Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | whitefish n. | beyaz balık | ||
These are the vessels on which the future of our whitefish fleet relies. Bunlar beyaz balık filomuzun geleceğinin bağlı olduğu gemilerdir. More Sentences |
||||
General | whitefish n. | alabalık | ||
Marine Biology | ||||
Marine Biology | whitefish n. | ringa balığı hariç yenilebilir market balıklarından biri | ||
Marine Biology | whitefish n. | kuzey yarımküredeki soğuk göllere özgü somon veya alabalık benzeri soğuk su balıklarının eti | ||
Marine Biology | whitefish n. | kuzey yarımküredeki soğuk göllere özgü ringa balığına benzer gümüş renkli bir tatlı su sofra balığı | ||
Marine Biology | whitefish n. | bazı belirli yönlerden gerçek beyaz balıklara benzeyen çeşitli balık türlerinden biri | ||
Marine Biology | whitefish n. | mersin balığı | ||
Marine Biology | whitefish n. | büyük mersin balığı | ||
Marine Biology | whitefish n. | morina | ||
Fishery | ||||
Fishery | whitefish n. | çeşitli yüzgeçli dip balığı türleri | ||
Fishery | whitefish v. | beyaz balık avlamak | ||
Geography | ||||
Geography | whitefish n. | montana eyaletinde şehir |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
Marine Biology | ||
Marine Biology | whitefish (huso huso) n. | karadeniz ve hazar denizi'nde görülen büyük beyaz bir mersinbalığı |
Marine Biology | whitefish [uk] n. | yağsız beyaz etli çeşitli market balıklarından biri |
Marine Biology | menominee whitefish n. | kuzey amerika'nın kuzeyinde ve sibirya'da yaşayan, sırtı bronz olan bir beyaz balık |
Marine Biology | round whitefish n. | kuzey amerika'nın kuzeyinde ve sibirya'da yaşayan, sırtı bronz olan bir beyaz balık |
Marine Biology | rocky mountain whitefish n. | batı abd ve kanada'ya özgü beyaz bir balığı |
Marine Biology | lake whitefish n. | göl beyaz balığı |
Geography | ||
Geography | whitefish bay n. | wisconsin eyaletinde yerleşim yeri |