|
- My grandmother is a delicate lady.
- Büyükannem narin bir hanımefendidir.
- Magnolias have very delicate petals that wither the moment you touch them.
- Manolyaların çok narin yaprakları vardır ve onlara dokunduğunuz anda solarlar.
- They have large, transparent, pale green wings and a delicate body.
- Büyük, transparan ve solgun yeşil kanatlara ve narin bir vücuda sahiptir.
- They have large, transparent, pale green wings and a delicate body.
- Büyük, şeffaf, soluk yeşil kanatları ve narin bir vücutları vardır.
- They have large, transparent, pale green wings and a delicate body.
- Büyük, şeffaf, soluk yeşil kanatları ve narin bir gövdesi vardır.
- Layla had very delicate features.
- Leyla'nın çok narin özellikleri vardı.
- That girl has very delicate features.
- O kızın çok narin özellikleri var.
- Fadil wanted to save the delicate Layla from a harsh world.
- Fadıl, narin Leyla'yı acımasız bir dünyadan kurtarmak istedi.
- He was delicate as a child.
- O bir çocuk olarak narindi.
- He was a weak and delicate child.
- Zayıf ve narin bir çocuktu.
- The spider spun her delicate web in the garden.
- Örümcek bahçede narin ağını ördü.
- Happiness is a delicate flower.
- Mutluluk narin bir çiçektir.
- Tom was a delicate child.
- Tom narin bir çocuktu.
- She has delicate skin.
- Narin bir cildi var.
- He was a weak and delicate child.
- Cılız ve narin bir çocuktu.
- This is really delicate.
- Bu gerçekten çok narin.
- The delicate, graceful flowers are in bloom.
- Narin, zarif çiçekler açmaya başladı.
- A rose's petals are very delicate.
- Bir gülün yaprakları çok narindir.
Show More (15)
|