The Bulgarian cheese now has to be sold under an unknown name and is therefore less in demand.
Bulgar peyniri artık bilinmeyen bir isim altında satılmak zorunda ve bu nedenle daha az talep görüyor.
I come from Belgium where we had the dioxin crisis, which is certainly not unknown to you.
Ben dioksin krizinin yaşandığı Belçika'dan geliyorum, ki bu kesinlikle size yabancı değil.
Lonesome George, the last remaining tortoise of his kind, died of unknown causes.
Lonesome George, türünün kalan son kaplumbağası, bilinmeyen nedenlerden öldü.
We must, however, look closely at the unknowns which will affect the future of the Union.
Bununla birlikte, Birlik'in geleceğini etkileyecek olan bilinmeyenlere yakından bakmalıyız.