sergilenen - Turco Inglés Diccionario
Historia

sergilenen



Significados de "sergilenen" en diccionario inglés turco : 2 resultado(s)

Turco Inglés
General
sergilenen exhibited adj.
Idioms
sergilenen on parade adj.

Significados de "sergilenen" con otros términos en diccionario inglés turco: 91 resultado(s)

Turco Inglés
General
sergilenen şey exhibit n.
sergilenen şey demonstrator n.
iki genç kız tarafından sergilenen bir tür bali dansı legong n.
beklenmedik bir durumda sergilenen aşırı gerginlik buck fever n.
barda sergilenen içkilerin arkasındaki bölüm gantry n.
barda sergilenen içkiler gantry n.
sergilenen şey demonstrater n.
işleri idare ederken sergilenen maharet diplomacy n.
sergilenen önemli hizmet karşılığı atfedilen bir madalya türü distinguished service medal n.
(kamuya açık alanda sergilenen) oyulmuş tablet parapegm n.
büfede sergilenen yemekler cupboard [obsolete] n.
kamuya sergilenen şey feature n.
sert arkalık üzerinde sergilenen fotoğraf panel n.
parça parça sergilenen fotoğraf panorama n.
sonradan sergilenen davranış postact n.
esas maç öncesi sergilenen küçük çaplı müsabaka preliminary n.
sergilenen şey presentment n.
kamusal alanda sergilenen hayasızca hareket streaking n.
(sergilenen hayvandan) hata sonucu puan kırmak cut v.
sergilenen oyunu replik unutarak veya gülerek bozmak corp [dialect] v.
farklı zamanlarda sergilenen manifold adj.
farklı şekillerde sergilenen manifold adj.
beyazlar tarafından sergilenen blue-eyed adj.
tekrar sergilenen return adj.
noel için sergilenen christmas adj.
yalnızca bir kez sergilenen one-shot adj.
(sahnede) dramatik olarak sergilenen portrayed adj.
sonradan sergilenen postact adj.
slayt şeklinde sergilenen slide show adj.
sokakta sergilenen street adj.
Trade/Economic
belirlenmiş senaryolar ile mağazaları müşteriymiş gibi ziyaret edip genel anlamda sergilenen tutumu raporlayan kişi secret shopper n.
belirlenmiş senaryolar ile mağazaları müşteriymiş gibi ziyaret edip genel anlamda sergilenen tutumu raporlayan kişi mystery shopper n.
belirlenmiş senaryolar ile mağazaların müşteriymiş gibi ziyaret edilerek sergilenen tutumun raporlanması secret shopping n.
belirlenmiş senaryolar ile mağazaların müşteriymiş gibi ziyaret edilerek sergilenen tutumun raporlanması mystery shopping n.
sergilenen mallar exhibits n.
(pazarlamada) grup içinde halka sergilenen ve imaj oluşturan en önemli parça flagship n.
rafta sergilenen numune floor sample n.
Politics
dört vali tarafından sergilenen ortak yönetim tetrarchate n.
dört vali tarafından sergilenen ortak yönetim tetrarchy n.
Media
uzun süre ile sergilenen long-running adj.
Advertising
rakiplerinden ayrı sergilenen reklama ait solus adj.
rakiplerinden ayrı sergilenen reklam ile ilgili solus adj.
Textile
erkenden sergilenen moda koleksiyonu precollection n.
Furniture
eskiden evlerde içinde değerli ev eşyaları sergilenen bir tür konsol court-cupboard n.
Mining
(insanları madencilik iştiraklarına çekmek için sergilenen) değerli taş kesiti slocking stone n.
Breeding
satılmak üzere sergilenen hayvanlar yarding n.
Social Sciences
almanlar tarafından sergilenen tipik davranış teutonicism n.
almanlar tarafından sergilenen tipik davranış teutonism n.
(güney afrika'da) kabile törenlerinde sergilenen önemli bir silah traditional weapon [south african] n.
Education
eğitim kurumunda ders dışı etkinlik olarak sergilenen tiyatro oyunları dramatics n.
History
(antik roma'da) büyük bir arenada sergilenen oyun veya gösteri circus n.
Archaeology
(müzelerde sergilenen) antik bir tür balta dolabra n.
Religious
sinagogda sergilenen synagogal adj.
sinagogda sergilenen synagogical adj.
sinagogda sergilenen synagogual adj.
Sport
genellikle müzik eşliğinde sergilenen yüzme ve dalış gösterisi aquashow n.
genellikle müzik eşliğinde sergilenen yüzme ve dalış gösterisi aquacade n.
ragbi takımınca sergilenen haka dansı benzeri gösteri haka n.
(pop müzik ile sergilenen) aerobik karışımlı bir dans egzersizi popmobility n.
Art
gösteride sergilenen etkileyici teknik bravura n.
yelpaze ile sergilenen dans performansı fan dance n.
sessiz sergilenen performans pantomime n.
şövalede sergilenen easeled adj.
tek bir sanatçıya ait olup sanatçının kendisi tarafından sergilenen (eser) one-man adj.
Music
sakin pastoral müzik havasında sergilenen bir gavot dansı musette n.
iki perde arasında sergilenen performans entracte n.
ingiltere'deki glyndebourne malikanesinde sergilenen opera glyndebourne [uk] n.
(bir grup tarafından sergilenen) dans gösterisi choreodrama n.
(protesto, grev için sergilenen) ahenksiz ses rough music n.
tutkulu biçimde sergilenen (performans) appassionato adj.
(klasik müzikte) süslü şekilde sergilenen figurate adj.
staccato stili sergilenen staccato adj.
Painting
şövalede sergilenen küçük resim easel picture n.
şövalede sergilenen küçük resim cabinet picture n.
Theatre
tek bir oyuncu tarafından sergilenen küçük piyes monolog n.
bir gösterinin perdeleri arasında sergilenen eski bir ingiliz komedi skeci interlude n.
16 ve 17. yüzyıllarda fransız tiyatro ve opera oyunlarının perdeleri arasında sergilenen bir ara gösteri intermede n.
yaşayan bir ünlüyü temsilen kutuda sergilenen eklemli bebek pantine n.
(ingiltere'de) noel dönemi sergilenen tiyatral bir gösteri türü christmas pantomime n.
yazın sergilenen oyun strawhat n.
yazın sergilenen oyun strawhat theater n.
yaz sezonunda sergilenen oyunlar summer stock [uk] n.
yaz sezonunda sergilenen oyunlar summer theater n.
müzik ve dans ile son derece uyumlu bir şekilde sergilenen klasik japon drama tiyatrosu noo adj.
müzik ve dans ile son derece uyumlu bir şekilde sergilenen klasik japon drama tiyatrosu noh adj.
uzun süre ile sergilenen long-running adj.
Cinema
sergilenen oyunu replik unutarak veya gülerek bozmak corpse v.
Slang
(gösteri) düzenli sergilenen shticky [us] adj.
Theater
burlesk veya minstrel gösterisinde perdeler arasında sergilenen müzikli eğlence olio n.
sahne arkası değiştirilirken sahne önünde sergilenen oyun olio n.
minstrel gösterinin ikinci yarısında sergilenen oyun programı olio n.