someone - Turco Inglés Diccionario

someone

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "someone" en diccionario turco inglés : 7 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
someone pron. birisi
If I am not mistaken, someone from the Council has arrived.
Yanılmıyorsam Konsey'den biri geldi.

More Sentences
General
someone pron. kimse
Don't eat or drink anything offered by someone else.
Kimsenin ikram ettiği bir şeyi yiyip içmeyin.

More Sentences
someone pron. bir kimse
He wasn't someone you'd suspect.
O, şüpheleneceğin bir kimse değildi.

More Sentences
someone n. mühim kimse
someone pron. önemli kimse
someone pron. şahsiyet
someone pron. biri

Significados de "someone" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
General
someone else n. başkası
However, as we all know, everyone wants someone else to do it.
Ancak, hepimizin bildiği gibi, herkes bunu başkasının yapmasını istiyor.

More Sentences
someone who helps poor people n. fukaraperver
dressing someone down n. fırça (çekmek)
grant the livelihood of someone n. infak
a drag on someone n. köstek
appearance of someone n. kılık kıyafet
making someone walk n. birini yürütme
someone who believes that he is very intellectual n. entel
someone who is on sick leave n. raporlu
making someone jump n. atlatma/zıplatma
a drag on someone n. ayak bağı
knowing someone by sight n. göz aşinalığı
someone who organizes begging and exploits beggars n. dilenci iratçısı
someone requiring care n. bakıma muhtaç
go bad cop on someone n. kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
someone with a great deal of experience n. feleğin çemberinden geçmiş
arousing (someone´s) suspicions n. işkillendirme
(someone/something) which is a blend of the two n. ikisi ortası
(someone/something) which is a blend of the two n. ikisinin ortası
the people around someone n. etrafındaki insanlar
good opinion of someone or something n. hüsn-ü zan
deal at arm's length with someone n. bir işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi
someone with a low level of education n. eğitim düzeyi düşük (kimse)
one's value before someone else n. birisinin (birinin) gözündeki değeri
throw someone out of the house n. evden kovmak
matters of interest to someone n. birinin ilgisini çekecek/onu ilgilendiren konular
responsibility towards someone or something n. birine veya bir şeye karşı sorumluluk
someone you don't know n. tanımadığın biri
someone you don't know n. bilmediğin biri
someone you don't know n. tanımadığın birisi
someone you don't know n. bilmediğin birisi
(someone) who speaks the same language n. dildaş
someone who boiled n. haşlayan
have someone divorce n. boşatmak
give someone pause v. birini düşündürmek
keep someone at a distance v. birine soğuk davranmak
throw someone a smile v. birine tebessüm etmek
bowl someone over v. birini şaşkına çevirmek
put someone down v. indirmek (birini)
take someone in v. birini tutuklamak
set someone at ease v. birini rahatlatmak
put someone to sleep v. birine uyku vermek
starve someone to death v. açlıktan öldürmek
bring someone to justice v. adalete teslim etmek
keep someone guessing v. birini doğru dürüst haberdar etmemek
hang someone in effigy v. protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını asmak
expect someone to understand v. anlayışına sığınmak
lump someone together with v. birini bir gruptan saymak
show someone in v. birini içeriye buyur etmek
set someone right v. birini düzeltmek
bring someone to her knees v. birini yola getirmek
take over for someone v. birinin yerine bakmak
hang up on someone v. telefonu yüzüne kapatmak
see someone off v. birini geçirmek
lead someone astray v. birini kötü yola saptırmak
show someone around v. birini gezdirmek
ask someone to relieve from a job v. affını istemek
catch someone napping v. birini gafil avlamak
see someone off v. birini uğurlamak
make someone thirsty v. birini susatmak
pay someone a visit v. birini ziyaret etmek
take someone for granted v. birinin varlığını kendisine verilmiş bir hak gibi görmek
make someone relax v. birini ferahlatmak
press something on someone v. birine bir şeyi ısrarla kabul ettirmeye çalışmak
make someone a curtsy v. birine reverans yapmak
bring someone in on v. birinin bir işe katılmasını sağlamak
put someone to shame v. birini rezil etmek
call someone back v. kendisini telefonla arayıp bulamayan birine telefon etmek
stop someone from v. birini vazgeçirmek
lump someone together with v. birini başkalarıyla aynı tutmak
show someone out v. birini kapıya kadar uğurlamak
wait up for someone v. yatmayıp birini beklemek
give someone the glad eye v. birine pas vermek
hustle someone off to v. birini apar topar bir yere götürmek
get someone drool v. ağzını sulandırmak
deflect someone from his purpose v. birini amacından çevirmek
inquire after someone v. birini sormak
plague someone with v. belirli bir şey yaparak birini sürekli rahatsız etmek
vest someone with authority v. açık çek vermek
shut someone up in v. birini bir yere kapatmak
bring someone to her knees v. birine boyun eğdirmek
take someone in v. birini içeriye götürmek
write someone off v. birinin işe yaramaz olduğuna karar vermek
give someone a bath v. birini yıkamak
warm to someone v. yakınlık beslemek
shoot someone a question v. birine soru soruvermek
pay someone off v. birine maaşını verip işine son vermek
put someone off v. başından savmak
have an advantage over someone v. başkasına göre avantajlı bir durumda olmak
lay someone to rest v. cenazeyi toprağa vermek
press someone into service v. birini işe koşmak
look daggers at someone v. birine öfke ile bakmak
let someone have it v. birine dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek
push something on someone v. bir şeyi birine zorla kabul ettirmek
ground someone in v. birine bir konunun temel ilkelerini öğretmek
hang up on someone v. telefonu suratına kapatmak
welcome someone with open arms v. birini çok sıcak bir şekilde karşılamak
put someone down for v. kaydetmek (okul/üniversite vb'ne)
prod someone into action v. birini harekete geçirmek
give someone a ride v. (at,araba v.b. ile) götürmek
lead someone a dance v. birini çok zahmete sokmak
fag someone out v. birinin turşusunu çıkarmak
push someone out v. safdışı etmek (birini)
invite someone in v. birini içeriye davet etmek
put someone through her paces v. bir kimsenin yeteneğini denemek
pay someone a call v. birini ziyaret etmek
boss someone around v. birine emir yağdırmak
bring someone to v. birini ayıltmak
take someone in v. aldatmak (birini)
jump on someone v. birini terslemek
give someone a hand v. birini alkışlamak
ply someone with liquor v. birine durmadan içki içirmek
put someone to shame v. birini gölgede bırakmak
settle up with someone v. birine karşı olan borcu ödemek
go someone one better v. birini geçmek
love someone to death v. ölümüne sevmek
stamp someone as v. bir şey birinin belirli bir gruba ait olduğunu göstermek
jolly someone out of v. tatlı sözlerle birini bir şeyden vazgeçirmek
swear someone in v. birine ant içirmek
take someone serious v. birisini ciddeye almak
take someone to task v. birisini eleştirmek
flush someone out v. birini saklandığı yerden çıkarmak
sober someone up v. birini ayıltmak
induct someone into the army v. birini askere almak
provide for someone v. eksikliğini gidermek
make someone turn in his grave v. mezarında birinin kemiklerini sızlatmak
put someone off v. başından atmak
wave someone aside v. birine eliyle kenara geç demek
win someone over v. birini ikna ederek desteğini sağlamak
set someone back v. birini (belirli bir zaman için) geciktirmek
marry someone v. varmak (birine)
take someone in v. birini ihtiva etmek
push someone out v. bertaraf etmek (birini)
let someone have it v. birini haşlamak
give someone rope v. birini serbest bırakmak
go in with someone on v. bir şeyde biriyle ortak olmak
take someone off v. götürmek
pay someone back v. birine olan borcu ödemek
win someone round v. birini ikna ederek kendi tarafına çekmek
break away with someone v. ipleri koparmak
place something out of someone 's reach v. bir şeyi birinin erişemeyeceği bir yere koymak
make room for someone v. biri için yer açmak
tag someone with v. birinin üstüne atmak
give someone a blank check v. açık çek vermek
set someone right v. birinin yanlış bilgisini düzeltmek
lead someone a dance v. birini çok yormak
provide someone with v. eksikliğini gidermek
give someone a lift v. birini arabasına almak
wheedle someone into v. dil dökerek birini bir şey yapmaya ikna etmek
take someone at her word v. birine inanmak
give someone a raw deal v. birine haksızlık etmek
work unfavorably of someone v. aleyhine çalışmak
lock someone out of v. kapıyı kilitleyerek birinin bir yere girmesini engellemek
show someone in v. birini buyur etmek
ring someone up v. birine telefon etmek
make someone sick v. birini hasta etmek
give someone his due v. birine haksızlık etmemek
strip someone of v. birini bir şeyden mahrum etmek
cut someone to the quick v. birini acı sözlerle derinden yaralamak
keep someone company v. birine refakat etmek
make an example of someone v. birini ibret olsun diye cezalandırmak
be answerable to someone v. birine karşı sorumlu olmak
wave someone on v. el sallayarak birine geç demek
love someone to bits v. çok sevmek
hold someone at bay v. birini sindirmek
give someone their just deserts v. hadlerini bildirmek
whirl someone off v. birini hızla götürmek
shake someone off v. birinden kurtulmak
call someone up v. birini askere çağırmak
make someone a proposition v. birine bir teklifte bulunmak
make amends to someone for something v. birinden bir şey için özür dilemek
speak about someone v. kulağını çınlatmak
strike someone down v. birini öldürmek
have a word with someone v. biriyle konuşmak
give someone a hand v. birine yardım etmek
cut someone off v. birine miras olarak hiç para bırakmamak
pull someone over v. birini yolun kenarına çekmek (polis arabayı sürmekte olan)
argue someone out of something v. tartışarak birini bir şeyden vazgeçirmek
take someone in v. birini içeriye almak
catch someone in the act v. birini suçüstü yakalamak
tag someone as v. birine belirli bir damga vurmak
put someone off v. vazgeçirmek (birini) (bir şey yapmaktan)
play a joke on someone v. birine şaka yapmak
be over someone v. birinin amiri olmak
press someone for something v. ısrarla birinden bir şey istemek
give someone credit for v. hakkını vermek
shoot someone down v. birine ateş edip öldürmek
cause someone to sin v. birini günaha sokmak
not to allow anybody to speak ill of someone v. toz kondurmamak
put someone through his paces v. bir kimsenin yeteneğini denemek
work under someone v. birinin altında çalışmak
plunge someone into deep sadness v. yüreğine indirmek
put someone on a pedestal v. birine adeta tapınmak
make someone less fearful v. daha az korkmasını sağlamak
bother someone v. parazit yapmak
head someone off v. birinin ilerlemesini engellemek
make someone feel cheerful v. neşelendirmek
lavish gifts on someone v. birine bol bol hediye vermek
go back on someone v. birine ihanet etmek
put someone off v. bahanelerle atlatmak
see (someone/something) in one's dream v. rüyasına girmek
kick someone out v. birini kapı dışarı etmek
bring someone in on v. birini bir işe katmak
give someone a blank check v. açık bono vermek
saddle someone with a task v. birine zor bir iş yüklemek
subscribe someone to v. abone yapmak
take someone in v. barındırmak
look on someone as mad v. deli yerine koymak
watch someone with an eagle eye v. birisini son derece dikkatli bir gözle incelemek
do someone an injustice v. birine haksızlık etmek
set someone on a pedestal v. birine adeta tapınmak
miss someone bad v. birini aşırı özlemek
wait on someone hand and foot v. el pençe divan durmak
head someone off v. birini kösteklemek
set someone free v. birini serbest bırakmak
keep someone at bay v. birini korkutarak yaklaşıp zarar vermesini önlemek
pull someone in v. birini çekmek (bir yerin içine)
settle someone down v. birini sakinleştirmek
palm something off on someone v. birine bir şeyi hile ile kabul ettirmek
play someone false v. birine oyun oynamak
confide in someone v. birine sırrını söylemek
knock out (someone) v. birini yere yıkmak
smarten someone up v. birine çekidüzen vermek
lock someone in v. birinin üzerine kapıyı kilitlemek
take someone over v. birini tekeline almak
feel empathy with someone v. empati kurmak
keep someone from doing something v. birini bir şey yapmaktan alıkoymak
make sacrifices (for the sake of something/someone) v. fedakarlıktan kaçınmamak
throw someone off balance v. birini şaşırtmak
pay off (someone) v. birine ücretini verip işine son vermek
sever relations with someone v. ipleri koparmak
rake someone over the coals v. birini şiddetle azarlamak
be happy for (someone) v. adına mutlu olmak
know someone by sight only v. birini sadece yüzünden tanımak
go up to someone v. birinin yanına gitmek
pattern oneself after someone v. birini örnek almak
leave someone to his own devices v. birini kendi haline bırakmak
for someone to be completely forgotten v. adı okunmamak
throw someone off balance v. birinin dengesini kaybetmesine sebep olmak
restrain someone from v. birinin bir şey yapmasını engellemek
put someone on the shelf v. birini emekliye ayırmak
cheer someone on v. neşelendirmek
prohibit someone from v. birini menetmek (bir şey yapmaktan)
not to lay a finger on someone v. kılına dokunmamak
present someone with a problem v. birini bir problemle karşı karşıya bırakmak
keep someone at arm's length v. birini pek yaklaştırmamak
cut someone short v. birinin lafını kesmek
lend someone a helping hand v. birine yardım elini uzatmak
show someone the door v. birini kovmak
vote someone out v. birine oy vermeyerek görevden uzaklaştırmak
give someone credit for v. bir şeyden dolayı birini takdir etmek
argue someone into something v. tartışarak birini bir şey yapmaya ikna etmek
plump someone into v. birini pat diye (bir yere) oturtuvermek
see someone off v. birini yolcu etmek
restrain someone from v. birini bir şey yapmaktan alıkoymak
take someone unawares v. birini gafil avlamak
give someone a start in life v. birinin hayata atılmasını sağlamak
keep someone advised of v. birini bir konuda bilgilendirmek
cut someone down v. birini öldürmek
bowl someone over v. birini yere devirmek
bring someone to his knees v. birine boyun eğdirmek
put someone down for v. birinin adının yanına yazmak (bir listede)
buoy someone up v. birini neşelendirmek
give (someone) a chance (to do something) v. meydan vermek
set someone down v. birini bir yere indirmek
call someone back v. birini geri çağırmak
sweep someone off one's feet v. ayaklarını yerden kesmek
bring someone to justice v. yargılanmak üzere birini mahkemenin önüne çıkartmak
stand someone a drink v. birisine içki ısmarlamak
give someone the glad eye v. birine davetkar bir bakış yöneltmek
promise someone the moon v. birine olmayacak vaatlerde bulunmak
cheer someone up v. birini neşelendirmek
lull someone to sleep v. birini ninni söyleyerek uyutmak
take someone at his word v. birine inanmak
keep someone away v. birini uzak tutmak
reduce someone to silence v. birinin sesini kestirmek
put someone under arrest v. birini tutuklamak
bore someone to death v. birinin canını çok sıkmak
pepper someone with buckshot v. birinin üzerine kurşun yağdırmak
give someone a spanking v. birinin kıçına şaplak atmak
occur to someone v. birinin aklına gelmek
prime someone about v. birine bir şey hakkında bilgi vermek
psych someone up for v. psikolojikman hazırlamak (birisini)
toss someone for something v. bir şeyi kazanmak için biriyle yazı tura atmak
kidnap someone v. adam kaldırmak
bring out the best in someone v. birinin içindeki cevheri çıkarmak
let someone down gently v. birini yavaş yavaş alıştırarak hayal kırıklığına uğratmak
sweep someone off one's feet v. kendine aşık etmek
laugh someone down v. gülerek birini susturmak
lash someone into a fury v. birini galeyana getirmek
pay someone a compliment v. birine iltifat etmek
hold someone in one's arms v. birini kucağında tutmak
lumber someone with v. birine tatsız bir iş yüklemek
deflect someone from her purpose v. birini amacından çevirmek
strike someone a blow v. birine bir yumruk indirmek
put someone to bed v. birini yatırmak
hold someone at bay v. birini korkutarak yaklaşıp zarar vermesini önlemek
hiss someone off the stage v. birini ıslıklayarak sahneden kovmak
bludgeon someone into doing something v. birini bir şey yapmaya zorlamak
cut someone off v. birinin yolunu kesmek
put someone on a diet v. birini perhize sokmak
boss someone around v. birine karşı amirane davranmak
tag someone as v. birine (birşeyin) damgası vurmak
make things lively for someone v. birinin başına iş açmak
bring someone word of v. hakkında birine haber getirmek
speak unfavorably of (someone) v. aleyhte konuşmak
take someone by surprise v. birini çok şaşırtmak
take someone by storm v. belirli bir alanda aniden çok başarılı olmak
start someone in as v. birini belirli bir işte çalışmaya başlatmak
pay someone back v. intikam almak (kötülük yapan birinden)
leave someone holding the bag v. üzerine yıkmak
keep someone waiting v. birini bekletmek
cut someone up v. yok etmek
lead someone a merry chase v. birini çok uğraştırmak
look someone in the face v. birinin yüzüne bakmak
strike someone down v. birini yere yıkmak
watch someone with eagle eye v. birisini son derece dikkatli bir biçimde izlemek
live on someone else v. haraç yemek
lock someone out v. kapıyı kilitleyerek birini dışarıda bırakmak
number someone among v. birini (bir şeyden) saymak
suffer the death of someone v. acısını görmek
put someone down for v. kaydettirmek (okul/üniversite vb'ne)
be on bad terms (with someone) v. araları bozulmak
warm to someone v. yakınlık duymak
let someone down v. hüsrana uğratmak
give someone the shirt off one's back v. çok cömert olmak
not to let someone out of sight v. gözünden hiç kaçırmamak
put someone down as v. birinin (bir başkası) olduğunu zannetmek
knock someone up v. hamile bırakmak
have someone to thank for v. bir şey için birine borçlu olmak
whirl someone away v. birini hızla götürmek
show someone around v. birine rehberlik etmek
take someone up on her offer v. birinin teklifini kabul etmek
give someone custody of v. birine birinin vesayetini vermek
fasten the blame on someone v. suçu birinin üstüne atmak
prejudice someone in favor of v. lehine çevirmek (birini)
tag someone with v. bir şeyi birine yüklemek
lock someone up v. birini hapse tıkmak
pepper someone with questions v. birini soru yağmuruna tutmak
give someone a start v. birini irkiltmek
place someone under arrest v. birini tutuklamak
pull someone over v. birini kendine doğru çekerek yere yıkmak
smoke someone out v. içinde bulunduğu yeri dumanla doldurarak dışarı çıkarmak
give someone an evil eye v. kötü gözle bakmak
wave someone away v. el sallayarak birine git demek
keep someone in suspense v. merakta bırakmak
kick someone out v. birini işten çıkarmak
leave someone in the lurch v. birini yarı yolda bırakmak
prejudice someone against v. birine karşı olumsuz fikirler aşılamak
give someone a scare v. birini korkutmak
get someone out of the way v. birini devredışı etmek
do someone justice v. birinin hakkını vermek
bundle someone off v. birini apar topar göndermek
strap someone in v. birini kayışla bağlamak
book someone into a hotel v. biri için otelde rezervasyon yapmak
wrench something away from someone v. bir şeyi birinden zorla çekip almak
take someone aback v. birini çok şaşırtmak
tuck someone in v. gece uykusuna yatırılan çocuğun üstünü örtmek
drive someone wild v. birini çok kızdırmak
take someone to one side v. birini bir yana çekmek
put someone on v. birini görevlendirmek
pay someone off v. birine ücretini verip işine son vermek
put someone to death v. birini idam etmek
be disappointed in someone v. biri tarafından hayal kırıklığına uğratılmak
give someone a round of applause v. birini alkışlamak
whip someone away v. birini götürüvermek
strip someone of v. birinden bir şeyi almak
stone someone to death v. taşlayarak öldürmek
induct someone into v. resmen üyesi yapmak (birini) (bir kuruma vb)
dig (at someone) v. taş atmak
gun someone down v. birini ateşli silahla vurmak
bring someone to his knees v. birine diz çöktürmek
through with someone v. bir ilişkiye son vermek
swear someone in v. birine ant içirerek bir makama geçirmek
make someone see reason v. birinin aklını başına getirmek
warm towards someone v. yakınlık beslemek
give someone a start v. arabasının motorunu çalıştırmak
parted with someone v. ayrılmak
whirl someone off v. birini götürüvermek
wait on someone hand and foot v. varını yoğunu vermek (bir başkası için)
take someone down a peg v. bir kimseyi küçük düşürmek
show someone up v. birinin foyasını ortaya çıkarmak
regard someone as mad v. deli yerine koymak
tell something to someone straight v. birine bir şeyi hiç sakınmadan söylemek
be beneath someone v. birinin tenezzül etmeyeceği bir şey olmak
take someone by surprise v. birini gafil avlamak
abandon someone to one’s fate v. kendi kaderine bırakmak
make someone sick v. birinin midesini bulandırmak
burn someone in effigy v. protesto olarak sevilmeyen birinin kuklasını yakmak
pretend not to know someone v. tanımamazlıktan gelmek
drive someone wild v. birini çılgına çevirmek
prejudice someone against v. aleyhine çevirmek
talk someone into something v. birini bir şeyi yapmaya ikna etmek
set someone up v. birine tuzak kurmak
love someone to bits v. çok hoşlanmak
have a crush on someone v. birisine aşık olmak
set someone an example v. birine örnek olmak
credit someone with v. sevilmeyen birinde olumlu bir niteliğin olduğunu kabul etmek
transfer one's call to someone v. telefonu bağlamak (birisine)
hold view of someone v. biri hakkında görüş sahibi olmak
ingratiate oneself with someone v. birinin gözüne girmek
chat someone up v. ayarlamak
lead someone by the nose v. birinin yuları elinde olmak
be beneath someone v. birine yakışmamak
have something in common with someone v. biriyle ortak bir özellik taşımak
expect someone to understand v. anlayışına güvenmek
whirl someone off v. birini kapıp hızla götürmek
bowl someone over v. birini şaşırtmak
leave someone short v. birini bir şeyden yoksun bırakmak
set someone up on a throne v. birini bir tahta geçirmek
treat someone with great respect v. baş tacı etmek
operate on someone v. birini ameliyat etmek
call someone a name for short v. birine kısaca (lakap vb) demek
keep someone at arm's length v. birinin samimi olmasına izin vermemek
drive someone suicide v. intihara sürüklemek
murder someone v. adam öldürmek
give someone a fright v. birini korkutmak
tie someone up v. birini iple bağlayarak etkisiz hale getirmek
hoot someone down v. birini yuhalayarak susturmak
send someone packing v. pılısını pırtısını toplatıp birini defetmek
spur someone on v. birini teşvik etmek
give someone no quarter v. birine aman vermemek
play someone false v. birini aldatmak
set someone back v. bir oyuncuya puan kaybettirmek
endear oneself to someone v. kendini birine sevdirmek
sweep someone off one's feet v. kalbini çalmak
see (someone/something) in one's dreams v. rüyalarına girmek
give someone a helping hand v. birine yardım elini uzatmak
make a good impression on someone v. iyi bir izlenim bırakmak
take someone by surprise v. baskın yaparak birini yakalamak
shoot back at someone v. birinin ateşine karşılık vermek
lump someone together with v. birini başkalarıyla aynı kefeye koymak
take a chance on someone v. birisine şans vermek
be angry with someone v. birine gücenmiş olmak
whirl someone away v. birini kapıp hızla götürmek
keep someone at arm's length v. biriyle samimi olmamak için ona çok mesafeli davranmak
fasten the blame on someone v. suçu birine yüklemek
send someone to his/her glory v. birini öldürmek
give someone a piece of one's mind v. birine verip veriştirmek
stone someone to death v. birini recmetmek
take someone in v. kapsamak (birini)
pay someone off v. birine rüşvet vermek
visit someone casually v. istendiği zaman ziyaret etmek
patch someone up v. birinin yaralarını tedavi etmek
tire someone out v. birini çok yormak
go to bat for someone v. zor durumdaki birine yardım etmek
win someone over v. birini ikna ederek kendi tarafına çekmek
put someone up v. birini misafir etmek
leave someone to one’s fate v. kendi kaderine bırakmak
press someone for something v. bir şey için birini sıkıştırmak
grow on someone v. zamanla birinin hoşuna gitmeye başlamak
prejudice someone in favor of v. birine (bir konu hakkında) olumlu fikirler aşılamak
sit someone down v. birini oturtmak
beat someone black and blue v. birini dövüp çürükler içinde bırakmak
press something upon someone v. birine bir şeyi ısrarla vermeye çalışmak
find someone ugly v. çirkin bulmak
keep someone company v. birini yalnız bırakmamak
tie someone down v. ayak bağı olmak
start someone out as v. birini belirli bir işte çalışmaya başlatmak
keep someone engaged v. birini meşgul etmek
call someone to account v. birinden hesap sormak
sign someone on v. birini kontratla takıma almak
take someone in v. içeri almak
catch someone unawares v. birini gafil avlamak
shout someone down v. bağırarak birini konuşturtmamak
get someone into hot water v. birinin başını belaya sokmak
be familiar with someone v. tanıdık gelmek
have a dream of (someone/something) v. rüyasını görmek
excuse someone or something v. mazur görmek
drive someone to distraction v. birini deliye çevirmek
give someone a tickle v. birini gıdıklamak
call someone up v. birine telefon etmek
invite someone in v. birini buyur etmek
leave someone out in the cold v. birine hiçbir şey vermemek
bring someone to her knees v. birine diz çöktürmek
jump on someone v. birine çıkışmak
take someone up on his offer v. birinin teklifini kabul etmek
hold a thing over someone v. birini bir şey ile durmadan tehdit etmek
sweep someone off one's feet v. tamamen ikna etmek
set someone to work v. birini işe koşmak
infiltrate someone into v. birini bir yere sızdırmak
give someone the third degree v. birini sıkı bir sorguya çekmek
make a bad impression on someone v. kötü bir izlenim bırakmak
set someone right about v. yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek
drive someone out of his mind v. çileden çıkarmak
turn someone on v. cinsel olarak tahrik etmek
make someone (feel) hungry v. acıktırmak
keep someone at bay v. birini sindirmek
inquire after someone v. birinin hal ve hatırını sormak
bid someone farewell v. birine veda etmek
brace someone for something v. birini kötü bir habere hazırlamak
bring someone to his knees v. birini yola getirmek
make someone drink v. içirmek
drive someone wild v. birini çıldırtmak
lavish gifts on someone v. birini hediyelere boğmak
cut someone to the quick v. birisini çok fazla eleştirerek üzmek
keep something a secret from someone v. bir şeyi birinden saklamak
put someone right about v. yanılmış olan birine bir şeyin gerçekten nasıl olduğunu söylemek
calm someone down v. birini ferahlatmak
pull someone over v. birini kendine doğru çekerek yere düşürmek