veto

Significados de "veto" en diccionario turco inglés : 10 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	veto n.	veto hakkı
Of course, Russia does not have a veto over enlargement of the EU. Elbette Rusya'nın AB'nin genişlemesi konusunda veto hakkı yoktur. More Sentences
2	General	veto n.	veto
It might also be required that a national parliament's decision to use the veto be made openly. Bir ulusal parlamentonun veto kullanma kararını açıkça vermesi de gerekebilir. More Sentences
3	General	veto v.	veto etmek
Does anybody have a veto on this date of 3 December or can you give us a guarantee that it is actually going to happen? Bu 3 Aralık tarihini veto eden var mı ya da bize bunun gerçekten gerçekleşeceğine dair bir garanti verebilir misiniz? More Sentences
Law
4	Law	veto v.	veto etmek
Does anybody have a veto on this date of 3 December or can you give us a guarantee that it is actually going to happen? Bu 3 Aralık tarihini veto eden var mı ya da bize bunun gerçekten gerçekleşeceğine dair bir garanti verebilir misiniz? More Sentences
Politics
5	Politics	veto n.	veto
It might also be required that a national parliament's decision to use the veto be made openly. Bir ulusal parlamentonun veto kullanma kararını açıkça vermesi de gerekebilir. More Sentences
6	Politics	veto v.	veto etmek
Does anybody have a veto on this date of 3 December or can you give us a guarantee that it is actually going to happen? Bu 3 Aralık tarihini veto eden var mı ya da bize bunun gerçekten gerçekleşeceğine dair bir garanti verebilir misiniz? More Sentences
General
7	General	veto n.	yasak
8	General	veto n.	ret
9	General	veto n.	red
10	General	veto v.	reddetmek

Significados de "veto" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	veto	veto n.
It might also be required that a national parliament's decision to use the veto be made openly. Bir ulusal parlamentonun veto kullanma kararını açıkça vermesi de gerekebilir. More Sentences
Politics
2	Politics	veto	veto n.
It might also be required that a national parliament's decision to use the veto be made openly. Bir ulusal parlamentonun veto kullanma kararını açıkça vermesi de gerekebilir. More Sentences

Significados de "veto" con otros términos en diccionario inglés turco: 28 resultado(s)

	Categoría	Inglés	Turco
General
1	General	veto right n.	veto hakkı
We do not want a few states to be deprived of their veto right, as it were, when we come to revise the Treaty. Antlaşmayı gözden geçirmeye geldiğimizde, birkaç devletin veto hakkından mahrum bırakılmasını istemiyoruz. More Sentences
Law
2	Law	veto right n.	veto hakkı
We do not want a few states to be deprived of their veto right, as it were, when we come to revise the Treaty. Antlaşmayı gözden geçirmeye geldiğimizde, birkaç devletin veto hakkından mahrum bırakılmasını istemiyoruz. More Sentences
Politics
3	Politics	right of veto n.	veto hakkı
The right of veto on environmental legislation has been abolished within Europe. Avrupa'da çevre mevzuatına ilişkin veto hakkı kaldırılmıştır. More Sentences
4	Politics	veto right n.	veto hakkı
We do not want a few states to be deprived of their veto right, as it were, when we come to revise the Treaty. Antlaşmayı gözden geçirmeye geldiğimizde, birkaç devletin veto hakkından mahrum bırakılmasını istemiyoruz. More Sentences
General
5	General	veto power n.	veto hakkı
6	General	veto power n.	ret hakkı
Law
7	Law	veto power n.	veto hakkı
8	Law	veto power n.	veto yetkisi
9	Law	veto the bill v.	yasa tasarısını veto etmek
Politics
10	Politics	item veto n.	kanunun sadece bir veya birkaç maddesini veto etme
11	Politics	unit veto system n.	birim-veto sistemi
12	Politics	line-item veto n.	bir kanunun sadece bir maddesini veya bazı maddelerini veto etme
13	Politics	pocket veto n.	çürütücü veto
14	Politics	pocket veto n.	dolaylı veto
15	Politics	liberum veto n.	kabul etmeme özgürlüğü
16	Politics	liberum veto n.	kabul etmeme hürriyeti
17	Politics	partial veto n.	kısmi veto
18	Politics	absolute veto n.	mutlak veto
19	Politics	liberum veto n.	veto etme hakkı
20	Politics	liberum veto n.	veto özgürlüğü
21	Politics	suspensive veto n.	veto ile durdurma yetkisi
22	Politics	legislative veto n.	yasama vetosu
23	Politics	possess a right of veto v.	veto hakkına sahip olmak
24	Politics	use the right to veto v.	veto hakkını kullanmak
25	Politics	use the right of veto v.	veto hakkını kullanmak
Computer
26	Computer	veto message n.	reddetme iletisi
27	Computer	veto delete expr.	silmeyi reddet
28	Computer	veto put expr.	yazmayı reddet