sistematik - Turco Inglés Diccionario

sistematik

Significados de "sistematik" en diccionario inglés turco : 9 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
sistematik systematic adj.
Individuals, businesses and institutions, they said, were subjected to systematic surveillance.
Bireylerin, işletmelerin ve kurumların sistematik gözetime tabi tutulduğunu söylediler.

More Sentences
General
sistematik systematics n.
Furthermore, it contains more acceptable systematics and is clearer and more transparent.
Ayrıca, daha kabul edilebilir sistematikler içermekte olup daha açık ve şeffaftır.

More Sentences
sistematik systematical adj.
No systematical study in economics assumes solidarity.
Ekonomide hiçbir sistematik çalışma dayanışmayı varsaymaz.

More Sentences
Technical
sistematik systematic adj.
Individuals, businesses and institutions, they said, were subjected to systematic surveillance.
Bireylerin, işletmelerin ve kurumların sistematik gözetime tabi tutulduğunu söylediler.

More Sentences
Statistics
sistematik systematic adj.
Individuals, businesses and institutions, they said, were subjected to systematic surveillance.
Bireylerin, işletmelerin ve kurumların sistematik gözetime tabi tutulduğunu söylediler.

More Sentences
General
sistematik neutral adj.
sistematik scientific adj.
sistematik rote adj.
Trade/Economic
sistematik business-like adj.

Significados de "sistematik" con otros términos en diccionario inglés turco: 144 resultado(s)

Turco Inglés
General
sistematik olarak systematically adv.
This is only a further example of how the communist regime in Cuba systematically persecutes democrats.
Bu, Küba'daki komünist rejimin demokratlara sistematik olarak nasıl zulmettiğinin bir başka örneğidir.

More Sentences
dini dogmaların sistematik incelenmesi dogmatics n.
sistematik dizayn systematic design n.
sistematik biçime koyma regimentation n.
sistematik olmayan veri anecdotal data n.
sistematik anatomi systematic anatomy n.
sistematik hale koyma systematization n.
sezgisel sistematik model heuristic systematic model n.
sistematik olma systemness n.
sistematik yaklaşım systematic approach n.
sistematik liste nomenclature n.
nesneler için sistematik bir düzen yaratma bilimi mathesis n.
ilaç vererek, işkence yaparak veya psikolojik baskı uygulayarak bir kimsenin inanç ve tutumlarını sistematik olarak değiştirme menticide n.
sistematik prosedürlere vurgu yapma methodism n.
sistematik prosedürler üzerinde durma methodism n.
uzun ve sistematik edebi kompozisyon book n.
başkalarının eylemlerini sistematik olarak engelleyen kimse obstructer n.
kötü ruhlara dair ortaya konan sistematik ve dini öğreti demonology n.
kronolojik olaylardan oluşan sistematik yazılı açıklama history n.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik akıl yürütme dialectic n.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik açıklama dialectic n.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik tartışma dialectic n.
bilginin tüm kollarına ilişkin sistematik genel bakış pantology n.
amaçlı sistematik düzenleme organization n.
amaçlı sistematik düzenleme organisation n.
sistematik bir tasarımı andıran karmaşıklık scheme n.
öğretmenin sistematik öğretim öncesi konuya dair aktardığı genel inceleme preview n.
yazılanların sistematik derlenmesi syntagm n.
yazılanların sistematik derlemesi syntagma n.
sistematik teoloji systematic theology n.
sistematik kimse systematician n.
sistematik olma systematicness n.
sistematik sınıflandırma systematism n.
sistematik düzenleme systematism n.
sistematik dizilim systematism n.
sistematik kimse systematist n.
sistematik hale getirmek systematize v.
sistematik olarak düzene sokmak regiment v.
sistematik hale getirmek adjust v.
dışlamak için sistematik olarak yok saymak knife v.
(bir şeyi) sistematik bir yöntem veya prosedüre sokmak mechanize v.
(bir şeyi) sistematik bir yöntem veya prosedüre sokmak mechanise v.
sistematik paylaştırmak digest v.
(inceleme konusunu) sistematik öğretim öncesi etraflıca sunmak preview v.
sistematik olmayan nonsystematic adj.
sistematik olmayan immethodical adj.
sistematik olmayan non-systematic adj.
sıkı disiplinli, sistematik gruplanmış regimented adj.
sistematik bir şekilde ifade edilmeyen unformulated adj.
sistematik olarak düzene sokulmamış unstructured adj.
sistematik olarak birleştirilmiş parçalardan oluşan built adj.
sistematik mantıksal tartışmaya ait dialectical adj.
sistematik tartışmayla ilgili dialectical adj.
sistematik, kesin ve güvenilir clocklike adj.
sistematik bilgi görüşüne ait veya ilgili pantological adj.
sistematik olarak sıralanan systemed adj.
sistematik olarak düzenlenen systemed adj.
sistematik formülasyon anlamına gelen son ek -ics suf.
Phrasals
kapsamlı veya sistematik topçu ateşine, bombalamaya veya taarruz ateşine maruz kalmak work over v.
Formal
sistematik bir şekilde düzenlenmemiş unmethodized adj.
Trade/Economic
bir yıl içinde ülkenin dış dünya ile yaptığı tüm ekonomik işlemlerin sistematik bir biçimde tutulan kaydı balance of international payments n.
iş yerinde çalışanlar veya işverenler tarafından psikolojik veya sosyal nedenlerle devamlı olarak ya da sistematik şekilde uygulanan psikolojik taciz veya şiddet mobbing n.
ölçme cihazında sistematik hata systematic error in a measuring instrument n.
sistematik sondaj systematic sampling n.
sistematik olmayan risk nonsystematic risk n.
sistematik süreç systematic process n.
sistematik araştırma systematic investigation n.
sistematik risk systematic risk n.
sistematik bozulma systematic distortion n.
sistematik ölçümler systematic measurement n.
sistematik plan systematic design n.
sistematik dokümantasyon systematic documentation n.
sistematik hata systematic error n.
sistematik örnekleme systematic sampling n.
sistematik olmayan risk unsystematic risk n.
yeni bilgi ve bulgular ortaya atmak için yürütülen sistematik çalışmalar research n.
bir maliyeti sistematik olarak birden fazla döneme yaymak allocate v.
sistematik bir biçime sokmak regiment v.
Law
sistematik yorum systematical interpretation n.
Politics
etnik bir grubun kültürünün kasıtlı ve sistematik bir biçimde tahrip edilmesi ethnocide n.
sistematik güncel ekonomiler systemically relevant economies n.
sistematik içselleştirici systematic internaliser n.
Industry
bir kuruluşun güçlü ve zayıf yönlerine yönelik sistematik değerlendirme position audit n.
Advertising
tüketici kararlarının ardında yer alan güdülerin sistematik analizi motivational research n.
Technical
dünya yüzeyinin fotoğraflarını çeken sistematik amerikan uydusu landsat n.
evrensel açıklayıcı göstergeler üreten sistematik metot systematic method generating universal descriptive designators n.
kütle esaslı sistematik numune alma mass-basis systematic sampling n.
sistematik hata systematic error n.
sistematik yerleşim planı systematic layout plan n.
sistematik olmayan hata irregular error n.
sistematik tekdüze rasgele örnekleme systematic uniform random sampling n.
sistematik hale getirmek reduce v.
Computer
internet sayfalarında otomatik ve sistematik olarak belirli bilgileri arayan bilgisayar programı web crawler n.
Informatics
sistematik hata systematic error n.
sistematik örnekleme systematic sampling n.
Railway
sistematik bakım systematic maintenance n.
Aeronautic
sistematik hata bias error n.
Medical
sistematik derlemeler veri tabanı database of systematic reviews n.
bulaşıcı bir hastalık hususunda sistematik veri toplama ve analiz işlemi surveillance of disease n.
Psychology
sistematik örneklem alma systematic sampling n.
sistematik desensitizasyon terapisi systematic desensitisation therapy n.
sistematik duyarsızlaştırma systematic desensitization n.
sistematik çarpıtma systematic distortion n.
sistematik desensitizasyon terapisi systematic desensitization therapy n.
sistematik duyarsızlaştırma desensitization procedure [us] n.
sistematik duyarsızlaştırma desensitisation procedure [uk] n.
sistematik duyarsızlaştırma desensitization technique [us] n.
sistematik duyarsızlaştırma desensitisation technique [uk] n.
sistematik duyarsızlaştırma systematic desensitisation [uk] n.
sistematik duyarsızlaştırma implosion therapy n.
Pharmaceutics
birçok tıbbi ilaç ve preparatın açıklamasını sistematik biçimde içeren kitap dispensatory n.
Logic
mantık sistemini belirleyen sistematik kurallar bütünü syntax n.
Statistics
doğrusal sistematik istatistik linear systematic statistic n.
sistematik örnek systematic sample n.
sistematik örnekleme systematic sampling n.
sistematik hata systematic error n.
sistematik örneklemedeki aralık sampling interval n.
sistematik değişim systematic variation n.
sistematik istatistik systematic statistic n.
sistematik plan systematic design n.
sistematik tasarım systematic design n.
sistematik kare systematic square n.
sistematik hata içermeyen tahmin absolute unbiased estimator n.
uzaysal sistematik örnek spatial systematic sample n.
Biology
sistematik bölümler dizisi hierarchy n.
sistematik nomenklatür onymy n.
Marine Biology
evrimsel sistematik phylogenetic systematics n.
moleküler sistematik molecular systematics n.
Astronomy
gözlemdeki sistematik hataları ortadan kaldırmak için gözlemlenen değerlerde yapılan küçük değişiklikler equation n.
Social Sciences
sistematik zorbalık bullyism n.
Linguistics
lehçenin sistematik olarak çalışılmasında kullanılan mevcut veri topluluğu dialectology n.
metrik yapının sistematik çalışılması prosody n.
Philosophy
sistematik bilgi görüşü pansophy n.
Military
sistematik olmayan hata nonsystematic error n.
büyük bir hedefi yok etmeye yönelik kapsamlı ve sistematik bir bombardıman tekniği carpet bombing n.
büyük bir hedefi yok etmeye yönelik kapsamlı ve sistematik bir bombardıman tekniği area bombing n.
mayın faaliyetleri konusunda haberleşmek üzere kurulan sistematik iletişim minefield report n.
geniş bir alanı sistematik biçimde ağır hasar vererek bombalamak carpet-bomb v.
sistematik olarak bombalamak comb v.
Sport
sistematik bilgiyle öğrenilebilen şey science n.
Librarianship
bilimler, sanatlar ve zanaatlerin sistematik sözlüğü encyclopédie n.
öğelerin sistematik düzenlenmiş kartlarda listelendiği kütüphane dizini card index v.
Archaic
dini dogmaların sistematik incelenmesi dogmatic n.
Engineering
operasyonlar, iletişim ve istihbaratta elektromanyetik spektrum kullanımını koordine eden sistematik yönetim prosedürü frequency deconfliction n.