Tureng - police station - Anglais Turc Phrases

Historique

	Anglais	Turc
1	police station	polis karakolu	n.
	By the same token, we take this opportunity to denounce the torture practiced in Egyptian police stations. Aynı şekilde bu vesileyle Mısır polis karakollarında uygulanan işkenceyi de kınıyoruz. It is easy to ascertain through the Turkish media that people are still being tortured in some police stations. Türk medyasından bazı polis karakollarında insanlara hala işkence yapıldığını tespit etmek kolaydır. Then there are the conditions in police stations and prisons. Bir de polis karakolları ve cezaevlerindeki koşullar var. Dan parked the rental car near the police station. Dan kiralık arabayı polis karakolunun yakınına park etti. I called Tom from the police station. Tom'u polis karakolundan aradım. The fire station is next to the police station. İtfaiye karakolu polis karakolunun yanında. Sami was at the police station. Sami polis karakolundaydı. How can I get to the police station? Polis karakoluna nasıl gidebilirim? Tell me where the police station is. Bana polis karakolunun nerede olduğunu söyle. Fadil was brought into the police station and questioned. Fadıl polis karakoluna getirildi ve sorgulandı. There were 300 protesters outside the police station. Polis karakolunun dışında 300 tane protestocu vardı. There were 300 protesters outside the police station. Polis karakolunun dışında 300 protestocu vardı. They advised me to go to the police station. Onlar benim polis karakoluna gitmemi tavsiye etti. You can get a drivers license for this island at the police station. Polis karakolunda bu ada için sürücü belgesi alabilirsiniz. My picture's in every police station in the country. Ülkedeki her polis karakolunda resmim var. I'm at the police station. Polis karakolundayım. Where is the police station? Polis karakolu nerede? She drove to the nearest police station. En yakın polis karakoluna gitti. Sergeant Dan Anderson ordered a barricade erected around the police station. Çavuş Dan Anderson polis karakolunun etrafına barikat dikilmesini emretti. Where is the nearest police station? En yakın polis karakolu nerede? Sergeant Dan Anderson ordered a barricade erected around the police station. Çavuş Dan Anderson polis karakolunun etrafına bir barikat kurulmasını emretti. Dan and his friends gathered outside the police station. Dan ve arkadaşları polis karakolunun dışında toplandılar. Do you know where the police station is? Polis karakolunun nerede olduğunu biliyor musunuz? We're going to the police station. Polis karakoluna gidiyoruz. Dan tried to escape from the police station. Dan polis karakolundan kaçmaya çalıştı. At least four were killed in the explosion of a car bomb outside a police station in the capital, Nairobi. Başkent Nairobi'de bir polis karakolunun dışında bomba yüklü bir aracın patlaması sonucu en az dört kişi öldü. Tom brought back Mary to the police station. Tom Mary'yi polis karakoluna geri getirdi. Ask at the police station over there. Oradaki polis karakoluna sor. Dan radioed the police station. Dan polis karakolunu telsizle aradı. You can get a drivers license for this island at the police station. Polis karakolunda bu ada için bir sürücü belgesi alabilirsiniz. The police station is close to the station. Polis karakolu karakola yakın. I have to go to the police station. Polis karakoluna gitmek zorundayım. Sami waited anxiously at the police station. Sami polis karakolunda endişeyle bekledi. You can get a drivers license for this island at the police station. Bu ada için polis karakolundan ehliyet alabilirsiniz. Show More (31)
2	police station	karakol	n.
	Many cases of torture happen during incommunicado detention in police stations. Pek çok işkence vakası, karakollarda dışarıyla haberleşmesiz gözaltı esnasında meydana gelmektedir. Roads are under-utilised, we are withdrawing police stations and closing down little churches and schools. Yollar yeterince kullanılmıyor, karakolları geri çekiyoruz ve küçük kilise ve okulları kapatıyoruz. I just came from the police station. Az önce karakoldan geldim. Please tell me where the police station is. Lütfen bana karakolun nerede olduğunu söyleyin. Sami was brought into the police station. Sami karakola getirildi. Dan and his friends gathered outside the police station. Dan ve arkadaşları karakolun dışında toplandılar. Tell me where the police station is. Bana karakolun nerede olduğunu söyle. Sami was searched, cuffed and taken to the police station. Sami arandı, kelepçelendi ve karakola götürüldü. Sami waited anxiously at the police station. Sami karakolda endişeyle bekledi. Dan tried to escape from the police station. Dan karakoldan kaçmaya çalıştı. I have to go to the police station. Karakola gitmem gerekiyor. Dan came to the police station for questioning. Dan sorgulanmak üzere karakola geldi. I'm going to the police station. Karakola gideceğim. I'm going to the police station. Karakola gidiyorum. She advised him to go to the police station, but he was afraid to. Ona karakola gitmesini tavsiye etmiş ama o korkmuş. I called Tom from the police station. Tom'u karakoldan aradım. The fire station is next to the police station. Itfaiye istasyonu karakolun yanındadır. How can I get to the police station? Karakola nasıl gidebilirim? We're going to the police station. Karakola gidiyoruz. They advised me to go to the police station. Bana karakola gitmemi tavsiye ettiler. Where is the nearest police station? En yakın karakol nerede? Tom brought back Mary to the police station. Tom Mary'yi karakola geri getirdi. I just came from the police station. Ben az önce karakoldan geldim. Tom went to the police station to file an accident report. Tom kaza raporu doldurmak için karakola gitti. Tom went to the police station. Tom karakola gitti. Ask at the police station over there. Şuradaki karakola sor. My picture's in every police station in the country. Benim resmim, ülkedeki her karakolda bulunuyor. Fadil was brought into the police station and questioned. Fadıl karakola getirildi ve sorgulandı. The police station is close to the station. Karakol istasyona yakın. Sami was at the police station. Sami karakoldaydı. Dan radioed the police station. Dan telsizle karakolu aradı. She advised him to go to the police station. Ona karakola gitmesini tavsiye etti. Show More (29)
3	police station	polis merkezi	n.
	Dan came to the police station for questioning. Dan sorgulanmak üzere polis merkezine geldi. Sami was at the police station. Sami polis merkezindeydi. I'm at the police station. Polis merkezindeyim. Show More (0)