Historia

yalnızlık

Significados de "yalnızlık" en diccionario inglés turco : 25 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	yalnızlık	solitude n.
2	Common Usage	yalnızlık	loneliness n.
General
3	General	yalnızlık	isolation n.
4	General	yalnızlık	privacy n.
5	General	yalnızlık	desolation n.
6	General	yalnızlık	singleness n.
7	General	yalnızlık	solitude n.
8	General	yalnızlık	aloneness n.
9	General	yalnızlık	loneness n.
10	General	yalnızlık	aloofness n.
11	General	yalnızlık	desolateness n.
12	General	yalnızlık	solitariness n.
13	General	yalnızlık	secludedness n.
14	General	yalnızlık	elengeness [obsolete] n.
15	General	yalnızlık	lonesomeness n.
16	General	yalnızlık	infrequence [obsolete] n.
17	General	yalnızlık	infrequency [obsolete] n.
18	General	yalnızlık	soleship n.
19	General	yalnızlık	solitariety n.
20	General	yalnızlık	solitariety n.
21	General	yalnızlık	stand-off n.
Colloquial
22	Colloquial	yalnızlık	ownsome n.
23	Colloquial	yalnızlık	owny-o n.
24	Colloquial	yalnızlık	singledom n.
Archaic
25	Archaic	yalnızlık	closeness n.

Significados de "yalnızlık" con otros términos en diccionario inglés turco: 23 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	yalnızlık sıkıntısı	lonesomeness n.
2	General	duygusal yalnızlık	emotional loneliness n.
3	General	edebiyatta yalnızlık	loneliness in literature n.
4	General	yalnızlık duygusu	breakoff phenomenon n.
5	General	derin yalnızlık	deep loneliness n.
6	General	(yalnızlık nedeniyle) üzgünlük	lonesomeness n.
7	General	yalnızlık çekmek	feel loneliness v.
8	General	yalnızlık çekmek	suffer loneliness v.
9	General	tenha (yalnızlık nedeniyle) üzgün	lonesome adj.
Proverb
10	Proverb	yalnızlık allah'a mahsustur	no man is an island
11	Proverb	yalnızlık allah'a mahsustur	no man is an island (entire of itself)
12	Proverb	koca şehirde derin yalnızlık	a great city, a great solitude
13	Proverb	kalabalıklar içinde yalnızlık	a great city, a great solitude
14	Proverb	şehrin ortasında derin yalnızlık	a great city, a great solitude
Speaking
15	Speaking	burada kendi başına biraz yalnızlık çekiyor	she's a little lonely out here by herself expr.
Trade/Economic
16	Trade/Economic	işe çalışma grubuna veya işletmeye karşı duyulan güçsüzlük anlamsızlık yalnızlık şaşkınlık ve bağlı olmama duyguları	alienation n.
Politics
17	Politics	değerli yalnızlık	precious loneliness n.
18	Politics	yalnızlık politikası	isolationism n.
Psychology
19	Psychology	yalnızlık korkusu	loneliness fear n.
20	Psychology	yalnızlık arzusu	apanthropy n.
21	Psychology	çocuklar evden ayrıldığında ebeveynlerin hissettiği depresyon, yalnızlık durumu	empty-nest syndrome n.
Religious
22	Religious	1. dünya savaşı'ndan sonra ingiltere'de yalnızlık ve nefretle mücadele etmek ve hristiyanlığı teşvik etmek için kurulan bir topluluk	toc h n.
Slang
23	Slang	yalnızlık çekmek	be hard up v.