discredit - Anglais Turc Phrases
Anglais Turc
discredit itibarsızlaştırmak v.
  • I regret the attempt by the car industry lobby to discredit the EEVC tests.
  • Otomobil endüstrisi lobisinin EEVC testlerini itibarsızlaştırma girişimini esefle karşılıyorum.
  • Globalisation, often discredited, only in fact affects a severely limited number of countries.
  • Genellikle itibarsızlaştırılan küreselleşme, aslında yalnızca son derece sınırlı sayıda ülkeyi etkilemektedir.
  • Mary believes Tom is trying to discredit her.
  • Mary, Tom'un onu itibarsızlaştırmaya çalıştığına inanıyor.
Show More (1)
discredit kötülemek v.
  • Tom believes Mary is trying to discredit him.
  • Tom, Mary'nin onu kötülemeye çalıştığına inanıyor.
  • Mary believes Tom is trying to discredit her.
  • Mary, Tom'un onu kötülemeye çalıştığına inanıyor.
Show More (-1)
discredit itibarını kaybetme n.
  • This will bring discredit on us and will weaken our negotiation position within the WTO.
  • Bu bize itibar kaybettirecek ve DTÖ içindeki müzakere pozisyonumuzu zayıflatacaktır.
Show More (-2)
discredit gözden düşürme n.
  • This utterly discredits him as a scientist.
  • Bu onu bir bilim adamı olarak tamamen gözden düşürüyor.
Show More (-2)