Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | pinprick n. | iğne ucu | ||
There was a pinprick of blood on his finger after he accidentally pricked himself with a needle. İğneyi yanlışlıkla parmağına batırdığı için parmağında bir iğne ucu büyüklüğünde kan vardı. More Sentences |
||||
General | pinprick n. | iğne ucu büyüklüğü | ||
The old t-shirt was full of pinprick holes from years of wear and tear. Yıllarca giyilip yıprandığı için, tişörtte iğne ucu büyüklüğünde delikler vardı. More Sentences |
||||
General | pinprick n. | ufak çaplı (sorun) | ||
The constant noise from the construction site was a pinprick annoyance for the residents. İnşaat alanından gelen bitmek bilmeyen gürültü, bölge sakinleri için ufak çaplı bir rahatsızlıktı. More Sentences |
||||
General | pinprick n. | laf çaktırma | ||
General | pinprick n. | iğne | ||
General | pinprick n. | iğneleme | ||
General | pinprick n. | iğne deliği | ||
General | pinprick n. | sinir bozucu ufak bir şey | ||
General | pinprick n. | iğne batması | ||
General | pinprick v. | iğnelemek | ||
General | pinprick v. | laf sokmak | ||
Technical | ||||
Technical | pinprick n. | iğne deliği | ||
Technical | pinprick n. | iğneyle açılan delik | ||
Technical | pinprick n. | iğne batması |
Inglés | Turco | |
---|---|---|
Medical | ||
Medical | pinprick test n. | iğneleme testi |