| 1 |
coffee shop |
kafe |
n. |
|
- As I entered the coffee shop, I found two young men watching a wrestling match on television.
- Kafeye girdiğimde iki genç adamın televizyonda güreş maçı izlediğini gördüm.
- I met him at the coffee shop.
- Onunla kafede tanıştım.
- I drank a very hot double espresso at the coffee shop this morning.
- Bu sabah kafede çok sıcak bir duble espresso içtim.
- He promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kafede buluşacağına söz verdi.
- Tom has breakfast at the local coffee shop every day.
- Tom her gün yerel kafede kahvaltı ediyor.
- We’re in the coffee shop area of the store, with mellow French music playing.
- Mağazanın tatlı bir Fransız müziği çalmakta olan kafe alanındayız.
- He has breakfast at the local coffee shop every day.
- Her gün yerel kafede kahvaltı ediyor.
- We met in a coffee shop near the campus.
- Kampüs yakınındaki bir kafede buluştuk.
- We used to meet at a coffee shop in Shinjuku after work.
- Biz işten sonra Shinjuku'da bir kafede buluşurduk.
- I met them at the coffee shop.
- Onlarla kafede tanıştım.
- Where's the nearest coffee shop?
- En yakın kafe nerede?
- Tom works at a local coffee shop.
- Tom yerel bir kafede çalışıyor.
- I met him at the coffee shop.
- Onunla kafede karşılaştım.
- I entered a coffee shop.
- Bir kafeye girdim.
- Sami was coming from that coffee shop.
- Sami o kafeden geliyordu.
- He promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kafede buluşacağına söz verdi.
- They gathered at the coffee shop for a meeting.
- Toplantı için kafede toplandılar.
- We had a good time at a coffee shop.
- Bir kafede hoşça vakit geçirdik.
- She arranged to meet him at the coffee shop.
- Onunla kafede buluşmayı ayarladı.
- She promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kafede buluşacağına söz verdi.
- Tom works in a coffee shop.
- Tom bir kafede çalışıyor.
- Tom meets his girlfriend at this coffee shop every afternoon.
- Tom her öğleden sonra kız arkadaşıyla bu kafede buluşuyor.
- We used to meet at a coffee shop in Shinjuku after work.
- İşten sonra Shinjuku'da bir kafede buluşurduk.
- Sami goes to this coffee shop.
- Sami bu kafeye gidiyor.
- I met her at the coffee shop.
- Onunla kafede tanıştım.
- I met them at the coffee shop.
- Onlarla kafede karşılaştım.
- We had a good time at a coffee shop.
- Bir kafede iyi vakit geçirdik.
- I met Tom at the coffee shop.
- Tom'la kafede buluştum.
- She promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kafede buluşacağına söz verdi.
- We would often have a chat in this coffee shop.
- Bu kafede sık sık sohbet ederdik.
- I met her in a coffee shop near the station.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.
- When I entered the coffee shop, two young men were watching a wrestling match on television.
- Kafeye girdiğimde iki genç adam televizyonda güreş maçı izliyordu.
Show More (29)
|
| 2 |
coffee shop |
kahve dükkanı |
n. |
|
- Turning to the left, you will find a coffee shop.
- Sola döndüğünde bir kahve dükkanı bulacaksın.
- Mother has a coffee shop.
- Annemin bir kahve dükkanı var.
- She promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- This coffee shop is cozy.
- Bu kahve dükkanı çok rahat.
- We’re in the coffee shop area of the store, with mellow French music playing.
- Mağazanın kahve dükkanındayız, yumuşak bir Fransız müziği çalıyor.
- Sami goes to this coffee shop.
- Sami bu kahve dükkanına gidiyor.
- I entered a coffee shop.
- Bir kahve dükkanına girdim.
- The coffee shop is haunted by aspiring artists.
- Kahve dükkânına hevesli sanatçılar musallat olmuş.
- Where is the coffee shop?
- Kahve dükkanı nerede?
- Shall we stop in at a coffee shop?
- Bir kahve dükkanına uğrayalım mı?
- The coffee shop is closed while the air conditioning is under repair.
- Klima tamirde olduğu süre boyunca kahve dükkanı kapalı.
- The coffee shop is closed while the air conditioning is under repair.
- Klima tamir edilirken kahve dükkanı kapalı.
- There used to be a coffee shop near the park.
- Parkın yanında bir kahve dükkanı vardı.
- He promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- I drank a very hot double espresso at the coffee shop this morning.
- Bu sabah kahve dükkanında çok sıcak bir çift espresso içtim.
- There used to be a coffee shop near the park.
- Parkın yanında bir kahve dükkânı vardı.
- The local coffee shop was replaced by a Starbucks.
- Yerel kahvehane dükkanının yerini bir Starbucks aldı.
- Sami was coming from that coffee shop.
- Sami o kahve dükkanından geliyordu.
- We hung out in the coffee shop.
- Kahve dükkanında takıldık.
- There used to be a coffee shop near the school.
- Okulun yakınında bir kahve dükkanı vardı.
- She promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
- Tom works at a local coffee shop.
- Tom yerel bir kahve dükkanında çalışıyor.
- Mother has a coffee shop.
- Annenin bir kahve dükkanı vardır.
- The local coffee shop was replaced by a Starbucks.
- Yerel kahve dükkanının yerini Starbucks aldı.
- There's a coffee shop in front of the station.
- İstasyonun önünde bir kahve dükkanı var.
- Tom has breakfast at the local coffee shop every day.
- Tom her gün yerel kahve dükkanında kahvaltı yapar.
- If you turn left, you'll see a coffee shop.
- Sola dönersen bir kahve dükkanı göreceksin.
- I went to the coffee shop yesterday.
- Dün kahve dükkanına gittim.
- There is a coffee shop over there.
- Şurada bir kahve dükkanı var.
- Where's the nearest coffee shop?
- En yakın kahve dükkanı nerede?
- We three sisters opened a coffee shop.
- Biz üç kız kardeş bir kahve dükkanı açtık.
- He promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
Show More (29)
|
| 3 |
coffee shop |
kahvehane |
n. |
|
- Let me treat you to a cup of coffee at the coffee shop over there.
- Şuradaki kafede sana bir fincan kahve ısmarlayayım.
- There used to be a coffee shop near the school.
- Okula yakın bir kahvehane vardı.
- Let's go drink a cup of coffee at that coffee shop over there.
- Hadi gidip şuradaki kafede bir kahve içelim.
- I had a cup of coffee at the coffee shop.
- Kafede bir fincan kahve içtim.
- This coffee shop is cozy.
- Bu kahvehane rahat.
- There is a coffee shop over there.
- Orada karşıda bir kahvehane var.
Show More (3)
|
| 4 |
coffee shop |
kafeterya |
n. |
|
- Where is the coffee shop?
- Kafeterya nerede?
- When I entered the coffee shop, two young men were watching a wrestling match on television.
- Ben kafeteryaya girdiğimde, iki tane genç adam televizyonda bir güreş maçını izliyordu.
- I met Tom at the coffee shop.
- Kafeteryada Tom'la karşılaştım.
- Let me treat you to a cup of coffee at the coffee shop over there.
- Oradaki kafeteryada sana bir fincan kahve ısmarlayayım.
- Shall we stop in at a coffee shop?
- Bir kafeteryada duralım mı?
Show More (2)
|
