work on (something) - Turco Inglés Diccionario

work on (something)

Significados de "work on (something)" en diccionario turco inglés : 13 resultado(s)

Inglés Turco
Phrasals
work on (something) v. (bir şeyle) ilgilenmek
It is important for the people who work on the railways to be involved in the things that concern them.
Demir yollarında çalışan insanların kendilerini ilgilendiren konulara dahil olmaları önemlidir.

More Sentences
work on (something) v. (bir şey) üzerinde çalışmak
work on (something) v. (bir şey) üzerinde etkili olmak
work on (something) v. (bir şey) üzerinde onarıcı/iyileştirici/düzeltici etkisi olmak
work on (something) v. (bir şey) üzerinde işlem yapmak
work on (something) v. (bir şeyi) tamir etmek
work on (something) v. (bir şeyin) yapımıyla uğraşmak
work on (something) v. (bir sistemde) çalışmak/işlemek
work on (something) v. (bir şeyin) üzerine gitmek
work on (something) v. (bir şeyin) üzerinde çalışmak
work on (something) v. (bir şeyin) üzerine giderek/üzerinde çalışarak uzmanlaşmak
work on (something) v. (bir şeyi) geliştirmek
work on (something) v. (bir şey) üzerinde alıştırma/pratik yapmak

Significados de "work on (something)" con otros términos en diccionario inglés turco: 23 resultado(s)

Inglés Turco
Idioms
go to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
With that in mind, let us go to work together!
Bunu aklımızda tutarak, birlikte çalışmaya başlayalım!

More Sentences
set to work (on something) v. (bir şey) üzerinde çalışmaya başlamak
Simplification is another area on which we are about to set to work.
Basitleştirme, üzerinde çalışmaya başlamak üzere olduğumuz bir başka alandır.

More Sentences
go to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
When food stores close, they go to work, stealing food for resale on the black market.
Yiyecek dükkanları kapandığında, karaborsada yeniden satmak için yiyecek çalarak işe koyuldular.

More Sentences
set to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
But I welcome the fact that the Council and the Commission set to work at full tilt to formulate proposals.
Ancak Konsey ve Komisyonun teklifleri formüle etmek üzere tam gaz çalışmaya başlamasını memnuniyetle karşılıyorum.

More Sentences
General
work on something new v. yeni bir şey üzerinde çalışmak
Phrasals
work on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde etkili olmak
work on (someone or something) v. (biri/bir şey) üzerinde çalışmak/işe yaramak
Idioms
work miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde) harikalar yaratmak
work miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak
work miracles (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak
work wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde) harikalar yaratmak
work wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak
work wonders (for/on/with somebody/something) v. (biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak
go to work (on something) v. (bir şey) üzerinde çalışmaya başlamak
go to work (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
set to work (on someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) uğraşmaya başlamak
set to work (on someone or something) v. (biri/bir şey üzerinde) işe koyulmak
go/set to work (on something) v. (bir şey üzerinde) çalışmaya başlamak
go/set to work (on something) v. (bir şeyle) uğraşmaya başlamak
go/set to work (on something) v. (bir şey üzerinde) işe koyulmak
set (someone or something) to work (on something) v. (birini/bir şeyi işe) başlatmak
set (someone or something) to work (on something) v. (birinin/bir şeyin bir işe) başlamasını/girişmesini sağlamak
set (someone or something) to work (on something) v. (birini/bir şeyi bir şey üzerinde çalıştırmak/çalışmaya başlatmak