1 |
razor |
jilet |
n. |
|
- Where's my razor?
- Jiletim nerede?
- Tom cut himself with a razor.
- Tom bir jilet ile kendini kesti.
- I bought a new razor.
- Yeni bir jilet aldım.
- Tom cut himself with a razor.
- Tom kendini jiletle kesti.
- I cut myself with a razor.
- Jiletle kendimi kestim.
Show More (2)
|
2 |
razor |
tıraş bıçağı |
n. |
|
- This razor is kaput.
- Bu tıraş bıçağı bozulmuş.
- I bought a new razor.
- Yeni bir tıraş bıçağı aldım.
- He uses an old-fashioned razor, with shaving cream, for a closer shave.
- Daha sinekkaydı bir tıraş için tıraş kremiyle birlikte eski moda bir tıraş bıçağı kullanıyor.
Show More (0)
|
3 |
razor |
ustura |
n. |
|
- Where's my razor?
- Usturam nerede?
Show More (-2)
|