|
- My card has disappeared.
- Kartım kayboldu.
- Someone has taken my card, meaning that I cannot vote.
- Birisi kartımı aldı, bu da oy kullanamayacağım anlamına geliyor.
- Does the Commission feel it is possible or necessary to introduce an EU-wide senior citizens' card?
- Komisyon AB çapında bir yaşlılar kartı uygulamasının mümkün ya da gerekli olduğunu düşünüyor mu?
- I did, in any case, only use my own card.
- Her halükarda sadece kendi kartımı kullandım.
- Mr Patakis, you will have to go and get another voting card.
- Bay Patakis, gidip yeni bir seçmen kartı almanız gerekecek.
- So the workers have nothing to expect from the much-publicised insurance card.
- Dolayısıyla, işçilerin çok tartışılan sigorta kartından bir beklentisi yok.
- I was unable to vote electronically since I do not have a card.
- Kartım olmadığı için elektronik ortamda oy kullanamadım.
- This makes the introduction of a European senior citizens' card useful and worthwhile.
- Bu da Avrupa yaşlılar kartının uygulamaya konulmasını faydalı ve değerli kılmaktadır.
- Of course, the technical obstacles to the introduction of this card proved to be quite considerable.
- Elbette, bu kartın uygulamaya konulmasının önündeki teknik engellerin oldukça büyük olduğu kanıtlanmıştır.
- So the workers have nothing to expect from the much-publicised insurance card.
- Dolayısıyla işçilerin çok tartışılan sigorta kartından bir beklentisi yok.
- This solution is now within reach with the introduction of a European Health Insurance Card.
- Bu çözüm, Avrupa Sağlık Sigortası Kartı'nın yürürlüğe girmesiyle artık elimizin altında.
- My voting card was somewhere else, so I voted too late.
- Oy kartım başka bir yerdeydi, bu yüzden çok geç oy kullandım.
- Two months on I have still to receive outstanding items and my visa card has been debited the full amount.
- İki ay geçmesine rağmen hala bekleyen ürünleri alamadım ve visa kartımdan tutarın tamamı çekildi.
- The Commission proposal for a social security card is lacking in substance.
- Komisyon'un sosyal güvenlik kartı önerisi içerikten yoksundur.
- What value, for example, are telematics health services or the famous European health card to these people?
- Örneğin telematik sağlık hizmetleri ya da meşhur Avrupa sağlık kartı bu insanlar için ne anlam ifade ediyor?
- Of course, the technical obstacles to the introduction of this card proved to be quite considerable.
- Elbette bu kartın uygulamaya konulmasının önündeki teknik engellerin oldukça büyük olduğu kanıtlanmıştır.
- I am really sorry that he has not been handed that card.
- O kart ona verilmediği için gerçekten üzgünüm.
- The Commission proposal for a social security card is lacking in substance.
- Sosyal güvenlik kartına ilişkin Komisyon önerisi içerikten yoksundur.
- The introduction of a Health Insurance card is, of course, extremely welcome.
- Sağlık Sigortası kartının uygulamaya konulması elbette son derece memnuniyet vericidir.
- This single card will at least eliminate a lot of those difficulties.
- Bu tek kart en azından bu zorlukların çoğunu ortadan kaldıracaktır.
- My third point concerns not only the substance but the symbolism of the European card.
- Üçüncü yorumum ise Avrupa kartının sadece içeriğiyle değil sembolizmiyle de ilgili.
- In this area, a yellow card will probably be issued more frequently in future than we were used to in the past.
- Bu alanda, sarı kart muhtemelen gelecekte geçmişte alıştığımızdan daha sık verilecektir.
- You will soon be able to receive the care with a card.
- Yakında bir kartla bakım hizmeti alabileceksiniz.
- Until yesterday payment card issuers could impose a different set of charges on cross-border euro transactions.
- Düne kadar ödeme kartı düzenleyicileri sınır ötesi avro işlemleri için farklı ücretler uygulayabiliyordu.
- My third point concerns not only the substance but the symbolism of the European card.
- Değinmek istediğim üçüncü husus ise Avrupa kartının sadece içeriğiyle değil sembolizmiyle de ilgili.
- I did, in any case, only use my own card.
- Her halükarda ben sadece kendi kartımı kullandım.
- The European card will simplify the lives of our fellow citizens, without changing existing rights and obligations.
- Avrupa kartı, mevcut hak ve yükümlülükleri değiştirmeden vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracaktır.
- Nevertheless, the advantages of this European health card are obvious.
- Bununla birlikte bu Avrupa sağlık kartının avantajları açıktır.
- We do not yet have a European card.
- Henüz bir Avrupa kartımız yok.
- Pick another player that you want to draw a cactus card.
- Kaktüs kartı çekmesini istediğiniz başka bir oyuncu seçin.
- Pick another player that you want to draw a cactus card.
- Kaktüs kartı çekmesini istediğin bir başka oyuncu seç.
- Then, the dealer will deal one new card on top of each original.
- Sonra, dağıtıcı her orijinal kartın üstüne bir yeni kart dağıtır.
- Pick another player that you want to draw a cactus card.
- Kaktüs kartı çekmek istediğiniz başka bir oyuncuyu seçin.
- Then, each player and the dealer receive one card.
- Ardından, her oyuncu ve dağıtıcı bir kart alır.
- He sent a card to Maria.
- Maria'ya kart göndermiş.
- A card was attached to the gift.
- Hediyeye bir kart iliştirilmiş.
- Sami applied for a social security card.
- Sami sosyal güvenlik kartı için başvuruda bulundu.
- After Tom had entered four wrong PIN numbers, the ATM swallowed his card.
- Tom dört yanlış PIN numarasını girdikten sonra ATM onun kartını yuttu.
- Guess what card this is.
- Bunun hangi kart olduğunu tahmin et.
- There is a card on the desk.
- Masada bir kart var.
- He sent a card to Maria.
- O, Maria'ya kart yolladı.
- Sami gave Layla a Valentine's Day card.
- Sami, Layla'ya Sevgililer Günü kartı verdi.
- The card was valid until January, 2006.
- Kart 2006 Ocak ayına kadar geçerliydi.
- What's the cash limit on this card?
- Bu kartta nakit limiti nedir?
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- Tom has an organ donor card in his wallet.
- Tom'un cüzdanında bir organ bağış kartı var.
- Tom played his highest card.
- Tom en yüksek kartını oynadı.
- Tom gave me his card.
- Tom bana kartını verdi.
- The ATM swallowed my card.
- ATM kartımı yuttu.
- Can I get travelers checks with this card?
- Bu kart ile seyahat çekleri alabilir miyim?
- Sami delivered a card to Layla's mother.
- Sami, Layla'nın annesine bir kart gönderdi.
- Pick any card.
- Herhangi bir kart seç.
- I'm not going to send him a card.
- Ona kart yollamayacağım.
- I forgot to bring my health insurance card.
- Sağlık sigortası kartımı getirmeyi unuttum.
- The bartender didn't even card me.
- Barmen bana kart bile göstermedi.
- Can I get travelers checks with this card?
- Bu kartla seyahat çeki alabilir miyim?
- I'd like to pay for this with my Visa card.
- Bunu Visa kartımla ödemek istiyorum.
- Guess what card this is.
- Bunun ne kartı olduğunu tahmin et.
- We'll send them a card.
- Onlara bir kart göndereceğiz.
- Let me give you my card.
- Kartımı vereyim.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- Tom flipped over the card and saw that it was the ace of spades.
- Tom kartı çevirdi ve maça ası olduğunu gördü.
- I'll pay with my card.
- Kartımla ödeyeceğim.
- Please help us track this card.
- Lütfen bu kartı izlememize yardım et.
- Thank you for your sympathy card.
- Başsağlığı kartınız için teşekkür ederim.
- Tom isn't a good card player.
- Tom iyi bir kart oyuncusu değil.
- Do you have a point card?
- Puan kartınız var mı?
- Sami applied for a social security card.
- Sami sosyal güvenlik kartı için başvurdu.
- He sent a card to Maria.
- Maria'ya bir kart gönderdi.
- Please help us track this card.
- Lütfen bu kartın izini sürmemize yardım edin.
- Take a card.
- Bir kart al.
- After Tom had entered four wrong PIN numbers, the ATM swallowed his card.
- Tom dört yanlış PIN numarası girdikten sonra ATM kartını yuttu.
- Tom put the card face down on the table.
- Tom kartı ters çevirerek masaya koydu.
- Do you have a points card?
- Puan kartınız var mı?
- Here's my card.
- İşte benim kartım.
- Do you have a European health insurance card?
- Avrupa sağlık sigortası kartın var mı?
- The card you drew was a red, wasn't it?
- Çektiğin kart kırmızıydı, değil mi?
- Is this your card?
- Bu senin kartın mı?
- He sent a card to Mary.
- O Mary'ye bir kart gönderdi.
- Tom showed the bartender a fake ID card.
- Tom barmene sahte kimlik kartı gösterdi.
- He sent a card to Maria.
- O, Maria'ya kart gönderdi.
- Here is your appointment card.
- İşte, randevu kartınız.
- A card was attached to the gift.
- Hediyeye bir kart tutturulmuştu.
- Tom gave Mary his card.
- Tom, Mary'ye kartını verdi.
- Please insert your card.
- Lütfen kartını sok.
- It took Brian several hours to write a card.
- Bir kart yazmak, Brian'ın birkaç saatini aldı.
- The card was valid until January, 2006.
- Kart, Ocak 2006 tarihine kadar geçerli.
- Do you accept this card?
- Bu kartı kabul eder misiniz?
- Now tell me, how much does a card cost?
- Şimdi söyle bana, bir kartın fiyatı ne kadar?
- I left my card in the room.
- Kartımı odada unuttum.
- The name on the card is Tom Jackson.
- Karttaki isim Tom Jackson.
- We'll send him a card.
- Ona bir kart göndereceğiz.
- Tom put the card face down on the table.
- Tom kartı yüzü aşağı bakacak şekilde masaya koydu.
- Then you just have to fill out this card.
- Öyleyse sadece bu kartı doldurmak zorundasın.
- I left my card at home.
- Kartımı evde unutmuşum.
- Do you accept the Visa card?
- Visa kartı kabul ediyor musunuz?
- Please deal the card.
- Lütfen kartı dağıtın.
- Tom punched his time card.
- Tom zaman kartını deldi.
- There is a card on the desk.
- Masanın üzerinde bir kart var.
- Let me give you my card.
- Size kartımı vereyim.
- Tom removed a card from his wallet.
- Tom cüzdanından bir kart çıkardı.
- Do you have a European health insurance card?
- Avrupa sağlık sigortası kartınız var mı?
- Please be careful not to forget your card or your change in the machine.
- Lütfen kartınızı ya da para üstünüzü makinede unutmamaya dikkat edin.
- We'll send her a card.
- Ona bir kart göndereceğiz.
- Do you accept the Visa card?
- Visa kartını kabul ediyor musunuz?
- Actually I wrote her a card.
- Aslında ona bir kart yazdım.
- Pick a card.
- Bir kart seç.
- Thank you for sending me a nice card.
- Bana güzel bir kart gönderdiğiniz için teşekkür ederim.
- I sent him a book along with a card.
- Ona bir kartla birlikte bir kitap gönderdim.
- The ATM swallowed my card.
- ATM, kartımı yuttu.
- He sent a card to Mary.
- Mary'ye bir kart gönderdi.
- Do you have a point card?
- Bir puan kartın var mı?
- The last card is mine.
- Son kart benim.
- Let me give you my business card.
- Sana iş kartımı vereyim.
- He presented his card.
- Kartını sundu.
- Can I pay here with a contactless card?
- Burada temassız bir kartla ödeyebilir miyim?
- I've been trying to learn some card tricks.
- Ben bazı kart hileleri öğrenmeye çalışıyorum.
- He presented his card.
- O, kartını sundu.
- I just received your card.
- Kartını az önce aldım.
- Is this the embarkation card?
- Bu biniş kartı mı?
- I just received your card.
- Kartını yeni aldım.
- I left my card in the room.
- Kartımı odada unutmuşum.
- I left my card at home.
- Ben kartımı evde bıraktım.
- It took Brian several hours to write a card.
- Brian'ın bir kart yazması, birkaç saatini aldı.
- Then you just have to fill out this card.
- O zaman sadece bu kartı doldurmanız gerekiyor.
- Where's Tom's card?
- Tom'un kartı nerede?
- Can I borrow cash with this card?
- Bu kartla nakit borç alabilir miyim?
- Pick any card.
- Rastgele bir kart seç.
- Could you give me a card with this hotel's address?
- Bana bu otelin adresini yazan bir kart verebilir misiniz?
- So, how's the card used?
- Kart nasıl kullanılıyor?
- Do you accept Visa card?
- Visa kartı kabul ediyor musunuz?
- Do you have a points card?
- Bir puan kartınız var mı?
- We'll send them a card.
- Onlara bir kart göndeririz.
- Could you give me a card with this hotel's address?
- Bana bu otelin adresini içeren bir kart verebilir misiniz?
- Let's send him a birthday card this year.
- Bu yıl ona bir doğumgünü kartı gönderelim.
- Tom is trying to learn a few card tricks.
- Tom birkaç kart hilesi öğrenmeye çalışıyor.
- I'll pay with my card.
- Ben kartımla ödeyeceğim.
- I sent him a book along with a card.
- Bir kartla birlikte ona bir kitap gönderdim.
- We'll send Tom a card.
- Tom'a bir kart göndereceğiz.
- My card is charged.
- Kartımdan para çekildi.
- Do you accept this card?
- Bu kartı kabul ediyor musunuz?
- I'm not going to send him a card.
- Ona kart göndermeyeceğim.
- Tom flipped over the card and saw that it was the ace of spades.
- Tom kartı döndürdü ve onun maça ası olduğunu gördü.
- We'll send Tom a card.
- Biz Tom'a bir kart göndereceğiz.
- Please insert your card.
- Lütfen kartınızı yerleştirin.
- What's the cash limit on this card?
- Bu kartın nakit limiti nedir?
Show More (143)
|