreniyoruz.
- I was just wondering if Tom could possibly still be at school.
- Ben sadece Tom'un muhtemelen hala okulda olup olmadığını merak ediyordum.
- Tom is often late for school.
- Tom sık sık okula geç kalır.
- What'll you do after school today?
- Bugün okuldan sonra ne yapacaksın?
- Tom plays tennis after school.
- Tom okuldan sonra tenis oynar.
- I've not seen her often at school.
- Ben de onu okulda pek sık görmedim.
- Do you go to school by bus or by train?
- Okula otobüsle mi yoksa trenle mi gidersiniz?
- Tom told me you were planning on dropping out of school.
- Tom bana okulu bırakmayı planladığını söyledi.
- Children have a snack after school.
- Çocuklar okuldan sonra bir şeyler atıştırır.
- The other day I stopped at a secondhand bookstore on my way home from school and happened to find a book I had been looking for for a long time.
- Geçen gün okuldan eve giderken bir sahafta durdum ve uzun süredir aradığım bir kitabı tesadüfen buldum.
- Steve goes to school with Kate.
- Steve okula Kate ile gider.
- I graduated from the school.
- Okuldan mezun oldum.
- Sami was popular at school.
- Sami okulda popülerdi.
- The school does not allow students to smoke on campus.
- Okul, kampüste öğrencilerin sigara içmelerine izin vermez.
- Why did they expel Tom from that school?
- Tom'u neden o okuldan kovdular?
- If you don't eat fast, you will be late for school.
- Eğer hızlı yemezsen, okula geç kalacaksın.
- Father spoke about how important school will be for finding a job when I am older.
- Babam, büyüdüğümde bir iş bulmak için okulun ne kadar da önemli olacağı hakkında konuştu.
- I as well as you was late for school yesterday.
- Dün ben de senin gibi okula geç kaldım.
- Tom rode his bicycle to school yesterday.
- Tom dün okula bisikletle gitti.
- I like summer holidays better than school.
- Yaz tatillerini okuldan daha çok seviyorum.
- He went to art school to study painting and sculpture.
- Resim ve heykel eğitimi almak için sanat okuluna gitti.
- I parked on the left side of the street just in front of the school.
- Sokağın sol tarafına, okulun hemen önüne park ettim.
- School begins at half past eight in the morning.
- Okul sabah sekiz buçukta başlıyor.
- Tom should've been home from school hours ago.
- Tom saatler önce okuldan eve dönmüş olmalıydı.
- Why don't you come over to my house after school?
- Neden okuldan sonra evime gelmiyorsun?
- She plays baseball after school.
- Okuldan sonra beyzbol oynuyor.
- Tom's school books are very expensive.
- Tom'un okul kitapları çok pahalı.
- I told Tom I'd pick him up after school.
- Tom'a okuldan sonra onu alacağımı söyledim.
- I was absent from school yesterday.
- Dün okula gitmedim.
- Tom walked home from school.
- Tom okuldan eve yürüdü.
- We used to meet on our way to school.
- Okulumuza giderken karşılaşırdık.
- Layla wanted to go back to school.
- Layla okula geri dönmek istedi.
- Tom Jackson spoke to the teachers at our school.
- Tom Jackson okulumuzdaki öğretmenlerle konuştu.
- He lives within a stone's throw of the school.
- Okula iki adım uzaklıkta yaşıyor.
- Why were you not at school yesterday?
- Dün neden okulda değildin?
- Father spoke about how important school will be for finding a job when I am older.
- Babam, büyüdüğümde bir iş bulurken okulun ne kadar da önemli olacağı hakkında konuştu.
- I have to go to the dentist after school today.
- Bugün okuldan sonra dişçiye gitmek zorundayım.
- Tom often rides his bicycle to school.
- Tom sık sık okula bisikletle gider.
- Tom goes to our school.
- Tom bizim okula gidiyor.
- Tell me why you were absent from school yesterday.
- Dün okula neden gelmediğini söyle.
- Children learn to swim in school today.
- Çocuklar bugün okulda yüzmeyi öğreniyor.
- I thought you said you wouldn't be coming to school today.
- Bugün okula gelmeyeceğini söylediğini sanıyordum.
- The geophysicist teaches in the school.
- Jeofizikçi okulda ders veriyor.
- Father consented to my leaving school.
- Baba benim okuldan ayrılmamı kabul etti.
- We play tennis after school.
- Biz okuldan sonra tenis oynarız.
- The toy store is by the school.
- Oyuncak mağazası okulun yanında.
- What time do you go to school?
- Okula saat kaçta gidiyorsun?
- I want you to come home right after school.
- Okuldan hemen sonra eve gelmeni istiyorum.
- Emily is the brightest girl in school.
- Emily okuldaki en zeki kız.
- Ken goes to school by bus.
- Ken otobüsle okula gider.
- A stranger asked me the way to the school.
- Bir yabancı bana okul yolunu sordu.
- Bob is popular at school.
- Bob, okulda popülerdir.
- Tom helped get me into this school.
- Tom bu okula girmeme yardım etti.
- Tom has been bullying other kids at school.
- Tom okulda diğer çocuklara zorbalık yapıyor.
- She asked him if he was a student at this school.
- Bu okulda öğrenci olup olmadığını sordu.
- It's a shortcut to the school.
- Bu, okula bir kestirme yoldur.
- At present, we have 1,600 students at our school.
- Halihazırda, okulumuzda 1600 öğrenci var.
- School begins on April 8.
- Okul 8 Nisan'da başlar.
- Tom arrived at school ten minutes late today.
- Tom, bugün okula on dakika geç geldi.
- I came back from the school, then I went out with my friends.
- Okuldan döndüm, sonra arkadaşlarımla dışarı çıktım.
- The gossip spread around the school like wildfire.
- Dedikodu okulun her tarafına yayıldı.
- As a rule, I go to school before eight o'clock.
- Kural olarak, okula saat sekizden önce giderim.
- Tom and I walked to school together.
- Tom ve ben okula birlikte yürüdük.
- Tom met Mary on his way home from school.
- Tom okuldan eve dönerken Mary ile karşılaştı.
- I had fun at school today.
- Bugün okulda eğlendim.
- She met him on the way to school.
- Onunla okul yolunda karşılaştı.
- Tom quit school for health reasons.
- Tom sağlık nedenlerinden dolayı okulu bıraktı.
- School is out.
- Okul bitti.
- You'll be expelled from school.
- Sen okuldan atılacaksın.
- If you are caught cheating, you'll be expelled from school.
- Kopya çekerken yakalanırsanız okuldan atılacaksınız.
- I almost always go to school by bicycle.
- Okula neredeyse her zaman bisikletle giderim.
- Tom picked up the kids after school.
- Tom okuldan sonra çocukları aldı.
- I apologized for having been late for school.
- Okula geç kaldığım için özür diledim.
- I thought Tom was at school.
- Tom'un okulda olduğunu sanıyordum.
- On school nights, Tom goes to bed at nine o'clock, but on Fridays and Saturdays, he stays up much later.
- Okul geceleri Tom saat dokuzda yatar, ama cuma ve cumartesi günleri çok daha geç yatar.
- Tom packed a lunch for Mary to take to school.
- Tom, Mary'nin okula götürmesi için bir öğle yemeği hazırladı.
- We are still in school.
- Biz hâlâ okuldayız.
- He has not been able to attend school for a week.
- O bir hafta okula devam edemedi.
- Tom rides his bicycle to school.
- Tom okula bisikletiyle gider.
- Tom was a fellow student of mine at school.
- Tom okuldan bir arkadaşımdı.
- I wish school would disappear forever!
- Keşke okul sonsuza dek ortadan kalksa!
- Poverty prevented him from attending school.
- Yoksulluk onun okula gitmesini engelledi.
- Kate went to school with an umbrella, but Brian didn't.
- Kate okula şemsiyeyle gitti, ama Brian gitmedi.
- Tom met Mary by chance on his way home from school.
- Tom, Mary ile okuldan eve dönerken tesadüfen tanıştı.
- Out of all the people at your school, who do you like the most?
- Okulunuzdaki tüm insanlardan kimi en çok seversin?
- I bike to school.
- Okula bisikletle gidiyorum.
- It took John only one day to make friends with his classmates at the school.
- John'un okuldaki sınıf arkadaşlarıyla arkadaş olması, sadece bir gününü aldı.
- A few years ago, there was a huge scandal at my school.
- Birkaç yıl önce, okulumda büyük bir skandal yaşandı.
- My grades at school have gone up.
- Okuldaki notlarım yükseldi.
- Do they sell magazines at the school store?
- Okulun mağazasında dergi satıyorlar mı?
- He has never been late to school.
- Okula hiç geç kalmadı.
- When I was at school, left-handed kids were forced to write right-handed.
- Ben okuldayken, solak çocuklar sağ elle yazmaya zorlanırdı.
- The first day of school is Monday.
- Okulun ilk günü Pazartesi başlıyor.
- Tom isn't doing very well in school.
- Tom okulda pek başarılı değil.
- We didn't have school yesterday.
- Dün okul yoktu.
- Layla saw her kids off to school.
- Layla çocuklarını okula uğurladı.
- Did anything out of the ordinary happen at school today?
- Bugün okulda sıra dışı bir şey oldu mu?
- It was at school.
- Okuldaydı.
- Shouldn't you be at school already?
- Çoktan okulda olman gerekmiyor mu?
- Tom made the school basketball team.
- Tom okul basketbol takımına girdi.
- There are 2,000 students in the school.
- Okulda 2,000 öğrenci bulunmaktadır.
- We used to be in school together.
- Birlikte okula giderdik.
- Our school has ten classes.
- Bizim okulda on sınıf var.
- Do you study at a private school?
- Özel bir okulda mı okuyorsun?
- How often does Tom go to school?
- Tom ne sıklıkla okula gider?
- Tom should've been home from school hours ago.
- Tom saatler önce okuldan eve dönmeliydi.
- Our school was not the same size as yours.
- Okulumuz sizinkiyle aynı büyüklükte değil.
- Tom quit school.
- Tom okulu bıraktı.
- Does your school have a basketball team?
- Okulunuzun bir basketbol takımı var mı?
- Why did they kick you out of school?
- Seni neden okuldan attılar?
- Tom plays tennis after school three days a week.
- Tom haftada üç gün okuldan sonra tenis oynuyor.
- The school is on the hill.
- Okul tepe üzerindedir.
- She was absent from school with a cold.
- Soğuk algınlığı nedeniyle okula gitmedi.
- It's time for you to start getting ready for school.
- Okul için hazırlanmaya başlamanızın vaktidir.
- Do you go to school on foot or by bicycle?
- Okula yürüyerek mi yoksa bisikletle mi gidiyorsunuz?
- Tom was a school custodian.
- Tom bir okul bekçisiydi.
- In school, Tom was often teased.
- Okulda Tom'la sık sık alay edilirdi.
- Mary was bullied at school because her mother was grossly overweight.
- Annesi fena halde kilolu olduğu için Mary okulda zorbalık yaşadı.
- I drove Tom to school.
- Tom'u okula ben götürdüm.
- He had been booted out of school.
- Okuldan atılmıştı.
- I wonder if Tom was at school today.
- Acaba Tom bugün okulda mıydı?
- I told Jane how to get to our school.
- Jane'e okulumuza nasıl gidebileceğini anlattım.
- We were expelled from school for fighting.
- Kavga ettiğimiz için okuldan atıldık.
- The school will soon be closed because of the summer vacation.
- Okul yaz tatili nedeniyle yakında kapalı olacaktır.
- Show me the way to the school.
- Bana okulun yolunu göster.
- The building on the mountain is our school.
- Dağdaki bina bizim okulumuzdur.
- Tom rode his bicycle to school.
- Tom okula bisikletle gitti.
- We learned how to read French in school, but didn't really learn how to speak it.
- Okulda Fransızca okumayı öğrendik ama konuşmayı pek öğrenemedik.
- Tom and Mary attended the same school.
- Tom ve Mary aynı okula gidiyorlardı.
- What time do you usually get home from school?
- Okuldan eve genellikle kaçta dönersin?
- Tom has been bullying other kids at school.
- Tom okulda diğer çocuklara zorbalık ediyor.
- Aren't you supposed to be in school right now?
- Şu an okulda olman gerekmiyor mu?
- Tom played the main part in the school musical.
- Tom okul müzikalinde başrolü oynadı.
- He was in time for school.
- Okula zamanında geldi.
- Why weren't you at school yesterday?
- Dün neden okula gitmedin?
- After school, I study, then play videogames.
- Okuldan sonra ders çalışırım, sonra video oyunları oynarım.
- I went to school by bus yesterday.
- Dün okula otobüsle gittim.
- Tom doesn't know why Mary wasn't at school.
- Tom Mary'nin neden okulda olmadığını bilmiyor.
- Does Tom still go to the same school as Mary?
- Tom hala Mary ile aynı okula mı gidiyor?
- We study French at school.
- Okulda Fransızca öğreniyoruz.
- Their kids are at school.
- Onların çocukları okulda.
- I know that you are learning French at school.
- Okulda Fransızca öğrendiğini biliyorum.
- What school do you go to?
- Hangi okula gidiyorsunuz?
- Tom goes to school on foot.
- Tom, okula yaya gider.
- Tom dropped out of school to work full-time.
- Tom tam zamanlı çalışmak için okulu bıraktı.
- School will start next Monday.
- Okul gelecek pazartesi başlayacak.
- What school subjects are you good at?
- Hangi okul konularında iyisin?
- I don't think I'll make it to school on time.
- Okula zamanında varacağımı sanmıyorum.
- She's been absent from school for five days.
- Beş gündür okula gitmiyor.
- Are you still at school?
- Hâlâ okulda mısın?
- I was on my way to school.
- Okula gidiyordum.
- What time do you leave your house for school?
- Okul için evinden saat kaçta çıkıyorsun?
- Please follow the school rules.
- Lütfen okul kurallarına uyun.
- Stop next to the school.
- Okulun yanında dur.
- What this place needs is a good school.
- Buranın ihtiyacı olan şey iyi bir okul.
- Bill was much loved by the other children in his school.
- Bill, okulundaki diğer çocuklar tarafından çok sevildi.
- They came home from school just now.
- Okuldan eve az önce geldiler.
- Don't play around too much after school.
- Okuldan sonra fazla oyalanma.
- We should keep every school open and every teacher in his job.
- Her okulu açık ve her öğretmeni vazifesinde tutmalıyız.
- Tom is often late for school on Mondays.
- Tom pazartesi günleri genellikle okula geç kalır.
- The boy has been absent from school for eight days.
- Çocuk sekiz gündür okulda yok.
- Tom doesn't go to the same school as Mary.
- Tom, Mary ile aynı okula gitmiyor.
- We don't have school tomorrow.
- Yarın okul yok.
- School begins in April.
- Okul Nisan'da başlıyor.
- She met a new friend at school today.
- O bugün okulda yeni bir arkadaşla tanıştı.
- She dropped out of school.
- O, okuldan kaydını sildirdi.
- Tom knew that he wouldn't be able to get to school on time.
- Tom okula zamanında varamayacağını biliyordu.
- The bus stop is near our school.
- Otobüs durağı, okulumuzun yakınında.
- He taught history at the school.
- Okulda tarih öğretmeniydi.
- It takes twenty minutes to walk from the station to school.
- İstasyondan okula yürümek yirmi dakika sürer.
- Tom said he'd be at school today.
- Tom bugün okulda olacağını söyledi.
- I hope Tom and Mary are at school.
- Umarım Tom ve Mary okuldadır.
- Tom asked about my school.
- Tom okulumu sordu.
- Tom is still in school.
- Tom hâlâ okulda.
- Tom is taking the kids to school.
- Tom çocukları okula götürüyor.
- Tom and I ate together in the school cafeteria.
- Tom ve ben okul kafeteryasında birlikte yedik.
- Mail your application for admission directly to the school office.
- Kabul için başvurunuzu doğrudan okul idaresine gönderin.
- They spoke with her for an hour at school.
- Okulda onunla bir saat konuştular.
- Tom doesn't know why Mary wasn't at school.
- Tom, Mary'nin neden okula gelmediğini bilmiyor.
- Our school became coeducational a long time ago.
- Okulumuz uzun zaman önce karma eğitime geçti.
- Atuqtuaq learns Inuktitut at his school.
- Atuqtuaq okulunda Inuktitutça öğreniyor.
- Tom and I walked to school together.
- Tom ve ben okula birlikte yürürdük.
- I didn't like to play in my school games.
- Okul oyunlarımda oynamaktan hoşlanmadım.
- The school should do away with the uniform.
- Okul, üniformayı kaldırmalıdır.
- The parade passed our school.
- Geçit töreni okulumuzun önünden geçti.
- She was absent from school because she was sick.
- Hasta olduğundan dolayı o okula gelmedi.
- Are you really going to skip school tomorrow?
- Gerçekten yarın okula gitmeyecek misin?
- Tom sent money to Mary to help her pay for school expenses.
- Tom Mary'ye okul giderlerini ödemesine yardımcı olmak için para gönderdi.
- Do you have a lunch service at school?
- Okulda size öğle yemeği getiriyorlar mı?
- Tom thinks that school is a waste of time.
- Tom okulun zaman kaybı olduğunu düşünüyor.
- Tom hasn't been able to come to school because he's in the hospital.
- Tom hastanede olduğu için okula gelemedi.
- Tom could read before he started going to school.
- Tom, daha okula başlamadan okumayı biliyordu.
- Tom wasn't the most popular kid in school, but he had a lot of friends.
- Tom okulda en popüler çocuk değildi ama bir sürü arkadaşı vardı.
- This is my daughter's school.
- Burası kızımın okulu.
- When is school over?
- Okul ne zaman biter?
- I'm a second year middle school student.
- Ben orta okul ikinci sınıf öğrencisiyim.
- We played tennis after school every Saturday.
- Her cumartesi okuldan sonra tenis oynadık.
- He soon adapted himself to school life.
- Okul hayatına kısa sürede uyum sağladı.
- Tom said that he planned to stick around school all day.
- Tom bütün gün okulda kalmayı planladığını söyledi.
- It is time my son came home from school.
- Oğlumun okuldan eve gelme zamanı.
- Tom is in school.
- Tom okulda.
- I am tired of eating at the school cafeteria.
- Okul kafeteryasında yemek yemekten bıktım.
- I hear that Tom and Mary have both dropped out of school.
- Tom ve Mary'nin her ikisinin de okulu bıraktığını duydum.
- Tom said that he might not be at school tomorrow.
- Tom yarın okulda olmayabileceğini söyledi.
- He is always late for school.
- Okula daima geç kalıyor.
- The school closed due to a bomb threat.
- Bomba tehdidi yüzünden okul kapandı.
- The school is on top of the hill.
- Okul tepenin üstünde.
- Police searched Sami's school locker.
- Polis, Sami'nin okul dolabını aradı.
- This school was founded in 1970.
- Bu okul 1970 yılında kuruldu.
- Did Tom tell you why he wasn't at school yesterday?
- Tom dün neden okula gelmediğini söyledi mi?
- She was absent from school owing to sickness.
- Hastalığından dolayı okulda değildi.
- Why don't you go to school with us?
- Neden bizimle okula gelmiyorsun?
- He was admitted to the school.
- O, okula kabul edildi.
- Our school was founded in the 20th year of Meiji.
- Okulumuz Meiji'nin 20. yılında kuruldu.
- School begins on April the tenth.
- Okul Nisan'ın onunda başlıyor.
- I'm still at school.
- Hala okuldayım.
- Most students carry backpacks to school.
- Birçok öğrenci okula sırt çantası taşır.
- What school did you go to?
- Hangi okula gittin?
- We go to school to learn.
- Okula öğrenmek için gidiyoruz.
- The building on the mountain is our school.
- Dağdaki bina bizim okulumuz.
- He saw the accident on his way to school.
- Okula giderken kazayı görmüş.
- We go to the same school.
- Aynı okula gidiyoruz.
- Tom's school has a zero-tolerance policy.
- Tom'un okulunun sıfır tolerans politikası vardır.
- The number of students who were late for school was much smaller than I had expected.
- Okula geç kalan öğrenci sayısı beklediğimden çok daha azdı.
- Tom was at school that day.
- Tom o gün okuldaydı.
- I learned about amphibians at school.
- Okulda amfibiyenler hakkında öğrendim.
- What do you do after school?
- Okuldan sonra ne yaparsın?
- Tom hates school.
- Tom okuldan nefret eder.
- Tom is three years ahead of Mary at school.
- Okulda Tom Mary'den üç yıl ilerdedir.
- Tom plays in the school band.
- Tom okul bandosunda çalar.
- I was absent from school because I had a cold.
- Üşüttüğüm için okulda yoktum.
- I was almost late for school this morning.
- Bu sabah az kalsın okula geç kalacaktım.
- They closed that school.
- O okulu kapattılar.
- Dan attended a prestigious music school.
- Dan prestijli bir müzik okuluna başladı.
- The school has a dress code.
- Okulun kıyafet yönetmeliği var.
- Tom plays tennis after school.
- Tom okuldan sonra tenis oynuyor.
- Tom ran to school.
- Tom okula koştu.
- At school, Tom ignored me and pretended that he didn't know me.
- Okulda, Tom beni görmezden geldi ve beni tanımıyormuş gibi yaptı.
- He is absent from school because he is ill.
- Hasta olduğu için okulda değil.
- Tom doesn't know anyone at our school.
- Tom okulumuzda kimseyi tanımıyor.
- When does school start?
- Okul ne zaman başlıyor?
- Tom wasn't at school the day we had our class picture taken.
- Sınıfımızın resminin çekildiği gün, Tom okulda yoktu.
- Where do you go to school?
- Okula nerede gidiyorsunuz?
- Never stay away from school without good cause.
- İyi bir sebep olmaksızın asla okuldan uzak kalmayın.
- The other kids at school made fun of him because of his strange accent.
- Garip aksanı yüzünden okuldaki diğer çocuklar onunla dalga geçti.
- Tom is supposed to be at school.
- Tom'un okulda olması gerekiyordu.
- I never have dinner at school.
- Ben asla okulda akşam yemeği yemem.
- School being over, we went home.
- Okul bitince eve gittik.
- Though he lives within a stone's throw of the school, he is often late.
- Okula bir taş atımı mesafede oturmasına rağmen sık sık geç kalıyor.
- I'm late for school.
- Okula geç kaldım.
- Thirty Vietnamese kids swim every day in order to go to their school.
- Otuz Vietnamlı çocuk okullarına gitmek için her gün yüzerler.
- I flunked out of school.
- Okuldan atıldım.
- Though he lives within a stone's throw of the school, he is often late.
- Okula bir taş atımlık mesafede kalsa da, sık sık okula geç kalır.
- The school is located within five minutes' walk of the station.
- Okul istasyona beş dakikalık yürüyüş mesafesinde yer almaktadır.
- He is by far the best baseball player at our school.
- Okulumuzdaki açık ara en iyi beyzbol oyuncusu.
- My children are at school.
- Benim çocuklar okulda.
- Can I get ready for school?
- Okul için hazırlanabilir miyim?
- Why do you think he wasn't at school today?
- Sence bugün okulda neden yoktu?
- Get up at once, or you will be late for school.
- Hemen kalk, yoksa okula geç kalacaksın.
- She will write a letter after school.
- Okuldan sonra bir mektup yazacak.
- On my way home from school yesterday, I was caught in a shower.
- Dün okuldan eve dönerken sağanağa yakalandım.
- They will come look for Tom after school.
- Okuldan sonra Tom'u aramaya gelecekler.
- Tom joined his school's drama club.
- Tom okulunun tiyatro kulübüne katıldı.
- Tom Jackson spoke to our class today at school.
- Tom Jackson bugün okuldaki sınıfımıza konuştu.
- He was admitted to that school without taking the exam.
- Sınavsız o okula kabul edildi.
- I always go to school on foot.
- Ben okula her zaman yayan giderim.
- Why do we learn so much useless stuff in school?
- Neden okulda bu kadar gereksiz şey öğreniyoruz?
- I like to chat with my pals after school.
- Okuldan sonra arkadaşlarımla sohbet etmeyi severim.
- Many children don't like school.
- Birçok çocuk okuldan hoşlanmaz.
- Dan left his violin at school.
- Dan kemanını okulda bıraktı.
- Tom got kicked out of school.
- Tom okuldan kovuldu.
- I was given training in that school.
- O okulda okudum.
- Tom never went to school.
- Tom okula hiç gitmedi.
- Now that school is over, you can go home.
- Artık okul bitti, eve gidebilirsiniz.
- We were all at school together.
- Hepimiz okuldaydık.
- He came to school even though he was unwell.
- O, hasta olmasına rağmen okula geldi.
- He got to school just in time.
- Okula tam zamanında vardı.
- That's why I was absent from school yesterday.
- Dün okula devamsızlık yapmamın nedeni bu.
- Our school is further away than the station.
- Okulumuz istasyondan daha uzakta.
- I missed school for six days.
- Altı gün okula gitmedim.
- He wore a new coat to school today.
- Bugün okula yeni bir palto giyerek geldi.
- They live near the school.
- Okulun yakınında yaşıyorlar.
- A dog followed me to my school.
- Bir köpek beni okuluma kadar takip etti.
- There is no school today.
- Bugün okul yok.
- Some children dislike school.
- Bazı çocuklar okulu sevmez.
- The teacher made him stay after school.
- Öğretmen onu okuldan sonra kalmaya zorladı.
- She entered school at the age of five.
- Beş yaşında okula başladı.
- I'll do whatever I can to encourage Tom to stay in school.
- Tom'u okulda kalmaya teşvik etmek için elimden geleni yapacağım.
- Tom said he thought Mary wasn't at school.
- Tom, Mary'nin okulda olmadığını düşündüğünü söyledi.
- I should've paid more attention in school.
- Okulda daha dikkatli olmalıydım.
- I don't know why Tom wasn't at school.
- Tom'un neden okulda olmadığını bilmiyorum.
- School begins on the eighth of April.
- Okullar Nisan'ın sekizinde açılıyor.
- Does he go to school by bus?
- O, otobüsle okula gider mi?
- He got up late and was late for school.
- Geç kalktı ve okula geç kaldı.
- It's time for school.
- Okul zamanı.
- Jack was at school last year.
- Jack geçen yıl okuldaydı.
- A few days after his thirteenth birthday, Tony left school, too.
- Onüçüncü doğum gününden birkaç gün sonra Tony de okulu bıraktı.
- It is in April that our school years start.
- Okulumuz nisan ayında başlar.
- He brought me to school in a car.
- O beni bir arabayla okula getirdi.
- What were your favorite subjects in school?
- Okulda en sevdiğiniz dersler hangileriydi?
- They ran away from school.
- Okuldan kaçtılar.
- Today is our last day of school.
- Bugün okulun son günü.
- Run fast, or you will be late for school.
- Hızlı koş, yoksa okula geç kalacaksın.
- Tom and Mary are both at school, aren't they?
- Tom ve Mary'nin ikisi de okulda, değil mi?
- I don't walk to school very often.
- Okula çok sık yürümem.
- Tom has already left for school.
- Tom çoktan okula gitti.
- We have a boxing club in our school.
- Okulumuzda bir boks kulübümüz var.
- Tom needs to get back to school.
- Tom'un okula dönmesi gerek.
- If you get up early, you can be in time for school.
- Erken kalkarsan, okula zamanında yetişebilirsin.
- School begins at nine and is over at six.
- Okul dokuzda başlar ve altıda biter.
- I don't often walk to school.
- Okula genellikle yürüyerek gitmem.
- Tom used to help his father in the store after school.
- Tom okuldan sonra dükkanda babasına yardım ederdi.
- We were expelled from school for fighting.
- Kavga nedeniyle okuldan kovulduk.
- On the way to school I lost my wallet.
- Okula giderken cüzdanımı kaybettim.
- School starts at eight-thirty.
- Okul sekiz buçukta başlıyor.
- Dan is a friend from school.
- Dan okuldan bir arkadaş.
- How are you doing in school?
- Okulun nasıl gidiyor?
- School starts Monday.
- Okul pazartesi başlıyor.
- Tom met Mary by chance on his way home from school.
- Tom okuldan eve giderken tesadüfen Mary ile karşılaştı.
- How is it that you are always late for school?
- Nasıl oluyor da okula hep geç kalıyorsun?
- Children have a snack after school.
- Okuldan sonra çocukların bir ara öğünü var.
- Tom showed Mary around the school.
- Tom Mary'ye okulu gezdirdi.
- There is a statue of the teacher in front of the school.
- Okulun önünde öğretmenin heykeli var.
- School begins at half past eight except on Wednesdays and Saturdays.
- Çarşamba ve Cumartesi günleri hariç okul sekiz buçukta başlar.
- I hear Tom and Mary have both quit school.
- Tom ve Mary'nin okulu bıraktığını duydum.
- Tom was sick and stayed home from school.
- Tom hastaydı ve okuldan eve gelmedi.
- She wants to be popular at school.
- Okulda popüler olmak istiyor.
- I asked Tom why he thought Mary wouldn't be at school today.
- Ben Tom'a bugün neden Mary'nin okula gitmeyeceğini düşündüğünü sordum.
- Tom said he was at school.
- Tom okulda olduğunu söyledi.
- They were expelled from school for fighting.
- Onlar kavga nedeniyle okuldan atıldılar.
- I've not seen him often at school.
- Onu okulda sık sık görmüyorum.
- Our school has ten classes.
- Okulumuzun on sınıfı mevcuttur.
- I went to Tom's house after school.
- Okuldan sonra Tom'un evine gittim.
- They are the pupils of our school.
- Onlar okulumuzun öğrencileri.
- Tom was afraid he might get expelled from school.
- Tom, okuldan kovulabileceğinden korkuyordu.
- There used to be a coffee shop near the school.
- Okulun yakınında bir kahve dükkanı vardı.
- Do you always come to school this early?
- Okula her zaman bu kadar erken mi gelirsin?
- I've just arrived from school.
- Okuldan yeni geldim.
- School is a waste of time.
- Okul zaman kaybıdır.
- You could go back to school.
- Okula geri dönebilirsin.
- Now let's hurry to school.
- Şimdi çabucak okula gidelim.
- We went to school by bus.
- Okula otobüsle gittik.
- I heard that Tom wasn't at school today.
- Tom'un bugün okulda olmadığını duydum.
- She was expelled from school for fighting.
- Kavga ettiği için okuldan atıldı.
- She left school two years ago.
- O, iki yıl önce okulu bıraktı.
- This isn't a school.
- Burası okul değil.
- Sam was able to enter the school's basketball team.
- Sam okulun basketbol takımına girmeyi başardı.
- Our children are at school; where are yours?
- Çocuklarımız okulda; sizinkiler nerede?
- His brother goes to school by bus.
- Onun erkek kardeşi okula otobüsle gider.
- Tom cut school.
- Tom okulu kırdı.
- Tom didn't like school.
- Tom okulu sevmedi.
- What time do you usually arrive at school?
- Genellikle okula ne zaman geliyorsunuz?
- My son is being bullied at school.
- Oğlum okulda zorbalığa uğruyor.
- I'm sure Tom will pick Mary up after school.
- Tom'un okuldan sonra Mary'yi alacağından eminim.
- Tom drives his children to school every day.
- Tom, çocuklarını her gün okula götürüyor.
- You study at that school?
- O okulda mı okuyorsun?
- Tom wasn't the most popular kid in school, but he had a lot of friends.
- Tom okuldaki en popüler çocuk değildi ama çok arkadaşı vardı.
- I doubt if he'll come to school today.
- Onun bugün okula geleceğini pek sanmıyorum.
- I'll pick you up after school.
- Okuldan sonra seni alacağım.
- This school is ours.
- Bu okul bizimdir.
- How was your first day at school?
- Okuldaki ilk günün nasıldı?
- Tom played the main part in the school musical.
- Tom okul müzikalinde baş rolü oynuyordu.
- Can you drive me to school?
- Beni okula bırakabilir misin?
- He comes to school by bus or train.
- Okula otobüs ya da trenle geliyor.
- Many children at a nearby school witnessed the plane crash.
- Yakındaki bir okulda birçok çocuk uçak kazasına şahit oldu.
- She tends to be late for school.
- Okula geç kalma eğiliminde.
- I occasionally ride my bicycle to school.
- Ara sıra okula bisikletle giderim.
- I ride the subway to school.
- Okula metroyla giderim.
- Some of the students come to school by car.
- Bazı öğrenciler okula arabayla geliyor.
- Tom grabbed his lunch pail and headed for school.
- Tom öğle yemeği sefer tasını aldı ve okula gitti.
- What kind of clothes do you usually wear to school?
- Okul için genellikle ne tür elbiseler giyersin?
- I need to get to school.
- Okula gitmem lazım.
- Tom was Mary's only friend at school.
- Tom, Mary'nin okuldaki tek arkadaşıydı.
- Please write to me about conditions at your school.
- Okulunuzdaki koşullar hakkında bana yazın lütfen.
- He is studying English in school but he thinks it's too difficult.
- O, okulda İngilizce öğreniyor ama çok zor olduğunu düşünüyor.
- Because of the typhoon, the school was closed.
- Tayfun yüzünden okul kapalıydı.
- The school gate is closed.
- Okul kapısı kapalı.
- The school is on the hill.
- Okul tepede.
- Tom decided to go back to school.
- Tom okula geri gitmeye karar verdi.
- She asked about my school.
- O, okulum hakkında soru sordu.
- Tom says he doesn't want to talk about school.
- Tom okuldan bahsetmek istemediğini söylüyor.
- September is the first month of the school year in Israel.
- Eylül ayı İsrail'de okul döneminin ilk ayıdır.
- How's school?
- Okul nasıl?
- Sami saw Layla outside of school.
- Sami Layla'yı okul dışında gördü.
- I demolished the school.
- Okulu yıktım.
- They go to school by streetcar.
- Onlar okula tramvayla giderler.
- Tom's dog followed him to school.
- Tom'un köpeği onu okula kadar takip etti.
- I go to school at seven.
- Okula yedide gidiyorum.
- Laurie hates school.
- Laurie okuldan nefret eder.
- Why was Tom expelled from school?
- Tom neden okuldan kovuldu?
- All I know is that Tom was at school that day.
- Tek bildiğim Tom'un o gün okulda olduğudur.
- She's sometimes late for school.
- Bazen okula geç kalıyor.
- The children shared a pizza after school.
- Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.
- You are not going to make it in time for school.
- Okula zamanında yetişemeyeceksin.
- Do you think I'm too old to get back to school?
- Sence okula dönmek için çok mu yaşlıyım?
- Tom has been expelled from school.
- Tom okuldan atıldı.
- I was late for school.
- Okula geç kaldım.
- Our school has about one thousand students.
- Okulumuzun yaklaşık bin öğrencisi vardır.
- Maybe I'll go swimming after school.
- Belki okuldan sonra yüzmeye gideceğim.
- Tom's school has over 3,000 students.
- Tom'un okulunun 3.000'den fazla öğrencisi var.
- I play trumpet in the school band.
- Okul bandosunda trompet çalıyorum.
- I've decided to go back to school.
- Okula dönmeye karar verdim.
- Layla took her daughter to school.
- Layla kızını okula götürdü.
- Tom forgot his trumpet at school.
- Tom trompetini okulda unuttu.
- Tom takes me to school.
- Tom beni okula götürür.
- Their kids are at school.
- Onların evlatları okuldalar.
- Tom bumped into Mary this morning on his way to school.
- Tom bu sabah okula giderken Mary'ye rastladı.
- I met Tom on my way to school.
- Okuluma giderken Tom'la karşılaştım.
- The inspector arrived at the school late on Monday morning.
- Müfettiş pazartesi sabahı okula geç geldi.
- Tom asked Mary to give a speech at his school.
- Tom Mary'den okulunda bir konuşma yapmasını istedi.
- As is usual, Bob came to school late this morning.
- Her zamanki gibi, Bob bu sabah okula geç geldi.
- I picked Tom up from school.
- Ben Tom'u okuldan aldım.
- I picked him up from school.
- Onu okuldan aldım.
- Both Tom and Mary were absent from school.
- Hem Tom hem de Mary okulda yoktular.
- Tom played baseball after school with his friends.
- Tom okuldan sonra arkadaşlarıyla beyzbol oynadı.
- See that my children behave well at school.
- Çocuklarım okulda iyi davransın.
- I wish school had been like this when I was growing up.
- Keşke ben büyürken de okul böyle olsaydı.
- Tom will pick the kids up after school.
- Tom okuldan sonra çocukları alacak.
- I usually eat at school.
- Genelde okulda yerim.
- I went to school with your dad.
- Okula babanla gittim.
- She was absent from school because she was sick.
- Hasta olduğu için okula gelmedi.
- I can walk to school in half an hour.
- Okula yarım saatte yürüyebilirim.
- Mary was teased a lot in middle school.
- Mary ile orta okulda çok alay edildi.
- Who do you think is the most interesting teacher at this school?
- Bu okulda en ilginç öğretmenin kim olduğunu düşünüyorsunuz?
- Tom didn't come to school on Monday.
- Tom pazartesi günü okula gelmedi.
- Tom goes to school early on Mondays.
- Tom pazartesi günleri okula erken gider.
- What did you do to get expelled from school?
- Okuldan sürgün edilmek için ne yaptın?
- Our school burned down.
- Okulumuz yandı.
- The school is farther than the station.
- Okul istasyondan daha uzakta.
- I play tennis after school.
- Okuldan sonra tenis oynarım.
- Parents are proud of their children when they do well in school.
- Ebeveynler, okulda başarılı olduklarında çocuklarıyla gurur duyuyorlar.
- As is often the case, he was late for school.
- Sık sık olduğu gibi, okula geç geldi.
- We'll be back in school in a couple of weeks.
- Birkaç hafta içinde okula döneceğiz.
- I don't allow my children to watch TV on school nights.
- Okul gecelerinde çocuklarımın TV izlemesine izin vermiyorum.
- Tom wouldn't tell me why he had dropped out of school.
- Tom bana okulu neden bıraktığını söylemedi.
- Tom went back to school to get something he forgot.
- Tom, unuttuğu bir şeyi almak için okula geri döndü.
- Are the kids home from school yet?
- Çocuklar okuldan gelmedi mi daha?
- Poverty prevented him from attending school.
- Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi.
- I hurried in order not to be late for school.
- Okula geç kalmamak için acele ettim.
- It was interesting to hear about school life in Britain.
- İngiltere'deki okul hayatını duymak ilginçti.
- I came back from the school, then I went out with my friends.
- Okuldan geldim, sonra arkadaşlarımla dışarı çıktım.
- Sami is following you around the school.
- Sami seni okulun etrafında takip ediyor.
- She met a new friend in school today.
- O bugün okulda yeni bir arkadaşla tanıştı.
- I don't like my school.
- Okulumu sevmiyorum.
- Tom plays football every day after school.
- Tom her gün okuldan sonra futbol oynar.
- Two boys are absent from school today.
- İki çocuk bugün okulda yok.
- Isn't that a teacher from your school?
- O senin okulundan bir öğretmen değil mi?
- Tom doesn't go to a good school.
- Tom iyi bir okula gitmiyor.
- What time do you leave your house for school?
- Okula gitmek için evden kaçta çıkıyorsun?
- Is the school on this side of the river?
- Okul nehrin bu tarafında mı?
- The curriculum of this school is wide and shallow.
- Bu okulun müfredatı geniş ve yüzeysel.
- We live near the school.
- Biz okulun yakınında yaşıyoruz.
- I never liked school.
- Okulu hiç sevmedim.
- I wonder why Tom wasn't at school today.
- Tom'un bugün neden okula gelmediğini merak ediyorum.
- Tom never had any problems at school.
- Tom'un okulda hiç sorunu olmadı.
- Where did you find it, at school or at home?
- Nerede buldun, okulda mı, evde mi?
- He played baseball after school.
- O, okuldan sonra beyzbol oynadı.
- I got a call from the school today.
- Bugün okuldan aradılar.
- She has already gone to school.
- Okula zaten gitti o.
- I need to know what happened at school today.
- Bugün okulda ne olduğunu bilmem gerek.
- My son will come from school in an hour.
- Oğlum, bir saat içinde okuldan gelecek.
- I lost my wallet on the way to school.
- Okula giderken cüzdanımı kaybettim.
- Our school has nine classes.
- Okulumuzda dokuz sınıf var.
- She should get to the school in an hour.
- Bir saat içinde okula gitmesi gerekiyor.
- He was absent from school on account of illness.
- O, hastalığından dolayı okulda yoktu.
- I think Tom might be at school.
- Bence Tom okulda olabilir.
- Tatoeba is not a school; it's a university!
- Tatoeba bir okul değil; bir üniversite!
- What subjects are you taking at school?
- Okulda hangi dersleri alıyorsun?
- I already did my homework at school.
- Ödevimi okulda yaptım zaten.
- Tom is doing great in school.
- Tom okulda iyi gidiyor.
- Please remember to mail this letter on your way to school.
- Lütfen okula giderken bu mektubu postalamayı unutma.
- You must be hungry after school is over.
- Okul bittikten sonra aç olmalısın.
- I work at a language school.
- Bir dil okulunda çalışıyorum.
- I went to school by train.
- Okula trenle gittim.
- I generally walk to school.
- Okula genellikle yürüyerek giderim.
- He lives in the neighborhood of the school.
- Okulun bulunduğu mahallede yaşıyor.
- We have a school holiday tomorrow.
- Yarın okul tatilimiz var.
- He plays in the school band.
- Okul bandosunda çalıyor.
- This morning, I left for school without washing my face.
- Bu sabah yüzümü yıkamadan okula gittim.
- The boy was absent from school yesterday because he was sick.
- Çocuk hasta olduğu için dün okulda yoktu.
- She will come back from school by six o'clock.
- Saat altıya kadar okuldan dönecek.
- I'll never make it to school on time.
- Okula asla zamanında gidemeyeceğim.
- This is the school where my father used to go.
- Burası babamın gittiği okul.
- Tom does much better than Mary does at school.
- Tom okulda Mary'den çok daha başarılı.
- At school, we learn French.
- Okulda Fransızca öğreniyoruz.
- I drop off my children at school every morning before going to work.
- Her sabah işe gitmeden önce çocuklarımı okula bırakırım.
- My kids have all left school.
- Çocuklarımın hepsi okulu bıraktı.
- You're supposed to be in school.
- Okulda olman gerekiyordu.
- I want to go to the same school that Tom plans to go to.
- Tom'un gitmeyi planladığı okula gitmek istiyorum.
- We went to Lake Towada on a school excursion.
- Okul gezisi için Towada Gölü'ne gittik.
- Kenji is always the first to come to school.
- Kenji, her zaman okula ilk gelen kişidir.
- Bob is popular at school.
- Bob okulda popüler.
- She was noted for her good looks at school.
- Okulda iyi görünüşüyle dikkat çekiyordu.
- I've not seen him often at school.
- Onu okulda pek sık görmedim.
- Mary explained to her parents that everyone at school had a tattoo, but they remained unconvinced.
- Mary ailesine okuldaki herkesin dövmesi olduğunu açıkladı, ama ikna olmadılar.
- Tom's got school tomorrow.
- Tom'un yarın okulu var.
- Some of the students were late for school.
- Bazı öğrenciler okula geç kaldı.
- Maths was Tom's weakest subject at school, but this didn't stop him getting a job as a financial adviser.
- Matematik Tom'un okuldaki en zayıf dersiydi, ancak bu onun mali danışman olarak işe girmesine engel olmadı.
- Tom was in a traffic accident on his way to school.
- Tom okula giderken bir trafik kazası geçirdi.
- Tom managed to get to school on time.
- Tom okula zamanında varabildi.
- Tom is never late for school.
- Tom okula hiç geç kalmaz.
- Why don't you come over to my house after school?
- Okuldan sonra neden benim eve uğramıyorsun?
- I wasn't at school the day we had our class picture taken.
- Sınıf fotoğrafımızın çekildiği gün okulda değildim.
- All of the students at school know Tom.
- Okuldaki bütün öğrenciler Tom'u tanıyor.
- Sami should stop following Layla around the school.
- Sami'nin Leyla'yı okulun etrafında takip etmeyi bırakması gerek.
- What are you doing at school this afternoon?
- Bu öğleden sonra okulda ne yapıyorsun?
- Karam is the best student in the whole school.
- Karam, bütün okuldaki en iyi öğrencidir.
- He was often late for school.
- Sık sık okula geç kalırdı.
- I'm supposed to be at school now.
- Şu anda okulda olmam gerekiyor.
- Tom and I attended the same school.
- Tom ve ben aynı okula gittik.
- Tom doesn't ever get to school on time.
- Tom okula hiç zamanında gitmez.
- I'll be busy after school today.
- Bugün okuldan sonra meşgul olacağım.
- This school supplies textbooks to its students.
- Bu okul öğrencilerine ders kitabı sağlıyor.
- I hope that Tom and Mary are at school.
- Umarım Tom ve Mary okuldadırlar.
- They need to cancel school.
- Okulu iptal etmeleri gerek.
- Not for school, but for life do we learn.
- Okul için değil, hayat için öğreniyoruz.
- Tom and I went to the same school.
- Tom ve ben aynı okula gittik.
- Tom went to a private school.
- Tom özel bir okula gitti.
- Tom's favorite things at school are lunch and recess.
- Tom'un okulda en sevdiği şeyler öğle yemeği ve teneffüs.
- My cousin's school is much easier than mine.
- Kuzenimin okulu benimkinden çok daha kolaydır.
- How do you get to school?
- Okula nasıl gidiyorsun?
- Tom and Mary were still sleeping when John left for school.
- John okula gittiğinde Tom ve Mary hâlâ uyuyordu.
- I couldn't understand why Tom wanted to quit school.
- Tom'un niçin okulu bırakmak istediğini anlayamadım.
- Tom doesn't know how Mary will get to school tomorrow.
- Tom Mary'nin yarın okula nasıl gideceğini bilmiyor.
- What are you doing home from school?
- Okuldan gelince neler yapıyorsun?
- It is strange for him to be absent from school.
- Onun okula devamsızlık yapması tuhaf.
- Tom and I used to go to the same school.
- Tom ve ben aynı okula giderdik.
- Tom eats lunch in the school cafeteria.
- Tom öğle yemeğini okul kafeteryasında yer.
- Tom was often bullied in school.
- Tom okulda sık sık zorbalığa uğrardı.
- Tom usually goes to school by bus.
- Tom genellikle okula otobüsle gider.
- Tom is very good at sports, but not very good at school.
- Tom sporda çok iyidir, ama okulda çok iyi değildir.
- You will accompany the children to school.
- Çocuklara okula kadar eşlik edeceksin.
- How are you going to get to school tomorrow?
- Yarın okula nasıl gideceksin?
- I can't help but wonder whether Tom will be at school tomorrow.
- Acaba Tom yarın okulda olacak mı, merak etmeden duramıyorum.
- She is seldom late for school.
- Okula nadiren geç kalır.
- Miss Smith teaches English at this school.
- Bayan Smith bu okulda İngilizce öğretmeni.
- I was marching around the school.
- Okulun etrafında yürüyordum.
- Tom and Mary both went to the same school.
- Hem Tom hem de Mary aynı okula gittiler.
- After school, I study, then play videogames.
- Okuldan sonra, ben ders çalışırım, daha sonra video oyunları oynarım.
- My son needs to be more alert at school.
- Oğlum okulda daha dikkatli olmalı.
- Do you have school today?
- Bugün okulun var mı?
- Tom was back in school today.
- Tom bugün okula geri döndü.
- We used to go to the same school.
- Aynı okula giderdik.
- What time does school start in the morning?
- Okul sabah kaçta başlıyor?
- He is a teacher at our school.
- Okulumuzda öğretmen.
- Success in school calls for hard study.
- Okulda başarılı olmak için çok çalışmak gerekir.
- She visited the school, despite a pain in her right arm.
- Sağ kolundaki ağrıya rağmen okulu ziyaret etti.
- My school has Uighur, Han, Kazakh, Hui, Mongol, Kirghiz, Xibo, Tajik, and Uzbek ethnicities, among others.
- Okulumda diğerlerinin yanı sıra Uygur, Han, Kazak, Hui, Moğol, Kırgız, Xibo, Tacik ve Özbek etnik kökenleri var.
- I study English at school.
- Okulda İngilizce eğitimi görüyorum.
- I shall leave school.
- Okulu bırakacağım.
- Did you know there was another Tom Jackson at this school?
- Bu okulda bir Tom Jackson daha olduğunu biliyor muydun?
- Tom walked home from school.
- Tom okuldan eve yürüyerek geldi.
- I've got to go or I'll be late for school.
- Gitmeliyim yoksa okula geç kalacağım.
- We go to school by bus.
- Biz okula otobüsle gideriz.
- There are more girls than boys in our school.
- Okulumuzda kızların sayısı erkeklerin sayısından daha fazla.
- Father spoke about how important school will be for finding a job when I am older.
- Babam ben büyüdüğümde iş bulmak için okulun ne kadar önemli olduğundan bahsetti.
- Tom and Mary were still sleeping when John left for school.
- John okula gitmek için ayrıldığında Tom ve Mary hala uyuyorlardı.
- I met her on my way to school.
- Okula giderken ona rastladım.
- Tom didn't come to school today because he had to go to a funeral.
- Tom bugün okula gelmedi çünkü bir cenazeye gitmesi gerekiyordu.
- Tom teaches French at the school Mary goes to.
- Tom, Mary'nin gittiği okulda Fransızca öğretiyor.
- I drove to school.
- Okula arabayla gittim.
- Do Tom and Mary go to the same school?
- Tom ve Mary aynı okula gidiyor mu?
- Feeling sick, he stayed home from school.
- Kendini hasta hissedince okuldan eve gitti.
- Tom doesn't study much, but he still does very well at school.
- Tom fazla ders çalışmıyor ama yine de okulda çok başarılı.
- I was caught in a shower on my way home from school.
- Okuldan eve giderken bir sağanak yağmura yakalandım.
- How did you first learn about our school?
- Okulumuzu ilk olarak nasıl öğrendin?
- Tom promised Mary that he'd meet her after school.
- Tom, Mary'ye okuldan sonra buluşacaklarına dair söz verdi.
- Tom is just a friend from school.
- Tom, sadece okuldan bir arkadaş.
- School begins the day after tomorrow.
- Okul öbür gün başlıyor.
- I can't drive you to school today.
- Bugün arabayla seni okula götüremem.
- Some go to school by bicycle, others go by bus.
- Bazıları okula bisikletle, bazıları otobüsle gidiyor.
- She talked about school.
- Okul hakkında konuştu.
- My children attend that school.
- Çocuklarım o okula gidiyor.
- Tom and Mary often played tennis together after school.
- Tom ve Mary sık sık okuldan sonra birlikte tenis oynadı.
- I will wait for you in front of the school.
- Seni okulun önünde bekleyeceğim.
- I heard Tom won't be at school tomorrow.
- Tom'un yarın okula gelmeyeceğini duydum.
- How long does it take you to get to school?
- Okula gitmen ne kadar sürüyor?
- In Turkey, every school has to have an Atatürk effigy.
- Türkiye'de her okulda Atatürk büstü zorunludur.
- Most students come to school on foot.
- Çoğu öğrenci, okula yürüyerek geliyor.
- Tom met Mary at school.
- Tom, Mary ile okulda tanıştı.
- He plays baseball after school.
- Okuldan sonra beyzbol oynuyor.
- Tom went to a boarding school.
- Tom yatılı bir okula gitti.
- Could you please tell me again what school you graduated from?
- Hangi okuldan mezun olduğunu lütfen bana tekrar söyler misin?
- After he left school, he went to London.
- Okuldan ayrıldıktan sonra Londra'ya gitti.
- Mathematics was his weakest subject in school.
- Matematik onun okuldaki en zayıf dersi.
- Dan dropped out of school at age thirteen.
- Dan on üç yaşında okulu bıraktı.
- Tom isn't from our school.
- Tom bizim okulumuzdan değil.
- Tom has been suspended from school.
- Tom okuldan uzaklaştırıldı.
- This is Tom's school.
- Burası Tom'un okulu.
- School begins at half past eight.
- Okul sekiz buçukta başlar.
- I usually eat lunch in the school cafeteria.
- Genellikle öğle yemeğini okul kafeteryasında yiyorum.
- Tom wondered where Mary went to school.
- Tom Mary'nin okula nereye gittiğini merak ediyordu.
- Tom wanted Mary to meet him after school.
- Tom, Mary'nin okuldan sonra onunla buluşmasını istedi.
- It's more expensive to eat at a restaurant than to eat at the school cafeteria.
- Bir restoranda yemek yemek, okul kafeteryasında yemekten daha pahalıdır.
- Tom met Mary on his way home from school.
- Tom okuldan eve dönerken Mary ile tanıştı.
- We often play chess after school.
- Biz okuldan sonra sıklıkla satranç oynarız.
- Tom was a big troublemaker in school.
- Tom okulda büyük bir baş belasıydı.
- The school is only a five-minute walk.
- Okul sadece beş dakikalık yürüme mesafesinde.
- I was late for school yesterday.
- Dün okula geç kaldım.
- Tom attends maths enrichment classes after school.
- Tom okuldan sonra matematik zenginleştirme derslerine katılıyor.
- Having finished breakfast, I hurried to school.
- Kahvaltımı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.
- We have no school today.
- Bize bugün okul yok.
- They are the pupils of our school.
- Onlar okulumuzun öğrencileridir.
- I was kicked out of school.
- Okuldan atıldım.
- Tom said that he planned to stick around school all day.
- Tom bütün gün okulun çevresinde takılmayı planladığını söyledi.
- Our school is near a park.
- Okulumuz parka yakın.
- The students were busy preparing for the school festival.
- Öğrenciler okul festivali için hazırlanmakla meşguldü.
- Would you mail this letter for me on your way to school?
- Okula giderken bu mektubu benim için postalar mısın?
- School lets out at half-past three.
- Okul saat üç buçukta bitiyor.
- John met Mary on his way to school.
- John okula giderkenMary ile karşılaştı.
- You said I should work harder at school.
- Okulda daha çok çalışmam gerektiğini söylemiştin.
- He attended an Islamic school.
- İslami bir okula gitti.
- You're supposed to be in school, aren't you?
- Senin okulda olman gerekiyordu, değil mi?
- Does Tom like school?
- Tom okuldan hoşlanıyor mu?
- Tom needs to get ready for school.
- Tom'un okul için hazırlanması gerekiyor.
- School was canceled because of snow.
- Kar yüzünden okul iptal edildi.
- I wanted to have finished it by the time school was over.
- Okul bitene kadar bitirmiş olmak istiyordum.
- Tom is going to pick me up after school.
- Tom beni okuldan sonra alacak.
- The school closed because of a bomb threat.
- Bomba tehdidi yüzünden okul kapandı.
- Tom probably thought I was at school.
- Tom muhtemelen okulda olduğumu düşünüyordu.
- I study French at school.
- Okulda Fransızca çalışıyorum.
- Both boys and girls should take cooking class in school.
- Hem erkekler hem de kızlar okulda aşçılık dersi almalı.
- School's out.
- Okul bitti.
- Mary is a year behind in school.
- Mary okulda bir yıl geride.
- Tom always leaves for school too late.
- Tom okula hep çok geç gider.
- He was expelled from school for fighting.
- Kavga ettiği için okuldan kovuldu.
- My neighbor's son made fun of my daughter today at school.
- Komşumun oğlu, bugün okulda kızımla dalga geçti.
- I always go to school by bus.
- Okula hep otobüsle giderim.
- Tom loved school.
- Tom okulu seviyordu.
- I was kicked out of school.
- Ben okuldan atıldım.
- The hospital is next to the school.
- Hastane, okulun yanındadır.
- Do you think Tom and Mary go to the same school?
- Sence Tom ve Mary aynı okula mı gidiyorlar?
- I'm at school now.
- Şimdi okuldayım.
- School begins in spring.
- Okul baharda başlıyor.
- He didn't learn anything in school.
- Okulda hiçbir şey öğrenmedi.
- At school, Mary ignored me and pretended that she didn't know me.
- Okulda, Mary beni görmezden geldi ve beni tanımıyormuş gibi yaptı.
- What was your favorite subject in school?
- Okulda en sevdiğin ders neydi?
- Ann often plays tennis after school.
- Ann genellikle okul sonrası tenis oynuyor.
- Tom wasn't at school today.
- Tom bugün okula gelmedi.
- Tom doesn't even know why he was expelled from school.
- Tom okuldan neden atıldığını bile bilmiyor.
- You did not come to school yesterday.
- Dün okula gelmedin.
- We played tennis after school every Saturday.
- Her cumartesi okuldan sonra tenis oynardık.
- Will you stay at home or go to school today?
- Bugün evde mi kalacaksın yoksa okula mı gideceksin?
- We didn't have school today.
- Bugün okulumuz yoktu.
- Did you see Tom at school today?
- Bugün Tom'u okulda gördün mü?
- Tom doesn't want to go to graduate school.
- Tom yüksek lisans okuluna gitmek istemiyor.
- Our school was founded in 1990.
- Okulumuz 1990'da kuruldu.
- The school is across the street from my house.
- Okul evimin karşısında.
- Because of the accident I went too late to school.
- Kaza nedeniyle okula çok geç gittim.
- She is never late for school.
- Okula hiç geç kalmaz.
- Show me the way to the school.
- Bana okul yolunu göster.
- He adored his school.
- Okuluna bayılırdı.
- I did that at school.
- Bunu okulda yaptım.
- I hate it when my parents come to school.
- Ailemin okula gelmesinden nefret ediyorum.
- That is my school.
- Şu benim okulum.
- We study French at school.
- Okulda Fransızca okuyoruz.
- The child died from an asthma attack because the school didn't allow him to carry his inhaler with him.
- Çocuk astım krizinden öldü çünkü okul astım spreyini yanında taşımasına izin vermedi.
- Tom probably thought I was at school.
- Tom muhtemelen benim okulda olduğumu sanıyordu.
- Ann often plays tennis after school.
- Ann okuldan sonra sık sık tenis oynuyor.
- We met in front of the school.
- Biz okulun önünde buluştuk.
- How do you go to school?
- Sen okula nasıl gidiyorsun?
- The school is within walking distance of my house.
- Okul evime yürüme mesafesinde.
- What did you do at school today?
- Bugün okulda neler yaptınız?
- The school Tom goes to is looking for a new French teacher.
- Tom'un gittiği okul yeni bir Fransızca öğretmeni arıyor.
- We wear a uniform at school.
- Biz okulda bir üniforma giyeriz.
- There's a bully at school.
- Okulda bir zorba var.
- How far away is your school?
- Okulun ne kadar uzakta?
- The school will soon be closed because of the summer vacation.
- Yaz tatili nedeniyle okul yakında kapanacak.
- Our school is a ten-minute walk from here.
- Okulumuz buradan on dakika yürüyüş mesafesinde.
- Where did you go after school yesterday?
- Dün okuldan sonra nereye gittin?
- I've heard that both Tom and Mary have dropped out of school.
- Tom ve Mary'nin okulu bıraktığını duydum.
- How do you come to school?
- Okula nasıl geliyorsun?
- Our school is fifty years old.
- Okulumuz elli yıllıktır.
- Shouldn't you be getting ready for school?
- Okul için hazırlanman gerekmiyor mu?
- What's the student/teacher ratio at your school?
- Okulunuzdaki öğrenci/öğretmen oranı nedir?
- He witnessed the accident on his way to school.
- Okula giderken kazaya tanık oldu.
- What subjects do you study at school?
- Okulda hangi dersleri görüyorsun?
- He founded the school five years ago.
- Beş yıl önce okulu kurdu.
- Our school did away with uniforms last year.
- Okulumuz geçen yıl üniformaları kaldırdı.
- Tom wasn't in school today.
- Tom bugün okulda değildi.
- Are you free after school?
- Okuldan sonra boş musun?
- He cycles to school.
- O, okula bisikletle gider.
- Our school adopted his teaching methods.
- Okulumuz onun öğretim metotlarını benimsedi.
- Peter met Pearl when they were at school together.
- Peter, Pearl ile okuldayken tanışmış.
- Why do school grades matter?
- Okul notları neden önemli?
- Tom goes to a private school.
- Tom özel bir okula gidiyor.
- I got into a fight at school yesterday.
- Dün okulda bir kavgaya karıştım.
- The school awarded Mary a prize.
- Okul Mary'ye bir ödül verdi.
- Bear in mind that that school is an integrated junior high and high school.
- O okulun entegre bir ortaokul ve lise olduğunu unutmayın.
- He bought some stationery at the school store.
- Kırtasiyeden biraz okul malzemesi aldı.
- Do you come to school by bus?
- Okula otobüsle geliyor musun?
- Many children learn to use a computer even before entering school.
- Birçok çocuk daha okula başlamadan bilgisayar kullanmayı öğreniyor.
- What's your favorite subject at school?
- Okulda favori dersin nedir?
- We made a promise to meet at school.
- Okulda buluşmak için söz verdik.
- Our school was reduced to ashes.
- Okulumuz kül oldu.
- We eat lunch together every day at school.
- Okulda her gün öğle yemeğini birlikte yiyoruz.
- School is closed for summer vacation.
- Okul yaz tatili dolayısıyla kapalı.
- Let's talk about your school.
- Okulun hakkında konuşalım.
- The school does not allow students to smoke on campus.
- Okul, öğrencilerin kampüste sigara içmesine izin vermiyor.
- She was almost late for school.
- Okula neredeyse geç kalıyordu.
- He took me to school by car.
- O beni araba ile okula götürdü.
- My school is about ten minutes' walk from the station.
- Okulum istasyondan yürüyerek yaklaşık on dakikadır.
- The school was closed due to the snow.
- Okul kar nedeniyle kapalıydı.
- It was because of the accident that I was late for school.
- Okula geç kalışım kaza yüzündendi.
- Tom is a school janitor.
- Tom bir okul hademesi.
- Tom and Mary went to the same school.
- Tom ve Mary aynı okula gitti.
- I'm in school.
- Okuldayım.
- Tom gave me a ride to school.
- Tom beni okula bıraktı.
- How does Tom come to school?
- Tom okula nasıl geliyor?
- There's a bus stop close to our school.
- Okulumuza yakın bir otobüs durağı var.
- He found the school without difficulty.
- Okulu zorlanmadan buldu.
- I thought it was just going to be another boring day at school.
- Okulda yine sıkıcı bir gün olacak sanıyordum.
- He has problems at school.
- Onun okulda sorunları var.
- Atuqtuaq learns Inuktitut at his school.
- Atuqtuaq okulunda Inuktitut öğreniyor.
- Let's not talk about school.
- Okul hakkında konuşmayalım.
- Get up at once, or you will be late for school.
- Derhal kalk, yoksa okula geç kalacaksın.
- I went to Mary's house after school.
- Okuldan sonra Mary'nin evine gittim.
- I was present at school yesterday.
- Dün okuldaydım.
- He was absent from school on account of illness.
- Hastalık nedeniyle okula gelmedi.
- The boy could not live up to the school rules.
- Çocuk okul kurallarına göre hareket edemedi.
- He was caught cheating on the exam and was expelled from school.
- Sınavda kopya çekerken yakalanıp okuldan atıldı.
- Dan is a friend from school.
- Dan okuldan bir arkadaşım.
- Let's play tennis after school.
- Okuldan sonra tenis oynayalım.
- I don't think Tom knows anybody at our school.
- Tom'un okulumuzda kimseyi tanıdığını sanmıyorum.
- The school is further away than the station.
- Okul istasyondan çok daha uzakta.
- It's high time you left for school, isn't it?
- Okula gitme vaktin geldi, değil mi?
- Tom isn't at school today.
- Tom bugün okulda değil.
- Don't be late for school again.
- Bir daha okula geç kalma.
- Tom didn't know why Mary wasn't at school.
- Tom, Mary'nin neden okulda olmadığını bilmiyordu.
- Debbie, is your school near here?
- Debbie, okulun buraya yakın mı?
- Tom attended school in Boston.
- Tom Boston'da okula gitti.
- Does Tom like school?
- Tom okulu seviyor mu?
- I'll do whatever it takes to keep my children in school.
- Çocuklarımı okulda tutmak için ne gerekiyorsa yapacağım.
- Tom bikes to school.
- Tom okula bisikletle gidiyor.
- Shouldn't you be at school already?
- Zaten okulda olman gerekmiyor mu?
- I went to your school.
- Okulunuza gittim.
- I've got to get dressed for school.
- Okul için giyinmek zorundayım.
- He saw the accident on the way to school.
- O, okula giderken kaza gördü.
- He told me about an old school behind a high wall in a dirty street.
- O bana kirli bir caddede yüksek bir duvarın arkasında eski bir okuldan bahsetti.
- It was still dark when Tom left home for school.
- Tom okula gitmek için evden çıktığında hava hâlâ karanlıktı.
- I've never skipped school.
- Okulu hiç asmadım.
- He was absent from school.
- Okula gitmedi.
- Tom couldn't make it to school because of the typhoon.
- Tom tayfun yüzünden okula gidemedi.
- Many children learn to use a computer even before entering school.
- Birçok çocuk okula girmeden önce bile bir bilgisayar kullanmayı öğrenir.
- When will you go to school?
- Okula ne zaman gideceksin?
- He is by far the best baseball player at our school.
- O, okulumuzda en iyi beyzbol oyuncusudur.
- I usually eat at school.
- Ben genellikle okulda yemek yiyorum.
- He is the best athlete in our school.
- Okulumuzdaki en iyi sporcudur.
- Students study in school.
- Öğrenciler okulda çalışırlar.
- Do you go to school on foot or by bicycle?
- Okula yürüyerek mi yoksa bisikletle mi gidersin?
- Tom is popular at school.
- Tom okulda popülerdir.
- I already did my homework at school.
- Ev ödevimi zaten okulda yaptım.
- I don't like school.
- Okulu sevmiyorum.
- I want to know more about your school life.
- Okul hayatın hakkında daha çok şey bilmek istiyorum.
- How does Tom get to school?
- Tom okula nasıl gider?
- Our school has a gym but not a swimming pool.
- Okulumuzda spor salonu var ama yüzme havuzu yok.
- There were a lot of teachers from Australia and New Zealand at the English conversation school I went to previously.
- Daha önce gittiğim İngilizce konuşma okulunda Avustralya ve Yeni Zelanda'dan birçok öğretmen vardı.
- Tom knew that he wouldn't be able to get to school on time.
- Tom okula vaktinde gidemeyeceğini biliyordu.
- Mary always stays at school as late as the teachers allow her to.
- Mary her zaman öğretmenlerinin izin verdiği kadar geç saatlere kadar okulda kalır.
- She would often play the piano after school.
- Okuldan sonra sık sık piyano çalardı.
- Tom is at school now.
- Tom şimdi okulda.
- He is absent from school.
- Okula devamsızlık yapıyor.
- Even though I could take a bus to school, I usually walk.
- Okula otobüsle gidebilmeme rağmen genellikle yürürüm.
- Tom met Mary on the way home from where he worked part-time after school.
- Tom okuldan sonra yarı zamanlı çalıştığı yerden eve giderken Mary ile karşılaştı.
- I forgot to bring my homework to school.
- Ödevimi okula getirmeyi unuttum.
- You skipped school today and I want to know why.
- Bugün okula gitmedin ve ben nedenini bilmek istiyorum.
- Tom drove his kids to school.
- Tom çocuklarını okula bıraktı.
- Do you want to do something after school today?
- Bugün okuldan sonra bir şeyler yapmak ister misin?
- We go to school by bus.
- Okula otobüsle gidiyoruz.
- I want you to come home right after school.
- Okuldan hemen sonra evde gelmenizi istiyorum.
- Our school has a swimming pool.
- Okulumuzun bir yüzme havuzu var.
- I wonder why John is always late for school.
- John'un neden okula hep geç kaldığını merak ediyorum.
- I got laughed at at school today.
- Bugün okulda bana güldüler.
- Do you know why he wasn't at school?
- Onun neden okulda olmadığını biliyor musun?
- Tom didn't get to school in time.
- Tom okula zamanında varmadı.
- Do you want to do something after school?
- Okuldan sonra bir şey yapmak ister misin?
- She's at school.
- O okulda.
- She talked about her school life.
- Okul hayatından bahsetti.
- His kids are at school.
- Onun çocukları okuldalar.
- Does every boy have to learn cooking in your school?
- Okulunuzda her çocuk yemek yapmayı öğrenmek zorunda mı?
- At present, we have 1,600 students at our school.
- Şu anda okulumuzda 1,600 öğrencimiz var.
- It is his first day of school.
- Onun okuldaki ilk günüdür.
- I'm currently a teacher at this school.
- Ben şu anda bu okulda bir öğretmenim.
- I was dressed up as a girl at the school festival.
- Okul festivalinde kız gibi giyinmiştim.
- I used to love going back to school after having the summer off.
- Yaz tatilinden sonra okula geri dönmeyi severdim.
- He met her on his way to school.
- Onunla okula giderken tanıştı.
- School starts in September in Europe.
- Avrupa'da okul Eylül ayında başlar.
- I did that as soon as school was over.
- Okul biter bitmez bunu yaptım.
- At school, Mary ignored me and pretended that she didn't know me.
- Okulda Mary beni görmezden geldi ve tanımıyormuş gibi davrandı.
- How does he go to school?
- O, okula nasıl gider?
- They said they were at school.
- Okulda olduklarını söylediler.
- On leaving school, he went to Africa.
- Okuldan ayrıldıktan sonra Afrika'ya gitti.
- Several boys had to leave school early yesterday.
- Dün birkaç çocuk okuldan erken ayrılmak zorunda kaldı.
- The school is closed during summer.
- Okul yaz boyunca kapalı.
- I think it's strange that she was absent from school.
- Bence okula gelmemesi garip.
- Even though I have studied English at school for the past six years, I'm still not good at speaking it.
- Son altı yıldır okulda İngilizce öğrenmeme rağmen, hâlâ onu konuşmada iyi değilim.
- I didn't come to school yesterday because I had to go to a funeral.
- Dün okula gelmedim çünkü bir cenazeye gitmem gerekiyordu.
- Do you go to school by bus?
- Okula otobüsle mi gidiyorsun?
- Get up early, else you'll be late for school.
- Erken kalk, yoksa okula geç kalacaksın.
- Our school is right near the park.
- Okulumuz parkın hemen yanında.
- My sister works at a school for visually impaired children.
- Kız kardeşim görme engelli çocuklar için bir okulda çalışıyor.
- How many sandwiches did Mary take to school with her?
- Mary okula kaç tane sandviç götürürdü?
- Needless to say, because of the accident, he will stay away from school for a while.
- Kaza nedeniyle bir süre okuldan uzak kalacağını söylemeye gerek yok.
- I don't allow my children to watch TV on school nights.
- Çocuklarımın okul günlerinde televizyon izlemelerine izin vermiyorum.
- How long does it take you to get to school?
- Okula gitmen ne kadar sürer?
- I'll be late for school!
- Okula geç kalacağım!
- I go to school at seven o'clock.
- Okula saat yedide giderim.
- We have a daughter at that school.
- O okulda bir kızımız var.
- When do you usually arrive at school?
- Genelde okula ne zaman gelirsin?
- Do you need a ride to school?
- Seni okula bırakmamı ister misin?
- There are one hundred people in my school.
- Okulumda yüz kişi var.
- The bus broke down on the way, so I ran to school.
- Otobüs yolda bozuldu, bu yüzden okula koştum.
- I'm putting myself through school, so I can't have things that are that expensive.
- Okulu bitirmeye çalışıyorum, bu yüzden o kadar pahalı şeyler alamam.
- I got expelled from school.
- Okuldan atıldım.
- He quit school last week.
- Okuldan geçen hafta ayrıldı.
- Bob's father teaches at a girls' school.
- Bob'un babası, bir kız okulunda öğretmenlik yapıyor.
- Do you want to do something after school tonight?
- Bu akşam okuldan sonra bir şey yapmak ister misin?
- Tom Jackson is a teacher at our school.
- Tom Jackson okulumuzda öğretmen.
- Our school has twenty-four classes in all.
- Okulumuzda toplam yirmi dört sınıf var.
- Going to this school requires a lot of money.
- Bu okula gitmek için çok para gerek.
- Do you even know where the school is?
- Okulun nerede olduğunu biliyor musun?
- Tom wore a new coat to school today.
- Tom bugün okula giderken yeni bir ceket giydi.
- At school I am on the Newspaper Committee.
- Okulda ben Gazete Komitesindeyim.
- Tom teaches at this school.
- Tom bu okulda öğretmenlik yapıyor.
- I found my bicycle parked behind the school.
- Bisikletimi okulun arkasında park edilmiş buldum.
- Sami went to a private school.
- Sami özel bir okula gitti.
- Tom's fear of school shootings caused him to homeschool his children.
- Tom'un okul saldırısı korkusu çocuklarını evde eğitmesine neden oldu.
- Do you think Tom and Mary go to the same school?
- Tom ve Mary'nin aynı okula gittiğini düşünüyor musun?
- I thought I told you not to call Tom at school.
- Tom'u okuldayken arama dediğimi sanıyordum.
- It is for this reason that he left school.
- O bu yüzden okulu bıraktı.
- Tom was never late for school.
- Tom okula hiç geç kalmazdı.
- If she doesn't mind, I can pick up her daughter from school today.
- Eğer onun için bir sakıncası yoksa, bugün onun kızını okuldan alabilirim.
- Shouldn't you be at school?
- Senin okulda olman gerekmiyor mu?
- Tom came across Mary on his way to school.
- Tom okula giderken Mary ile karşılaştı.
- If you're not better tomorrow, you should stay home from school.
- Yarın kendini daha iyi hissetmezsen okula gelmeyip evde kalmalısın.
- Tom said he didn't want to talk about school.
- Tom okul hakkında konuşmak istemediğini söyledi.
- I had to drop Tom off at school.
- Tom'u okula bırakmak zorundaydım.
- She teaches at our local school.
- Yerel okulumuzda öğretmenlik yapıyor.
- Tom said that school did little to prepare him for life.
- Tom, okulun onu hayata hazırlamak için çok az şey yaptığını söyledi.
- I met Tom on my way to school.
- Okula giderken Tom'la karşılaştım.
- Laurie's still at school.
- Laurie hala okulda.
- Tom said Mary wasn't at school.
- Tom Mary'nin okulda olmadığını söyledi.
- I slept in, so I was late to school.
- Uyuyakaldım, bu yüzden okula geç kaldım.
- Ramudu came to school.
- Ramudu okula geldi.
- Jim goes to school by bus.
- Jim, okula otobüsle gidiyor.
- It's a school, not a prison.
- Bu bir okul, hapishane değil.
- I couldn't understand why Tom wanted to quit school.
- Tom'un neden okulu bırakmak istediğini anlayamıyordum.
- Tom is quite often late for school.
- Tom oldukça sık okula geç kalır.
- She was frequently late for school.
- O sık sık okula geç kalırdı.
- Tom left school an hour ago.
- Tom bir saat önce okuldan ayrıldı.
- I go to school every day by bus.
- Okula her gün otobüsle giderim.
- Even though I studied English for 6 years in school, I'm not good at speaking it.
- Okulda 6 yıl İngilizce eğitimi almış olmama rağmen, konuşmada iyi değilim.
- Tom is doing very well at school.
- Tom okulda çok başarılı.
- Tom dropped out of school.
- Tom okulu bıraktı.
- I thought you said you wouldn't be coming to school today.
- Bugün okula gelmeyeceğini söylediğini düşündüm.
- Tom was late for school as usual.
- Tom her zamanki gibi okula geç kalmıştı.
- She quit school for health reasons.
- Sağlık nedenleriyle okulu bıraktı.
- He was absent from school yesterday.
- O dün okulda yoktu.
- She always walks to school.
- Okula her zaman yürür.
- Tom had a good day at school.
- Tom okulda iyi bir gün geçirdi.
- This is the shortcut that I usually take to school.
- Bu genellikle okula gittiğim kestirme yol.
- March 15 will be my last day of school.
- 15 Mart benim okuldaki son günüm olacak.
- It is strange for him to be absent from school.
- Okula gitmemiş olması garip.
- The boy was absent from school yesterday because of illness.
- Çocuk, hastalığı nedeniyle dün okula devamsızlık yaptı.
- I hear that both Tom and Mary have dropped out of school.
- Tom ve Mary'nin her ikisinin de okulu bıraktığını duydum.
- He is coming to our school tomorrow.
- Yarın bizim okula gelecek.
- She bikes to school.
- Okula bisikletle gidiyor.
- I hate school.
- Okuldan nefret ediyorum.
- I stopped by Tom's school on the way home.
- Eve giderken Tom'un okuluna uğradım.
- How does he go to school?
- Okula nasıl gidiyor?
- I spent a year at a school in Russia.
- Rusya'da okulda bir yıl geçirdim.
- School will break for the summer.
- Okul yaz için ara verecek.
- I did poorly at school.
- Okulda çok kötüydüm.
- He was born so poor that he received hardly any school education.
- O kadar fakir doğdu ki hiç okul eğitimi almadı.
- I usually walk home from school.
- Genellikle okuldan eve yürürüm.
- Don't come to school to lark around.
- Okula oyalanmak için gelmeyin.
- I have seen him twice since leaving school.
- Okulu terk ettikten sonra onu iki kez gördüm.
- The school is closed.
- Okul kapalı.
- I hear she has been absent from school.
- Okula gitmediğini duydum.
- Bozhena is a pretty blonde; she is the prettiest girl in our school.
- Bozhena güzel bir sarışın; okulumuzdaki en güzel kız o.
- The whole school agreed to the proposal.
- Tüm okul öneriyi kabul etti.
- As a kid I usually played baseball after school.
- Çocukken genellikle okuldan sonra beyzbol oynardım.
- Sami was doing a project for school.
- Sami okul için bir proje yapıyordu.
- On leaving school, he went to Africa.
- Okuldan ayrılınca Afrika'ya gitti.
- Never stay away from school without good cause.
- İyi bir neden olmadan asla okuldan uzak kalma.
- At school, we learn English.
- Okulda İngilizce öğreniyoruz.
- Tom arrived at school earlier than usual this morning.
- Tom bu sabah her zamankinden daha erken okula geldi.
- Many children don't like school.
- Birçok çocuk okulu sevmez.
- Jim goes to school by bus.
- Jim, okula otobüsle gider.
- How many students are there at your school?
- Okulunuzda kaç öğrenci var?
- Tom works at the school where Mary teaches.
- Tom Mary'nin öğretmenlik yaptığı okulda çalışıyor.
- Our school is further away than the station.
- Okulumuz istasyondan daha uzaktır.
- To us, school was a place to get away from as soon as possible.
- Bizim için okul, bir an önce uzaklaşmamız gereken bir yerdi.
- Athletics are an important part of school life.
- Atletizm okul hayatının önemli bir parçasıdır.
- Tom was absent from school because he was sick.
- Tom hasta olduğu için okula gitmedi.
- I overslept and was late for school.
- Uyuyakaldım ve okula geç kaldım.
- Tom left his trumpet at school.
- Tom trompetini okulda unutmuş.
- I like this school.
- Bu okulu seviyorum.
- They will come look for Tom after school.
- Onlar okuldan sonra Tom'u aramaya gelecekler.
- Tom woke the children up and told them to get ready for school.
- Tom çocukları kaldırdı ve onlara okul için hazırlanmalarını söyledi.
- The building on the right side is a school.
- Sağ taraftaki bina bir okul.
- Tom got in trouble a lot at school when he was young.
- Tom küçükken okulda başını çok derde sokardı.
- Do you have school on Saturdays?
- Cumartesi günleri okulun var mı?
- Our school doesn't have a swimming pool.
- Okulumuzun bir yüzme havuzu yok.
- Two thousand pupils attend school.
- İki bin öğrenci okula devam ediyor.
- Let's do it after school.
- Bunu okuldan sonra yapalım.
- How is it at school?
- O, okulda nasıl?
- I don't know anyone at your school.
- Okulundan kimseyi tanımıyorum.
- Tom plays clarinet in the school band.
- Tom okul bandosunda klarnet çalıyor.
- Illness prevented me from coming to school.
- Hastalık okula gelmemi engelledi.
- I hear Tom has dropped out of school.
- Tom'un okulu bıraktığını duydum.
- I am going to play soccer after school.
- Okuldan sonra futbol oynayacağım.
- Who's in charge of the school kitchen?
- Okul mutfağından kim sorumlu?
- Tom asked Mary why she didn't come to school yesterday.
- Tom Mary'ye dün neden okula gelmediğini sordu.
- I often play football after school.
- Okuldan sonra sık sık futbol oynarım.
- Is your school far away from your house?
- Okulunuz evinizden uzakta mı?
- In 1879 and 1880, Anton Chekhov and Ludwig Zamenhof attended the same school and became friends.
- 1879 ve 1880'de Anton Çehov ve Ludwig Zamenhof aynı okula gittiler ve arkadaş oldular.
- Tom and Mary usually go to school by bicycle.
- Tom ve Mary okula genellikle bisikletle giderler.
- Does he go to school?
- O, okula gider mi?
- I have to be absent from school next week.
- Gelecek hafta okula gitmemem gerekiyor.
- Tom likes his school.
- Tom okulunu seviyor.
- Tom must still be at school.
- Tom hâlâ okulda olmalı.
- When I was in school, I really hated writing essays.
- Okuldayken gerçekten denemeler yazmaktan nefret ederdim.
- Tom is always late for school.
- Tom okula her zaman geç kalır.
- We are the students of this school.
- Biz bu okulun öğrencileriyiz.
- I always get to school on time.
- Okula hep zamanında giderim.
- He ran to school, arriving in time.
- Okula koştu, zamanında vardı.
- I think it's time for me to leave for school.
- Sanırım okula gitmemin zamanıdır.
- Is French taught at your school?
- Okulunuzda Fransızca öğretiliyor mu?
- The students of this school can get textbooks for free.
- Bu okulun öğrencileri ders kitaplarını ücretsiz alabilirler.
- The children don't have school today.
- Çocuklar bugün okula gitmiyor.
- You should still be at school.
- Hâlâ okulda olmalısın.
- Tom didn't get to school in time.
- Tom okula zamanında gidemedi.
- We have no school tomorrow.
- Yarın okul yok.
- He will play the leading role for the first time in the next school festival.
- Bir sonraki okul festivalinde ilk kez başrol oynayacak.
- With any luck, there will be no school tomorrow.
- Umarım, yarın okul olmayacak.
- They are going to play baseball after school.
- Okuldan sonra beyzbol oynayacaklar.
- My school is getting ready for the campus music festival.
- Okulum kampüs müzik festivali için hazırlanıyor.
- His children are at school.
- Onun çocukları okulda.
- He was often late for school.
- Sık sık okula geç kalıyordu.
- The teacher allowed me to leave school early.
- Öğretmen okuldan erken çıkmama izin verdi.
- They didn't have to speak about our school.
- Okulumuz hakkında konuşmak zorunda değillerdi.
- I picked him up at school.
- Onu okuldan aldım.
- Our school doesn't have a swimming pool.
- Okulumuzda yüzme havuzu yok.
- I was absent from school because I was sick.
- Hasta olduğum için okula gitmedim.
- There are three Toms at this school.
- Bu okulda üç tane Tom var.
- I like school.
- Ben okulu severim.
- Tom teaches at this school.
- Tom bu okulda öğretmenlik yapar.
- I'm looking for a school where I can paint portraits.
- Portre çizebileceğim bir okul arıyorum.
- School will soon break up for the summer vacation.
- Okul yakında yaz tatiline girecek.
- Tom is absent from school today.
- Tom bugün okula gelmedi.
- If I had not overslept, I would have been in time for school.
- Uyuyakalmamış olsaydım, okula zamanında yetişmiş olurdum.
- Dan will never leave this school.
- Dan asla bu okulu bırakmayacak.
- I have to get to school.
- Okula gitmek zorundayım.
- He was admitted to the engineering school.
- Mühendislik okuluna kabul edildi.
- He told everybody at school.
- O, okuldaki herkese söyledi.
- The school is located on a hill.
- Okul, bir tepenin üstünde bulunmaktadır.
- At school the other girls shunned Mary.
- Okulda diğer kızlar Mary'den uzak durdular.
- She's at school.
- O, okuldadır.
- The students were busy preparing for the school festival.
- Öğrenciler okul festivali için hazırlık yapmakla meşguldü.
- Can you fetch the children from school?
- Çocukları okuldan alabilir misin?
- It's a really good school.
- Gerçekten iyi bir okul.
- Why weren't you in school yesterday?
- Dün neden okulda değildin?
- I met Tom on the way to school.
- Okula giderken Tom'la karşılaştım.
- Tom had a lot of problems at the school.
- Tom'un okulda pek çok sorunu vardı.
- How many students are in the school?
- Okulda kaç öğrenci var?
- I was given training in that school.
- O okulda eğitim aldım.
- He is absent from school because he is ill.
- Hasta olduğu için okula gelmiyor.
- She watched the children going back to school.
- Okula dönen çocukları izledi.
- Tom can probably pull some strings for you and get you into that school.
- Tom muhtemelen senin için bazı torpiller yapabilir ve seni o okula sokabilir.
- I usually walk to school.
- Okula genellikle yürüyerek giderim.
- This school offers English, French and Spanish courses.
- Bu okul İngilizce, Fransızca ve İspanyolca kursları sunmaktadır.
- His mother works as a librarian at a private school.
- Annesi özel bir okulda kütüphaneci olarak çalışıyor.
- Tom has school tomorrow.
- Tom'un yarın okulu var.
- I enrolled in an art school when I was eight.
- Sekiz yaşındayken bir sanat okuluna yazıldım.
- Tom is likely to be late for school.
- Tom muhtemelen okula geç kalacak.
- I didn't want to talk about school.
- Okul hakkında konuşmak istemedim.
- Tom's house is near Mary's school.
- Tom'un evi Mary'nin okuluna yakındır.
- Do you have a lunch service at school?
- Okulda size öğle yemeği servis ediyorlar mı?
- He adored his school.
- O, okuluna hayrandı.
- Tom convinced Mary to stay in school.
- Tom Mary'yi okulda kalması için ikna etti.
- When does your school break up?
- Okulun ne zaman tatile giriyor?
- Tom got to school just in time.
- Tom tam vaktinde okula geldi.
- Tom was not very good in school.
- Tom okulda çok iyi değildi.
- It was below zero this morning, but I cycled to school.
- Bu sabah hava sıfırın altındaydı ama okula bisikletle gittim.
- I should be at school.
- Okulda olmalıydım.
- I met Tom on my way to school this morning.
- Bu sabah okula giderken Tom'la karşılaştım.
- Are those guys from your school?
- Şu adamlar sizin okuldan mı?
- Tom isn't back from school yet.
- Tom henüz okuldan dönmedi.
- I have a German test this week at school.
- Bu hafta okulda bir Almanca testim var.
- She will come back from school by six o'clock.
- Saat altıda okuldan dönecek.
- He put new pedals on the bicycle that he rides to school.
- Okula giderken kullandığı bisikletine yeni pedallar taktı.
- Tom forgot to bring his homework to school.
- Tom ödevini okula getirmeyi unuttu.
- It's a shortcut to the school.
- Bu, okula giden kestirme bir yol.
- I want to find out if Tom was at school today.
- Tom'un bugün okulda olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
- Tom could be at school.
- Tom okulda olabilirdi.
- When do lessons start at your school?
- Senin okulunda dersler ne zaman başlıyor?
- We're late for school.
- Okula geciktik.
- Remember to mail the letter on your way to school.
- Okula giderken mektubu postalamayı unutma.
- It's time for you to start getting ready for school.
- Okul için hazırlanmaya başlamanın zamanı geldi.
- How many students are there in your school?
- Okulunuzda kaç öğrenci var?
- What foreign language do you study in your school?
- Okulunuzda hangi yabancı dili okuyorsunuz?
- Tom goes to the same school that I do.
- Tom benimle aynı okula gidiyor.
- Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.
- Çocuklarımın okul masraflarının ne kadar olduğunu bildiğimden, bir bira içip rahatlamak mümkün değil.
- I'll drive Tom to school.
- Tom'u okula ben götüreceğim.
- Tom enjoys school.
- Tom okuldan hoşlanıyor.
- I got into a fight at school yesterday.
- Dün okulda kavga ettim.
- What's the student/teacher ratio at your school?
- Okulundaki öğrenci / öğretmen oranı nedir?
- He is the best athlete in our school.
- Okulumuzun en iyi sporcusu.
- We learn French at school.
- Okulda Fransızca öğreniriz.
- The teacher allowed me to leave school early.
- Öğretmen okuldan erken ayrılmama izin verdi.
- She always walks to school.
- Okula hep yürüyerek gider.
- Tom and Mary didn't go to school together.
- Tom ve Mary okula birlikte gitmediler.
- Jocelyn Bell went to a boarding school in England from 1956 until 1961.
- Jocelyn Bell 1956'dan 1961'e kadar İngiltere'de yatılı bir okula gitti.
- Do you want your children to learn your language at school?
- Çocuklarınızın okulda sizin dilinizi öğrenmelerini istiyor musunuz?
- He had a traffic accident on his way to school.
- Okula giderken trafik kazası geçirdi.
- She likes her school a lot.
- Okulunu çok seviyor.
- You idiots are giving the school a bad name.
- Siz aptallar okulun adını kötüye çıkarıyorsunuz.
- Tom was suspended from school.
- Tom okuldan uzaklaştırıldı.
- Tom dropped out of school to work full-time.
- Tom tam gün çalışmak için okulu bıraktı.
- It is life that teaches us, not school.
- Bize öğreten hayattır, okul değil.
- I drive to school.
- Okula arabayla giderim.
- School is over now.
- Okul şimdi bitti.
- He came here before school was over.
- Okul bitmeden buraya geldi.
- If you get up early, you can be in time for school.
- Eğer erken kalkarsan okula zamanında varabilirsin.
- Can you tell me how you found out that Tom wasn't at school today?
- Tom'un bugün okulda olmadığını nasıl öğrendiğinizi bana söyler misiniz?
- School isn't for me.
- Okul bana göre değil.
- He lives within a stone's throw of the school.
- Okula iki adım uzaklıkta oturuyor.
- I've got two kids in school.
- Okulda iki çocuğum var.
- Tom said that he wanted to talk to me after school.
- Tom okuldan sonra benimle konuşmak istediğini söyledi.
- We were at school together.
- Biz birlikte okuldaydık.
- Tom said he didn't think Mary wanted to do that at school.
- Tom, Mary'nin bunu okulda yapmak istediğini düşünmediğini söyledi.
- Tom dropped out of school to support his family.
- Tom ailesini desteklemek için okulu bıraktı.
- Tom bumped into a Mary on his way to school.
- Tom okula giderken Mary'ye çarptı.
- He always wears his school tie.
- Daima okul kravatını takar.
- Sami called the school security.
- Sami okul güvenliğini aradı.
- The bus broke down on the way, so I ran to school.
- Otobüs yolda bozuldu, ben de koşarak okula gittim.
- Don't you want to see the school where Tom graduated from?
- Tom'un mezun olduğu okulu görmek istemiyor musun?
- Which school is the best?
- En iyi okul hangisidir?
- Today is her first day of school.
- Bugün okulda ilk günü.
- I arrived at school on time.
- Okula zamanında vardım.
- I'm the French teacher at Tom's school.
- Ben Tom'un okulunda Fransız öğretmeniyim.
- Since he was feeling sick, he stayed home from school.
- Kendini hasta hissettiği için okuldan çıkıp eve gitti.
- We were caught in a shower on the way to school.
- Biz okula giderken bir sağanağa yakalandık.
- Tom doesn't go to a good school.
- Tom, iyi bir okula gitmez.
- Today in the morning walking from the school I met Tom.
- Bugün sabah okuldan çıkarken Tom'la karşılaştım.
- I slept in, so I was late to school.
- Uyudum, bu yüzden okula geç kaldım.
- Let's play baseball after school.
- Okuldan sonra beyzbol oynayalım.
- He hated school.
- Okuldan nefret ederdi.
- I had to get them to school.
- Onları okula götürmek zorunda kaldım.
- This is the school where she is teaching.
- Burası onun öğretmenlik yaptığı okul.
- Tom usually eats lunch in the school cafeteria.
- Tom genellikle öğle yemeğini okul kafeteryasında yer.
- Sami is transferring into this school.
- Sami bu okula nakil oluyor.
- I've always attended a private school.
- Her zaman özel bir okula gittim.
- I learned to read in school.
- Okumayı okulda öğrendim.
- He plays in the school band.
- O, okul bandosunda çalar.
- Do you commute to school by bus?
- Okula otobüsle mi gidip geliyorsun?
- Tell me why you were absent from school yesterday.
- Bana dün okula devamsızlık yapma nedenini söyle.
- I've been kicked out of school.
- Okuldan atıldım.
- I picked Tom up at school.
- Tom'u okuldan aldım.
- I can't drive Tom to school today.
- Bugün Tom'u okula götüremem.
- Some people think Tatoeba is not a school.
- Bazı insanlara göre Tatoeba bir okul değildir.
- Tom asked Mary about what she did in school that day.
- Tom, Mary'ye o gün okulda ne yaptığını sordu.
- It's a good school.
- İyi bir okul.
- Our school's gym is under construction now.
- Okulumuzun spor salonu şu anda inşaat halinde.
- School begins in April.
- Okul nisan ayında başlar.
- Tom was supposed to be at school today, but he wasn't.
- Tom'un bugün okulda olması gerekiyordu ama değildi.
- I go to school by bus.
- Okula otobüs ile giderim.
- We are still in school.
- Hâlâ okuldayız.
- Aren't you supposed to be at school?
- Okulda olman gerekmiyor mu?
- She drove a student to school.
- O bir öğrenciyi okula götürdü.
- Tom just got home from school.
- Tom okuldan yeni geldi.
- School begins on April 8.
- Okul 8 Nisan'da başlıyor.
- Tom drives his children to school every day.
- Tom çocuklarını her gün okula götürür.
- He was admitted to the school.
- Okula kabul aldı.
- Our school has adopted a new teaching method.
- Okulumuz yeni bir öğretim yöntemi benimsedi.
- Do you go to school by train?
- Okula trenle mi gidiyorsun?
- School is where we spend most of our time every day.
- Okul, her gün zamanımızın çoğunu geçirdiğimiz yerdir.
- She met a new friend in school today.
- Bugün okulda yeni bir arkadaşla tanıştı.
- Dan attended a prestigious music school.
- Dan prestijli bir müzik okuluna gidiyordu.
- Mary was bullied at school because of her weight.
- Mary, kilosu nedeniyle okulda zorbalığa uğradı.
- Tom and Mary always walk to school together.
- Tom ve Mary okula hep birlikte yürürler.
- I never had any problems at school.
- Okulda hiç sorun yaşamadım.
- Tom had to stay home from school because he was sick.
- Tom hasta olduğu için okuldan eve dönmek zorunda kaldı.
- A few years ago, there was a huge scandal at my school.
- Birkaç yıl önce okulumda büyük bir skandal yaşandı.
- Do you still go to the same school as Tom?
- Hâlâ Tom ile aynı okula gidiyor musun?
- The lamb followed Mary to school.
- Kuzu Mary'yi okula kadar takip etti.
- The school needed a new teacher.
- Okulun yeni bir öğretmene ihtiyacı vardı.
- Tom is never late for school.
- Tom asla okula geç kalmaz.
- Tom said that Mary wasn't at school today.
- Tom, Mary'nin bugün okulda olmadığını söyledi.
- Tom did that in school.
- Tom onu okulda yaptı.
- That class had a substitute teacher for the first week of school.
- O sınıfta okulun ilk haftası yedek öğretmen vardı.
- I just got home from school.
- Okuldan eve yeni geldim.
- School begins at nine.
- Okul dokuzda başlar.
- Tom is quite often late for school.
- Tom okula oldukça sık geç kalır.
- What time do you usually get home from school?
- Genellikle ne zaman okuldan eve dönüyorsun?
- When does school break up?
- Okul ne zaman tatile giriyor?
- I have seen him twice since I left school.
- Okulu terk ettikten sonra onu iki kez gördüm.
- I am looking forward to visiting your school.
- Okulunuzu ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum.
- I thought you were supposed to be at school now.
- Şu anda okulda olman gerektiğini sanıyordum.
- I often play football after school.
- Okuldan sonra genelde futbol oynarım.
- I usually walk home from school.
- Genelde okuldan eve yürüyerek dönerim.
- It is fun playing football after school.
- Okuldan sonra futbol oynamak eğlencelidir.
- She arrived at school on time in spite of the snowstorm.
- Kar fırtınasına rağmen okula zamanında geldi.
- Tom was afraid he might get expelled from school.
- Tom okuldan atılabileceğinden korkuyordu.
- Do you want me to pick up Tom after school?
- Okuldan sonra Tom'u almamı ister misin?
- That day was a Sunday, so there was no school.
- O gün pazardı, bu yüzden okul yoktu.
- Do you think I'm too old to get back to school?
- Okula geri dönmek için fazla yaşlı olduğumu mu düşünüyorsun?
- It's a school holiday tomorrow, so I'm planning to go somewhere and have fun.
- Yarın okul tatil, bu yüzden bir yere gitmeyi ve eğlenmeyi planlıyorum.
- We learn English at school.
- Biz okulda İngilizce öğreniyoruz.
- Tom says he's considering dropping out of school.
- Tom okulu bırakmayı düşündüğünü söylüyor.
- Miss Smith teaches English at this school.
- Bayan Smith bu okulda İngilizce öğretmektedir.
- We have a daughter at that school.
- Bizim o okulda bir kızımız var.
- Why is it that you're always late for school?
- Neden her zaman okula geç kalıyorsun?
- Our school adopted his teaching methods.
- Okulumuz onun öğretim yöntemlerini benimsedi.
- Tom waited for Mary in front of the school.
- Tom, Mary'yi okulun önünde bekledi.
- Tom went to the same school as Mary did.
- Tom, Mary ile aynı okula gitti.
- I studied hard to enter the school.
- Okula girmek için çok çalıştım.
- Tom got to school just in time.
- Tom okula tam zamanında geldi.
- Students are hurrying to school.
- Öğrenciler okula gitmek için acele ediyor.
- Tom's bedtime is nine o'clock on school nights.
- Tom'un yatma zamanı okul geceleri saat dokuzdur.
- Every school has a schoolyard bully.
- Her okulun bir okul bahçesi kabadayısı vardır.
- Tom and I go to school together.
- Tom ve ben okula birlikte gidiyoruz.
- I have a German test this week at school.
- Bu hafta okulda Almanca sınavım var.
- This is a school.
- Burası bir okul.
- I just got back from school.
- Okuldan yeni döndüm.
- We studied French in school.
- Okulda Fransızca okuduk.
- Tom wore his Halloween costume to school.
- Tom okula Cadılar Bayramı kostümüyle geldi.
- I went to the same school that Tom did.
- Tom'un gittiği aynı okula gittim.
- Tom asked Mary where she went to school.
- Tom Mary'ye okula nereye gittiğini sordu.
- Why is Tom still at school?
- Tom neden hâlâ okulda?
- Only sixteen percent of the teachers at the school are female.
- Okuldaki öğretmenlerin sadece yüzde on altısı kadındır.
- Mary teaches at the Dwarf school in the Elven forest.
- Mary, Elven ormanındaki Cüce okulunda ders verir.
- Tom doesn't pay attention in school.
- Tom okulda dikkatini vermiyor.
- That day was a Sunday, so there was no school.
- O gün Pazar olduğu için okul yoktu.
- I was expelled from school for fighting.
- Kavga ettiğim için okuldan atıldım.
- See you at school.
- Okulda görüşürüz.
- They adopted a new method of teaching English in that school.
- O okulda İngilizce öğretmek için yeni bir yöntem benimsediler.
- They usually go to school by bicycle.
- Okula genellikle bisikletle giderler.
- We didn't have school yesterday.
- Dün okulumuz yoktu.
- I learned about amphibians at school.
- Okulda amfibileri öğrendim.
- She was expelled from the school.
- Mary okuldan atıldı.
- Who's the funniest teacher in your school?
- Okulunda en gırgır hoca kim?
- He was absent from school yesterday because he was sick.
- O hasta olduğu için dün okulda yoktu.
- She made friends with them at the school festival.
- O, okul festivalinde onlarla arkadaş oldu.
- When I was in school, I really hated writing essays.
- Okuldayken kompozisyon yazmaktan nefret ederdim.
- Our school is very close to the park.
- Okulumuz parka çok yakın.
- Tom helped get me into this school.
- Tom bu okula gitmeme yardım etti.
- Layla wanted to go back to school.
- Leyla okula geri dönmek istedi.
- I heard Tom was having problems at school.
- Tom'un okulda sorun yaşadığını duydum.
- The kids are at school.
- Çocuklar okulda.
- Tom and Mary ride the same bus to school.
- Tom ve Mary okula gitmek için aynı otobüse binerler.
- It was a harmless school prank.
- Zararsız bir okul şakasıydı.
- Tom didn't come home from school yesterday.
- Tom dün okuldan eve gelmedi.
- Mary's dog followed her to school.
- Mary'nin köpeği onu okula kadar takip etti.
- I got sick, and so couldn't come to school.
- Hastalandım ve bu yüzden okula gelemedim.
- I dressed up as a girl for the school festival.
- Okul festivali için kız gibi giyinmiştim.
- Outside the school, she saw people with no homes living in cardboard boxes.
- Okulun dışında, evi olmayan ve karton kutularda yaşayan insanlar gördü.
- I hope that Tom and Mary are at school.
- Umarım Tom ve Mary okuldadır.
- I'm supposed to make sure Tom gets to school on time.
- Tom'un okula zamanında gittiğinden emin olmalıyım.
- She plays tennis after school every day.
- Her gün okuldan sonra tenis oynuyor.
- I don't eat at the school cafeteria every day.
- Ben her gün okul kafeteryasında yemek yemem.
- Tom pretended not to know how to get to Mary's school.
- Tom Mary'nin okuluna nasıl gidileceğini bilmiyormuş gibi davrandı.
- We had no school on account of the typhoon.
- Tayfun nedeniyle okula gidemedik.
- Tom's house isn't far from his school.
- Tom'un evi okulundan uzak değil.
- I lived in Boston for three years while I was in graduate school.
- Yüksek okuldayken üç yıl Boston'da yaşadım.
- I want you to come straight home after school.
- Okuldan sonra doğruca eve gelmenizi istiyorum.
- We didn't have school today.
- Bugün okula gitmedik.
- I take the bus to school.
- Okula otobüsle gidiyorum.
- I wasn't that smart in school.
- Okulda o kadar zeki değildim.
- I see Tom almost every day after school.
- Neredeyse her gün Tom'u okuldan sonra görürüm.
- They need to cancel school.
- Okulu tatil etmeleri gerekir.
- Tom always walks to school when it isn't raining.
- Tom yağmur yağmadığı zamanlarda okula hep yürüyerek gider.
- Tom hasn't been doing very well in school.
- Tom okulda pek başarılı değil.
- We are at school together.
- Okulda beraberiz.
- Those students are from a very good school.
- O öğrenciler çok iyi bir okuldan.
- Are those guys from your school?
- Bu çocuklar senin okulundan mı?
- Have you told Tom about what happened yesterday at school?
- Dün okulda olanları Tom'a anlattın mı?
- In school, Tom was often teased.
- Okulda Tom'la sık sık alay edildi.
- He got into this school in September last year.
- Geçen yıl eylül ayında bu okula girdi.
- Tom usually takes the subway to school.
- Tom genellikle okula metro ile gider.
- Tom stayed home from school because he was sick.
- Tom hasta olduğu için okuldan evde kaldı.
- The boy has a good school record.
- Çocuğun iyi bir okul sicili var.
- She cannot attend school on account of illness.
- Hastalığı nedeniyle okula devam edemiyor.
- The school was meticulously clean.
- Okul titizlikle temizlendi.
- I wondered why Tom was absent from school.
- Tom'un neden okula gelmediğini merak ettim.
- School lunches are disgusting!
- Okulun öğle yemekleri iğrenç!
- School is where we spend most of our time every day.
- Okul, her gün vaktimizin çoğunu geçirdiğimiz yerdir.
- Tom Jackson spoke to the teachers at our school.
- Tom Jackson okulumuzdaki öğretmenlere konuştu.
- I was late for school today.
- Bugün okula geç kaldım.
- The school Tom goes to has a pool.
- Tom'un gittiği okulda havuz var.
- We're going to be late for school.
- Okula geç kalacağız.
- Why isn't Tom at school?
- Tom neden okulda değil?
- Tom is just a friend from school.
- Tom sadece okuldan bir arkadaş.
- Could you please tell me again what school you graduated from?
- Hangi okuldan mezun olduğunuzu tekrar söyler misiniz?
- Tom usually goes to school by bicycle.
- Tom genellikle okula bisikletle gider.
- He was born so poor that he received hardly any school education.
- O kadar fakir doğdu ki neredeyse hiç okul eğitimi almadı.
- Our school has nine classes.
- Bizim okulun dokuz sınıfı var.
- Tell me the reason why you were late for school.
- Bana okula geç kalma nedenini söyle.
- Every school has a schoolyard bully.
- Her okulda bir kabadayı vardır.
- Do you guys go to the same school?
- Aynı okula mı gidiyorsunuz arkadaşlar?
- He used to go to school by bicycle, but now he goes by bus.
- Eskiden okula bisikletle giderdi ama şimdi otobüsle gidiyor.
- We have a school holiday tomorrow.
- Yarın okullar tatil.
- Sami hoped to outshine his siblings by doing well at school.
- Sami okulda başarılı olarak kardeşlerini gölgede bırakmayı arzu ediyordu.
- Uniforms differ from school to school.
- Üniformalar okuldan okula farklılık gösterir.
- Do you want to do something after school today?
- Bugün okuldan sonra bir şey yapmak istiyor musun?
- Tom likes his school a lot.
- Tom okulunu çok seviyor.
- I used to walk home from school.
- Eskiden okuldan eve yürüyerek gelirdim.
- The boy whose dog was hit by a car has not been to school for 3 days.
- Köpeğine araba çarpan çocuk 3 gündür okula gitmiyor.
- Tom did that at school.
- Tom bunu okulda yaptı.
- I often walk to school.
- Okula genellikle yürüyerek giderim.
- You're the only Canadian in our school.
- Okulumuzdaki tek Kanadalısın.
- How does Tom go to school?
- Tom okula nasıl gidiyor?
- Don't be late to school tomorrow.
- Yarın okula geç kalma.
- I'm supposed to get to school early tomorrow morning.
- Yarın sabah erkenden okula gitmem gerekiyor.
- We are at school together.
- Okulda birlikteyiz.
- Going to this school requires a lot of money.
- Bu okula gitmek çok para gerektiriyor.
- Does he go to school early?
- Okula erken mi gidiyor?
- Were you often absent from school when you were in high school?
- Lisede iken okula sık sık gelmiyor muydunuz?
- I had to get him to school.
- Onu okula götürmek zorundaydım.
- What time does school begin?
- Okul saat kaçta başlıyor?
- He had been booted out of school.
- O, okuldan kovulmuştu.
- There are more girls than boys in this school.
- Bu okulda erkeklerden çok kızlar var.
- I'm still at school.
- Hâlâ okuldayım.
- I left school early.
- Okuldan erken ayrıldım.
- Tom comes to school by bus and train.
- Tom okula otobüs ve trenle gelir.
- The universe is a large school.
- Evren kocaman bir okul.
- They were school children then.
- O zamanlar okula giden çocuklardı.
- I did that at school.
- Onu okulda yaptım.
- The school is very far from here.
- Okul buradan çok uzak.
- He is enjoying his school life.
- Okul hayatından keyif alıyor.
- The curriculum of this school is wide and shallow.
- Bu okulun müfredatı geniş ve sığdır.
- Tom said he didn't think Mary wanted to do that at school.
- Tom, Mary'nin bunu okulda yapmak istediğini sanmadığını söyledi.
- Tom doesn't often come to school.
- Tom okula pek sık gelmiyor.
- The school is closed due to the snow.
- Okul kar nedeniyle kapalıdır.
- Tom wanted to get his son into that school.
- Tom oğlunu o okula sokmak istedi.
- He was late for school yesterday.
- O, dün okula geç kalmıştı.
- Today we had a party at school.
- Bugün okulda bir parti verdik.
- Tom teaches history at the school near our house.
- Tom evimizin yakınındaki okulda tarih öğretmeni.
- This school has no heating.
- Bu okulun ısıtması yok.
- Could you tell me something about your school?
- Bana okulunuz hakkında bir şeyler anlatabilir misiniz?
- Tom does all his homework at school.
- Tom bütün ödevini okulda yapar.
- Hurry up, and you'll be in time for school.
- Acele et ki vaktinde okula varabilesin.
- Tom is on the swim team at school.
- Tom okulun yüzme takımında.
- My second child doesn't like school as much as the first one.
- İkinci çocuğum okulu birincisi kadar sevmiyor.
- Tom wore his Halloween costume to school.
- Tom okula giderken Cadılar Bayramı kostümünü giydi.
- Was Tom absent from school yesterday?
- Tom dün okula gelmedi mi?
- Sami left school on a motorcycle.
- Sami okuldan bir motosikletle ayrıldı.
- Tom often plays tennis after school.
- Tom okuldan sonra genellikle tenis oynar.
- Tom told everybody at school about what had happened.
- Tom, okuldaki herkese neler olduğunu anlattı.
- He talked about school.
- Okulla ilgili konuştu.
- Tom has been doing quite well in school.
- Tom okulda oldukça başarılı.
- Can you tell us what happened at school last Monday?
- Geçen pazartesi okulda ne olduğunu bize anlatabilir misiniz?
- Did you study hard in school?
- Okulda çok çalıştın mı?
- You must not be late to school again!
- Bir daha okula geç kalmamalısın!
- Our school is in the center of the town.
- Bizim okulumuz şehrin merkezinde.
- The bilingual school teaches English and Portuguese.
- İki dilli okul İngilizce ve Portekizce öğretir.
- It's time for school.
- Okul vakti geldi.
- Tom and Mary walk to school together almost every morning.
- Tom ve Mary neredeyse her sabah okula birlikte yürürlerdi.
- Tom skipped school a lot.
- Tom okuldan çok kaçtı.
- He saw the accident on his way to school.
- Okula giderken kazayı gördü.
- I forgot where my school is.
- Okulumun nerede olduğunu unuttum.
- I lost a school key when I was cleaning up after the school festival and I was then required to write an apology letter.
- Ben okul festivalinden sonra temizlik yapıyorken bir okul anahtarını kaybettim ve sonra bir özür mektubu yazmak gerekti.
- I'd like to teach in a school with highly-motivated students.
- Motivasyonu yüksek öğrencilerin olduğu bir okulda öğretmenlik yapmak istiyorum.
- Tom sometimes runs to school.
- Tom bazen okula koşarak gider.
- How big was your school?
- Okulun ne kadar büyüktü?
- Tom decided to go back to school.
- Tom okula dönme kararı aldı.
- What are you learning at school?
- Okulda ne öğreniyorsun?
- Layla went back to school.
- Layla okula geri döndü.
- They dropped out of school.
- Okulu bıraktılar.
- Tell me what's happening at school.
- Okulda neler olduğunu anlat.
- What school does Tom attend?
- Tom hangi okula gidiyor?
- We went to school together.
- Okula birlikte gittik.
- It's a school, not a prison.
- O bir okul, hapishane değil.
- When does school let out for the holidays?
- Okullar ne zaman tatile giriyor?
- Tom refused to continue to ignore the way Mary was behaving at school.
- Tom, Mary'nin okuldaki davranışlarını görmezden gelmeye devam etmeyi reddetti.
- Tom left school an hour ago.
- Tom bir saat önce okuldan çıktı.
- I've not seen her often at school.
- Onu okulda sık görmedim.
- Don't be late for school so often.
- Okula sık sık geç kalma.
- I have a son who goes to the same school as your daughter.
- Kızınızla aynı okula giden bir oğlum var.
- He was caught cheating on the exam and was expelled from school.
- Sınavda kopya çekerken yakalandı ve okuldan atıldı.
- School starts April 8th.
- Okul 8 Nisan'da başlıyor.
- I don't speak English well even though I took it for six years at school.
- Okulda altı yıl İngilizce dersi almama rağmen iyi konuşamıyorum.
- We love our school.
- Okulumuzu seviyoruz.
- Tom decided to go back to school.
- Tom okula geri dönmeye karar verdi.
- Tom's kids are at school.
- Tom'un çocukları okulda.
- When I was your age, I walked to school every day.
- Ben senin yaşındayken okula her gün yürüyerek giderdim.
- Didn't you study French in school?
- Okulda Fransızca öğrenmedin mi?
- Tom asked me if I'd be willing to help him after school today.
- Tom bugün okuldan sonra ona yardım etmeyi isteyip istemediğimi sordu.
- I am not coming back to school any more.
- Bir daha okula dönmeyeceğim.
- When does school break up?
- Okul ne zaman bitiyor?
- Tickets are available at the school office.
- Biletler okul ofisinden temin edilebilir.
- Violence at school is blamed on immigrants.
- Okuldaki şiddetten göçmenler sorumlu tutuluyor.
- Our school is larger than theirs.
- Bizim okulumuz onlarınkinden daha büyük.
- Sami isn't from our school.
- Sami bizim okulumuzdan değil.
- Tom's school has 3,000 students.
- Tom'un okulunda 3,000 öğrenci var.
- Never be late for school again.
- Bir daha asla okula geç gelme.
- Let's talk about your school.
- Okulunuz hakkında konuşalım.
- I went to your school.
- Okuluna gittim.
- I live within walking distance of school.
- Okula yürüme mesafesinde yaşıyorum.
- Tom used to wag school a lot when he was a kid.
- Tom çocukken okulda çok sallanırdı.
- What do you study in school?
- Okulda ne okuyorsun?
- Tom was a school custodian.
- Tom bir okul kapıcısıydı.
- Tom and Mary ride the same bus to school.
- Tom ve Mary okula aynı otobüsle gidiyorlar.
- They will not accompany the children to school.
- Onlar çocuklara okula kadar eşlik etmeyecek.
- I hope you behaved well at school today.
- Bugün okulda iyi davrandığını umuyorum.
- Tom said that Mary was at school.
- Tom, Mary'nin okulda olduğunu söyledi.
- She lives within a stone's throw of the school.
- Okula bir taş atımı mesafede yaşıyor.
- We study French at school every day.
- Okulda her gün Fransızca çalışıyoruz.
- Our school is now coeducational.
- Okulumuz artık karma eğitim veriyor.
- It was a good five kilometers from the station to the school.
- İstasyonla okul arası beş kilometre vardı.
- I hated school.
- Okuldan nefret ederdim.
- I thought I had paid the monthly fee, but I received a phone call from the school saying that the bill still needs to be paid.
- Aylık ücreti ödediğimi sanıyordum, ancak okuldan faturanın hala ödenmesi gerektiğini söyleyen bir telefon aldım.
- The school is three miles from my house.
- Okul evimden 3 mil uzakta.
- Aren't you supposed to be in school right now?
- Şu anda okulda olman gerekmiyor mu?
- Tom was afraid that he might get expelled from school.
- Tom okuldan atılabileceğinden korkuyordu.
- At this school, there are no grades and students have no homework.
- Bu okulda not yok ve öğrencilerin ödevi yok.
- I go to school every day by bus.
- Okula her gün otobüsle gidiyorum.
- On my way home from school yesterday, I was caught in a shower.
- Dün okuldan eve gelirken bir sağanağa yakalandım.
- All the kids I grew up with could swim before they started going to school.
- Birlikte büyüdüğüm tüm çocuklar okula başlamadan önce yüzmeyi bilirdi.
- Every student is supposed to know the school regulations.
- Her öğrencinin okul kurallarını bilmesi gerekir.
- Tom left school right after class.
- Tom dersten hemen sonra okuldan ayrıldı.
- Tom promised Mary that he'd meet her after school.
- Tom Mary'ye okuldan sonra onunla buluşacağına söz verdi.
- I'll meet you right after school.
- Okuldan hemen sonra seninle buluşacağım.
- Tom is going to pick the kids up after school.
- Tom, okuldan sonra çocukları alacak.
- The new subway enables me to get to school in 20 minutes.
- Yeni metro okula 20 dakikada gitmemi sağlıyor.
- Aren't you supposed to be at school today?
- Bugün okulda olman gerekmiyor mu?
- Tom came home crying after school.
- Tom okuldan sonra ağlayarak eve geldi.
- The school is located within five minutes' walk of the station.
- Okul istasyona beş dakikalık yürüme mesafesinde.
- I want to talk to Tom after school.
- Tom'la okuldan sonra konuşmak istiyorum.
- Tom's father was a school custodian.
- Tom'un babası bir okul bekçisiydi.
- Tom is certain that Mary will come to school today.
- Tom, Mary'nin bugün okula geleceğinden emin.
- He was expelled from school.
- Okuldan atıldı.
- Tom has since returned to school.
- Tom o zamandan beri okula geri döndü.
- Tom takes me to school.
- Tom beni okula götürüyor.
- I stopped by Tom's school on the way home.
- Eve dönerken Tom'un okuluna uğradım.
- Why don't you come over after school today?
- Neden bugün okuldan sonra gelmiyorsun?
- Shyness first shows itself at school.
- Utangaçlık kendini ilk önce okulda gösterir.
- Does your school still have a basketball team?
- Okulunun hâlâ bir basketbol takımı var mı?
- She rides her bike to school.
- Okula bisikletle gidiyor.
- Sami was missing a sixth day of school.
- Sami'nin okuldaki devamsızlığının altıncı günüydü.
- We used to meet on our way to school.
- Okula giderken yolda karşılaşırdık.
- I took the train to school this morning.
- Bu sabah okula trenle gittim.
- I've got to get dressed for school.
- Okul için giyinmeliyim.
- Tom has probably already left for school.
- Tom muhtemelen çoktan okula gitmiştir.
- I took the children to school.
- Çocukları okula götürdüm.
- We love this school.
- Biz bu okulu seviyoruz.
- Do you need a ride to school?
- Okula gitmek için bir arabaya ihtiyacın var mı?
- Could you help us after school?
- Okuldan sonra bize yardım edebilir misin?
- Tom's fear of school shootings caused him to homeschool his children.
- Tom'un okul saldırılarından korkması çocuklarını evde eğitmesine neden oldu.
- Tom Jackson is a teacher at our school.
- Tom Jackson okulumuzda bir öğretmendir.
- He often doesn't come to school.
- Sık sık okula gelmiyor.
- She drove a student to school.
- Bir öğrenciyi okula götürdü.
- What did you do yesterday after school?
- Dün okuldan sonra ne yaptın?
- In Japan, all children go to school.
- Japonya'da bütün çocuklar okula gider.
- Tom takes the children to school every morning.
- Tom her sabah çocukları okula götürüyor.
- Needless to say, he was late for school as usual.
- Tabii ki, her zamanki gibi okula geç kaldı.
- I had hardly reached the school when the bell rang.
- Zil çaldığında okula yeni varmıştım.
- Tom wasn't at school the day we had our class picture taken.
- Sınıfımızın resmini çektirdiğimiz gün Tom okulda değildi.
- He is doing very well at school.
- Okulda çok iyi gidiyor.
Show More (1972)
|
