rice - Turco Inglés Diccionario

rice

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "rice" en diccionario turco inglés : 30 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
rice n. pirinç
The Commission's communication was also accompanied by detailed reports on rice, nuts and milk.
Komisyon'un bildirimine pirinç, fındık ve sütle ilgili ayrıntılı raporlar da eşlik etmiştir.

More Sentences
General
rice n. pilav
Waiter, the rice is undercooked and has no salt.
Garson, pilav az pişmiş ve tuzu yok.

More Sentences
Gastronomy
rice n. pirinç
Will we put a label on every grain of rice?
Her pirinç tanesinin üzerine bir etiket mi koyacağız?

More Sentences
General
rice n. çeltik
rice v. (pirinç boyutunda) parçalar haline getirmek
rice v. ezici ile sıkmak
rice v. ezici ile ezmek
rice v. (düğünde) pirinç fırlatmak
rice v. pirinç boyutuna getirmek
rice v. pirinç gibi küçültmek
Politics
rice v. (hükümet temsilcisini) yerin dibine sokmak
rice v. (hükumet yetkilisini) küçük düşürmek
rice v. (hükümet temsilcisini) küçümsemek
rice v. (askeri gücü daha fazla olan ülke) farklı ülkenin hükümet yetkilisini aşağılamak
Industry
rice adj. pirinç yufkasına benzetilerek yapılan
rice adj. pirinç kağıdına benzetilerek yapılan
Textile
rice adj. düğümlü tohumsu yapıda iplikten oluşan
Medical
rice n. riz
Food Engineering
rice n. çeşitli işlemeler ile pirince benzetilen gıda maddesi
rice v. (gıda) elemek
rice v. pirinç kıvamına gelinceye kadar elemek
rice v. elekten geçirmek
Botanic
rice n. pirinç bitkisinin bir çeşidi
rice v. yabani pirinç hasat etmek
Agriculture
rice n. pirinç bitkisinden elde edilen nişastalı tahıl
rice adj. pirinçten oluşan
rice adj. pirinç içeren
rice adj. pirinçli
rice adj. pirinç ile ilgili
Geography
rice n. minnesota eyaletinde şehir

Significados de "rice" con otros términos en diccionario inglés turco: 255 resultado(s)

Inglés Turco
General
brown rice n. kahverengi pirinç
She lives on vegetables and brown rice.
Sebzeyle ve kahverengi pirinçle beslenir.

More Sentences
rice paper n. pirinç kağıdı
I ate a banana wrapped in edible rice paper and caramel.
Yenilebilir pirinç kağıdı ve karamele sarılmış bir muz yedim.

More Sentences
rice cooker n. pilav pişirme makinesi
I want to buy a rice cooker.
Pilav pişirme makinesi satın almak istiyorum.

More Sentences
Gastronomy
brown rice n. esmer pirinç
I'm still cooking the brown rice.
Hâlâ esmer pirinç pişiriyorum.

More Sentences
rice cake n. pirinç keki
He didn't eat all of the rice cakes.
Pirinç keklerinin hepsini yemedi.

More Sentences
rice porridge n. pirinç püresi
I ate rice porridge in the morning.
Sabahleyin pirinç püresi yedim.

More Sentences
chicken and rice n. tavuk pilav
Chicken and rice is Tom's favorite dish.
Tavuklu pilav Tom'un en sevdiği yemektir.

More Sentences
fried rice n. kızarmış pilav
Tom wanted to eat fried rice.
Tom kızarmış pilav yemek istedi.

More Sentences
Agriculture
cooked rice n. pişmiş pirinç
I don't want cooked rice.
Pişmiş pirinç istemiyorum.

More Sentences
rice paddy n. pirinç tarlası
Since there are rice paddies near my house, I often hear frogs croaking all night long this time of year.
Evimin yakınında pirinç tarlaları olduğu için, yılın bu zamanında sık sık gece boyunca vıraklayan kurbağalar duyarım.

More Sentences
General
meat and rice croquettes n. kadınbudu
brown rice n. dövülmemiş kabuksuz pirinç
rice plant n. çeltik
rice plant n. pirinç
wild rice n. hintpirinci
rice grower n. çeltikçi
ground rice n. pirinç unu
diced lamb with potatoes and rice n. taskebabı
indian rice n. hintpirinci
cooked rice n. pilav
brown rice n. çeltik
brown rice n. kabuğu ayıklanmamış pirinç
puffed rice n. pirinç patlağı
a bowl of rice n. bir kase pirinç
jasmine rice n. yasemin pirinci
rice christian n. dini nedenlerden çok maddi menfaatler için kendisini hıristiyan olarak gösteren kimse
rice [dialect] n. ince dal
rice [dialect] n. dal
rice [dialect] n. çalılık
rice [dialect] n. fundalık
rice [dialect] n. çalı çırpı
rice bowl n. pirinç kasesi
rice wafers stuffed with nuts cooked n. güllaç
remove stones from rice v. pirinç ayıklamak
clean rice v. pirinç ayıklamak
Colloquial
a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] n. çuval dolusu para
a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] n. tonla para
a roll jack rice couldn't jump over [old-fashioned] [australia] n. bir dünya para
rice bowl n. ekmek teknesi
rice bowl n. geçim kaynağı
rice bowl n. geçimlik
rice bowl n. titizlikle korunan kurumsal kaynak
rice-rocket n. Japonya'dan ithal edilen hızlı ve hafif bir motosiklet
rice-rocket n. yüksek performanslı japon spor motosikleti
Idioms
a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] n. çuval dolusu para
a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] n. tonla para
a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] n. dünya kadar para
a pile jack rice couldn't jump over [old-fashioned] n. para içinde yüzmek
a pile jack rice couldn't jump over n. bir yığın para
a pile jack rice couldn't jump over n. bir ton para
a pile jack rice couldn't jump over n. çuval çuval para
a pile jack rice couldn't jump over n. dünya kadar para
a pile jack rice couldn't jump over n. yığınla para
a pile jack rice couldn't jump over n. balya balya para
a roll Jack rice couldn't jump over n. bir yığın para
a roll Jack rice couldn't jump over n. bir ton para
a roll Jack rice couldn't jump over n. çuval çuval para
a roll Jack rice couldn't jump over n. dünya kadar para
a roll Jack rice couldn't jump over n. yığınla para
a roll Jack rice couldn't jump over n. balya balya para
as the white on rice adv. olabildiğince/mümkün olduğu kadar yakın
like (the) white on rice adv. olabildiğince/mümkün olduğu kadar yakın
as the white on rice adv. ne kadar gerekirse o kadar yakın
like (the) white on rice adv. ne kadar gerekirse o kadar yakın
as the white on rice adv. ensesine yapışma/binme
like (the) white on rice adv. ensesine yapışma/binme
white on rice expr. olabildiğince/mümkün olduğu kadar yakın
white on rice expr. ensesine yapışma/binme
Trade/Economic
rice export n. pirinç ihracatı
Technical
ground brown rice n. öğütülmüş çeltik
Computer
rice paper n. ince kağıt
Automotive
rice rocket n. japonya'dan ithal edilen hızlı ve hafif bir motosiklet
rice rocket n. asya menşeli araba
Medical
wangensteen-rice radiography n. wangensteen-rice radyografisi
rice (rest, ice, compression, and elevation) abrev. (yumuşak doku yaralanması tedavi yöntemi) dinlenme-buz-bası-yükseltme
Pathology
rice-water discharge n. (kolerada istifra veya bağırsak boşaltımı sonucu ortaya çıkan) pirinç suyuna benzer sıvı
Pharmaceutics
rice flour n. pirinç unu
rice water n. pirinç suyu
Parasitology
rice weevil n. tahıllara zarar veren bir bit türü
Food Engineering
french rice n. nişasta üretiminde kullanılan bir buğday çeşidi
parboiled rice n. parlatılmış pirinç
long-grain rice n. uzun taneli pirinç
golden rice n. altın pirinç
Gastronomy
rice of wheat grains n. bulgur pilavı
persian rice platter n. çilav
cold vegetable dish usually with rice n. dible
rice soup with tomatoes n. domatesli pirinç çorbası
rice with tomato sauce n. domatesli pilav
tomato soup with rice n. domatesli pirinç çorbası
meatballs with rice in egg and lemon sauce n. ekşili köfte
prunes, rice and sugar dish n. erik aşı
artichoke rice, minced meat, onion, parsley and lemon juice topped with egg and lemon sauce n. enginar dolması
vine leaves with meat and rice stuffing n. etli yaprak dolması
spinach and rice with minced meat n. etli ıspanak
peppers stuffed with minced meat and rice n. etli biber dolması
meat and rice wrapped in cabbage leaves n. etli lahana sarma
rice and minced meat stuffed bell peppers n. etli biber dolması
baked rice pudding n. fırın sütlaç
stuffed turkey with saeasoned rice n. hindi dolması iç pilavlı
layers of breaded fried anchovies and rice n. hamsi böreği
tripe of mutton stuffed with rice and liver n. işkembe dolması
seasoned rice n. iç pilav
halva dessert made of rice, flour, almonds and sugar n. ishakiye
rice with onions, nuts, diced liver and currants n. iç pilav
meatballs with rice dipped in egg batter and fried n. kadınbudu köfte
lamb stuffed with rice n. kuzu dolması
lamb stuffed with spiced rice n. kuzu dolması iç pilavlı
dish of rice, mussels, raisins, nuts, olive oil and cumin n. midye pilavı
rice pilaf with fried aubergine cubes n. patlıcanlı pilav
rice vinegar n. pirinç sirkesi
rice dish n. pilav
rice wine n. pirinç şarabı
clear rice soup n. pirinç çorbası
rice flour n. pirinç unu
rice soup n. pirinç çorbası
rice ball n. pirinç topu
rice starch n. pirinç nişastası
rice pilaf n. pirinç pilavı
pilaf with rice n. pirinç pilav
saffron rice n. safranlı pilav
vegetable rice n. sebzeli pilav
milk pudding with rice n. sütlaç
rice and vermicelli n. şehriyeli pilav
rice puding n. sütlaç
rice pudding n. sütlaç
soup made with yoghurt, hazelnut, rice, egg and mint n. toyga çorbası
buttered rice n. tereyağlı pilav
meat and rice wrapped in vine leaves n. yaprak sarması
rice, yoghurt and mint soup n. yayla çorbası
saffron and rice dessert n. zerde
basmati rice n. basmati pirinç
white rice n. kabuğu veya kahverengi dış katmanları çıkarılmış olan pirinç
polished rice n. kabuğu veya kahverengi dış katmanları çıkarılmış olan pirinç
mochi rice n. pişirildiğinde yapışkan bir kıvama sahip olup mochi yapımında kullanılan küçük taneli bir pirinç çeşidi
glutinous rice n. glütenli pirinç
glutinous rice n. yapışkan pirinç
sweet rice n. glütenli pirinç
sweet rice n. yapışkan pirinç
sticky rice n. glütenli pirinç
sticky rice n. yapışkan pirinç
rice beer n. pirinç birası
rice beer n. pirinç şarabı
rice beer n. fermente pirinçten elde edilen alkollü bir japon içeceği
rice crispies n. pirinç patlağı
chinese fried rice n. kızarmış pilav
italian rice n. risotto
converted rice n. kaynatılmış pirinç
parboiled rice n. kaynatılmış pirinç
dirty rice n. doğranmış veya öğütülmüş sakatatla pişirilmiş pilavdan oluşan bir cajun yemeği
soak the rice v. pirinç ıslatmak
soak the rice v. pirinci ıslatmak
rice with chickpeas v. nohutlu pilav
Marine Biology
rice-shell n. olivella cinsi deniz kabuğu
Zoology
java rice bird n. java pirinç kuşu
java rice bird n. java serçesi
java rice bird n. java ispinozu
rice bunting n. pirinç kuşu
rice mouse (calomys palistris) n. birleşik devletler'in güneyinde bulunan büyük, koyu renkli bir dağ faresi
rice rat n. meksika ve birleşik devletler'in güneydoğusunda bulunan güçlü bir bataklık faresi
marsh rice rat n. bataklık pirinç faresi
marsh rice rat (oryzomys palustris) n. bataklık pirinç faresi
Botanic
canada rice n. kanada pirinci
ant rice (aristida oligantha) n. teksas'ta yetiştirilen bir ot
arborio rice n. risotto yapında kullanılan yuvarlak taneli pirinç
rice button aster n. abd'nin doğusunda yetişen, küçük yaprakları ve çok sayıda küçük beyaz çiçeği olan çok yıllık bir bitki
wild rice (zizania aquatica) n. kuzey amerika'ya özgü, tahılları yenebilen sucul çok yıllık uzun bir ot
wild rice (z. latifolia) n. zizania aquatica'ya benzeyen asya'ya özgü bir ot
wild rice (echinochloa colona) n. asya'ya özgü tropik bir ot
wild rice n. kuzey amerika'ya özgü, tahılları yenebilen sucul çok yıllık uzun bir ot
canada rice n. zizania cinsini oluşturan dört ot türü
canada rice n. zizania cinsinden elde edilen tahıl
indian rice n. zizania cinsine ait dört ot türü
indian rice n. zizania cinsinden elde edilen tahıl
northern wild rice (zizania palustris) n. kuzey amerika'nın büyük göller bölgesi'ne özgü tek yıllık bir bitki
texas wild rice (zizania texana) n. texas'ın merkezinde yetişen çok yıllık bir bitki
rice-grain fritillary n. çikolata zambağı
mountain rice n. kuzey amerika'nın batısı ile kuzey meksika'da yer alan kurak arazilerde yetişen, yem olarak kullanılan bir ot
rice grass n. oryzopsis cinsi çim
rice grass n. spartina
rice grass n. çim familyasında yer alan bir bitki
rice grass n. kökleri yatay biçimde toprak üzerinde yer alan bir bataklık çimeni
rice grass n. hayvan yemi olarak kullanılan avrupa'ya özgü bir spartina bitkisi
rice grass n. oryzopsis cinsi çimen
cultivated rice n. kültür pirinci
cultivated rice n. çeltik
cultivated rice (oryza sativa) n. asya pirinci
Agriculture
rice milling n. çeltik işleme
rice hull n. çeltik kavuzu
rough rice n. çeltik
rice milling n. çeltik işlenmesi
unshelled rice n. çeltik
milled rice n. değirmenlenmiş pirinç
brown rice n. dövülmemiş kabuksuz pirinç
cargo rice n. kargo pirinç
ghaiya rice n. kır çeltiği
husked rice n. kavuzsuz pirinç
upland rice n. kır çeltiği
waxy rice n. mumsu pirinç
waxy rice n. mumsu pirinci
rice irrigation facilities n. pirinç sulama tesisleri
rice hull n. pirinç kabuğu
rice husk n. pirinç kabuğu
rice bran n. pirinç kepeği
rice machine n. pirinç makinesi
rice seed n. pirinç tohumu
uncooked rice n. pişmemiş pirinç
ground rice n. pirinç unu
rice husk n. pirinç çeltiği
rice bran oil n. pirinç kepeği yağı
rice field n. pirinç tarlası
parboiled rice n. yarı haşlanmış pirinç
rice parboiling n. yarı haşlama (pirinci)
wild rice n. yabani pirinç
ghaiya rice n. yayla çeltiği
upland rice n. yayla çeltiği
rice growing n. pirinç yetiştirme
rice growing n. çeltik yetiştirme
paddy rice n. pirinç
paddy rice n. öğütülmemiş pirinç
rice-growing adj. pirinç yetiştiren
rice-growing adj. çeltik yetiştiren
rice-growing adj. pirinç büyüten
Social Sciences
rice culture n. pirinç kültürü
Religious
blessed rice grains n. okunmuş pirinç
Geography
rice lake n. wisconsin eyaletinde şehir
rice lake n. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
little rice n. wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
rice bowl n. verimli pirinç bölgesi
Sport
compression and elevation (rice) n. buz
compression and elevation (rice) n. dinlenme
compression and elevation (rice) n. kompres ve yüksekte tutma
Ornithology
rice hen n. saz tavuğu
rice hen n. su tavuğu
rice hen n. bir amerikan tavuğu türü
rice troupial n. pirinç kuşu
Entomology
rice armyworm n. geceleri ortaya çıkarak çayır ve tahıllara zarar veren bir güve
rice weevil n. pirinç biti
rice weevil n. özellikle pirinç olmak üzere tahıl zararlısı kahverengi bir böcek
rice weevil n. pirinç zararlısı bir ekinbiti
rice water weevil n. pirinç zararlısı bir ekinbiti
Slang
rice burner n. uzak doğu'da üretilen hafif ve hızlı araba/motosiklet
rice burner n. çekik gözlü araba
rice grinder n. Doğu Asya ülkelerinde (özellikle japonya'da) üretilen hafif ve hızlı araba/motosiklet
motorized rice n. kurtçuklar
motorized rice n. kurtlar
motorized rice n. sinek kurtları
rice chaser n. doğu asyalı kadınlardan hoşlanan asyalı olmayan (çoğunlukla beyaz) adam
rice chaser n. doğu asyalı kadınları kovalayan asyalı olmayan adam
rice chaser n. doğu asyalı kadın avcısı
rice rocket n. pirinç motoru
rice rocket n. yüksek performanslı japon spor motosikleti
not my bowl of rice expr. benim kalemim değil
British Slang
rice queen n. asyalılarla birlikte olan homoseksüel erkek
give it some rice v. çabalamak
give it some rice v. uğraşmak