leisure - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
leisure boş zaman n.
  • Making music occupies most of his leisure time.
  • Boş zamanlarının çoğunu müzik yaparak geçiriyor.
  • Read this book at your leisure.
  • Boş zamanınızda bu kitabı okuyun.
  • Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
  • Herkes, çalışma saatlerinin makul ölçüde sınırlandırılması ve ücretli periyodik tatiller de dahil olmak üzere, dinlenme ve boş zaman değerlendirme hakkına sahiptir.
Show More (14)
leisure boş vakit n.
  • He has no leisure for sport.
  • Spor için hiç boş vakti yok.
  • Please look through these papers at your leisure.
  • Lütfen boş vaktinde bu evrakları incele.
  • I don't know what to do with my leisure.
  • Boş vaktimde ne yapacağımı bilmiyorum.
Show More (3)
leisure boş zaman aktivitesi n.
  • This leisure activity has become extremely popular over recent years.
  • Bu boş zaman aktivitesi son yıllarda son derece popüler hale gelmiştir.
  • Sport as a leisure activity is a luxury for some people, for some women I should say.
  • Boş zaman aktivitesi olarak spor bazı insanlar, özellikle bazı kadınlar için bir lükstür.
  • Sport as a leisure activity is a luxury for some people, for some women I should say.
  • Boş zaman aktivitesi olarak spor bazı insanlar için bir lükstür, bazı kadınlar için de öyle.
Show More (1)
leisure boş adj.
  • During the bubble, people dreamt of a life of leisure.
  • Balon döneminde insanlar boş bir hayatın hayalini kurarlardı.
Show More (-2)