vardı - Turco Inglés Diccionario

vardı

Significados de "vardı" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
Insurance
vardı arrived expr.
My train left Kyoto at six, and arrived in Tokyo at nine.
Trenim Kyoto'dan altıda ayrıldı ve Tokyo'ya dokuzda vardı.

More Sentences
Idioms
vardı the eagle has landed expr.

Significados de "vardı" con otros términos en diccionario inglés turco: 42 resultado(s)

Turco Inglés
Speaking
müzik vardı there was music expr.
There was music.
Müzik vardı.

More Sentences
Colloquial
yapman gereken tek bir iş vardı you had one job expr.
yapacağın tek bir iş vardı you had one job expr.
Idioms
(birinde/bir şeyde) şeytan tüyü vardı/var there was/is something about (someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) çekici/cazip bir tarafı vardı/var there was/is something about (someone or something) expr.
Speaking
bir hayatım vardı I had a life expr.
bir masa rezervasyonumuz vardı I have a table booked expr.
bu anlaşmayı yapmak için tek şansımız vardı we had one chance to make this deal expr.
birçok mucize vardı there are many miracles expr.
büyük bir şapkam vardı I had a big hat expr.
bir kadın vardı there was a woman expr.
çevremde düşünen insanlar vardı there were people around me expr.
eskiden çatal mı vardı fingers were made before forks expr.
hep yapacak bir şeyler vardı there was always something to do expr.
her yerde kan vardı there was blood all over the place expr.
hani bir laf vardı? what's that saying? expr.
geçen hafta sınavım vardı I had an exam last week expr.
gece yemekte ne vardı? what did you have for dinner tonight? expr.
iri kahverengi gözleri vardı she had big brown eyes expr.
onlardan ikisi vardı there were two of them expr.
neyse ki annem vardı luckily I had a mother expr.
kör bir dilenci vardı there was a blind beggar expr.
küçük bir kız vardı there was a little girl expr.
kendini kurtarma şansın vardı you had a chance to save yourself expr.
mademki öyle bir düşüncen vardı niye biz beraber iken söylemedin since you had such thoughts why didn't you let me know while we were together expr.
mademki öyle bir düşüncen vardı niye biz beraberken söylemedin since you had such thoughts why didn't you let me know while we were together expr.
madem öyle bir düşüncen vardı niye biz beraber iken söylemedin since you had such thoughts why didn't you let me know while we were together expr.
orada binlercesi vardı there were thousands of them expr.
sınavım vardı I had an exam expr.
şansıma bir sürü otobüs vardı luckily there were plenty of buses expr.
şimdi istanbul'da olmak vardı I wish I was in Istanbul right now expr.
siyah bir bıyığı vardı he had a black moustache expr.
siyah bıyıkları vardı he had a black moustache expr.
param vardı I had money expr.
toplantımız vardı we had a meeting expr.
yüzünde büyük bir tebessüm vardı his face was wreathed in smiles expr.
üzerinde sadece bir tabanca vardı he armed with nothing but a handgun expr.
50 dolar alacağımız vardı we were owed 50 dollars expr.
50 dolar alacağım vardı I was owed 50 dollars expr.
Insurance
vardı (nakliyat) arrived expr.
Linguistics
(kısaca) vardı anlamına gelen ifade there'd v.
(kısaca) vardı anlamına gelen ifade there's v.